Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/290 E. 2022/514 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/290 Esas
KARAR NO : 2022/514

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, davalı şirket ile uyuşmazlığa konu olan taşınmazın …….. Sokak No:..İZMİR adresindeki taşınmazın zemin katının satışı konusunda sözleşme akdedilmiş ve müvekkili, taşınmazı satın aldığını, bu sözleşme gereği davalı taraf, taşınmazı proje ve mahal listesine uygun bitirmeyi üstlendiği, ancak taşınmazın gizli ayıp ile satış sözleşmesine aykırı olarak teslim edildiği anlaşıldığı, gizli ayıbın öğrenilmesi akabinde davacı derhal davalı tarafa İzmir 20. Noterliği’nden 27.01.2020 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiği, ihtar akabinde davalı taraf, gizli ayıbı gidermediği gibi müvekkilinin zararını da tazmin etmediğini, davalı taraf, mahal listeye göre taşınmazı otomasyonlu olarak teslim etmekle yükümlü olduğunu, otomasyonlu teslimin ise tam ve eksiksiz olması; herhangi bir ayıp içermemesi gerektiğini, buna karşın gizli ayıplı bir teslim gerçekleştirildiğini, gelinen süreçte, dış kapı paneli ve otomasyonun mahal listeye uygun yapılmadığı ortaya çıktığını, dolayısıyla otomasyonlu teslim yükümlülüğü, eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmediğini, sözleşmenin “daire satış koşulları” na göre davalı tarafın malzeme ve işçilik hatalarına karşı motor ihtiva eden kısımlar ile vitrifiye ve armatürlerde 2 yıl, çatıda 10 yıl, diğer işlerde 5 yıl garanti süresi ve sorumluluğu söz konusu olduğunu, gizli ayıbın giderimi de garanti süresi içerisinde kaldığını, bu kapsamda gizli ayıbın giderilmesi yükümlülüğünü ihlal eden davalının müvekkilinin uğramış olduğu zararı tazmini gerektiğini, müvekkilinin uğramış olduğu belirsiz nitelikteki zararın şimdilik 1.000,00 TL’sinin tazminine; müvekkilinin uğramış olduğu zarara 27.01.2020 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasına; fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasına; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar her iki taraf şirket olsa da şirketin taşınmazı edinme amacı ticari faaliyet olmadığını, bu nedenle davada görevli mahkeme; Tüketici Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta mahkemeniz görevsiz olup dosyanın görevli İzmir Tüketici Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği, davacı tarafından alınan bağımsız bölüm, davacı tarafa 25.01.2016 tarihinde teslim edildiğini, davacı taraf tacir olup, teslim tarihinden 4 yılın üzerinden bir zaman geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunamayacağını, teslim itibaren yasal süresi içerisinde müvekkiline ayıp ihbar edilmemiş olduğundan zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Davacı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000-TL tazminat talebinde bulunduğunu, davacı iddialarında ve davasında tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu, dış kapı paneli ve otomasyonda gizli ayıp olduğu iddia edildiğini, dava konusu taşınmaz davacı tarafa, 25/01/2016 tarihinde devredilmiş olup, yaşandığı iddia olunan zarar ile ilgili müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu malzeme, yıllardır davacı tarafından sorunsuz kullanıldığını, dava dilekçesinde otomasyonun arızalandığı ve gizli ayıp olduğu belirtildiğini, arızanın ne şekilde meydana geldiğine dair bir açıklık bulunmadığını, yıllar içerisinde kullanımdan kaynaklanan bir arıza meydana gelebileceği gibi bu hususta müvekkilinin yükümlülüğü olmadığını, davacı tarafça ileri sürülen gizli ayıp iddiasını kabul etmediklerini, müvekkili uzun zamandır inşaat sektöründe ve işini layığıyla yerine getiren bir şirket olduğunu, davaya konu taşınmaz müvekkili şirket tarafından eksiksiz ve sözleşmeye uygun olarak tamamlanmış ve davacıya satış işlemi gerçekleştiğini, ayıplı mal iddiasının kabulü mümkün olmadığını, davacı iddiası, haksız ve kötüniyetli olup müvekkilinin ticari itibarını zedelemeye yönelik olduğunu, dava konusu taşınmaz davacıya eksiksiz teslim edildiğini, davacı yıllarca taşınmazı sorunsuz kullanmış olup zarara ilişkin herhangi bir bildirim yapmadığını, taşınmazın ayıplı olduğunu iddia ettiği kısımlarda sonradan ortaya çıkabilecek gizli ayıp söz konusu olmadığını, bu husus bilirkişi incelemesi ile de açığa çıkacağını, davacının iddia ettiği şekilde ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte taşınmazın dava konusu kısımlarında sorun var ise kullanımdan kaynaklanan zarar meydana gelmiş olabileceği gibi bu durumda müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, 4 yıl gibi uzun bir süre sorunsuz kullanılan taşınmazda gizli ayıp olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, aynı zamanda hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, iddia edilen şekilde ayıp söz konusu olsa 4 yıl gibi bir kullanımda çok daha önce ortaya çıkacağını, davacı taraf ihtarname gönderdiği 27.01.2020 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte ihtarnamede açıklama yapılmamış olup alacak miktarı belirtilmediğini, ihtarname tarihinden itibaren temerrüt faizi talebine muvafakatlerinin olmadığını, dava dilekçesi ile birlikte tazminat talebi somutlaştırılmamış olup tazminatın nelere ilişkin istenmiş olduğu, davacı tarafın zararını somutlaştırması halinde, bu iddialara karşı cevap haklarının saklı tuttuklarını, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT
Davalı vekilinin görevli mahkemenin mahkememiz olmadığı, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu şeklindeki itirazının 22/02/2020 tarihli duruşmada “..davanın taraflarının ticari şirket olması nedeni ile tacirler arasındaki itilafa ilişkin davaya bakmakla mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından görev itirazının reddine, zamanaşımına ilişkin itirazın esas hükümle birlikte değerlendirilmesine” karar verilmiş olup, davalı vekilinin zamanaşımı itirazı, mahkememizce yerinde görülmediğinden reddine karar verilerek, yargılamaya yukarıdaki esas üzerinden devam olunmuştur.
Mahalinde HMK 288.maddesi uyarınca 30/04/2021 günü saat 10:00’da keşif yapıldığı ve refakate alınan bilirkişi…………. tarafından yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen 01/09/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu olan arızalı ev otomasyon sisteminin parçası olan dokunmatik panelin arızalı olduğu, davacı ve davalı arasında 26.12.2015 tarihinde daire satış sözleşmesi yapıldığı, 27.1.2020 tarihinde ise ev otomasyon sistemindeki arıza davalıya ihtarname yolu ile bildirildiği tespit edildiği, buna göre sözleşmede “diğer işler” kapsamında ev otomasyon sisteminin 5 yıl süre boyunca davalı tarafından garanti edilmesi gerektiğinden ve 9 yıl sürenin henüz dolmamış olduğundan, ev otomasyon sistemindeki arızalı dokunmatik panelin yenisi ile değişme bedeli olarak mahalli piyasa rayiçlerine uygun olarak 5.287,31 TL davalının davacıya borçlu olduğu rapor edilmiş, alınan bilirkişi raporu Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Davacı vekilinin 14/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; belirsiz alacak davası olarak açılan davalarını 01.09.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 4.287,31 TL olarak artırarak, toplam 5.287,31 TL taleplerinin 27.01.2020 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, talebini harçlandırmış ve karşı tarafa talep tebliğe çıkartılmıştır.
Dava; tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu taşınmazın dış kapı paneli ve otomasyonunun sözleşmeye uygun yapılıp yapılmadığı, davalının otomasyonlu teslim yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, taşınmazdaki otomasyon sisteminde gizli ayıp olup olmadığı, gizli ayıbın tespit edilmesi halinde garanti süresi içinde kalıp kalmadığı, davacının davalı taraftan faiz talep edip edemeyeceği, hangi tarihten itibaren ne tür faiz talep edebileceği noktalarında toplandığı, davacı ve davalı arasındaki “Daire Satış Sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmede “Bina kullanım hasarlarının dışında malzeme ve işçilik hatalarına karşı, motor ihtiva eden kısımlar ile vitrifiye ve armatürlerde 2 yıl, çatıda 10 yıl ve diğer işlerde 5 yıl süre ile müteahhidin garantisi altındadır.” şeklinde ibare bulunduğu, davacı ve davalı arasında 26.12.2015 tarihinde daire satış sözleşmesi yapılmış, 27.01.2020 tarihinde ise ev otomasyon sistemi davalıya ihtarname yolu ile bildirildiği, buna göre sözleşmede “diğer işler” kapsamında ev otomasyon sisteminin 5 yıl süre boyunca davalı tarafından garanti edilmesi gerektiğinden ve 5 yıl sürenin henüz dolmamış olduğundan, ev otomasyon sistemindeki arızalı dokunmatik panelin değişmesi bedeli olarak davalının davacıya 5.287,31 TL borçlu olduğu anlaşılmış olup, davacının davasının kabulü ile; 5.287,31 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
5.287,31 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Alınması gereken 361,16 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL peşin harç ve 81,00 TL ıslah harcının toplamı 135,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 225,76 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 81,00 TL ıslah harcı, 419,90 TL keşif harcı, 45,00 TL e-tebligat masrafı, 19,00 TL tebligat masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 150,00 TL ATGV araç ücreti, toplamı 1.831,5‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18/A Maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL ara buluculuk giderinin 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/06/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …..
¸e-imza