Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/323 E. 2021/769 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/323 Esas
KARAR NO : 2021/769

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili ile 08 Temmuz 2008 tarihinde çalışmaya başladığını, 07 Şubat 2020 tarihinde davalının verdiği istifa dilekçesiyle 28 Şubat 2020 tarihi itibariyle müvekkilinin iş yerinden ayrıldığını, davalının, müvekkili ile arasında imzalanan 11 Mart 2010 tarihli “Rekabet Yasağı ve Gizlilik Anlaşması” başlıklı sözleşmenin uyarınca İşten ayrılması veya çıkarılması durumunda şirket’in faaliyet konusu olan Çimstone imalatında bulunan bu konumdaki şirketlere ortak veya aynı şirket topluluğu içinde yer alan yerli ve yabancı şirketler ile şahsa ait işyerlerinde çalışmayacağını, ortak olmayacağını, bedelli veya bedelsiz hizmet veya destek vermeyeceğini, danışmanlık ve iş birliği yapmayacağını, şirketin yurt içindeki ve yurt dışındaki müşteri ve bayileri ile Çimstone üretim işi ile ilişkili olarak satış veya dağıtım kanallarında yer alan kişi kurum veya tedarikçileri ile doğrudan veya dolaylı ticari ilişki kurmayacağını müşterek iş yapmayacağını ticari girişimde bulunmayacağını bunlarla bayilik temsilcilik distribütörlük acentelik gibi ticari temsil ilişkileri içerisine girmeyeceğini, bu taahhüdünün işten ayrıldığı tarihten itibaren (3) yıl süre ile geçerli olacağını ve coğrafi olarak Ege Bölgesi’ni kapsadığını, sözleşmeye aykırı davranması halinde işten ayrılmadan önce almakta olduğu en son brüt aylık ücretinin 20 katı tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, müvekkilinin 1996 yılından bu yana Çimstone markası altında, Türkiye’de ilk kez kuvars esaslı kompoze taş üretmeye başlayan, bu taşı kullanarak mutfak ve banyo tezgâhları, zemin ve cephe kaplama malzemesi imalatı yapan bir şirket olduğunu, Manisa Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 14935 ticaret sicil numarasında kayıtlı … Tasarımları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin de müvekkili gibi “Belenco Ouartz Surfaces” (Belenco) markası altında kuvars esaslı kompoze taş üretmekte ve bu taşı kullanarak mutfak ve banyo tezgâhları, zemin ve cephe kaplama malzemesi imalatı yaptığını, müvekkilinin, davalının istifasının üzerinden bir ay bile geçmeden müvekkili ile aynı alanda ve Manisa’da faaliyet gösteren … Tasarımları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde çalışmaya başladığını öğrendiğini, 12 yıl süre ile müvekkili ile birlikte çalışan davalının, teknik, ticari ve personele ilişkin iş sırlarına ve müşteri çevresine nüfuz eden konumu nedeniyle bu işyerine dair elde ettiği bilgi, ticari sır ve teknik veriler mahiyetinde olduğunu, davalının , müvekkili şirkette üretim müdürü unvanı ile üst düzey yönetici olarak görev yapmakta iken istifa ettiğini, davalının işten ayrılmadan önce aldığı brüt maaşın 15.734,85 TL olduğunu, sunulan nedenlerle, tarafların kabulünde olan sözleşme dahilinde davalının rekabet yasağını ihlal etmesi halinde cezai şart ödeneceğinin öngörülmesi nedeniyle müvekkili adına davalıdan cezai şart olarak 314.697-TL’nin tahsil edilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette 2008 yılında çalışmaya başladığını, 28.02.2020 tarihinde üretim müdür vekili görevindeyken istifa etmek zorunda kalarak davacı işyerinden ayrıldığını, davacı işverenin 2017 yılından itibaren, iştirakleri, hissedarları ile birlikte ekonomik bir kriz içerisine girdiğini, işverenin iştiraki olan… İşletmeleri A.Ş.’nin 3 fabrikasının kapandığını, çalışan birçok kişinin işsiz kaldığını, bir çok işçiye kıdem tazminatları dahi ödenmeksizin protokol yapıldığını, işverenin içine girdiği bu ekonomik kriz ile birlikte önce özel sağlık sigortaları, ardından performans primleri, yılbaşı ve ramazan aylarında verilen alışveriş çeklerini iptal ettiğini, başta müvekkili olmak üzere tüm mesai arkadaşlarının özlük hakları olmak üzere artan hayat pahalılığına rağmen gün geçtikçe birçok ekonomik haklarını kaybettiklerini, hatta şirketin genelinde yapılan maaş ve enflasyon zamlarının düzensizleştiğini, son genel enflasyon zamlarının sadece 2018 ocak ve 2019 nisan ayında yapıldığını, işyerinde tüm zam taleplerine şirket tarafından “ … maaşların ödenip, ödenmeyeceği dahi belli değil, zam mı? İşsizlik mi? Tercihi siz yapın …” şeklinde beyan ve tehditlerde bulunulduğunu, işverenin içerisine düşmüş olduğu işbu ekonomik kriz sebebiyle başta müvekkili olmak üzere birçok çalışanın kaygı duyduğunu, müvekkilinin de başta ailesi için olmak üzere yaşam mücadelesi için yeni bir iş ve çalışma ortamı aramakla istifa etmekten başka bir çaresinin kalmadığını, müvekkilinin birçok yere iş başvurusunda bulunduğunu, ancak ilerleyen yaşı sebebiyle hiçbirisinden olumlu sonuç alamadığını, son çare olarak yaşı ilerlemiş bir aday olarak bildiği tek iş olan kuvars esaslı taş sektöründe … tasarımlarına yapılan başvurusunun kabul edildiğini, tüm yaşanan olaylar içerisinde bulunulan durum nedeniyle davalı firmanın içerisinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle 12 yıllık birikmiş kıdem tazminatı ve sair haklarını da yakarak, devamlı ve daha iyi sosyal hakları bulunan … tasarımlarında çalışmaya başladığını, istifa etmek zorunda kalan müvekkilinin 02.03.2020 tarihinde; yeni inşaat ve yatırımların koordinasyon, kontrol, denetleme görevleriyle … tasarımlarında işini bıraktığı göreviyle hiçbir alakası bulunmayan, rekabet yasağı ve gizlilik anlaşmasına hiçbir şekilde aykırılık teşkil etmeyecek proje ve yatırımlar göreviyle burada çalışmaya başladığını, davacı yanın rekabet yasağına ilişkin tazminat taleplerinin hem usulen hem de esasen yerinde olmadığını, rekabet yasağı sözleşmesi ile her şeyden önce önemli olan işçinin çalışma hakkının elinden alınamayacağını, müvekkilinin anılan şekilde dava dışı … tasarımlarında mevcut göreviyle çalışmasının hiçbir şekilde davacı yanı gerek ekonomik gerekse de rekabet anlamında olumsuz etkilemeyeceğini, müvekkilinin anılan firmada inşaat ve yatırımların koordinasyon ve denetimlerini gerçekleştirirken kesinlikle davacı işverene ait hiçbir bilgi ya da sırrı kullanmadığını, kazanç ya da sipariş sayılarında hiçbir düşüş yaratılmadığını, davacı işvereninin değil zararın kolayca telafi edilemeyecek olması doğrudan ya da dolaylı hiçbir zarara uğramasına dahi neden olmadığını, buna göre; rekabet yasağı sözleşmesinin hiçbir şekilde işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürmediğini, işbu davaya konu Rekabet Yasağı ve Gizlilik Anlaşması usulen de geçerli olmadığını, Türk Borçlar Kanununun 445. maddesinin 1.maddesi uyarınca rekabet yasağının konu (işin türü) bakımından da sınırlı bulunması gerektiğini, rekabet yasağının işverenin tüm faaliyet alanı ile değil işçinin işletmede yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili somut görevi ile sınırlı kalması gerektiğini, mevcut durumda iddia edildiği gibi usul yasaya uygun bir rekabet sözleşmesi olmadığı gibi müvekkil tarafından zaten davacı yanın aleyhine olabilecek nitelikte rekabete aykırı bir durum da yaratılmadığından haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ekinde rekabet yasağı ve gizlilik anlaşması örneğinin incelenmesinde tarafların davacı şirket ile davalı olduğu, sözleşme konusunun şirket ile çalışan arasında rekabet yasağına ve şirket sırlarının saklanmasına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Dava rekabet yasağına aykırı davranılması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan 314.697,00-TL cezai şartın tahsiline ilişkin olarak açılmış olup rekabet yasağı ve gizlilik anlaşması taraflarının davacı şirket ile anlaşmada çalışan olarak belirtilen davalı olduğu, uyuşmazlığın kaynağının iş sözleşmesi olduğu, TBK’nun 444 ve devamı maddelerine dayalı İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda İş Mahkemelerinin görevli olduğu ( Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar) mahkememizin görevli olmadığı, görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, HMK 114/c maddesi kapsamında dava şartı niteliğinde olduğu ve HMK 115-1 maddesi gereğince mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması, HMK 115-2 madde kapsamında dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde usulden reddine karar verilmesi gerektiği nazara alındığında mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20.maddesi gereğince talep halinde dosyanın Nöbetçi İzmir İş Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye ……
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Katip ….
e-imzalıdır