Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2022/103 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/3 Esas
KARAR NO : 2022/103

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kumaş ticareti işi ile uğraştığını, davalının müvekkilinden kumaş aldığını ancak bedelini ödemediğini, müvekkilinin 11/07/2019 tarihi itibari ile toplamda 58.134,39 TL alacağının tahsili için İzmir ….İcra Dairesi’nin …….E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine itirazda bulunduğunu, itiraz dilekçesi ile borçlunun müvekkiline borcu olmadığını bu nedenle borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, bu nedenle icra takibinin durdurulduğunu belirtip davalının itirazının iptali, takibin devamı, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dilekçesinde öne sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir ilişkiden kaynaklı borcunun bulunmadığını, haksız davanın reddi ile davacının %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve müvekkiline verilmesini savunmuştur.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla 58.134,39 TL asıl alacak için icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği ile süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafça taraflar arasında var olduğu iddia edilen cari hesap ilişkisi kapsamında davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali, takibin devamı, %20 İİT’na hükmedilmesi istemine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası taraflar arasında cari hesap ilişkisinin olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı, davacının icra takibinde haklı olup olmadığının tespiti noktalarında inceleme yapılmak üzere davacı defterlerinin bulunduğu yer İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine talimat yazılarak, talimat mahkemesi aracılığıyla SMMM bilirkişisine tevdi edilerek rapor alındığı ve davalı defterlerinin İzmir SMMM uzmanı bilirkişisine tevdi ile rapor alındığı ve bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Dava; İİK 67/1 gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de dosya kapsamına göre; davacı defterlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı ile davalı arasında borç-alacak ilişkisine konu olan ihtilaf 12 adet faturaya ait toplam 104.134,39 TL ve 46.000,00 TL ödemeden sonra bakiye tutarının 58.134,39 TL inceleme kısmında belirtildiği üzere davacı taraf 104.134,39 TL tutarında ki alacağı faturalandırmış, davacı taraf BS formları ile faturayı verdiklerini ve teslim aldıklarını faturalara 8 gün içinde itiraz etmediği için faturayı karine olarak kabul etmiş sayılacağı, ayrıca fatura konusu malların almadığını ispat edip karineyi çürütemediği için halen davacıya borçlu göründüğünü, netice olarak davacının davalıdan 58.134,39 TL ALACAKLI olduğu rapor edilmiş ise de davalı defterlerinin incelendiği bilirkişi raporuna göre de davalı defterlerinde davacı hesabının 320.56.001 ve 159.06 olmak üzere Satıcılar ve Avans hesaplarında takip edildiği, davalı ticari defterlerinde taraflar arasındaki ticaretin 20.02.2016 tarihinde davalının davacı tarafa muhtelif vade tarihli toplam 50.000,00 TL tutarında Avans çek ödemesi ile başladığı, 2016 mali döneminde davalının davacıya toplamda 115.000,00 TL değerinde vadeli çek + 2.896,34 TL havale olmak üzere toplamda 117.896,345 TL ödeme kaydının olduğu, davacı tarafın karşılığında ise 65.858,40 TL Satış faturası düzenlediği ve 31.12.2016 tarihli kapanış fişine göre davalının davacıdan 52.858,40 TL Alacağını 159- Verilen Avanlar hesabına virman yaptığının tespit edildiği, 2017 mali döneminde ise davacının davalıya 30.000,00 TL çek ödemesi yaptığı karşılığında ise davacının davalıya 58.981,02 TL fatura keşide ettiği, 2018 mali döneminde davalının davacıya 16,000,00 TL Çek verdiği davacının ise davalıya 45.115,43 TL fatura düzenlediği tespit edilmiş olup incele yapılan davacı taraf cari hareketleri ile karşılaştırıldığında tarafların 2017 ve 2018 mali dönemlerinde cari hareketlerin uyumlu olduğu, uyumsuzluğun 2016 yılından kaynaklandığının tespit edildiği, davalı tarafa ait 2016- 2017- 2018 yıllarına ait ticari defterlerin zorunlu Noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılı olduğu, defter kayıtları, muhasebe fişleri ve ekli müsbit evrakın, fatura ve irsaliyelerin (V.U.K. m.229-232) hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda 2017/2018 yıllarına ait ticari defterlerine göre davacının davalıdan 58.134,39 TL alacaklı olduğu alacak kaydının tespit edildiği ancak mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre 2016/2017/2018 yılları ticari defter incelemesine göre davalının davacıdan 5.238,05 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında bakiye uyumsuzluğunun 58.134,39 -5.238,05=52.896,34 TL olduğu ve iş bu farkının 2016 yılından kaynaklandığı ve ticari alışverişin başladığı tarih olan 2016 yılı başından itibaren tutulan defterlerde bilirkişi tarafından inceleme yapılması gerekirken davacıya ait 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmediği, ortada var olan bir ticari ilişki nedeniyle durum tespit edilirken, başlangıçtan itibaren tüm defter ve belgelerin incelenmesi gerektiği, mahkememizin 28/09/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen 5 nolu ara karar ile “HMK’nun 219/2. Fıkrası ve 222/1. fıkrası uyarınca tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter kayıt ve belgelerin bulunduğu yeri bildirmek üzere davacı tarafa HMK’nun 220/1. fıkrası uyarınca 2 HAFTALIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE, kesin süre içinde bulunduğu yerin bildirilmemesi ve aynı sürede, delilleriyle birlikte yerini bildirmeme hakkında kabul edilebilir bir mazeret gösterilmediği takdirde, söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanılmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına” karar verildiği, ihtarın davacı tarafa tebliğ ile yapıldığı ve davacı vekilinin 14/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ticari defter ve kayıtların şirketin merkez adresi olan “…….. …….” adresinde bulunduğunu bu ticari defter ve kayıtların incelenmesi hususunda İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne talimat yazılmasını talep ettiği, mahkememizce talimat yazıldığı, davacı tarafça bilirkişiye uyuşmazlık konusu ticari defterlerin incelettirildiği ancak ticari ilişkinin başlangıç tarihi olan 2016 yılı ticari defter ve kayıtların bilirkişiye tevdi edilmediğinin ve 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarla ilgili hakkında kabul edilebilir bir mazeret gösterilmediği ve bu şekilde davacının 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarına ilişkin delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının kabulünün gerektiği, hal böyleyken de mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının reddine, davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
Davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
2-Alınan 992,80 TL peşin harçtan 80,70 TL maktu karar ve ilâm harcının mahsubuyla, bakiye 912,1‬0 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iade edilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen iadesine,
6-Davalı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.357,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.
09/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır