Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/954 E. 2022/346 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/954
KARAR NO :2022/346

DAVA : Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/06/2019
KARAR TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülen Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’nın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile seyir halindeyken 25/06/2018 tarihinde meydana gelen kazada davalı …’un sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştığı kazada … ve davacıların müşterek çocukları …’nın yolcu konumunda olması nedeniyle ağır yaralandığını, perte ayrılan … plaka sayılı aracı kullanan …’nın … ilçesi istikametinden … istikametine yasal hız sınırları içinde ilerlemekte iken 12. km de kazanın meydana geldiğini, 25/06/2018 tarihli trafik kazası tutanağına göre sürücü …’un %100 kusurlu, diğer aracın sürücüsü olan müvekkili …’nın ve yolcu eşi … ile küçük çocuk …’nın kusursuz olduğunu, kaza sonrası müvekkillerinin sakat kaldığını, …’nın trafik kazasına bağlı olarak L5 vertebra %30 fraktür, sol alt ekstremitede post travmatik parestezi emg sol sural sinir duyu iletim hızında yavaşlama ve ayrıca dizlerde yaralanma meydana geldiğini, müvekkilinin kaza sonrası psikolojisinin bozulduğunu, yüksek dozda antidepresan kullandığını, …’nın trafik kazasına bağlı T12 ve L1 Vertebralarda %0-25 yüksekliğinde fraktür, ayaklarda his kaybı, ve dizdeki bağların kopmasına bağlı diz sakatlığı söz konusu olduğunu, kazada açılan airbag’in gözüne çarpması sonucu Ege Üniversitesinin 06.09.2018 tarihli raporuna göre müvekkili … hakkında “solda dilate ışık reaksiyonu olmayan, yakın reaksiyonu zayıf olan pupil mevcut olduğu, %0,1’lik pilokarpin yanıtı mevcuttur. Adie pupili ile uyumludur.” şeklinde rapor verildiğini, ayrıca kaza sonrasında bir omuz diğerinden daha düşük duruma gelmiştir ve düşük olan omuzun bulunduğu kolda da hareket kısıtlılığı olduğunu, …’nın göz bebeğinin ışığa duyarlılığı yok olmuş ve ömür boyu güneş gözlüğü takmak zorunda kaldığını, müvekkili …’ nın da kaza neticesinde verimli olarak çalışamaz duruma geldiği, bakmakla yükümlü olduğu diğer müvekkili … ve kazanın şokunu yaşayan küçük çocuk …’ya iyi bakamayacak durumda olduğunu, medula kayıtlarından da görüleceği üzere; müvekkili …’nın kaza neticesinde psikolojisinin bozulduğunu, …’nın da kaza sonrasında yüksek dozda antidepresan kullandığını, Müvekkilleri … ve …’nın anılan Trafik kazası nedeni ile maluliyet oranının tespitiyle; her bir kalem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00’er TL Bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ile 100,00’er TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00’er TL tedavi ve iyileştirme gideri ile 100,00’er TL bakıcı giderinin olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi, avukatlık ücreti ve yargılama giderleriyle davalı sigorta şirketinden tahsili ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL manevi tazminatın (her bir davalı için 50.000,00’er TL) davalı …’tan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davalı …’un muvazaalı mal kaçırma ihtimaline binaen, tespit edilecek araç ve taşınmazlarına teminatsız tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin tedbir talebi Mahkememizin 20/11/2019 tarihli ara kararı ile yerinde görülmeyerek reddolunduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı taraf ile davalı müvekkilinin çarpışması sonucu söz konusu kaza meydana geldiğini, iki araç çarpıştığını, ancak davalı müvekkilinin aşırı hızlı değil 80-90 km hız ile ilerlerken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, bahsedildiği gibi aşırı hızla gitseydi çarpışma sonucu ölümlerin meydana geleceğini, meydana gelen kaza sonucu davalı müvekkilinin kullandığı aracın pert olduğunu, davacı tarafın aracında çok fazla hasar olmamasına rağmen aracın onlar tarafından perte ayrıldığını, kaza sonrası çekilen video da araçların durumunun çok net göründüğünü, kaza sonrası davalı müvekkilinin davacı tarafı hastanede ziyaret ettiğini, aha sonra aradığını ve özür dilediğini, kazadan sonra müvekkilinin de psikolojisinin bozulduğunu, aracının pert olduğunu, maddi manevi olarak zor günler geçirdiğini, emekli olup başkaca bir gelirinin olmadığını, kaza yapan aracın kredi çekilerek alındığını ve pert olan aracın kredi ödemelerinin de devam ettiğini aynı zamanda Fethiye İcra müdürlüğü tarafından karşı tarafın aracının ödenen kasko bedeli için icra takibi yapıldığını, açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Her kadar davacılar vekili dava dilekçesinde … Sigorta AŞ’yi de taraf olarak göstermiş ise de, bilahare sigorta şirketi yönünden Mahkememizin 13/10/2021 tarihli ara kararı ile dosya tefrik edilmiş, tefrik kararını müteakip davacının feragati nedeniyle davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılan işbu davanın 13/10/2021 tarih …/…-… E.K. sayılı feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce deliller toplanılmış, taraflara dair ekonomik ve sosyal durum araştırmaları yaptırılmış, meydana gelen kaza sebebiyle taraflara atfı kabil kusur durumları yönünden bilirkişi raporu alınmış, davacıların maluliyet durumları yönünden Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Kurumu’ndan raporlar aldırılmış, taraf tanıkları dinlenilmiş, … Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma sayılı dosyasının bir örneği UYAP ortamından dosyaya kazandırılmış, soruşturma dosyasının halen derdest olduğu görülmüş, davacı tanıkları dinlenilmiş, tanık … “Kaza tarihini tam olarak hatırlayamıyorum 2018 yılı Haziran ayında olmuştu. Abim olan … öğretmendir kaza nedeniyle abimin beli kırılmıştır. Kaza sonrasında 3-4 ay kadar yatalak vaziyette abim yattı. Yengem olan …’nın da akciğerlerinde rahatsızlık oluştu, bu nedenle bir müddet hastanede yatmak durumunda kaldı. Meydana gelen kaza sebebiyle gerek abim gerekse eşi yengem gerekse çocukları manevi olarak çok olumsuz olarak etkilendiler” şeklinde, tanık … “davacı …, benim oğlum olur. Oğlum ve gelinimin yaşadığı kaza sebebiyle ailece gerek maddi gerekse manevi olarak oldukça zorluklar yaşadık, kazadan sonra oğlum işine gideyemip yaklaşık 7-8 ay kadar süreyle kazanın etkilerini taşıdı, hatta bu süre zarfında bizde kaldılar, gelinim … da aynı şekilde bizde kalmıştı. Kaza sebebiyle psikolojik olarak oğlum ve gelinim ile bizler dahi olumsuz olarak etkilendik. Karşı taraf kaza nedeniyle uzlaşmak amacıyla bize ulaşmamıştır” şeklinde, tanık … “Davacı … benim yakın arkadaşım olur. Kazadan sonra arkadaşım …’ın yaşantısı alt üst olmuştur. Kaza sonrasında agresif biri haline geldi. Hatta bu nedenle psikolojik destek aldığını bana söylemişti. Aile yaşantısında da sıkıntıların olduğunu bana ifade etti. Kaza nedeniyle … , bir süre çalışamadı bu nedenle ekonomik sıkıntıları olduğunu biliyorum. … , kamuda fizik öğretmeni olarak çalışır, eşi … ev hanımıdır. Davacı … kaza sebebiyle özel derslerine gidemediği için ekonomik sıkıntı yaşadılar. Halen kendisi ayakta durmakta zorluk yaşamaktadır. Eski performansına dönemediği için psikilojisi de olumsuz etkilenmektedir” şeklinde, tanık … “davacı … benim yakın arkadaşım olur. Davaya konu kaza … ilçesinde olmuştur. … kazadan sonra 4 ay kadar yatalak vaziyette annesinin evinde kalmıştır. Bakımını annesi ve babası yaptı. Davacı … nın da kaza sebebiyle boynunda zedelenmesi olduğunu biliyorum. Hatta bu sebeple boyunluk taktığını görmüştüm. Davacı … kamuda fizik öğretmeni olarak çalışır. Eşi … ise ev hanımıdır. Kaza sonrasında … , özel olarak verdiği fizik derslerini veremediği için maddi olarak gelirlerinde azalma oldu. … iyi bir fizik öğretmeni olup , derslerini verememesinden dolayı psikolojisinde de değişiklikler oldu. Arkadaşım … , kazadan sonra daha agresif tavırlar sergilemeye başladı. Hatta bu sebeple eşi … ile de arasında tartışmalar olmaya başladı. 4 ay boyunca süren tedavi sürecinde arkadaşım olduğu için her şeyine ben koşarak yardım ettim. Dışarı hava almaya ben çıkarttım. …, benim desteğimle ve kolçak desteği alarak ayağa kalkabiliyordu. 4 ay sonrasında ayakta duramadığı için raporlar almak zorunda kaldı, nöbetini tutamadığı için idareye yaptığı müracaat sonucunda nöbetten muafiyetine karar verildi. Olay sebebiyle psikolojik olarak oldukça olumsuz etkilenmiştir. Benim bildiğim kadarıyla kızı da kaza sırasında araçta imiş onun da ayak parmakları zedelendiği için alçıya alınmıştı. Ben kazadan sonra davalı …’un davacıların yanına geldiğini görmedim. Davalının maddi veya manevi olarak herhangi bir destekte bulunduğuna veya ilgilendiğine tanık olmadım” şeklinde,
Talimat Mahkemesi kanalıyla dinlenen davalı tanığı … “davacıları tanımam. Davalı … benim ablamın eşi olur. Dava konusu trafik kazası … Mevkiinde İzmir istikametine doğru olan yol üzerinde olmuştur. Kazanın tarihini hatırlamıyorum. Kazanın oluşunu görmedim. Kaza olduğundan davalının eşi olan ablamın telefon açması ile bilgi sahibi oldum. Hemen … Devlet hastanesine gittim. Eniştemin durumu iyiydi. Kendisine kısa bir süre baktıktan sonra kazanın diğer tarafı olan şu anda isimlerini hatırlamadığım bir erkek, bir kadın ve onların çocukları olan bir kızı ziyaret ettim. Gördüğüm kadarıyla durumları iyiydi. Dışarıdan göründüğü kadarıyla hiç birinin yarası beresi yoktur. Bir kaç saat kadar hastanede kaldılar. Hastaneden özel ambulansla başka bir hastaneye sevk edilmelerini talep ettiler. Ambulansla … Devlet Hastanesinden ayrıldıkları zamana kadar ben kendileri ile ilgilendim. Ben kendimi tanıtmadan onlar ile ilgilendim. Hatta beyefendi beni terslemişti diye hatırlıyorum. Ambulans ücretinin kim tarafından verildiğini bilmiyorum. Hastanede …’ta o sırada tedavi altında olduğu için kazanın karşı tarafı ile ilgilenemedi. Ancak sonrasında …’un bana anlattığına göre kendisi kazanın karşı tarafını arayıp hallerini hatırlarını bir kaç kere arayıp sormuş. Karşı taraf ise …’u terslemiş. … tarlalarda bahçelerde yevmiyeli işçi olarak çalışmaktadır. Kirada oturmaktadır. Aylık en fazla asgari ücret kadar para kazanır” şeklinde, tanık … “davacıları tanımıyorum. Davalı … benim teyzemin damadı olur. Dava konusu trafik kazası … Mevkiinde olduğunu biliyorum. Ben kaza mahallinde değildim. Kazanın nasıl olduğunu görmedim. Ben … Devlet Hastanesinde sekreter olarak çalışıyorum. Eniştem bana kaza geçirdiğini telefon açarak haber verdi. Kazadan bu şekilde haberdar oldum. Ben hemen acil servis kapısına geçtim. Yaklaşık 5 dakika sonra ambulans geldi. İçerisinden kazanın karşı tarafı olduğunu öğrendiğim bir kadın bir erkek bir de kız çocuğu indirildi. Eniştem ise aynı ambulansta şoförün yanında oturarak gelmişti. Kazaya karışan tarafların yaraları hafif olduğu için toplamda 4 kişi tek ambulans ile getirildi. Acil servisteki bir doktor vardı. Eniştem önce onlara bakın diyerek kazanın diğer tarafı olan aileye doktoru yönlendirdi. Karı koca ve çocuk hepsinin bilinci açıktı. Sadece çocuk korkmuş haldeydi. Dışarıdan göründüğü kadarıyla herhangi bir yaralanma görünmüyordu. Sadece erkek olan kişide boyunluk vardı. Normalde böyle bir durumdaki kazazedeyi … Devlet Hastanesinden 112 ambulans ile Yeşilyurt Devlet Hastanesine sevk edilir. Kazanın karşı tarafı olan ailenin yakınları hastaneye geldi. bir süre sonra özel bir ambulansla erkek olan kazazedeyi Bozyaka SGK Hastanesine götürdüler. Kazazede kendisi özel ambulans ile bu hastaneye gitmek istedi. Ben küçük kızın yanında durdum ve kendisi ile ilgilendim. Anne ve babasının yanına ise yaklaşamadım çünkü kendileri etrafa karşı çok sert davranıyorlardı. Eniştem aynı gün hastaneden taburcu oldu sonrasında ise bir süre fizik tedavi gördüğünü hatırlıyorum ama ayrıntısı hatırlamıyorum. Hastanede gergin bir ortam oluştuğu için eniştem …’u ayrı bir odaya aldılar. Orada tedavisi yapıldı. 2-3 saat kadar sonra da taburcu oldu. Ancak sonrasında …’un bana anlattığına göre kendisi kazanın karşı tarafını arayıp hallerini hatırlarını bir kaç kere arayıp sormuş. Hatta benden de hastane personeli olduğum için bu kişilerin sağlık durumlarını öğrenip öğrenemeyeceğimi bile sormuştu. Karşı taraf ise …’u terslemiş. … tarlalarda bahçelerde yevmiyeli işçi olarak çalışmaktadır. Kirada oturmaktadır. Aylık en fazla asgari ücret kadar para kazanır” şeklinde, tanık … “ben davalı …’u … ilçesinden arkadaşım olması nedeniyle tanırım. Davacıları ise tanımam. Ben kaza mahallinde değildim. Kazanın oluğunu görmedim. Arkadaşım olan davalı … beni telefonla arayarak kaza geçirdiğini söyledi. Bende hemen … Devlet Hastanesine gittim. Ben hastaneye gittiğimde hem davalı … hem de kazanın diğer tarafı olan karı, koca ve çocukları hastanedeydiler. Gördüğüm kadarıyla karı koca ayaktaydılar. Dışarıdan gördüğüm kadarıyla her ikisinde de yara bere yoktu. Alçı ve boyunluk gibi bir şey de yoktu. Çocukları ise kazadan korkmuştu. Bir sedye üzerine yatırılmıştı. Dışarıdan görüldüğünde onun da yarası beresi yoktu. Ben kazanın diğer tarafı olan karı kocaya yardım edebileceğimiz bir şey var mı diye sordum. Erkek bana bir ihtiyaçları olmadığını söyleyerek beni tersledi. Kimseyle görüşmek istemediğini söyledi. Sonrasında onların akrabaları hastaneye geldi. Kadının akrabaları ile gittiğini hatırlıyorum. Çocuk ve adamın ise sonradan özel bir ambulansla gittiğini duydum ancak kendim görmedim. Davalı …’nın ciddi bir yaranlanması yoktu. Zaten hep ayaktaydı. Aynı gün taburcu edildi. Benim …’dan duyduğuma göre … karşı tarafı bir kaç kez aramış sağlıklarını bir ihtiyaçları olup olmadıklarını sormuş. Ancak her seferinde terslemişler. Ben bunu …’dan duydum. Kendim görmedim. Hatırladığım kadarıyla …’nın kaza sonrası başka bir tedavi süreci olmadı. … kirada oturmaktadır. Bildiğim kadarıyla 2 tane yetişkin çocuğu var. Bahçelerde yevmiyeli budama işçiliği yapmaktadır. Aylık ortalama kazancı en fazla asgari ücret kadardır. ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya alınan raporda, … plakalı Ford Marka, 2011 model otomobil sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile seyri sırasında Karayolları Trafik Kanunu 46.maddesi ve 56.1a maddesi hükümlerine uymadığından bu kazanın oluşumunda etken olduğu, aynı Kanun’un asli kusurları belirleyen 84.g “şeride tecavüz etme “asli kusurunu işlediğinden %100 oranında kusurlu bulunduğu, … plakalı, 2014 model otomobil sürücüsü … idaresindeki … plakalı otomobili ile kendi şeridinde normal seyri sırasında diğer aracın ön kısmı ile ön kısmından çarpması şeklinde meydana gelmiş olan bu kazanın oluşumunda kusurlu bulunmadığı rapor edilmiş, işbu rapor Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Davacıların kaza sonrasında görmüş olduğu tedaviye ilişkin muayene ve tedavi evrakları getirtilmiş, davacıların maluliyeti yönünden Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından rapor ve ek raporlar aldırılmış, kaza tarihine nazaran maluliyet tespitinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine tabi olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davaya konu 25/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile otomobilde yolcu olarak bulunan … ve … olduğu halde olduğu, İzmir Aydın Devlet yolunu takiben … istikametinden … istikametine seyir halinde iken sürücü … idaresindeki … plakalı otomobili ile Devlet yolunda …- … yönünde seyri sırasında sürücü …’un kendi şeridinden çıkarak orta refüjü geçip … plakalı aracın şeridine girmesi nedeniyle araçların ön kısımları ile çarpışmaları şeklinde kazanın meydana geldiği, sürücü … idaresindeki … plakalı otomobili ile kendi şeridinde normal seyri sırasından diğer aracın ön kısmı ile aracının ön kısmından çarpması şeklinde meydana gelmiş olan kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, … plakalı sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile seyri sırasında Karayolları Trafik Kanunu 46.maddesi ve 56.1a maddesi hükümlerine uymadığından bu kazanın oluşumunda etken olmuş aynı kanunun asli kusurları belirleyen 84.g “şeride tecavüz etme “asli kusurunu işlediğinden asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davanın, davacıların maddi tazminat talepleri yönünden tefrik olunarak davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş olduğu, davacıların davalarının davalı …’tan meydana gelen kaza sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 Sayılı B.K.’nun 56. maddesi özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmetmesi gerektiği öngörülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir.
Somut olayda; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların yaralanmaları nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davaya konu kazanın gerçekleşmesinde davacıların herhangi bir kusurunun bulunmaması, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü göz önünde bulundurularak davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde, davacılar bakımından açılan manevi tazminat davalarının paranın satın alım gücü, manevi yönden her bir davacının uğramış olduğu zarar, tazminat miktarının zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerekliliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile, herbir davacı için 12.000,00 şer TL olmak üzere toplam 24.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 25/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın KISMEN KABULÜ ile, herbir davacı için 12.000,00 şer TL olmak üzere toplam 24.000,00 TL manevi tazminatın 25/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.639,44 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 344,29 TL nispi harç indirildikten sonra kalan 1.295,15 TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen 395,09 TL harç, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 577,75 TL tebligat-posta masrafı, 2.400,00 TL ATK ücreti, 146,00 TL + muayene ücreti olmak üzere toplam 4.068,84 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak 976,52 TL sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı yönünden A.A.Ü.T. göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı yönünden A.A.Ü.T. göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın red edilen kısmı yönünden A.A.Ü.T. 10/2. maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
Davalı tarafından işbu dava için yapılan 396,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı nazara alınarak 301,71 TL nin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/04/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza