Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/23 E. 2022/562 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/23 Esas
KARAR NO : 2022/562

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde; 18.09.2018 tarihinde müteveffa …’un içerisinde yolcu olarak bulunduğu sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile Sandıklı İlçesi istikametinden Afyonkarahisar İli istikametine seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı müvekkilinin oğlu …’un vefat ettiğini, Söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacı müvekkilinin ve dahi müteveffanın hiçbir kusuru bulunmadığını, davalı … Uluslararası Nakliyat İthalat İhracat Seyahat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi, yargılama konusu trafik kazasına sebebiyet veren … plaka sayılı otobüsün kaza tarihi itibariyle sahibi; ………. Otobüsleri Anonim Şirketi ise … plakalı otobüsün kaza tarihi itibariyle işleteni, hukuken bağlı bulunduğu teşebbüsü olup; müvekkilinin davacının yargılama konusu trafik kazası sonucu uğramış olduğu manevi zararların tazmininden her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, dava konusu trafik kazasında vefat eden …’un müvekkili davacı …’ın oğlu olduğunu, müvekkilinin davacı müteveffanın acı ve beklenmedik ölümü sonucu telafisi son derece güç manevi zarara uğradığını, müvekkilinin oğlunun vefatından önce, oğluyla birlikte aynı evi paylaştığını, aynı sofraya oturduğunu, bütün günlük hayatını ve rutinini oğluna göre planladığını, müvekkili davacının oğlunun henüz 2 yaşındayken eşinden boşandığını sonrasında ise kaza tarihine değin; yani yirmi sene boyunca oğluyla bilfiil ilgilendiğini, ona hem annelik hem babalık yaptığını, oğlunun bütün maddi ve manevi ihtiyaçlarını tek başına karşıladığını, müvekkili davacının eşinden ayrıldıktan sonra, oğlu için hayata tutunduğunu ve fakat bu elim kazanın ardından yaşama sebebi olan oğlunu kaybettiğini,dava konusu trafik kazası nedeniyle Sinanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını belirterek;haklı davanın kabulü ile; başkaca sorumlulara karşı başvuru, dava ve her türlü yasal haklarımız ile diğer tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı …’ın dava konusu trafik kazasında oğlu …’un vefat etmesi nedeniyle uğradığı manevi zararların tazmini amacıyla 200.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesine, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu ayrı ayrı cevap dilekçelerinde;
A) . … vekilince;
5- KAZANIN MEYDANA GELMESİNDE MÜVEKKİL ŞİRKETE ATFI KABİL HERHANGİ BİR KUSUR BULUNMAMAKTADIR.
Davacının manevi tazminat talepleri ile ilgili beyanlarımızdan önce ve bu beyanlara dayanak teşkil etmek üzere, kazanın meydana geldiği koşulların ve kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
18.09.2018 tarihinde saat 03:31 sıralarında …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün, Sandıklı İlçesinden Afyonkarahisar İli istikametine seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybederek gidişe doğru yolun solunda bulunan çelik bariyerlere aracın sol yan kısımlarıyla çarpması sonucu tek taraflı ölümlü yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği ve işbu kazanın oluşumunda sürücü …’nin 2918 sayılı KTK’nın 52/1-A maddesini (Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak) ihlal ettiği ileri sürülmüş ise de; bu anlatım somut durumu yansıtmamaktadır. Zira meydana gelen kaza bakımından olay anında gece olması sebebiyle havanın karanlık olması, yolda uyarı levhalarının ve yeterli ölçüde ışıklandırmanın bulunmaması, hava şartları ve yol özelliklerinin elverişsizliği sürücü yönünden kazanın kaçınılmaz bir hal almasına neden olmuştur. Böyle bir durumda müvekkil şirketin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını açıktır.
“ ‘Yolun çok kaygan olması’, ‘güneşin görüşü engellemesi’, ‘dağlık bölgeden geçerken aracın üzerine taş düşmesi’, ‘görülmemiş şiddetle yağan yağmur’, ‘bir hayvan veya çocuğun aniden aracın önüne fırlaması’ ve benzeri durumlar özellikle sürücü açısından öznel olarak değerlendirildiğinde kaçınılmaz olarak görülebilir. (Çetin AŞÇIOĞLU, Trafik Kazalarından Doğan Hukuk ve Ceza Sorumlulukları, Ankara, 2012, sf. 119)”
Bu nedenle 18.09.2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında otobüs sürücüsü müteveffa …’nin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52 /1-A maddesini ihlal ettiğini belirten tespitler tarafımızca kabul edilmemektedir. İşbu kaza tespit tutanağına itiraz ederiz. Bu çerçevede re’sen dikkate alınacak sair mevzuat ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “MÜCBİR SEBEPLERİN VARLIĞI HALİNDE İŞLETENİN SORUMLULUĞUNUN BULUNMADIĞI” hususunu düzenleyen 86. maddesi hükmü uyarınca işbu davanın REDDİ gerekmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinin deliller kısmında yer alan ve celbi istenen Sinanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’nın … Sor. Sayılı dosyasının ve bu dosya ve belge içeriklerinin tarafımızca kabulü mümkün değildir. Zira, işbu belgeler müvekkil şirkete tebliğ edilmediği gibi, müvekkil şirket işbu soruşturmaya taraf olmamakla birlikte soruşturma dosyası kapsamında düzenlenen hiçbir belge de tarafımıza ulaşmamıştır. Bu çerçevede mahkemenizin de bu dosyaya ve anılan belgeler ile bağlı olmadığı açıktır. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesinde; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır. Bu doğrultuda soruşturma kapsamında düzenlenen bilirkişi raporlarını ve dosyada müvekkil şirket aleyhine olabilecek sair hususları kabul etmemekteyiz. İşbu dosya kapsamında bulunan ve müvekkil şirket aleyhine olabilecek diğer tüm belgelere de itiraz etme hakkımızı saklı tutuyoruz.
Yine vurgulamak gerekir ki; kazanın meydana gelmesi, … plakalı otobüsün teknik özelliklerinden, herhangi bir aksaklık ya da arızasından kaynaklanmamaktadır. Kazaya karışan aracın tüm fenni muayeneleri, periyodik bakım ve denetimi yapılmış olup, araçta herhangi bir sorunun bulunmadığı, tüm aksamının yeni ve güvenli bir şekilde kullanıma elverişli olduğu sabittir. Tüm bu hususlar işbu dosya kapsamında yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde alınacak rapor ile de netlik kazanacağından, davacıların uğradığı ileri sürülen maddi zarar, MÜVEKKİL ŞİRKETİN HUKUKİ SORUMLULUĞUNDA BULUNMAMAKTADIR. Yukarıdaki açıklamalarımız gereği müvekkil şirkete işbu dava bakımından husumet yöneltilemeyeceğine ve kusur atfedilemeyeceğine ilişkin beyanlarımız saklı kalmak suretiyle davacının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin de beyanda bulunmamız gereği doğmuştur.
6- MÜTEVEFFA, SEYAHAT ESNASINDA EMNİYET KEMERLERİNİ TAKMAYARAK MEYDANA GELEN NETİCEYİ AĞIRLAŞTIRMIŞLARDIR.
T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 25.08.2016 tarih ve “Minibüs ve Otobüslerde Emniyet Kemeri Takma Zorunluluğu” konulu yazısında Şehirler arası yolcu taşımacılığı yapan; minibüs ve otobüsler ile umum servis araçlarında seyahat eden yolcuların seyahat esnasında “Emniyet Kemeri” takmaları zorunlu olduğu önemle belirtilmiş; müvekkil şirket de yolcularımızın seyahatlerini güvenli bir şekilde tamamlamaları ve yasal zorunluluk gereği seferlerimiz öncesinde, araç içerisinde yapılan anonslarda yolcularımızın seyahat güvenlikleri açısından kemerlerini bağlamalarıiçin uyarı da bulunmaktadır. İşbu kaza kapsamında düzenlenen, kaza tespit tutanağında davacıların kaza gerçekleştiği anda emniyet kemeri bağlamadığı tespit edilmiştir. Davacıların emniyet kemerini bağlamaması ile meydana gelen netice arasında illiyet bağı bulunduğundan, davacıların meydana gelen netice bakımından kusuru bulunduğu açıktır.
Konu ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ‘nun E. 2011/4-824 – K. 2012/134 14.03.2012 karar tarihli kararına göre ; “… Desteğin, kaza sırasında emniyet kemeri takmadığı iddia olunduğuna göre, kaza sırasında desteğin emniyet kemerinin takılı olup olmadığı, meydana gelen sonuç ile emniyet kemerinin takılı olmaması arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığı belirlenerek, Borçlar Yasası’nın 43.maddesinin uygulanmasına olanak bulunup bulunulmadığı tartışılmadan karar verilmiş olması doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır…” şeklinde hüküm kurulmuştur. Belirtilen nedenle, müteveffanın kaza esnasında emniyet kemerini takmaması ile meydana gelen sonuç arasında illiyet bağı bulunduğundan, meydana gelen sonuç bakımından müteveffanın da kusurunun bulunduğu aşikardır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/5246 E.-2016/2061 K. ve 22.02.2016 tarihli kararında; “… Davalı vekili desteğin kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadıgını, araçtan fırlaması nedeniyle ölümün meydana geldigini, bu nedenle müterafik kusurunun bulundugunu savunmustur. Bu durumda mahkemece, araçta yolcu olarak bulunan destegin bizatihi trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru yok ise de, kaza sırasında zararın meydana gelmesini önleyecek güvenlik tedbiri olan emniyet kemeri takmamıs olması ile ölüm arasında illiyet bagının bulunup bulunmadıgı, bunun müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağının, BK.’nun44. maddesi (TBK. md. 52) uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediginin irdelenip tartısılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı sekilde hüküm kurulması dogru görülmemiştir. Sonuç olarak hükmün BOZULMASINA oybirligiyle karar verildi.” şeklinde hüküm kurulmuştur. Belirtilen nedenle – davacının taleplerini kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla- sayın mahkemece davacı lehine belirlenecek tazminat üzerinden müteveffanın kusuru oranında indirim yapılması gerekmektedir.

7- DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNE İLİŞKİN BEYAN VE İTİRAZLARIMIZ;

Davacı, işbu dava ile müvekkil şirketten 200.000,00 -TL manevi tazminat talep etmiştir. Bu çerçevede manevi tazminat isteminin dayanağı olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine ve uygulamaya ilişkin şu hususlara da işbu dava kapsamında dikkat çekmemiz gerekmiştir.

BK. m. 56 hükmü: “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” yönündedir. Bu madde hükmünde bahsi geçen hususi hallerin neler olduğuna ve işbu dava kapsamındaki mahiyetlerine değinmemizde yarar vardır.
Ergun ORHUNÖZ tarafından kaleme alınan Ölüm ve Cismani Zararlarda Manevi Tazminat isimli kitapta bu konuya ilişkin şu açıklamalar yer almaktadır ; “KUSUR DURUMU, OLAYIN VAHİM ŞARTLAR ALTINDA CEREYAN EDİP ETMEDİĞİ, MALULİYETİN DERECESİ, İŞ-GÜÇTEN KALMA SÜRESİ, DAVALININ VE DAVACININ MALİ DURUMU, DAVANIN GEÇ AÇILIP AÇILMAMASI GİBİ ETKENLER HUSUSİ HALLERDEN SAYILMAKTADIR. CİSMANİ ZARAR NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNATIN SÖZ KONUSU OLABİLMESİ İÇİN, CİSMANİ ZARARIN HİÇBİR KUŞKUYA YER VERMEYECEK ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKMASI VE İLLİYET BAĞININ GERÇEKLEŞMESİ GEREKİR.
Nitekim 21. H.D. 14.12.1995 T. Ve 7761 E., 7528 K. sayılı ilama göre ‘(…) beden tamlığının bozulup bozulmadığına uygun illiyet bağının, eylemin hukuka aykırılığının ve cismani zararın hiçbir kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde ortaya çıkması gerekir.’ denilmektedir.”
Yine manevi tazminat isteminin amacı yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrinde şu şekilde ifade edilmektedir ; “Manevi tazminat malvarlığı dışında hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesidir. MAKSAT ÇEKİLEN ACIYI DİNDİRMEK, RUHSAL DENGEYİ SAĞLAMAK VE YAŞAMA YENİDEN SARILMAKTIR. ‘Ödetilecek para miktarı aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir, aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesi amaç edinildiğinden tazminata benzeyen bir fonksiyonu da vardır.’ ” ( Mustafa Reşit Karahasan, Tazminat Hukuku Manevi Tazminat, Genişletilerek Yenilenmiş ve Düzenlenmiş 6.Baskı, İstanbul, Beta Basım A.Ş, 2001, sf. 65-66 )
“Onun içindir ki; takdir edilecek manevi tazminat miktarı felaketi ya da haksız eylemi özlenir hale getirecek oranda veya mağdur için zenginleşme aracı olacak tutarda olmamak, diğer bir değimle diğer tarafın müzayaka haline düşmesine, onun mahvına da meydan vermemek ve eylemle tazminat arasında makul ve muhik bir orantı bulunmak gerekir.” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 1976 / 9690, K. 1977 / 7016 K.)

Manevi tazminatın amacı zararın tazmini olmayıp, kişinin manevi değerlerinde meydana gelen eksilmenin bir nebze olsun manevi yönden tatminini sağlamaktır. Davacı işbu dava konusu (illiyet bağının davacılar tarafından kanıtlanması şartı ile) kaza neticesinde ancak basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralanmışlar ve kısa sürede taburcu edilmişlerdir, bu sebeple davacıların fahiş manevi tazminat isteminde bulunmaları iyi niyetten uzak bir tutumdur.
Ayrıca dava dilekçesinde, manevi tazminat istemi her ne kadar araç maliki ile müvekkil şirkete yöneltilmiş ise de; hiçbir şekilde kusuru ve tazminat talep koşullarının oluştuğunu kabul anlamına gelmemek kaydı ile, bu bedel yönünden müvekkil şirketin – kusuru bulunduğu tespit edilebilecek üçüncü kişilere ve otobüs sürücüsü müteveffanın mirasçılarına rücu imkanı söz konusu olabilecektir. Bu nedenle rücu edilebilecek kişilerin de ekonomik durumu mahkemece araştırılacak olup, bu kişilerin mahvına sebebiyet verecek miktarda bir tazminata hükmedilemez. Yukarıda açıkladığımız tüm yasal gerekçelerle davacının manevi tazminat istemi hukuki dayanaktan yoksun ve fahiş olduğundan REDDİNE karar verilmesini dileriz”
şeklinde,
B-) . Başak. Transit vekilince;
“2-Davacı yanın haksız ve mesnetsiz iddialarını kabul etmiyor ve davanın reddini talep ediyoruz.Şöyle ki;
A-İşbu davaya bakmakla mahkemeniz görevli değildir.Müvekkil ticari işletmedir.Yaptığı iş de taşımacılık işidir.Bu nedenle görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Ayrıca davamız sigorta şirketlerine ihbar edilecek olup sigorta şirketlerinin de taraf olma ihtimalleri yüksek olup bu nedenle de Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olacaktır. Görev yönü ile davanın REDDİ gerekir.
B- Davacının talep ettiği manevi tazminat kalemi tarafımızca yaptırılan sigortalar ile garanti altındadır. Bir başka deyişle alacaklı/davacı mahkeme sonucunda haklı çıkarsa alması gereken tazminat sigorta şirketlerinin garantisi-teminatı altındadır. Hal böyle iken İhtiyati tedbir ve ihtiyati hacze karar verilmesi müvekkil şirketin itibarını düşürecek bankalar nezdinde kredibilitesini bozacak gereksiz bir uygulamadır. İİK ve HMK İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz kurallarını/şartlarını düzenlemiştir.
C-Kazanın oluşumunda müvekkil şirkete atfedilen kusuru kabul etmiyoruz. Kaza Tespit Tutanağını kabul etmiyoruz.Kazanın oluşumu hakkında net bir bilgi ve veriye ulaşılmış değildir. Müvekkil şirket adına kayıtlı; kazaya karışan araca göstermesi gereken özen ve dikkati göstermiş; bakımlarını zamanında tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiştir. Müvekkil şirketten kaynaklanmayan bir kusurun varlığı durumunda müvekkilin sorumluluğu ortadan kalkabilecektir.Bu yapılacak inceleme ve keşif esnasında belirlenebileceği gibi yeni bir durumun ortaya çıkması da muhtemel olabilecektir.Örnek:Başka bir aracın kaza yapan aracı sıkıştırması gibi,
D-Hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemez şeklinde özetleyebileceğimiz evrensel hukuk kuralı gereği davacı yakının da bu sonuca ulaşmalarında kendi kusuru da mevcuttur.Araçta bulunan uyarı levhalarında ve araç hareket haline geçtiği zamanlarda yapılan anonslarda emniyet kemeri takmaları hususunda yolcular uyarılmaktadır.Ancak maalesef sadece davacı yakını değil pek çok yolcu bu uyarıya riayet etmeyerek kaçınılmaz sonucu ortaya çıkarmaktadırlar.Bu yönü ile davacı yakının da kusuru bulunmaktadır. Nitekim araçta emniyet kemeri bağlı yolculardan vefat eden bulunmamakta ve çok hafif yaralarla kazayı atlatmış bulunmaktadırlar.
Davacının manevi tazminat isteyebilmesinin temel şartları olayımızda oluşmamıştır. Toplamda 20.000 TL. Manevi tazminat talebinde bulunulması manevi tazminat kurumunun kötüye kullanılması amacı taşımaktadır. Manevi Tazminat Zenginleşme aracı olarak kullanılamaz. Tazminatı ödeyecek olan müvekkil şirketin de mahvına neden olamaz. Bu husus göz önüne alındığı zaman davacının talebi yerinde değildir.”
Şeklinde gerekçelerle davanın reddi talep edilmiş, ayrıca ihbar talepleri yapılmıştır. İhbara yalnızca . Anadolu. Anonim. Türk şirketince cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi ………. Esas-…….karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verdiği, dosya mahkememize tevzi edilmekle, mahkememizin ………. esasına kaydı yapılmıştır.
Davalı vekilinin zamanaşımı yönünden itiraz etmesi üzerine, mahkememizin 08/03/2020 tarihli duruşmasında kaza tarihi ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı itirazının reddine, HMK’nun 16.maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında zarar görenin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili olduğu, davacının adresi itibari ile oturduğu yerin izmir sınırları içinde olduğu anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, davacı vekili tarafından kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, tamir faturaları ve KTK 97. md kapsamında başvuru belgeleri ibraz edilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi ve hasar dosyasının dosyaya kazandırıldığı görülmüş, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden araç ile ilgili sigorta ve hasar bilgileri celbedilmiş, yine olaya karışan araçların trafik kayıtları dosyaya getirtilmiştir.
Dosya uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen ayrıntılı gerekçeli raporunda özetle;
… Plakalı Otobüs Sürücüsü …; olayda gece vakti keskin viraj, keskin çıkış eğimli yol koşullarına aracının hızını uydurmayan ve yol üzerindeki yasal hız sınırını aşarak tamamen kendi sevk ve idare hatası ile zararlı sonuca neden olan … plakalı otobüs şoförü …’nin davranışı,
-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesinde düzenlenen: “Sürücüler; a) Kavsaklara vaklaşırken, dönemeçlere girerken. tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, zorundadırlar” şeklindeki kuralının ihlali niteliğinde,
-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesinde düzenlenen: “Sürücüler; b) Hızlarını kulandıkları aracın yük ve feknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik dmumu;mîâ gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar” şeklindeki kuralının ihlali niteliğinde,
-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 51. maddesinde düzenlenen:Hız sınırlarına uyma zorunluluğu (1) madde 51-Sürücüler, aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse yönetmelikte belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar” şeklindeki kuralının ihlali niteliğinde,
-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47. maddesinde düzenlenen:”d) Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve vönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, uymak zorundadırlar. (Dikkatsiz/Ön Tedbirsiz araç kullanmak)” şeklindeki kuralın ihlali niteliğindedir.
Davacı …’un oğlu olan ve …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı otobüste yolcu olarak seyahat ettiği esnada meydana gelen kazada hayatını kaybeden …’un; zararlı sonuç üzerinde etken nitelikte 2918 Sayılı Karayolları Trafik kanununu ihlal eden bir davranışının olmadığı,
Olayda zararlı sonuç üzerinde etken nitelikte başkaca kişi ve kurumlara ait bir kural ihlali bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 55753286-101.01.02-2022/7695/2848 sayılı ve 13/04/2022tarihli raporunda, olayda;
A) Sürücü …’nin %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
B) Müteveffa …’un kusursuz olduğu bildirilmiş, mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli nitelikte görülmüştür.
Dava; 18/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların murisi …’un vefatı nedeniyle davacının uğramış olduğu manevi zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi ……….Esas-…….. karar sayılı dosyasında 13/05/2019 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne, dava konusu………………. de kayıtlı taşınmazlar davalılar adına kayıtlı ise İİK’nun 281 maddesi göre 200.000-TL değerde ihtiyati haciz konulmasına ve yine aynı mahkemenin 25/03/2019 tarihli ara kararı ile Davacı vekilinin ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne,… plaka sayılı araç davalılar üzerine kayıtlı ise 200.000-TL değerde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, gerekli işlemin uyap sistemi üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; 18.09.2018 günü saat 03.31 sıralarında davalı … Uluslararası Nakliyat İthalat İhracat Seyahat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi’nin yargılama konusu trafik kazasına sebebiyet veren otobüsün kaza tarihi itibariyle sahibi olduğu, davalı … Otobüsleri Anonim Şirketi otobüsün kaza tarihi itibariyle işleteni olduğu sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ile D-650-09 devlet karayolu üzerinden Sandıklı İlçesi istikametinden Afyonkarahisar İli istikametine seyir halinde iken olay mahalli virajlı yol bölümüne geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi yolun solunda bulunan demir bariyerlere sürtünerek, solunda bulunan su kanalına sol yanına yatması sonucu davacının oğlu olan ve otobüste yolcu olarak bulunan …’un ölümüne neden olan trafik kazasının meydana geldiği, kazada;
Dosyada hem kusur bilirkişisinden alınan raporda hemde Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapora göre kazaya sebebiyet veren otobüste yolcu olan davacının oğlu olan müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı ve vefat eden …’un davacının oğlu olduğu, aniden meydana gelen trafik kazası sonucu oğlunu kaybeden davacının manevi zararlarının gerçekleşmesi yönünden, tarafların sosyal ekonomik durumları, olayın oluş şekli, kusur durumu, vefat edenin yaşı nazara alınarak hak ve nefasete uygun olarak manevi tazminat istemine yönelik davanın kabulüne,
Davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere 200.000 TL manevi tazminata dair karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- Davacının davasının KABULÜ ile;
a-) Manevi tazminatı olarak … Uluslararası Nakliyat İthalat ihracat Seyahat Turizm ve Ticaret Ltd.Şti yönünden, 200.000,00 TL manevi tazminat bedelinin 18/09/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-) Manevi tazminatı olarak … otobüsleri A.Ş. yönünden, 200.000,00 TL manevi tazminat bedelinin 18/09/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması lazım gelen 13.662,00 TL den peşin alınan 683,10 TL peşin harcın mahsubu ile 12.978,90 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 683,10 TL peşin harç, 6,40 vekalet harcı ile 88,60 TL posta masrafı, 189,40 TL tebligat masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 93,00 TL e-tebligat gideri, 1,00 TL KEP ücreti olmak üzere toplam 1.605,9‬0 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
6-Davalı … Otobüsleri Anonim Şirketi tarafından yapılan yargılama masrafının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Uluslararası Nakliyat İthalat İhracat Seyahat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … Uluslararası Nakliyat İthalat ihracat Seyahat Turizm ve Ticaret Ltd.Şti yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza