Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/949 E. 2022/236 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/949
KARAR NO : 2022/236

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı kooperatifin ortağı olduğunu; 08.05.2011 tarihinde çekilen kurada, … / … Parselde yer alan … ve … nolu villaların kendisine isabet ettiğini; … nolu villanın bedelinin 180.000.00 TL, … nolu villanın bedelinin ise 175.950,00 TL olarak belirlendiğini; bedellerinin ödenmesi halinde villaların 30.05.2013 tarihinde teslim edilmesinin kabul ve taahhüt edildiğini; imzalanan taahhütnamelerin, kooperatifin taahhüdünün yanı sıra gerçek kişi davalıların şahsi taahhütlerini de içerdiğini; müvekkilinin kendi üzerine düşen edimleri yerine getirip, villaların bedelini ödediğini ancak villaların halen teslim edilmediğini, villaların teslim edilmemesiyle müvekkilinin çok ciddi bir gelir kaybına uğradığını; bu nedenle yoksun kalınan kira gelirlerini karşılamak üzere davalılar aleyhine icra takibi (İzmir 25. İcra Müdürlüğü, …/…) başlatıldığını ancak itiraz edilerek durdurulduğu için sonuç alınamadığını; itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, fazlaya ve ıslaha ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, yargılama aşamasında alınacak bilirkişi raporundaki değer esas olmak üzere, şimdilik, icra takibinin 45.000,00 TL’lik kısmına yapılan ıtirazın iptaline ve takibin devamına, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, takip tarihinden itibaren reeskont faizi yürütülmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; ortaklığı konusunda çekişme bulunmayan davacının aynı zamanda denetçi olarak da görev yaptığını; gerek müvekkili …’ın ve gerekse diğer davalı …’nın, denetçi …’ün daveti üzerine davalı kooperatifin yönetim kurulunda görev aldıklarını; kooperatif adına yaptıkları işlemlerden şahsen sorumlu tutulamayacaklarını; bu nedenle davanın öncelikle husumet yönünden reddedilmesini istediklerini, davacının, ortağı olduğu kooperatiften kira tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığını; kira tazminatını ancak arsa sahibi talep edebileceğini; arsa sahibi konumunda olmayan davacının kira tazminatı talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, 04.05.2016 tarihinde, İzmir … Noterliği kanalı ile keşide ettiği … yev. nolu ihtarname ile davacının, … nolu villa için yapılan ödeme miktarı 166.502.20 TL; … nolu villa için yapılan ödeme miktarı 133.827,00 TL olarak bildirdiğini; böylece … nolu villa için 180.000,00 TL, 166.502.,20 TL, 13.497,80 TL; … nolu villa için 175 .950,00 TL-133.827,00 TL-42.123,00 TL eksik ödeme yapıldığının, davacı tarafından da kabul edildiğini; buna göre davacının, villa bedellerinden 55.620,80 TL borcunun kaldığını, kooperatif ortaklarının, villa bedellerinin yanı sıra genel kurulca belirlenen aidatları da ödemekle yükümlü olduklarını; davacının, ödenmeyen aidatlar nedeniyle ve Haziran/2019 itibariyle 13.800,00 TL borçlu olduğunu (2014 yılı için yıllık 3.600,00 TL / 2015 yılı için yıllık 1.200,00 TL / 2016 yılı için yıllık 1.800.00 TL / 2017 yılı için 4.800,00 TL / 2018 yılı için yıllık 2.400,00 TL /2019 yılı için aylık 200,00 TL); bu rakama gecikme faizlerinin dahil edilmediğini, kooperatif ortaklarına kira tazminatı ödenemeyeceği hususu bir yana bırakılsa dahi kira tazminatı talep edilebilmesi için kooperatife olan tüm borçların ödenmesinin zorunlu olduğunu; davacının ise villa bedeli ve aidat olarak 55.620,80 TL+13.800.00 TL=69.420.80 TL borcunun bulunduğunu; kendi yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının kira tazminatı talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulüne uygun olarak çağrılmasına rağmen katılmadığı genel kurul toplantılarının iptali için dava açan ve tedbir kararı isteyerek kooperatifin iş ve işlemlerini aksatan davacının kira tazminatı talep etmesinin, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu; keza kooperatife borçlu olduğunu bildiği ve bunu ödemediği halde davacının, kooperatif aleyhine icra takibi başlatmasının da kötü niyetli olduğunu, bu nedenle kötü niyet tazminatı talep ettiklerini belirterek,”… aleyhine açılan davanın husumet yönünden; kooperatif aleyhine açılan davanın ise, hukuki mesnetten yoksun olduğu için reddedilmesini” davalı …’a ve kooperatife, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
İzmir 25. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısının alacaklı, dosyamız davalılarının borçlu olduğu, 02.05.2018 tarihinde 194.500,00 TL tutarındaki asıl alacağın, takıp tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi (yıllık 49) ile birlikte ödenmesi istendiği, takip talebi ve ödeme emrinde, talep edilen alacağın dayanağı, “02.05.2018 tarihli asıl alacak 194.500,00 TL borçlular tarafından 22.11.2011 tarihinde düzenlenen 30.05.2013 tarihli 2 adet villanın teslimine ilişkin taahhüt gereğince edimler yerine getirilmediğinden dolayı maruz kalınan kira gelirlerinin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) giderleriyle birlikte istemidir” şeklinde açıklandığı, S. S. … Konut Yapı Kooperatifi, … ve … vekili, 14.05.2018 tarihli dilekçesiyle,“Alacaklı taraf; 194.500,00 TL kira geliri talebiyle müvekkiller aleyhine icra takibi başlatmışsa da sebebi ve hukuki dayanağı tarafımızca anlaşılabilmiş değildir. Müvekkillerin alacaklı görünen tarafa borçları bulunmamaktadır. Ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla borcun varlığı söz konusu olsa bile muaccel olmadığından talep edilmesi mümkün değildir. Kabul anlamına gelmemek üzere müvekkiller … ve … açısından şahsi olarak alacaklıya herhangi bir borçları bulunmamakta olup bu yönüyle de takip hukuki mesnetten yoksundur. Bu sebeple asıl alacağa, işlemiş ve işleyecek faize ve takibin tüm fer’ilerine itiraz etmekle takibin tamamının durdurulmasını talep etme zorunluluğu doğmuştur.” şeklinde itiraz ederek takibin durdurulmasını sağlamıştır.
Emekli Başmüfettiş Koop. Nitelikli Hesap Bilirkişisi …’in düzenlediği 12/06/2020 tarihli kök bilirkişi raporunda; dava, kooperatif ortağı olarak davacı …”’e tahsis edilen iki adet konutun villa, taahhüt edilen sürede (30.05.2013) teslim edilmemesi sonucunda oluşan zararın (kira kaybı) tazmin edilmesine ilişkin olup, davacının, taahhüt bedeli farkının (355.950,00 TL-300.329.,20 TL=55.620,80 TL) yanı sıra Genel Kurulca belirlenen genel yönetim gideri aidatlarını da (13.600,00 TL) ödemediği tespit edilmiş olup, kendi üzerine düşen parasal yükümlülükleri yerine getirmeyen kooperatif ortağının, kira tazminatı talep edip, edemeyeceğinin takdiri mahkemeye ait olduğunu, davacı tarafın talebi kabul edilecek olursa, davacıya tahsis edilen konutların niteliklerinin ve rayiç kira bedellerinin belirlenmesi amacıyla, bir emlak değerlendirme uzmanı ve bir inşaat mühendisinin (veya mimar) katılımı ile oluşturulacak bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif icra edilmesinin uygun olacağının düşünüldüğü bildirildiği, yapılan itirazlar üzerine bilirkişiden alınan 26/07/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın tüm itirazları incelendiğini ve 12.06.2020 tarihli raporumuzdaki tespit ve değerlendirmelerimizin sonuçları değiştirecek nitelikte olmadığını, bu nedenle sözü edilen rapordaki tespit ve değerlendirmelerinin geçerliliğini koruduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişinin hükme esas alınacak nitelikte kabul edilen ayrıntılı ve gerekçeli raporlar dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; Her ne kadar dava konusu icra takibi, davalı kooperatif adına imzalanan … ve … nolu konut ortaklığı ile ilgili taahhütnamelere dayandığı, davacı, davalı kooperatifin ve kooperatif yöneticisi olarak sözleşmelere imza atan gerçek kişi davalıların, taahhütlerini yerine getirmeyerek kendisini mağdur ettiklerini iddia ve dava etmişse de;
Davalı S. S. … Konut Yapı Kooperatifin sorumluluğunun Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesine göre kooperatif ortakları, hak ve vecibeler yönünden eşittirler. Bu kapsamda davacı, diğer ortakların konutları teslim edildiği halde kendisine konut tahsis edilmemiş ya da eksik ya da ayıplı konut teslim edilmiş ise, uğradığı zararın tazmin edilmesi isteyebileceği, dava konusunda ise davacı, kooperatif yönetimi ile imzalamış olduğu sözleşmelere dayanarak, davacıya tahsis edilen konutların zamanında teslim edilememesinden kaynaklanan zararının telafi edilmesini istenmektedir.
Davalılar … ve … sorumluluğunun ise davacı tarafın dayandığı taahhütnamelerde, kooperatif kaşesinin üzerinde davalıların imzasının bulunduğu, davacı tarafa göre bu imzalar, davalılar … ve … ait olduğu, davalılar, bu imzaların kendilerine ait olmadığını iddia ettikleri, Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde, “Yönetime ve temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur” hükmü bulunduğu, bu hükme göre, davalı kooperatifin yöneticileri olan gerçek kişi davalıların, davacının uğradığı iddia edilen zarardan sorumlu tutulamayacağı hususunda mahkememizde kanaat oluştuğu,
Dava konusu icra takibi, davalı kooperatif adına imzalanan … ve … nolu konut ortaklığı ile ilgili taahhütnamelerin incelenmesinde, davalı kooperatifin verdiği taahhütnamelere göre davacı …, … Ada,… Parseldeki … ve … nolu villalar için 180.000,00 TL+175.950,00 TL=355.950,00 TL ödemekle yükümlü olduğu, ancak bu rakama, 10.04.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, gündemin 5’inci maddesinin 2’nci fıkralarında belirtilen imalatların (tapu, oturma ruhsat harcı, abone katılım payları, trafo, arıtma tesisi ve benzeri ortak kullanım alanları, sosyal tesisler, havuz, kafeterya )bedellerinin dahil olmadığı, davalı kooperatifin taahhüdü, sabit/peşin bedel üzerinden konut yapımını içerdiği, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, bu tür ortaklık tesislerinde, belirlenen bedel, genel inşaat imalatları ile ilgili olduğundan, genel yönetim giderleri ile ekstra imalatların bedelinin ayrıca ödenmesi gerektiği,
Davalı kooperatif ise, sözü edilen villaların inşaatını 30.05.2013 tarihine kadar tamamlayıp, teslim etmekle yükümlü olduğu, ancak bunun için ortağın da, parasal yükümlülüklerini noksansız olarak yerine getirmesi gerektiği,
Davalı kooperatifin verdiği taahhütnamelerde, 22.11.2011 tarihi itibariyle, … nolu villa için 30.000,00 TL, … nolu villa için 160.000,00 TL olmak üzere toplam 210.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtildiği, buna göre, inşaat imalatları için 355.950,00 TL-210.000,00 TL=145.950,00 TL daha ödeme yapılması gerekeceği, taahhütnameden kaynaklanan imalat bedeli ile 10.04.2011 tarihli Genel Kurul Tutanağının 5.2’nci maddesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde davalı kooperatif de, 30.05.2013 tarihine kadar, davalıya tahsis edilen iki villanın yapımını tamamlayıp, teslim etmekle yükümlü olacağı,
Davalı kooperatifin ödemekle yükümlü olduğu miktarın inşaat imalatları için ödenecek miktar, tarafların karşılıklı anlaşmasıyla belirlenmiş olup 355.950,00 TL olduğu, birer örneği dosyaya sunulan genel kurul tutanakları incelendiğinde, genel yönetim giderlerinin
Genel Kurul Belirlenen Yıllık
Tarihi Aidat Tutarı Aidatların Geçerli Olduğu Dönem Aidat Tutarı
29.06.2014 300,00 TL 2014/Temmuz-2015/Haziran 3.600,00 TL
30.06.2015 100,00 TL 2015/Temmuz-2016/Haziran 1.200,00 TL
29.06.2016 150,00 TL 2016/Temmuz-2017/Haziran 1.800,00 TL
30.06.2017 400,00 TL 2017/Temmuz-2018/Haziran 4.800,00 TL
28.06.2018 200,00 TL 2018/Temmuz-2019/Mayıs 2.200,00 TL
TOPLAM 13.600,00 TL olduğu, Genel Kurulca belirlenen aidatlar, inşaat yapılması için yeterli olmadığı, kooperatif kayıtları incelendiğinde, ortaklardan tahsil edilen aidatların, genel yönetim giderleri ile ekstra masraflar için harcandığının bilirkişi incelemesinde tespit edildiği,
Bu haliyle davacının, Genel Kurulca belirlenen aidatları ödemekle yükümlü olduğu sonucuna varıldığı, davalının ise anlaşmaya istinaden toplam 355.950 TL+13.600 TL= 369.550,00 TL ödeme yapması gerekmektedir.
Her ne kadar dava dilekçesinde, iki villanın bedelinin de ödendiğinden bahsedilmiş ise de, yapılan ödemenin miktarının açıklandığı, buna karşılık 04.05.2016 tarihinde, davacı vekili tarafından, İzmir … Noterliği kanalı ile keşide edilen … yevmiye nolu ihtarnamede, … tarafından, … nolu bağımsız bölüm için 133.827,00 TL, … nolu bağımsız bölüm için 166.502,20 TL olmak üzere toplam 300.329,20 TL ödeme yapıldığının bildirildiği,
Davalı kooperatife ait defter ve kayıtlardaki ödeme miktarı da 300.329,20 TL olup, ihtarname ile örtüştüğü, aksi davalı tarafça kanıtlanmadığı ve belgelendirilmemesi nedeniyle davacı … tarafından 300.329,20 TL ödeme yapıldığı mahkememizce kabul edildiği, buna göre davacının 369.550,00 TL-300.329,20 TL=69.220,80 TL borcu oluştuğu,
Tarafların kira tazminatının şartları ile ilgili karşılıklı taahhütte bulunduklarının anlaşıldığı, kural olarak taraflar birisini taahhüdünü yerine getiremezse, karşı tarafından taahhüdünü yerine getirmeme hakkı bulunduğu, kooperatiflerin, ortakları adına vekaleten inşaat yapan kuruluşlar olduğu nazara alındığında Kooperatif ortaklarının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, kooperatifin inşaat yapmasının mümkün olmadığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 23.05.2012 tarih, E.2011/476-K.2012/3597 sayılı kararında, “Davaya konu edilen dairenin şartlı üyelik sözleşmesi ile toplam 6.000,00 TL bedelle satıldığı, bunun 4.000,00 TL’sinin peşin, geri kalan 2.000,00 TL”’nin de eksik imalatlar tamamlandığında ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının 24.11.2000 tarihinde 1.150,00 TL, 11.02.2004 tarihinde 2.800.00 TL olmak üzere toplam 3.950,00 TL ödediği ve 28.04.2006 tarihinde dava konusu yeri herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin teslim aldığı, taşınmazın 6.000.00 TL toplam satış bedelinden peşin olarak ödenmesi gereken 4.000,00 TL’yi teslim tarihine kadar ödediğini ispatlayamadığı, bu haliyle kira kaybı yönünde talebinin haklı olmadığı” şeklinde karar verildiği, bu karar gereğince, dava tarihi itibariyle 69.220,80 TL borçlu olan davacı, kendisine tahsis edilen iki adet konutun teslim edilmemesi nedeniyle kira tazminatı talep edemeyeceğinin mevzuat ve içtihatlara göre belli olduğu,
Haddizatında ecrimisilin hukukumuzda haksız tecavüz, elatma sebepli talep edilen bir tazminat/alacak nev”i olması ciheti ile de davacının talep konusu gayrımenkule kooperatif içinden ya da dışından bahse konu mülkiyetin teslim şartları bulunmasına rağmen haksız ve usulsüz kullanımı, işgali olarak tasvir ve kabul edilebilecek bir halin bulunmadığı, hadisenin tamami ile tarafların karşılıklı alacak-borç durumları sebepli ödemezlik ve teslimden imtina yönündeki def’i haklarının kullanımı kaynaklı olduğu, ancak teslime müstehaklık açısından evleviyetle kooperatife vaki taahhüt bedeli farkı ve aidat gideri gibi alacak kalemlerinin ifa ve itfası, bu suretle eski 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun tabiri ile mütekabil taahhüdat bağlamında dairenin teslim/tescil borcunun doğmasının ve talep edilebilirliğinin gündeme gelmesinin şart olduğu anlaşılmaktadır.
Keza kooperatife davacının hiç bir borcunun bulunmayıp buna mukabil kooperatifin teslimde gecikmesi ve temerrüdü sebepli olarak ta emsal kira vb kriterlere göre ecrimisil talebinde bulunulduğu düşünülse dahi, inşaatların hiç başlamadığı ve bina inşaatı yapılmamasının sebebinin de üyelerin eksik ödemeleri olduğu anlaşılmakla bu hususta sair araştırma yapılmamıştır.
Davacı tarafından talep edilen alacağın oluşumu ile ilgili olarak dava konusu icra takibinde, asıl alacak olarak 194.500,00 TL talep edilmiş ise de, villa bazında talep edilen miktarın yanı sıra hesaplama dönemi ile talep edilen kira tazminatının yıllara göre dağılımı da açıklanmadığı, villalar arasında fark yoksa, talep edilen kira tazminatının eşit olması gerektiği, bu durumda her villa için 194.500,00 TL/2=97.250,00 TL talep edildiği kabul edilebileceği, takip döneminde ise taahhütnameye göre villaların teslim tarihi 30.05.2013 olduğundan, takip tarihi (02.05.2018) itibariyle 71 aylık gecikme söz konusu olduğu, tarafların beyanlarından, davalı kooperatif tarafından tamamlanıp, ortaklara teslim edilen ve halen oturulmakta olan villa bulunmadığı anlamı çıktığı gibi esas itibari ile villaların teslim şartları mevcut olsa dahi davacının kooperatif nezdinde mevcut borçları sebepli teslim şartlarının doğmadığı, dolaysısıyla kooperatifin davacıya olan borcunun muaccel olmadığı, bu cihetle de davacıya tahsis edilen taşınmazlar için talep edilebilecek kira bedellerinin belirlenmesi de mümkün olmadığı;
Bu itibarla kimsenin kendi kusuru ile sebebiyet verdiği bir halden istifade edemeyeceği, aksi halin tasavurunun hakkın kötüye kullanımı olacağı, dürüstlük ve iyi niyet kuralları çerçevesinde bu halin hukuk düzenince yasaklandığı kanaatine varıldığından;
Açıklanan gerekçelerle mahkememizce davacının davasının reddine, dava konusu hadise ve dava türü itibari ile ecrimisil alacağının doğmadığı ve talep şartlarının bulunmadığı nazara alınarak davacı tarafından yapılan takibin haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden ihtilafa ve takibe konu olan ancak davaya konu edilen miktara münhasır kısım 45.000,00 TL alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan takibin haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden ihtilafa ve takibe konu olan 45.000,00 TL alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu ilam harcının, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 6.650,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
9-Davalının yatırdığı delil avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza