Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/152 E. 2021/527 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/152 Esas
KARAR NO : 2021/527

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde …’a ait ve …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın …’e ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili …ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde ana yol niteliğindeki 108. Cd. üzerinde seyir halinde olup kavşağa gelmesi sebebiyle yavaşladığı ve seyrine devam ettiği sırada, tali yol niteliğinde olan 3013. sokaktan kontrolsüz ve hızlı bir şekilde kavşağa çıkan sigortalı araç sürücüsü, 108. sokak üzerinde ilerleyen müvekkil aracının geçişine imkan tanımadan kavşağa kontrolsüz girmesiyle birlikte aracının yan kısmıyla müvekkilinin aracının ön kısmına çarpmış ve müvekkilinin aracında maddi hasar meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün kazada tam ve asli kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsü “kavşaklarda ilk geçiş hakkı” kuralını ihlal ederek müvekkilinin aracında maddi hasar oluşmasına sebebiyet verdiğini, davalı … şirketinin … tarihleri arasında geçerli olan … poliçe no’lu ZMMS poliçesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile neden olduğu maddi hasardan sorumlu olduğunu, husumet, davalı …. ‘ye kazaya sebep olan … plakalı aracın ZMMS’i poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sıfatıyla yöneltildiğini, davalı kaza tarihinde geçerli olan … poliçe no’lu “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası” ile … plakalı aracın sigortasını üstlenmesi ve sigorta riskinin gerçekleşmesi nedeni ile maddi zarardan sigorta teminatları dâhilinde sorumlu olduğunu, davalı açısından “zarar ve sigorta” arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesinde hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlendiğini, yine Türk Ticaret Kanununun 1483 ve devamı maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortaları düzenlendiğini, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemeleri iş bu davada görevli olduğunu, HMK’ya göre Özel Kanun niteliğinde olan KTK ve sigorta poliçesi genel koşullarına uygun olarak; İzmir’de davalı … şirketinin şube şeklinde örgütlenmiş bir bölge müdürlüğünün bulunması nedeniyle İzmir Mahkemeleri görülen davada yetkili olduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, müvekkiline ait Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası oluşan hasarı, Almanya’da bulunan … Ltd. Şti. tarafından Alman rayicine göre hesaplandığını, … tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil 3.484,82 EUR olarak tespit edildiğini, davalı … şirketi ZMMS sıfatıyla zarar görene gerçek zararını ödemek zorunda olduğundan, hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemek zorunda olduğunu, ayrıca, müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla alınması zorunlu bilirkişi raporunun tanzimi için müvekkili tarafından 673,42 EUR ödemede bulunulduğunu, bu meblağın fiili ödeme günü tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderlerine dâhil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanununa göre sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması hâlinde zarar gören dava açabileceğini, yapılan başvuru davalı … şirketi tarafından 15 gün içinde cevaplanmadığını, zarar gören üçüncü kişinin sigorta şirketine karşı yapacağı yazılı bildirim karşısında sigorta şirketi 8 iş günü içinde tazminatı ödemek zorunda olduğunu, kanuni sürede sigorta teminatını özürsüz olarak ödemeyen sigorta şirketi temerrüde düştüğünü, müvekkili adına hasar ihbarı … tarihinde yapıldığını, davalının ödemekle yükümlü olduğu hasar miktarı bakımından ihbarı izleyen sekizinci iş günü sonu olan … tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmolunması gerektiğini, gerek davanın açılması sırasında gerekse de davalıya yapılan hasar bildiriminde gerekli belge ve deliller davalının bilgisine sunulmuş olduğundan davalının davaya 2 haftalık yasal sürede cevap vermesinin çok zor veya imkânsız olduğu iddiası kabul edilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle davalı tarafın süre uzatım talebinde bulunması durumunda işbu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davalarının kabulüne; hasar bedelinden oluşan 3.484,82 EUR maddi tazminatın davalı … şirketinden temerrüde düştüğü … tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 673,42 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalıdan tahsiline, kanuni vekâlet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki dava ile müvekkili şirketten talepleri haksız ve yersiz olmakla huzurdaki davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket; ancak poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olup, müvekkili şirket sigortalısının huzurdaki dava konusu hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığından huzurdaki davanın müvekkili şirket bakımından reddi gerektiğini, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde … sayılı ve 14/01/2019-2020 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğu kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat miktarı ile sınırlı olup; kaza tarihi itibariyle maddi araç başına azami 36.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, poliçe azami teminatı muaccel ve maktu borç olmayıp ödenecek azami teminat miktarını belirlediğini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “Karayolu”nda meydana gelen zararlarda poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından araç hasarına ilişkin yapılan Ekspertiz incelemesi neticesinde ekspertiz raporu tanzim edilmiş olup, davacı tarafından eksik evraklar tamamlanmadan huzurdaki dava gündeme getirildiğini, kesinlikle davayı ve talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi düşünüldüğünde ise; müvekkili şirketin bakiye teminat limiti ile sınırlı sorumlu olduğuna dikkat edilmesi gerektiğini, kesinlikle dava konusu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, dava dilekçesinde kusura ilişkin iddiaları kabul etmemekle birlikte, tüm delillerin toplanmasının ardından öncelikle kusur durumun tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne sevki ile tarafların kusur durumunun tespiti için kusur raporu alınmasını talep ettiğini, davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep etmiş olduğu hasar miktarı da fahiş ve tarafımızdan kabul edilemez nitelikte olduğunu, Sigorta hukukunun temel prensibi, riskin gerçekleşmesinin ardından sigortalının gerçek zararının sigortalının kusuru oranında ve poliçe teminat limitiyle sınırlı olarak tazmin edilmesi hususu olduğunu, kaldı ki; mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinde de davacı talebinin fahiş olduğu hususu ortaya çıkacak olup, davacı yanın fazlaya ilişkin talebi sebepsiz yere zenginleşmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denildiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesinde de belirtildiği üzere işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türü olduğunu, davacının talep ettiği hasar miktarını da kesinlikle kabul etmemekle birlikte, müvekkili şirket sigortalısının kusuru bulunmadığından ve/veya davacının meydana gelen kazada müterafik kusuru bulunduğundan huzurdaki davanın reddi gerektiği de açıkça ortada olduğunu, davacı tarafından talep edilen hasar bedeli talebi kesinlikle kabul edilemez nitelikte fahiş ve davacının sebepsiz yere zenginleşmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, davacı tarafından Almanya’da yaptırılan tespit raporu yokluklarında alındığını ve tek taraflı bir rapor olmakla, raporun kabul edilemez olduğunu, yokluklarında yapılan tespite ilişkin raporun kendilerini bağlayan bir yanı bulunmadığını, müvekkili şirketin yokluğunda ve sırf tespit isteyen tarafın öne sürdüğü hususlar değerlendirilerek yapılan bir tespitin bağlayıcılığı söz konusu olmadığı, hesaplanan miktar son derece fahiş ve taraflarınca kabul edilemez nitelikte olduğunu, müvekkili şirket ancak bakiye poliçe teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranında ancak gerçek zarardan sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından hasar ihbarının yapılması üzerine ekspertiz raporu düzenlenmiş ve bu ekspertiz raporu doğrultusunda davacının zararları tam ve eksiksiz olarak vekiline ödenmiş bulunduğunu, resimlere bakıldığında aracın davacının taleplerinin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, davacının TL olarak düzenlendiğini ve teminat verilmiş bir poliçe için Euro cinsinden talepte bulunması da kabul edilemez nitelikte olduğunu, müvekkili şirket temerrüde düşmemiş olup, davacının faiz talepleri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talepleri de taraflarınca kabul edilemez nitelikte olduğunu, sigorta bedelinin muaccel hale gelebilmesi için usulünce TTK’nun ilgili maddeleri uyarınca ihbarda bulunulmasına, ihbarın ardından hasar miktarının sigorta şirketi tarafından hesaplanması gerektiğini, sigorta tazminatına faiz uygulanabilmesi için alacağın muaccel hale gelmesi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine gerekli belgelerin zamanında ulaştırılmamış ve huzurdaki dava gündeme getirildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı yanın bir an için haklı olduğu düşünülse bile, muaccel hale gelmeyen ve sigorta tazminatı kapsamı dışında bulunan hasar bedeli bakımından müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düştüğü de ileri sürülemeyeceği gibi, davacının faiz talebi de haksız ve yersiz olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı yanın bir an için haklı olduğu düşünülse bile, muaccel hale gelmeyen ve sigorta tazminatı kapsamı dışında bulunan hasar bedeli bakımından müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düştüğü de ileri sürülemeyeceği gibi, davacının faiz talebi de haksız ve yersiz olduğunu, huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri, masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Bilirkişi heyetinin .. tarihli raporunda özetle; kazanın oluş şekli ve sorumluluk açısından; mevcut verilere göre: … plakalı kamyonet sürücüsü …’un zararlı sonuç üzerinde etken davranış 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. maddesinde düzenlenen:”a) Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. maddesinde düzenlenen: “b) Trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı trafik işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda; Bölünmüş yola çıkan sürücüler bu yoldan geçen araçlara, yol vermek zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. maddesinde düzenlenen: b) Trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı trafik işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda; Tali yoldan ana yola çıkan sürücüler ana yoldan gelen araçlara, yol vermek zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde; davacı … plakalı otomobil sürücüsü …’in zararlı sonuç üzerinde etken davranışı: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47. maddesinde düzenlenen:” Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, uymak zorundadırlar.(Dikkatsiz- Ön Tedbirsiz araç kullanmak) “ şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesinin (a) bendinde düzenlenen:“ Sürücüler: a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorunludurlar.“ şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde, davaya konu aracın onarım masrafının Almanya koşullarında orijinal parça ile 2.928,42 EUR-KDV, kdv dahil 3.484,82 EUR olduğu, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, hasar bedelinin Almanya koşullarında uygun/makul olduğu, talep edilen 673,42 EUR bilirkişi hasar tespit ekspertiz raporu bedelinin teknik açıdan Almanya koşullarında makul bir değer olduğu, yargılama gideri/ makul gider sayılıp sayılmayacağı belirlenmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığının Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 18/03/2021 tarih ve 2411 sayılı raporunda; Kusur yönünden; davacı sürücü …’in % 25 (Yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğuna, davalı taraf sürücüsü …’un % 75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğuna, hasar ve zarar yönünden; kaza nedeniyle araçta toplam malzeme tutarı 2.178,22 Euro, 750,20 Euro toplam işçilik tutarı, %19 Euro KDV tutarı dahil 556,40 Euro, ekspertiz ücreti 673,42 Euro olmak üzere toplam 4.158,24 Euro toplam hasar ve zarar oluştuğu, davacı sürücü …’in aracındaki hasar ve zararın % 25’i olan; % 25 X 4 158.24 Euro = 1 039.56 Euro’dan sorumlu olduğuna, davalı taraf sürücüsü …’un dava konusu araçtaki hasar ve zararın % 75’i olan; % 75 X 4 158.24 Euro = 3 118.68 Euro’dan sorumlu olduğu bildirilmiştir.
Davalı … şirketi tarafından ibraz edilen sigorta poliçesinin incelenmesinden … plakalı aracın … tarihleri arasına geçerli olan 71712192 nolu ZMMS ile davalı … tarafından sigortalandığı anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgeye göre davacının davalı şirkete yaptığı başvurunun … tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşıldığından, davacı vekili tarafından davalının temerrüt tarihi bu tarihten sekiz iş günü sonrası olarak … tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren faiz talep edilmiş, talebi mahkememizce uygun görülmüştür.
Mahkememizce yargılama sırasında toplanan deliller, 14/10/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu ve Ankara ATK’nun raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davalı … şirketinin, kazanın meydana gelmesinde sürücüsü asli kusurlu olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu ve kazanın sigorta poliçesi teminat süresi içerisinde meydana geldiği, bu nedenle davalı … şirketinin sigortalı aracın sürücüsünün kusuruyla neden olduğu hasar bedelinden sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğu; kazaya tali kusuru ile sebebiyet veren davacıya ait … plakalı aracının onarım masrafının Almanya koşullarında orijinal parça ile 3.484,82 Euro olduğunun tespit edildiği, her ne kadar Ankara Adli Tıp Trafik ihtisas dairesinin raporunda hasar bedeli ve talep edilen ekpertiz ücreti birlikte değerlendirilerek hasar ve zarar hesaplanmış ise de, ekspertiz ücretinin tazminat olarak değil yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının aracında meydana gelen 3.484,82 Euro tutarındaki hasara ilişkin davalı tarafından ödeme yapılmadığının anlaşıldığı; davacı aracının yurt dışında kayıtlı olduğu ve kazanın Türkiye’de meydana gelmesi aracın hasarının tamiratını Türkiye’de yaptırmasını gerektirmeyeceği ve yerleşik uygulamaya göre davacının tazminatı yabancı para cinsinden talep edebileceği, davacının davalıdan 3.484,82 Euro hasar tazminatı talep ettiği ancak dosya kapsamı ve tarafların ihlal ettiği kural ihlallerinin niteliği nazara alınarak sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun % 75 oranında olduğunun kabulü ile tespit edilen toplam hasar bedelinden belirlenen bu kusur oranı kadar oluşan toplam zarardan indirim yapılmak suretiyle belirlenen tutarı talep edilebileceği ve davalının ZMMS sigorta poliçe kapsamında hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğu ve meydana gelen zararın poliçe limiti içerisinde kaldığı, nazara alınarak, davacının hasar alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile, davacının kusur oranına göre tespit edilen toplam zarardan indirim yapılmak suretiyle hesap edilen 2.613,62 Euro hasar bedeli tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacı tarafından talep edilen ve dosyaya faturası sunulan 673,42 Euro tutarındaki bilirkişi ücreti Almanya şartlarına göre uygun bulunarak yargılama giderleri arasında kabul edilerek davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 2.613,62 Euro hasar bedeli tazminatının (poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) … tarihinden itibaren işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 1.233,98 TL nisbi karar ve ilam harcından alınan 411,41 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 822,57 TL nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 33,00 TL e-tebligat, 28,00 TL tebligat gideri, 69,50 TL müzekkere posta masrafı, 1,80 TL KEP ücreti, 823,00 TL ATK fatura bedeli, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 1.855,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.391,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 411,41 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı toplamı 473,61 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacının talep ettiği 673,42 Euro bilirkişi ücreti yargılama giderleri içerisinde değerlendirilerek, davacı tarafından ödendiği 21/01/2020 tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza