Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/107 E. 2021/615 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/107 Esas
KARAR NO : 2021/615

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 29/01/2019 tarihinde … yönetimindeki sigortasız 06-08-2130 plakalı aracın çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının her iki bacağında kemik kırıkları oluştuğunu ve ameliyat ile bacaklarına platin takıldığını, kazadan dolayı ağır oranda sakat ve malul kaldığını, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan rapora göre kalıcı nitelikte engel oranının %18 olduğunu, Güvence Hesabı’na yaptıkları başvuruya davaya konu olayın bir trafik kazası olmadığının iddia edildiğini ancak olayın 2918 Sayılı KTK uyarınca bir trafik kazası olduğunu, müvekkilinin kazadan dolayı geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğradığını ve sürekli bakım ihtiyacı olduğunu, kazaya maruz kalmadan önce aylık 10.000 TL geliri olan müvekkilinin kazadan dolayı bu tutarda bir aylık kazançtan mahrum kaldığını ve ayrıca büyük bir manevi zarara uğradığını belirtip alacağın sonuçsuz kalmaması ve müvekkilinin mağdur olmaması maksadıyla davalı … adına kayıtlı ve trafik kazasına konu 06-08-2130 plakalı iş makinesi üzerine tedbir konulmasını, Mahkeme aksi kanaatte ise davalı … aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 18/02/2020 tarihli ara kararı ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacının ihtiyati haciz-ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yine mahkememizin 20/02/2020 tarihli ara kararı ile davacının adli yardımdan faydalanmasını gerektirir dosyaya yeterli belge sunulduğundan ve mahkememizde bu yolda kanaat oluştuğundan davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Ancak mahkememizce yapılan incelemeler neticesinde mahkememizin 29/03/2021 tarihli ara kararı ile her ne kadar adli yardım talebi kabul edilmiş ise de davacının dava açılma öncesi ve sonrası tüm aktif ve pasif taşınmazlarının sorgulanması ayrıca sosyal ekonomik durumunun tekrar araştırıldıktan sonra adli yardım talebinin yeniden değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili Kurum’a yapılan başvurunun reddedildiğini, başvuru konusu kaza kamunun yararlanmasına açık olmayan bir yerde meydana geldiğini ve söz konusu iş makinasının (silindir) Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmayan araçlardan olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin, Kanunda öngörülen kamuya açık karayolu kapsamında bulunmaması nedeniyle oluşan zarardan müvekkili kurumun sorumlu tutulması mümkün olmadığından haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat taleplerinin kabul edilemez olduğunu, davacının kazaya kendisinin sebebiyet verdiğini bu nedenle müvekkilinin tazminat sorumluluğunun olmadığını, ayrıca iş bu davada mahkememizin görevsiz olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce trafik bilirkişisi refaketiyle 08/04/2021 tarihinde kaza yeri mahallinde keşfe gidildiği, keşif sonrası trafik bilirkişisi …. tarafından düzenlenen ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunda özetle; 29.01.2019 günü saat:18.30 sıralarında meydana gelen kazanın İzmir ili … ilçesi … mahallesi …Caddesi No:…. adresinde bulunan özel güvenlik görevlisi ile giriş-çıkış işlemleri yapılan En Lojistik isimli iş yeri içinde meydana geldiği, iş yeri girişinde demir bir kapının olduğu, bu kapının özel güvenlik görevlisi kontrolünde olduğu, yaklaşık olarak 7 dönüm alana sahip İşyeri çevresi beton duvar, tel örgü ve başka binalarla çevrili olduğu keşif mahallinde yapılan incelemede anlaşıldığı, bahse konu kazanın özel mülk içinde meydana geldiği, karayolu olmadığı 08.04.2021 tarihinde yapılan keşif ile tespit edildiği, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen Karayolu tanımına uymadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Somut olayda, 29.01.2019 günü saat:18.30 sıralarında meydana gelen kazanın İzmir ili Sarnıç ilçesi …mahallesi …Caddesi No… adresinde bulunan özel güvenlik görevlisi ile giriş-çıkış işlemleri yapılan En Lojistik isimli iş yeri içinde meydana geldiği, iş yeri girişinde demir bir kapının olduğu, bu kapının özel güvenlik görevlisi kontrolünde olduğu, yaklaşık olarak 7 dönüm alana sahip İşyeri çevresi beton duvar, tel örgü ve başka binalarla çevrili olduğu keşif mahallinde yapılan incelemede anlaşıldığı, bahse konu kazanın özel mülk içinde meydana geldiği, karayolu olmadığı 08.04.2021 tarihinde yapılan keşif ile tespit edildiği, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen Karayolu tanımına uymadığı, eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının olayın trafik kazasının olmayıp yapılan iş kapsamında meydana gelen haksız fiile bağlı bir zarar olduğundan ve vekalet akdine dayalı bir iş olması nedeniyle davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı.18/10/2021

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır