Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/265 E. 2021/446 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/265 Esas
KARAR NO : 2021/446

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın müvekkili …isimli şahıs şirketinden … tarihinde toplam 316.465,81 TL’lik çeşitli malzemeler satın aldığını, söz konusu ürünlerin aynı anda davalıya teslim edildiğini ancak fatura borcu ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı tarafa İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 316.465,81 TL asıl alacak ve 26.687,17 TL işlemiş faiz toplamı 343.152,98 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının … havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının dava konusu faturayı muhasebe kayıtlarında göstererek anılan faturayı kabul ettiği gibi karşılıklık esası gereğince müvekkilinin de ilgili faturayı muhasebe kayıtlarında bildirdiğini, fatura borcu ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi fatura rakamının miktarı da göz önüne alındığında banka havalesi yoluyla ödenmesi gerektiğinin de aşikar olduğunu, davalı tarafın dava konusu faturayla ilgili herhangi bir banka havalesinin de mevcut olmadığını, davalı borçlu vekilinin asıl alacağının tüm faiz ve ferilerine ilişkin itirazının da yerinde olmadığını, alacağa ilişkin faiz miktarının kanuni faiz olup usul ve yasaya uygun olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın … tarihli toplam 316.465,81 TL’lik üzere çeşitli malzemeler içeren kapalı olarak fatura düzenlendiğini, kapalı faturada kaşenin faturanın alt kısmına vurulduğunu, ticari teamüller gereğinin kapalı fatura borcunun ödendiğinin göstergesi olduğunu, hayatın olağan akışı gereği bir tacirin para almadan kapalı fatura düzenlemesinin beklenemeyeceğini, iş bu davaya konu faturanın kapalı olması sebebiyle alacaklı olduğunun ispatının davacıya düştüğünü, davacı tarafın faturada belirtilen tüm malzemelerin müvekkile teslim edildiğini gösteren bir belge sunamadığını çünkü böyle bir belgenin olmadığını, söz konusu malzemelerin müvekkiline parasını ödediği halde teslim edilmediğini, faturaya ilişkin ödemenin müvekkili tarafından davacıya yapılmasından ve malzemelerin teslim edilmemesinden sonra müvekkili ile davacı taraf arasında husumet başladığını, birbirleri ile görüşmediklerini, bu sebeple davacı tarafın müvekkilini zarara uğratmak adına her türlü işlemi yaptığını, davacı tarafın kendi kusurlu olduğu bir hukuki ilişkide haksız olarak menfaat elde etmeye çalıştığını bildirerek haksız bir şekilde açılmış olan davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibinin, … tarafından … aleyhine 14/02/2019 düzenleme tarihli 316.465,81 TL tutarlı fatura bedeline ilişkin olarak 316.465,81 TL asıl alacak, 26.687,17 TL işlemiş faiz toplamı üzerinden 342.152,98 TL üzerinden ilamsız takip yoluyla 22/01/2020 tarihinde başlatıldığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu belirlenmiştir.
Takip konusu alacağın varlığı ve miktarının tespitine yönelik davacı ve davalı kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda dosyaya verilen … tarihli raporda; Davacı …’ın 2019 yılına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış süresi içinde yapıldığı, ancak yevmiye defterinin noterce kapanış onayının yapılmadığı, buna göre davacının 2019 yılında TTK’nun ticari defterlerinin tutulmasına ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı, davacının defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının veya davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davalının 2019 yılı işletme defterinin defter-beyan sistemine göre tutulduğu, davalının işletme defterinin usulüne uygun olduğu, takip ve dava konusu faturanın davalının işletme defterinde kaydı bulunduğu, ancak işletme defterine ancak İşletme defterine, yapılan ödemeler veya tahsilatlar kaydedilmediğinden bu defterlerden borç/alacak takibi yapılamadığı, ayrıca işletme defterine fatura kaydedilirken işlemin peşin veya veresiye olup olmadığına bakılmaksızın tüm faturaların kaydedildiği, dolayısıyla dava konusu faturanın davalının defterine kaydedilmiş olmasının davalının davacıya fatura tutarı kadar borçlu olduğu anlamına gelmediği, takip ve dava konusu faturada, davacı kaşesi ve imza yetkisi olanın imzasının faturanın üst kısmında olmadığı, faturanın tam ortası ile sonu arasında yer aldığının görüldüğü, bu tür faturaların uygulamada kapalı yani bedeli tahsil edilmiş fatura olarak muhasebeleştirildiği, tarafların ticari defter kayıtları, dava konusu faturanın incelenmesi, somut olayın koşulları, sunulan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda, … tarih, … sıra numaralı ve 316.465,81TL tutarındaki faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; Davacı tarafça davalı aleyhine İzmir ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalının itirazı üzerine iş bu davanın açıldığı, takip konusu fatura içeriği malların davalı tarafa teslimine ilişkin bir belgenin bulunmadığı, ancak faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği, kapalı faturanın bedeli tahsil edilmiş fatura olarak muhasebeleştirildiği, davacı kayıtlarında takip ve dava konusu faturanın kayıtlı olduğu ancak alacağın tahsil kaydı yapılarak hesabın sıfırlandığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmasından sorumlu olduğu, davacı kayıtlarıyla sübut bulmayan davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 4.144,44 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.085,14 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
HUAK 18/A mad gereğince zorunlu Arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL Arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Davalı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 32.470,64 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır