Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2022/179 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/322
KARAR NO : 2022/179

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile … Makine Ve İnşaat Ltd. Şti. ile … Tasarım Makine San. Tic. Ltd. Şti.nde 450 pay ile ortağı iken aralarında yaptıkları 23.11.2012 tarihli protokol ile kefaletten kaynaklı üçüncü şahıslara olan borcundan dolayı şirketlerin zarar görmemesi için hissesini abisi davalıya bedelsiz devrettiğini, tarafların fiilen ortak olarak kaldıklarını, bir süre sonra tarafların anlaşmazlığa düştüğünü, davalının yapılan sözleşmeye aykırı hareket ederek müvekkilinden habersiz şirketi ciddi biçimde borçlandırıcı işlemler yaptığını, bir süre sonra müvekkilinin kefaletten kaynaklı borçlarını kapatarak sözleşme gereği hissesinin kendisine devrini istemiş fakat davalının edimi yerine getirmediğini, Karşıyaka … Noterliği 19.02.2020 tarih ve … yevmiye ile keşide edilen ihtar ile davalıdan devretmediği hisselerin bedelinin talep edildiği, davalının İzmir … Noterliği 10.03.2020 tarih ve … yevmiye nolu cevabı ile protokoldeki şartların resmi şekil şartına uymadığından geçerli olmadığını bildirdiğini, şekil şartına uymamanın sözleşmedeki imzaların geçersiz hale getirmediğini, davalının müvekkilin doğan zararlarının karşılaması gerektiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 15.000 TLnin dava tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli krediler için öngörülen avans faiz ile tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarda bulunmuş, esasa ilişkin itirazları arasında; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının hisse devrine hiçbir zaman karşı konulmadığını, defalarca geri alınması istendiği halde ısrarla geri alınmadığını, davacının ortaklıktan ayrılmadan evvel şirketin negatif bakiyeli hale geldiğini, davacının gizlice İstanbulda Haziran 2018 tarihinde şirket kurduğunu, davacının şirkete ait olan domain şifresi, SGK şifresi, şirket aracı, şirketin teknik bilgilerini içeren bilgisayar ve programını, pazarlama bilgilerini içeren İlaptop ve tabletini, Stuttgard fuarındaki kartvizit ve müşteri görüşme formlarını şirkete iade etmediğini, karşı dava dilekçesi ile şirket negatif değerli olduğundan hisseleri devralmaması nedeniyle davacının edindiği borçtan kurtulma kazancı kadar bedelin ya da negatif değerli hisse bedelinin, ayrıca … ve … şirketlerinden kaçırdıkları kuduğu … … Ltd. Şti.’ndeki hisse değerlerinden isabet eden 455 değer kısmı kadar alacağın müvekkile ödenmesini, müvekkil aleyhine açılan haksız ve dayanaksız asıl davanın reddini, şimdilik 100,00 TL değerinde alacağın sonradan yasada belirtilen faiz tutarları uygulanmak suretiyle artırılması talepli karşı davanın kabulünü, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi ile karşı dava dilekçesi yönünden dosya tefrik edilerek mahkememizin …/… esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Bilirkişi Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. …’den alınan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; davanın, tazminata ilişkin olduğu, taraflar arasında limited şirket hisse devrinin inançlı işlem olarak kabulü halinde bu hususun ispatlanması gerektiği, taraflar arasında limited şirket hisse devrinin satış işlemi olarak kabulü halinde kanuni koşullar çerçevesinde işlemin gerçekleşmediği, bu durumda pay devrinin gerçekleşmediği dolayısıyla sebepsiz zenginleşme yoluna başvurulabileceği bildirmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen pay devrine dair sözleşmeden kaynaklı tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda davacı ile davalı kardeş oldukları ve her iki tarafında … Makine Ve İnşaat Ltd. Şti. ile … Tasarım Makine San. Tic. Ltd. Şti.nde 450 pay ile ortak oldukları, taraflar arasında yaptıkları 23.11.2012 tarihli protokol ile kefaletten kaynaklı üçüncü şahıslara olan borcundan dolayı şirketlerin zarar görmemesi için davacı hissesini abisi olan davalıya bedelsiz devrettiği, tarafların fiilen ortak olarak kaldıkları, bir süre sonra tarafların anlaşmazlığa düştüğü ve yapılan sözleşmeye davalının aykırı hareket ederek habersiz şirketi ciddi biçimde borçlandırıcı işlemler yaptığından bahisle davacı kefaletten kaynaklı borçlarını kapatarak sözleşme gereği hissesinin kendisine devrini talep ettiği,
Buna mukabil davalının edimi yerine getirmediği, davacı tarafından Karşıyaka … Noterliği 19.02.2020 tarih ve … yevmiye ile keşide edilen ihtar ile devretmediği hisselerin bedelinin talep edildiği, İzmir … Noterliği 10.03.2020 tarih ve … yevmiye nolu cevap ile protokoldeki şartların resmi şekil şartına uymadığından geçerli olmadığını bildirdiği, şekil şartına uymamanın sözleşmedeki imzaların geçersiz hale getirmediğini bu nedenle davacının doğan zararlarının karşılanması istemine ilişkin olduğu;
Dosyaya ibraz edilen Karşıyaka … Noterliği 19.02.2020 tarihli, … yevmiye nolu ihtarda, ihtar eden …, muhatap olarak da … görülmekte konusu da sözleşmenin feshi ve tazmini olduğu, bu ihtarın içeriğinde, 23.11.2012 tarihli sözleşme gereği … Makine ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … Tasarım Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketindeki hisselerin muhataba emanet edildiği, ihtar edene devretmeyi taahhüt edilmiş olmasına rağmen devredilmediği, ihtar edenin şirket hisse bedelini talep ettiği, yine dosyaya ibraz edilmiş olan İzmir … Noterliği 10.04.2020 tarihli, … yevmiye nolu ihtarda, ihtar eden …, muhatap … olan ihtarın konusu da 19.02.2020 tarihli ihtarnameye cevap olarak “23.11.2012 tarihli sözleşmenin yasaya uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu, şirketlerin tek ortak ve yetkilisinin … olduğu” yönünde bilgiler yer aldığı,
Limited şirkette pay devri, taahhüt işlemi ve tasarruf işlemi bakımından yazılı ve imzaları noterden onaylanmış şekilde yapılması gerektiği, bu şekil koşulları geçerlilik şartı olduğu, uygun olarak devir işlemi yapılmazsa yapılan işlemin geçerli olmayacağı, bu durumda ifa amacıyla taraflar birbirlerine bir şeyler vermişlerse verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri almanın mümkün olacağı,
Dava konusu olayda davacının iddiası inançlı işlem yoluyla hisselerin davalıya devredildiği zamanı gelmesine rağmen aralarında yapmış oldukları sözleşmeye aykırı olarak hisselerin iade edilmediği yönünde olduğu,
Mezkur sözleşmenin başlangıçta dosyada olmadığı, bilirkişi raporunda da benzer şekilde dosyamızda ihtarnamelere konu edilmiş olan 23.11.2012 tarihli sözleşme yer almadığı şeklindeki tespite vurgu yaptığı ancak halihazır veriler ve esasen bahse konu sözleşmenin tanzimi ve varlığı hususunda tarafların bir ihtilaf ve nizasının bulunmadığı,
23.11.2021 tarihli sözleşmenin bilahare davacı vekilince dosyaya sunulduğu,;
Sözleşmenin dava ve ihtilafa da konu olan 1.maddesinin
“…, belirtilen şirketlerde bulunan hisselerini özel işleri sebebiyle …’a karşılıksız olarak devretmiştir. Bu devir sebebiyle …, …’dan herhangi bir bedel almamıştır. Her ne kadar bu hisseler …’a devredilmiş olsa da, gerçek mülkiyet …’a aittir”
Hisselerin davalıya emaneten verildiği iddiası karşısında, buna ilişkin sözleşmenin de muhteva, kurucu ve geçerlilik unsurları ile sözleşmeye müstenid diğer hususlar bağlamında iddia eden tarafından ispatlanması gerektiği,
Şayet taraflar arasındaki işlem inançlı işlem olarak kabul edilirse bunun ispatlanması gerektiği, buna karşılık taraflar arasındaki işlem, satış işlemi olarak kabul edilirse, TTK 595 maddesi gereği satış işlemi şekle tabi olarak gerçekleştirilmesi gerektiği, ancak taraflar arasında şekil şartı olmadığından hisse devrinin geçerli olmadığı kabul edilmesi gerektiği,
Pay devrinin tescili ve ilanı devrin kurucu unsuru niteliğinde olmayıp açıklayıcı mahiyette olduğu, dolayısıyla hisse devrinin taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurabilmesi için kanundaki şekil şartlarına uygun olarak yapılmasının gerekli olacağı,
Dosya kapsamında, 29.11.2012 tarihli sicil gazetesinde, … Ltd. Şti.’le ilgili olarak 16.11.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile …’ın hisselerinin tamamının …’a 22.500 TL bedelle devrettiği, … Ltd Şti ile ilgili olarak 29.11.2012 tarihli sicil gazetesinde, 16.11.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile …’ın 3900 hissesinin tamamını 97.500,00 TL bedelle …’a devrettiği kararı alındığı,
Anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan hareketle maddi hadise analiz edildiğinde taraflar kendi aralarında düzenlemiş oldukları 3.kişi kurum nezdinde muayyen surette arz ve ibraz etmemiş, iç ilişkide inançlı dış ilişkide satış şeklinde bir hisse devri gerçekleştirmişlerdir.
Resmi şekil ve prosedürlerin, kanuni düzenlemelerin esas olduğu şirketler hukuku açısından iç ilişkideki sözleşmeye tarafların istinad etmesi mümkün görünmemektedir. Zira Ticaret Sicil Gazetesi’nde satış şeklinde bir işlem yayımlanmış olup gerçekleştirilen bu işlemin geçersizliği, butlanı tespit edilmeden iç ilişki kaynaklı bir talebin de varlığı gündeme gelmeyecektir.
Yine muvazaa, inançlı işlem iddialarının yazılı delille ispatı gerekmekte olup protokol tarafları ile şahitler dışında bu hususta sair bir delilin olmadığı,
Haddizatında bir dönem avantajlı şartlar elde etmek için de teşebbüs edilen inançlı işlem kaynaklı bu defa zarar iddiasında bulunmanın da davanın mahiyeti itibari ile sözleşme, haksız fiil yahut sebepsiz zenginleşme kapsamında borç-alacak doğuran, taraflar nezdinde ileri sürülebilecek bir talep yahut alacak hakkı doğuran bir hâlin doğmayacağı;
Zira dava konusu şirketin kar ve bilançosu itibari ile geçmiş zamandan bu güne 3.000.000 TL takribi bir talebin şirketin halihazır durumu nazara alınarak yapıldığı aşikardır.
İlave olarak iç ilişkide ortaklığın devam ettiği, dış ilişki de ise usulen şirketten ayrılınmış olduğu hususları bir tazminat davasının değil pay devri yahut ortaklık haklarına müteallik davalarda ileri sürülebilecek bir husustur.
Açıklanan gerekçelerle mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da tespit edilen taraflar arasındaki hisse devrinin satış işleminden olduğu mahkememizce kabul edilerek, bu durumda ortada kanuna uygun bir devir işlemi gerçekleşmediğinden pay devri geçerli kabul edilmeyerek davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL den peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL nin davacı-karşı davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı-karşı davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde resen davacı tarafa iadesine,
7-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davacı-karşı davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza