Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/962 E. 2022/58 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/962
KARAR NO : 2022/58

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/07/2018
KARAR TARİHİ : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … Ltd Şti’nin, eski şirket ortakları davalı … ve … tarafından 03.04.2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile tarafına devredildiğini ve söz konusu Sözleşmenin 6. maddesinde açıkça “Devir konusu şirket hissesiyle ilgili olarak bugüne kadar tahakkuk etmiş, edecek prim, kesenek, vergi resim, harç, borç ve ceza ücretleriyle sair ücretler devir edene 03.04.2017 tarihinden sonrakilerde devir alana aittir. 03.04.2017 tarihinden önce cereyan etmiş olaylar ve işlemler hakkında vergi dairesi sigorta ve diğer kamu kuruluşları tarafırıdan devir tarihinden sonra dahi işlem yapılarak ceza harç veya vergi adı altında doğacak her türlü mali külfetten devir edenler kişisel olarak sorumlu olacaktır.” ibaresi konulduğunu ve taraflarca imza altına alındığını, söz konusu şirket devrinden sonraki bir tarihte,
… A.Ş tarafindan, eski şirket ortaklarıyla aralarında tanzim edilen 11.05.2016 tanzim ve 01.09.2017 vade tarihli bono alacağı için müvekkili şirkete karşı icra takibinin İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası üzerinden başlatıldığını, müvekkili şirketin esas faaliyet alanlarından biri olan işletme olan … işletmesinin ticari itibarının zedelenmemesi ve alışverişin devamlılığı açısından devir öncesi alışverişten kaynaklanan ve icra takibine konu olan borcun, yeni şirket yetkilisi … tarafından ödendiğini, ödemenin 20.000,00 TL lik kısmının haciz mahallinde … tarafından icra memuruna elden teslim etmek suretiyle yapıldığını, kalan kısmının da banka yoluyla karşı taraf vekilinin banka hesabına yapıldığını, eski şirket ortaklarına yapılan tüm bildirimlere rağmen söz konusu borcun müvekkiline ödenmediğini ve yapılan icra takibine itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davalıların menkul ve gayrimenkul mallarına borç miktarınca ihtiyati tedbir kararı konulmasına, İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyası üzerinden borçlunun borca itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz eden borçlular aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasının 31/07/2018 tarihli tensip zaptının (8) nolu ara kararı uyarınca tedbir talebinin reddine karar verildiği, yine yapılan yargılama sonucunda İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarih …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizde görülmekte olan davanın esas itibarı ile ticari dava niteliğinde olduğunu, davacının ticari işinden kaynaklandığını, davaya bakmakla görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacının rücu hususundaki dayanağı olan icra dosyasında …’ın borçlu olarak yer almadığını, dava dışı … AŞ ile yapılan sözleşmede de taraf olmadığını, işbu davada …’a husumet yöneltilemeyeceğini, … AŞ’nin alacağının dayanağı … Ltd.Şti. ile yaptığı sözleşme olduğunu, davacı … Ltd.Şti’nin … AŞ’ye yaptığı ödeme nedeni ile …’e rücu hak ve yetkisi, yasal koşulları da bulunmadığını, her iki davalı yönünden de husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilerinin evvelce Davacı … Gıda İnş.Org.Tur.Oto. San.Tic. Ltd.Şti. Ortakları olduğunu, bu şirketin müvekkillerinin hisselerine sahip olunan dönemde dava dışı … A.Ş. ile ürün alımı hususunda 2016 yılı Mayıs ayı içinde bir sözleşme yaptığını ve bu sözleşme kapsamında dava şirketten sözleşme kapsamında muhtemelen “katkı payı – hizmet payı” vs adı altında 60.000,00 TL tutarında fatura karşılığı maddi bir yardım aldığını, bu yardımın sözleşmenin uygulanması amacına yönelik olarak verildiğini, bu sözleşme ile … Şirketinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmez ise … A.Ş. ne aldığı yardımları iade edeceğini, bu sözleşme ile birlikte … AŞ’ne alınan 60.000,00 TL karşılığında ayrıca bir senet tanzim edilerek teslim edildiğini, alınan 60.000,00 TL bedelin de … şirketi kasasına girdiğini, aynı sözleşme ile 59.000,00 TL kredi kullanıldığını ve bu kredinin geri ödemesinin sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, daha sonra şirket ortakları olan davalı müvekkilleri ile … Turizm İnş. San. Ve Tic. Ltd.Şti. ile davacı şirkette bulunan hisselerinin devri hususunda 03/04/2017 tarihinde “Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme yapıldığını ve Şirket hisselerinin devir alan … Ltd.Şti’ye geçtiğini, sonrasında da bu yeni ortak tarafından … Ltd.Şti. yönetiminde değişiklikler yapıldığını, devir tarihine kadar olan dönemde … Ltd.Şti.’nin dava dışı şirket ile sözleşmeye uygun olarak çalışmaya devam ettiğini, ancak devirden sonra … Ltd.Şti. yetkilisi olan …’in, … Şirketinde devirden evvel aile şirketi olması sebebi ile çalışan …’e “biz … ile çalışmayacağız” diyerek sözleşmeyi ihlal edeceğini beyan ettiğini, ancak yine evvelce aktedilen sözleşmelerden olan “…” marka viskilerin distribütörü olan … İç. San.Tic. Ltd. Şti. ile çalışmaya devam ettiklerini, davacı … Şirketi kayıtlarında … şirketi ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşmenin, bu sözleşme kapsamında alınan 60.000,00 TL maddi yardıma ilişkin ödeme kayıtları ve faturanın mevcut olduğunu, hisseleri devir alan … Ltd.Şti.’nin ticaret şirketi olup Türk Ticaret Yasası hükümleri gereği tacir olduğunu, davacı … Şirketi tarafından … AŞ’ye yapılan ödemenin sebebi sözleşmeye uymamanın, aykırı davranmanın getirdiği bir sonuç olduğunu, borcun doğma sebebinin sözleşmeye aykırılık olduğunu ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile doğan borcun müvekkillerinin … şirketi ortağı olduğu dönemde doğmadığını, hisse devrinden sonra … şirketinin ortak olduğu bir dönemde sözleşmeye aykırı davranış gerçekleştiğni ve bu borcun doğmasına sebebiyet verildiğini, … Şirketinin de sözleşmeye aykırılık sebebi ile ödediği bedeli sözleşme hükümleri çerçevesinde senedi icra takibine konu ederek geri aldığını, sözleşmeye aykırı davranışını bilen davacı bu senet nedeni ile borçlu olmadığını iddia dahi etmediğini, bu hususta hiçbir hukuki işlem yapmadığını, …’in … AŞ ile yapılan sözleşmede … Şirketine kefil olduğundan senede de aval olarak imza attığını ve bu nedenle hakkında takip yapıldığını, ancak kendisine usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, müvekkillerinin … şirketi ile olan sözleşme hükümlerine aykırı bir davranışları ve dolayısı ile borcun doğmasına sebep olacak bir davranışları bulunmadığını, dolayısı ile … şirketinin … şirketinden bu dava konusu bedeli geri alması ile müvekkillerinin davranışları arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığını, 60.000,00 TL bedelin şirket hesabına girdiğini ve sözleşmeye aykırılık durumunda da şirketten alınmasında müvekkillerinin bir dahli olmadığını, dava dışı şirketin parayı davacı … şirketine ödediğini ve bu şirketten de geri aldığını, geri alınma sebebinin de müvekkilleri ile bir ilgisi olmadığını, davacının devir sözleşmesinin 6. Maddesi gereğince rücu ettiğini beyan ve iddia ettiğini, ancak devir sözleşmesinin 6. Maddesine bakıldığında dava konusu ödemelere ilişkin olmadığının anlaşıldığını, bu maddenin devir edilen şirket hissesiyle ilgili olarak yani devire konu şirket hisselerinden kaynaklı ve devir tarihine kadar tahakkuk etmiş, edecek prim, kesenek, vergi, resim, harç, borç, ve ceza ücretleriyle sair ücretlere ilişkin olduğunu, kamu kuruluşlarına olan doğmuş veya doğacak ceza,harç ve veya vergi adı altında doğacak her türlü mali külfetlere ilişkin olduğunu, davacı şirketin hisse devri sözleşmesinden sonra kendi kusurundan ya da ortak veya yöneticilerinin kusurundan, basiretsizliğinden kaynaklı borçların da rücu edileceğine dair bir düzenleme bulunmadığını, sözleşmeye aykırılık durumunun müvekkilinin şirket ortağı olduğu dönemde gerçekleşmediğini, davacının haksız ve kötü niyetle hareket ettiğini, geri ödenen 60.000,00 TL katkı payının 03.04.2017 tarihli hisse devir sözleşmesinin devir edenlere yüklediği bir sorumluluktan kaynaklanmadığını, bu nedenlerle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın husumet nedeni ile reddine, haksız ve yersiz olan davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere icra tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, yargılama giderlerinin ve dava vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasının incelenmesinde; 23/05/2018 tarihinde (03/04/2017 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi sebebiyle sorumluluğunuz dahilinde bulunan ve tarafımızca ödenen, İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… takip sayılı dosya borcu olan 77.668,46 TL nin rücuen tahsili talebi) dayanak gösterilmek suretiyle davacı … Gıda İnş. Org. Oto. Tur. İşl. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalılar … ve … aleyhine 77.668,46 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız yolla takibe girişildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliği ile süresi içerisinde borçlular vekili tarafından borcun tamamına yönelik itirazlarının olması nedeni ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Müdürülğünün …/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … AŞ tarafından, borçlular … Gıda İnş. Org. Oto. Tur. İşl. Tic. Ltd. Şti. Ve … aleyhine 01/11/2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 60.000,00 TL asıl alacak, 977,67 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 60.977,67 TL üzerinden takibe girişildiği, işbu takipte borcun dayanağı olarak 11.05.2016 tanzim, 01/09/2017 vade tarihli 60.000,00 TL tutarındaki bononun gösterildiği, borçlunun ödeme emrini 02.11.2017 tarihinde tebliğ aldığı, dosyada mevcut haciz tutanağından dosya borcunun 20.000,00 TL sinin şirketi devralan …’ten tahsil edildiği, kalan 55.582,59 TL borcun alacaklı … AŞ ye ödendiği görülmüştür.
Taraflara ticari defter ve belgelerini ibraz yönünden kesin süre verilmiş, davalılar davacının ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanmışlar, davacının ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere dosyamız mali müşavir ve borçlar hukukunda uzman hesap bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından Mahkememize ibraz edilen rapor, Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmekle, davacı tarafın yeniden rapor aldırılmasına yönelik talebinin reddine, keza davalılar vekilinin tanık dinletme isteminin davanın mahiyet ve miktarına nazaran yerinde görülmediğinden reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan deliller, incelenen icra dosyaları, davacı tarafın ticari kayıt ve defterleri, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; uyuşmazlığın, davalılar … ile … ile dava dışı … Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında 03.04.2017 tarihli … Gıda Ltd Şti’nin hisse devir sözleşmesi imzalandığı, bu devir sözleşmesi neticesinde hisse devirlerinin gerçekleştiği, hisse devir sözleşmesi sonrasında 11.05.2016 keşide tarihli 01.09.2017 vade tarihli senedin dava dışı … A.Ş. tarafından icra takibine konu edilerek, davacı … Ltd. Şt’den bu bedelin tahsil edildiği, söz konusu borçtan … Ltd. Şti’nin devir öncesi ortakları olan davalı … ve …’in sorumlu tutulup tutulamayacağı, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesindeki hükümler gereğince, icra takibine konu borcun davalı önceki şirket ortaklarından talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı, davacı defterlerinin 2016 yılı hesap dönemine ait yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerin zorunlu noter açılış tasdiklerinin yapılı olduğu, ancak yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, defter-i kebir ve envanter defterlerinin kapanış onay zorunluluğu bulunmadığı, buna göre davacı … Gıda İnşaat … Ltd. Şti. tarafından, TTK ve VUK’nun ticari defterlerin tutulmasına ilişkin usul ve esaslarına 2016 yılında uyulmadığı, davacı … Gıda İnşaat … Ltd. Şti. tarafından, dava dışı … A.Ş. Adına düzenlenen, 18.05.2016 tarih, … seri ve sıra numaralı ve 70.800.00 TL tutarında katkı payı faturasının, davacı şirketin yevmiye defterinde, 20.05.2016 tarih ve … numaralı yevmiye maddesine göre kaydedildiği, ilgili faturanın vergi matrahı tutarı olan 60.000,00 TL Yurt İçi Satışlar Hesabına hizmet geliri, KDV tutarı olan 10.800,00 TL %18 KDV olarak kaydedildiği, faturanın toplam tutarı olan 70.800,00 TL nin ise şirket kasasına tahsilat olarak kaydedilmeyip, işlemin yapıldığı tarihte şirket ortağı olan, davalılardan …’e, şirketin borcuna mahsuben ödeme kaydı girildiği, başka bir ifadeyle dava dışı … A.Ş.’den, katkı payı olarak tahsil edilen 70.800,00 TL doğrudan şirket ortağı …’e, şirketin, şirket ortağına olan borcuna mahsuben ödenmiş olarak görüldüğü, davacı şirketin 2017 ve 2018 ticari defterlerinde, dava konusu işlemle veya dava dışı … A.Ş.’ye yapılan ödeme ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığını, 03.04.2017 tarihli “Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” başlıklı hisse devir sözleşmesinde tarafların, devir eden sıfatıyla …, … ve devir alan sıfatıyla … Turizm Ltd. Şti. temsilen … olduğu, davanın dayanağını ve rücu ilişkisinin temelini oluşturan 03.04.2017 tarihli sözleşmede davacı … Ltd. Şti’nin taraf bulunmadığı, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasında borcun nedeni olarak gösterilen, 11.05.2016 düzenlenme, 01.09.2017 vade tarihli, 60.000,00 TL tutarında bononun, … Gıda İnşaat … Ltd. Şti. İle dava dışı … Paz. A.Ş. arasında, 2016 yılı Mayıs ayında imzalandığı belirtilen “Satın Alma Sözleşmesi” hükümlerine, … Gıda İnşaat … Ltd. Şti. tarafından uyulmaması durumunda … Paz. A.Ş.’ye teminat olarak verildiği, yine dosya kapsamında bu teminat bedelinin hisse devri sonrasında … A.Ş ile yapılanı satın alma sözleşmesine aykırılık nedeniyle iadesinin talep edildiği iddialarının yer aldığı, bu iddiaların, herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı veya belge ile ispatlanmadığı, dava konusu hisse devirleri ve diğer belgeler incelendiğinde, yapılan devir sözleşmesinin, şirketin tüm hisselerini kapsadığı, bu hisse devrinin aynı zamanda ticari işletmenin devri sonucunu da doğurduğu, gerek tüzel kişiliğin devamı ilkesi, gerekse ticari işletme devrinde devralanların bildiği bilmediği tüm borçlardan sorumlu olacaklarına ilişkin kanuni düzenlemeler gereğince, devir öncesi hisseleri devralınan şirketin devirden sonra vadesi gelip tahsil edilen borcundan dolayı tüzel kişiliğin sorumluluğunun devam ettiği, somut olayda … Ltd. Şti’nin bu nedenle dava konusu borcu ödediği, devralanların bu borcun ödenmesi sonrasında rücu haklarının doğabilmesi için ya iç ilişkide bu yönde bir taahhüt veya hile, muvazaa vs gibi devir sözleşmesi iradesini sakatlayan hallerin gerçekleşmiş olmasının gerekeceği, TBK 202 maddesi hükümlerinin de aynı doğrultuda olduğu, bu noktada alacaklılar borçlardan dolayı devralana karşı talepte bulunmuşsa ve devralan ödeme yapmak zorunda kalmışsa devreden ile aralarındaki devir sözleşmesi kapsamında aralarındaki iç ilişkiye göre, iç ilişkide hiçbir husus kararlaştırılmamışsa ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanarak ya da şartları sağlanıyorsa irade sakatlığına ilişkin TBK hükümlerine başvurarak devredenin sorumluluğuna gidebilecektir. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Esas: 2018/5345 Karar: 2019/3508 Karar Tarihi: 07.05.2019; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2007/21-664 Karar: 2007/745 Karar Tarihi: 17. 10.2007)
Dava dosyası kapsamından borcun devralan tarafından bilinmediğinden söz edilemeyeceği, somut olayda, davacının rücu hakkının dayanağı olarak 03.04.217 tarihli hisse devir sözleşmesinin 6. Maddesi “Devir konusu şirket hissesiyle ilgili olarak bugüne kadar tahakkuk etmiş, edecek prim, kesenek, vergi resim, harç, borç ve ceza ücretleriyle sair ücretler devir edene, 03.04.2017 tarihinden sonrakiler de devir alana aittir. 03.04.2017 tarihinden önce cereyan etmiş olaylar ve işlemler hakkında Vergi Dairesi, Sigorta ve diğer kamu kuruluşları tarafından devir tarihinden sonra dahi işlem yapılarak ceza, harç veya vergi adı altında doğacak her türlü mali külfetten devir edenler kişisel olarak sorumlu olacaktır. Hisse devrine konu … Gıda Ltd. Şti’nin yapılandırması yapılmış vergi ve prim borçları nedeni ile bu borçlar devir edenler tarafından vadesinde ödenmeye devam edeceklerdir. Devir tarihinden önceki borçlar devir eden ortaklara, devir tarihinden sonraki tüm borçlar devir alana ait olacaktır. Devir alan bu borcun yapılandırma vadesinden önce ödenmesini talep edemez” şeklinde olup, 6. madde kapsamında taraf iradelerinin kamu hukukundan kaynaklı borçları düzenlendiği, özellikle devir edilen hisseden kaynaklı prim, kesenek, vergi, resim, harç gibi ücretlerin belirtildiği, devamı hükümlerinde ve ikinci paragrafta yine vergi borçlarına ve yapılandırmaya ilişkin düzenlemelerin yer aldığı, kamu borçlarına özgü “tahakkuk, harç, yapılandırma” gibi terimlerin kullanıldığı, sözleşmenin 8. maddesinde … işletmesindeki hakların, ruhsatların devrinin konu alındığı, 9. maddesinde kiracılık hakkından, 10. maddede ise devir kapsamı dışında bırakılan malzemelerden söz edildiği, sözleşmedeki hükümlerin tamamı ve özellikle 6. maddenin vergi borçlarını kapsadığı, bu nedenle taraf iradelerinin rücu ilişkisi kapsamında kamu hukuku kaynaklı vergi, harç, prim borcunu kapsadığının anlaşıldığı, bu bağlamda davacı … Ltd. Şti ile dava dışı … arasında satım sözleşmesinden kaynaklı, kambiyo senedi özelliği gösteren belgeye bağlanmış, özel hukuk kaynaklı borç, devir alanlara rucü hakkı vermeyeceğinin kabulünün gerekeceği sonuç ve kanaatine varılmış, bu nedenlerle davanın reddine, öte yandan davacının davaya dayanak teşkil eden takibe ilişkin kötüniyeti kanıtlamadığından aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın REDDİNE,
Davacının kötüniyeti kanıtlamadığından aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan 1.326,39 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.245,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 10.896,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davalılar vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır