Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/941 E. 2022/535 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/941
KARAR NO : 2022/535

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/02/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.01.2016 tarihinde İzmir İli yönünden Seferihisar yönüne giden yolda, davalılardan … Sigorta A.Ş’ye sigortalanmış ve davalı … Taddbfi adına kayıtlı; davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu elim trafik kazası sonucu müvekkili … ağır şekilde yaralanmış ve uzun süre hayati tehlikesi devam ettiğini, müvekkili kaza sonrasında Dokuzeylül Üniversitesi Acil Servisi’ne kaldırılmış buradaki müdahalenin ardından müvekkilinin tedavisi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sürdüğünü, ayrıca müvekkili Özel Balçova Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dal Merkezinde de fizik tedavi gördüğünü, kaza esnasında ağır yaralanan müvekkili bir çok ameliyat geçirmiş, müvekkilde kalıcı olarak bedensel ve ruhsal sorunlar meydana geldiğini, meydana gelen kazada müvekkilinde kalıcı ve geçici iş görmezlik meydana geldiğini, meydana gelen kaza neticesinde davalı sigorta şirketine maddi hasarın ödenmesi noktasında 31/12/2018 tarihinde başvuru yapılmış ise de başvurumuza olumlu bir dönüş olmadığı gibi 08/02/2019 tarihli arabuluculuk görüşmesi de olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin hayat akışı kısıtlandığını, kaza tarihinden bu yana çalışamayan müvekkilinin maddi ve manevi olarak zor günler geçirmiş ve halen de geçirdiğini, müvekkilinin uğradığı zararın bir nebze hafiflemesi adına davalı … Sigorta A.Ş ye poliçe bedelinin ödenmesi talepli olarak başvuruda bulunulmuş ise de davalı sigorta şirketi ile yapılan arabuluculuk görüşmesi olumsuz neticelendiğini, müvekkilinin ayrıca geçici iş görmezlik süresi boyunca evde bakıma muhtaç olmasından dolayı evde hasta bakım ücretinin de müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bunun yanı sıra müvekkiline uzun süre fizik tedavisi gördüğünü, 30.01.2016 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle oluşan fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak ve daha sonra arttırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500 TL kalıcı iş görmezlik tazminatının tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, 400 TL geçici iş görmezlik tazminatının tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, geçici iş görmezlik sebebiyle 50 TL evde hasta bakım giderinin davalılardan … ve … Taddei’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, faturalandırılan 550 TL tedavi masraflarını içerir maddi tazminatın … ve … Taddbei’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, 50.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Taddfei’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, maddi ve manevi tazminat taleplerimize kaza tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını ve ihtiyati haciz konulması yönündeki taleplerini kabul etmiyor ve haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddini talep ettiklerini, davacının dilekçesinde bahsi geçen İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesi’nin …….. E. …………K. sayılı dosyasında davalı …’ün tali kusurlu olduğuna karar verildiğini ve davacının, meskun mahal dışı yola gereken dikkat ve özeni göstermesi ,geliş şeridini kontrollü geçtikten sonra dönel kavşak yarma içinde gidiş şeridinde gelen araçların hızlarını ve mesafelerini etkin kontrol edip geçiş hakkının gelen araçlarda olduğunu kavrayıp yolun müsait olduğunu belemesi, yol müsait olduğu zaman diliminde kontrollü ve seri bir şekilde geçişini tamamlaması gerekirken, belirtilen hususlara riayet etmediği, görüşün açık olduğu gece vakti yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, yolun diğer tarafına geçmeden evvel yol üzerindeki trafik akışına dikkat etmediği, gelen şüpheli idaresindeki aracın hızını ve mesafesini kale almadan ilk geçiş hakkı vermemesi nedeni ile can ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürüp kontrolsüz bir şekilde yolun diğer tarafına geçmek isterken sağ şerit üzerinde şüpheli idaresindeki araç ön kısımları ile çarpıp, çarpma noktasından itibaren 22.5m etkin fren izi ile birlikte gidiş istikametinin sağ şeridi üzerine savurması sonucunda meydana gelen tarfik kazasında; dikkat ve özen yükümlülüğünün gerektirdiği güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almamak trafik kuralına riayet etmeyip meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/B maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu 07/09/2017 tarihli Trafik Bilirkişisi …………..‘in tanzim ettiği bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, netice itibariyle, meydana gelen trafik kazasına davacının asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği aşikarken davalıdan tazminat istemesi kötünüyetli olduğunun göstergesi olduğunu, davaya konu kaza, davacının ihmal ve savsaması sonucu meydana geldiğini, başka bir deyişle, eğer davacıda-kabul anlamına gelmemek koşuluyla- rahatsızlık oluşmuşsa, davalı bundan sorumlu tutulamaz çünkü kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren davacının kendisi olduğunu, ayrıca davalı, kaza meydana geldiğinde davacıya her türlü yardımı yapmak istemiş, davacının evine arkadaşıyla birlikte ziyarete gitmiş ancak adeta davacı davalıyı ve birlikte gittiği arkadaşını evinden kovduğunu, diğer taraftan davalının davacının tedavisi yaptırmak için gösterdiği çabalarına ilişkin tanık beyanlarına başvurulabileceğini, dava dilekçesindeki davalı Ergüç hakkında kötüniyetli ithamların kabulü mümkün olmadığını, davacı, kimseye muhtaç olmadan ve destek almadan yürüyebilmekte, tüm ihtiyaçlarını gerçekleştirebileceğini, davalı Ergüç, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığında çalıştığını, davacı, çiftçi kayıt sistemine kayıt yenilemek için davalının işyerine gelmekte ve davalı ile sürekli sohbet etmekte olup iletişim halinde olduklarını, davalı Ergüç’ün davacı ile görüşmediği, davacının çok kötü durumda olduğu gibi dava dilekçesinde kötüniyetle yazılmış , gerçekle ilgisi olmayan , hukuki zemine oturmayan beyanları kabul etmediklerini, sonuç olarak, davacının kazada tam kusurlu olduğu mahkeme kararıyla tespit edildiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen ve gerçekle ilişkisi olmayan kötüniyetli ve sebepsiz zenginleşmeye konu olabilecek beyanları ve faiz talebini kabul etmediklerini, mahkemece yaptırılacak inceleme sonucunda davacının tamamıyla kendi ihmal ve savsamasının sonucu kazanın meydana gelmiş olduğu hususundaki kanıtların incelenmesine ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri ile ihtiyati haciz talebini içerir davasının reddine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
Davalı … Taddei vekili cevap dilekçesinde; TTK madde 5/A gereğince 06/12/2018 tarihinden sonra Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davalarda taraflar arasında arabuluculuk dava şartı olup uygulanmaması halinde usulden red sebebi olduğunu, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında arabuluculuk müzakereleri yapılmış olup işbu müzakerelere müvekkili ve diğer davalı davet edilmediğini, Kanunun gerekçesine bakıldığında, arabuluculuk müessesiyle tarafların kısa sürede amaçlarına ulaşabilmesi ve mahkemelerin usul ekonomisi ilkesinin uygulanabilmesi yolunda yoğun iş yükünün azaltılması amaçlandığını, söz konusu davada aleyhe olan sonuçlardan sigortayla birlikte müteselsilen sorumlu olan davalıların arabuluculuk müzakerelerine katılmaması savunma ilkesine aykırılık teşkil edeceği gibi tarafların aleyhine kanunun gerekçesine de uygun olmayan sonuçlara sebebiyet vereceği sabit olduğunu, KTK gereğince işletenin sorumluluğu araç sürücüsünün kusurundan kaynaklanmakta olup, araç sahibi konumunda olan müvekkilini savunma maksadıyla davalı araç sürücüsüne ilişkin savunmada bulunma zaruriyeti doğduğunu, olay anında, karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı koyunlarını alt menfezden geçirmiş olup, kendisi anayolu kullandığını, ceza yargılamasındaki ifadesinde alt yolun karanlık olması hasebiyle ana yolu kullandığını ifade ettiğini, davalı … ile ceza yargılamasında dinlenen tanıkların tutarlı ifadeleri göz önünde bulundurulunca davacının elinde fener bulunmadığı sabit olup havanın zifiri karanlık ve etrafın ağaçlık olması sebebiyle davacının yoldan geçen araçlar tarafından farkedilmesi mümkün olmadığını, bununla birlikte davacı yan, alt yolu kullanan koyunlarının dağılması endişesiyle hızlı ve aceleci davranarak ani bir şekilde yola fırladığını, kazada asli ve tam kusurlu davacı yan olup davalı …’e hiçbir kusur izafe edilemeyeceği sabit olduğunu, davalı … hız sınırının 110 km olduğu ana yolda, 55-60 km hızla trafik kurallarına uygun bir şekilde seyir halinde iken, davacının kusuru sebebiyle mezkur kaza gerçekleştiğini Ceza ve hukuk dosyaları bir bütün halinde incelendiğinde davacı yanın asli ve tam kusuru yüzünden kazanın kaçınılmaz olduğu, davacı yanın manevi tazminat talebi ve buna ilişkin iddiaları gerçeğe aykırı olduğu gibi mesnetsiz ve yersiz olduğunu, 30.01.2016 tarihinde meydana gelen kazanın üzerinden 3.5 yıl geçmiş olmasına rağmen bunca yıl içerisinde davacı olunmaması manevi bir çöküntü altında olunmadığının göstergesi olduğunu, davacının iddialarının aksine davalı … ve müvekkilem kaza meydana geldiğinde davacıya her türlü yardımı yapmak istemiş fakat davacı tarafından yardım teklifleri geri çevrildiği gibi davalı ve müvekkilem tehdit edilmiş, davacı yan bir takım kişiler aracılığıyla tabiri caizse para tırtıklamaya çalıştıklarını, davanın öncelikle usulden reddine, usulden reddedilmemesi halindeyse davacının maddi ve manevi tazminat talepleri ile ihtiyati haciz talebini içerir davasının reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Davalı Marphe Sigorta A.Ş. Yönünden mahkememizce tefrik kararı verilmiş olup mahkememizin 2022/489 esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce davacının Ege Üniversitesi ATK Anabilim Dalı Başkanlığı’ na sevki sağlanarak sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresinin tespiti bakımından rapor aldırılmıştır.
Ege Üniv. Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 31/03/2021 tarih ve 734 sayılı rapora göre;
1.Birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı şahsın olay tarihindeki yaşına göre %73 (yetmişüç) ve bugünkü yaşına göre de 474 (yetmişdört) olarak bulunmuştur.
2. Tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak varsa iş göremezlik/istirahat rapor sürelerinin göz önünde bulundurulmasının daha uygun olacağı mütalaasına varılmıştır. 07.10.2020 tarihli 1727 rapor no.lu raporumuz sonrasında da şahsa ait herhangi bir istirahat raporunun dosyaya eklenmediği anlaşılmıştır.
3. Davalı … Vekilinin (Av. ………..) 28.10.2020 tarihli itiraz dilekçesinde bahsedilen tıbbi iyileşme süresine itirazına yönelik olarak; 07.10.2020 tarihli 1727 rapor no.lu Adli Sağlık Kurulu Raporu’muzda sonuç kısmında belirtilen tibbi iyileşme süreci yaralanan doku için ortalğn; fizyolojik doku iyileşmesi süresidir, bilindiği gibi her kişinin iyileşme süreci farklılık gösterebileceğinden varsa iş göremezlik/istirahat rapor sürelerinin göz önünde bulundurulmasının daha uygun olacağı ancak incelenen mahkeme dosyasında bu konuda bir evrak görülemediğinden bahsedilebilecek iyileşme süresi için yaralanan dokuyla ilgili ortalama tıbbi iyileşme süresinin bildirilmesi uygun görülmüştür.
4. Davalı … Vekilinin (Av. ……….) 28.10.2020 tarihli itiraz dilekçesinde bahsedilen “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” gereğince, kişinin özür durumunun zaman içinde değişme ihtimalinin değerlendirilmesinin gerektiği beyanına yönelik olarak; tazminata esas maluliyet/engel oranı hesaplamalarında kalıcı arızalara göre hesaplama yapılmaktadır. Zaman içinde değişme olan durumlarda örneğin tedavinin ve iyileşmenin devam ettiği durumlarda, tedavisi bittikten ya da iyileşmesi tamamlandıktan sonra değerlendirme yapılması gerekmektedir. Şahsın 13.08.2020 tarihinden yapılan muayenesi davaya konu trafık kazasından (30.01.2016) yaklaşık 4,5 yıl sonra yapılmıştır. Dolayısıyla mevcut bulguların kalıcı olduğu değerlendirilmiştir.
5. Davalı … Sigorta Vekilinin (Av. ……….) 26.10.2020 tarihli itiraz dilekçesinde bahsedilen tanzim olunan raporun iyileşme sürecini göz ardı ettiğine dair itirazına yönelik olarak; tarafınızca şahsın geçirdiği 30.01.2016 tarihli trafik sonucu istenen 07.10.2020 tarihli 1727 rapor nolu Adli Sağlık Kurulu Raporu’muzda bahsedilen iyileşme süresinin olay tarihiyle raporumuzun tarihi arasındaki süreden kısa olduğu, raporumuzun basit bir hesapla olaydan yaklaşık 4,5 yıl sonra hazırlandığı görülmektedir. Davalı vekilinin ileri sürdüğü bu itirazı neden belirttiği anlaşılamamaktadır.
6. Davalı … Sigorta Vekilinin (Av. …) 26.10.2020 tarihli itiraz dilekçesinde bahsedilen 22.10.2020 medikal firma raporundaki özür oranı ile 07.10.2020 tarihli 1727 rapor no.lu Adli Sağlık Kurulu Raporu’muz arasındaki oran farkına yönelik itirazına yönelik olarak; bahsi geçen medikal firma raporu mahkeme dosyasında görülemediğinden ilgili konu hakkında değerlendirme yapılamamaktadır. Ancak genel olarak bu tür firmalardan alınan raporlar hastanın muayene bulgularına dayanmadığından eksik ya da yanlış değerlendirmeleri içerebilmektedir.
7. Davacı … Vekilinin (Av. ………..) 23.10.2020 tarihli itiraz dilekçesinde bahsedilen iyileşme sürecindeki sürekli bakıma muhtaç olma ihtiyacına yönelik olarak; 07.10.2020 tarihli 1727 rapor no.lu Adli Sağlık Kurulu Raporu’muzda sonuç kısmında C.bendinde “Yaralanma sonrası kişinin günlük öz bakım ihtiyaçlarını gideremediği veya gidermekte zorlandığı durumlarda, tam zamanlı veya günlük belli bir saat profesyonel bakım desteği ihtiyacı olup olmadığı ve varsa süresinin belirlenmesine dair kapsamlı bir mevzuat bulunmamaktadır. Ayrıca, bireysel farklılıklar, aile desteği, yaralanmanın özelliği gibi birçok farklı etkenin değişkenlik göstermesi nedeniyle standart bir süre verilmesi de mümkün değildir. …’de trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma sürekli bakıma muhtaç olma hallerinden birini karşılamamaktadır. Bu nedenle, şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı kanaatine varılmıştır. Sorulan husus (kişinin iyileşme süresi içinde başka birisinin bakımına ihtiyacı olup olmadığı, muhtaç ise bakım hizmetine duyulan sürenin ve bakım ihtiyacı oranının ne kadar olduğu) ile ilgili olarak, sosyal haklar kapsamında engelli bireylerin bakıma muhtaçlığının tespiti ile ilgili olan “Bakıma Muhtaç Engellilerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” başlıklı Yönetmelikte bahsi geçen üyelerden oluşan bir Bakım Hizmetleri Değerlendirme Heyeti oluşturularak istenilen husustaki raporun bu özellikteki bir heyetten aldırılmasının daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır.” yazılıdır. 07.10.2020 tarihli 1727 rapor no.lu raporumuzda şahsın iyileşme süresince ne kadar bir başkasının yardımına muhtaç olacağı ile ilgili de bilgi verildiği görülmektedir. Özetleyecek olursak, bu konuda belirli bir yönetmelik ya da düzenleme olmadığından bu şekilde bir açıklama yapılmıştır. Ancak genel kabullere göre yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1(bir) ay kadar olarak kabul edilebileceği kanaatine varılmıştır.
8. “07.10.2020 tarihli sağlık kurulu raporunda “davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin ne kadar olabileceği hususunun Sosyal Güvenlik Uzmanı bir bilirkişi tarafından belirlenmesinin uygun olacağı” şeklinde bir kanaat bildirilmiş ise de Sayın mahkemeniz tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna müvekkil davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş ve kurumdan herhangi bir ödemenin yapılmadığı şeklinde bilgi verilmiştir. Bu husus 17.06.2020 tarihli duruşma tutanağından da anlaşılmaktadır. Hal böyle iken SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin ne kadar olabileceği hususunun Sosyal Güvenlik Uzmanı bir bilirkişiden rapor alınması yönünde bir gereklilik de bulunmamaktadır” şeklinde itirazda bulunulduğu görülmüştür. Konu uzmanlık alanımızla çözülebilecek, cevaplanabilecek bir konu olmadığından bu tür bir belirleme yapılmış olmakla birlikte bu konudaki uzman bir bilirkişiden görüş alınabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2.Adli Tıp İhtisas Kurulunun 14/06/2021 tarih ve 9994 sayılı raporunda; 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle mevcut belgelere göre;
Mustafa Kemal oğlu, 10.01.1964 doğumlu, …’nin 30.01.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 VII(2Ab…………….45)A % 49×1/2=A%24.5
Gr1 XII(6b……………..35)A %39×1/2=A%19.5
Gr1 XII(28Aa…………..10)A %14,
Balthazard formülüne göre: A %47.7
E cetveline göre %53.0 (yüzdeelliüçnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, aynı yönetmeliğin 15. Maddesi çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, dosya ve ekleri kusur ve hesap bilirkişilerine tevdi edilerek, tarafların davaya konu kazanın oluşumunda kusur oranları ve tazminat miktarlarının tespiti yönünden bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Kusur Bilirkişisinden alınan raporunda özetle; Davacı … 40/100 (Yüzde Kırk) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılan davacının davranışı:
**2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68. maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. Maddesinde düzenlenen: “3) Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alarak uygun zamanda geçmek zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğindedir.
Davalı sigortalısı … plakalı araç sürücüsü … 60/100 (Yüzde Altmış) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılan davalının sigortalısı olan sürücünün davranışı:
** 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesinde düzenlenen: “Sürücüler: a)Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde
** 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. maddesinde düzenlenen: “Sürücüler: b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde,
** 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. maddesinde düzenlenen: “Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, ………. zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğindedir.
** Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 109. maddesinde düzenlenen:“d) Kavşağa gelen sürücüler kavşak giriş ve çıkışlarından kurallara uygun olarak karşıya geçen veya geçmek üzere olan yayalara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde olduğu bildirilmiştir.
Sigorta Mevzuatından Kaynaklanan Nitelikli Hesaplamalar ve Trafik Kazalarından Kaynaklı Ölüm ve Bedensel Zarar Hesaplaması Bilirkişisi …’den alınan 22/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 30.01.2016 olay tarihinde davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı otomobil ile davacı yaya …’ye çarpması ile meydana gelen yaralamalı trafik kazası meydana geldiği,
Dosya içinde mevcut 08.07.2020 tarihli Adalet Bakanlığı ATK Trafik İhtisas Dairesi 10028-3301 sayılı kusur raporunda davalı sürücü …’ün %60 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nin %40 oranında kusurlu olduğu tespiti yapıldığı, taraflarca da kabul edildiği üzere dava konusu sürücüsü %60 kusurlu bulunan içinde … plakalı araç kaza tarihini de kapsayan tarihleri arasında 4101500133525 sayılı poliçe ile … Sigorta Şirketi tarafından Trafik (ZMM) sigortası teminat örüntüsüne alındığı,
-Kaza tarihinde sakatlanma teminat limitinin 310.000 TL sı olduğu,
-Kazanın teminat süresi içinde meydana geldiği,
Dosya içinde davacı … ile ilgili olarak; Adalet Bakanlığı ATK Başkanlığı Adli Tıp 2.ci İhtisas Dairesinin 14.06.2021 tarihli 10681 sayılı ve davacının maluliyetine ilişkin raporunda;
**Davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik , hükümleri dikkate alınarak
**Kişinin sakatlık oranı %39,67
**İyileşme işgöremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ayı uzayabileceği
**3 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği tespiti yapıldığı,
Yaralanan …’nin çoban olarak çalıştığını beyani ile belgeli geliri görülmediğinde davacının gelirinin asgari ücret üzerinden yapıldığı
Davacı zarar görenin TRH 2010 yaşam tablosu ve gelirin %10 artışı ile %10 iskontoya tabii tutulması ile iş bu kaza nedeniyle uğradığı zarar miktarı
— Geçici iş göremez kaldığı dönemde 7.130,03 TL
— Kalıcı iş göremez kaldığı dönemde
o Bilinen 30.145,39 TL
o İşleyecek aktif 16.142,90 TL
o İşleyecek pasif 117.490,21 TL
TOPLAM 170.908,52 TL zarar tespit edildiği,
— Davacının 3 ay boyunca bakıcı giderinin 2.964,60.-TL tespit edildiği,
KTK m.85 ve BK m.49 gereği işleten ve sürücünün kaza tarihinden sorumluluk hükümleri düzenlendiği ve Sigorta şirketi bakımından KTK m. 99 gereği ve KZMSS B.2 “Tazminat ve giderlerin ödenmesi “ hükümleri gereği, müracaat dilekçenin ulaştığı 02.01.2019 tarihine 8 işgünü eklenmekle bulunan tarih 15.01.2019 tarihine isabet ettiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Dava; 30/01/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresi nedeniyle uğramış olduğu maddi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir. İlaveten gerçek kişi davalılara yönelik manevi tazminat istemine dairdir.
6098 Sayılı TBK nun 54.maddesinin 3.bendinde çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıpların bedensel zarar kavramı içinde sayıldığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, kara yolu zorunlu mali sorumluluk(trafik) sigortası, bir motorlu aracın kara yolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan hukuki sorumluluğu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu olan sigorta türüdür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu toplanan deliller dosya kapsamı ile birlikte değerlendiriliğinde,
Sigorta ile davacı tarafın anlaşması neticesi ilgili davalı bakımından dosyanın tefriki neticesinde münhasıran manevi tazminata müteallik değerlendirme yapılmakla;
Araç sürücüsünün ve davacının kusur oranı, kaznaın gerçekleşme şekli, davacının yaralanmasının mahiyeti ve bunun kısa ve uzun vadede verdiği elem ile ızdırap, tarafların ekonomik-sosyal durumları ciheti ile takdiren tazminatın 20.000,00 TL olarak tesbiti ile;
Davanın kısmen kabulü ile Manevi tazminat olarak 20.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden (30/01/2016) itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılar … ile … Taddei den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
Manevi tazminat olarak 20.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden (30/01/2016) itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılar … ile … TADDEİ den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 1.366,20 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 175,90 TL’nin mahsubu ile kalan 1.190,30 TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 196,60 TL tebligat gideri, 225,50 TL e-tebligat masrafı, 649,00 TL posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.143,00 TL ATK masrafı, 1,25 TL KEP ücreti toplamı 3.215,35 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.286,14‬ TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 175,90 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 121,30 TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı ve 44,40 TL İstinaf Karar Harcı toplamı 465,50 TL.nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar tarafından yatırılan delil avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davalılara iadesine,
8-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı diğer davalı vekilinin yokluğunda , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip ………
¸e-imza

Hakim……
¸e-imza