Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/854 E. 2021/460 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/854 Esas
KARAR NO : 2021/460

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 25/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde meydana gelen kazada, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı, maliki ve kaza tarihinde sürücüsü … idaresindeki “… ” plakalı araç; maliki müvekkili olan ve kaza tarihinde …’ın idaresinde bulunan “…”plakalı araca sol yan kısmından çarptığını, bu kaza sonucu müvekkilinin maliki olduğu araçta maddi hasar oluştuğunu, resmi trafik ekiplerince tanzim edilen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçimi ifade edildiğini, her ne kadar kaza tutanağında kusur dağılımı yapılmamışsa da çarpma noktası araçların geliş yönleri dikkate alındığında davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun açık olduğunu, kavşakta bulunan lambalarda müvekkiline ait araç sürücüsüne yeşil yanmaktayken geçiş yaptığını, nitekim kavşaktaki geçişini tamamlamak üzereyken yan taraftan aniden gelen aracın sol yan kısmından çarpması ile kaza meydana geldiğini, meydana gelen kazada ışık ihlali yaparak tam kusurlu olan araç, kaza tarihi itibariyle …. A.Ş. tarafından … nolu poliçe ile zorunlu trafik sigortalı olduğunu, davaya konu hasarın tazmini için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ve … numaralı hasar dosyası açıldığını, ancak ilgili hasar dosyası sürünceme de bırakılarak düşük hasar ödemesi yapılmaya çalışıldığını, ancak müvekkili tarafından kabul edilmeyince de ödeme yapmaktan haksız ve gerekçesiz şekilde imtina edildiğini, müvekkilinin aracının onarımı süresince araç mahrumiyet zararı (kazanç kaybı) doğduğunu, davalı sigorta şirketinin araç mahrumiyet zararı yönünden sorumluluğu bulunmadığından davalı araç maliki ve sürücüye müracaat haklarının saklı olduğunu, davalarının trafik kazası neticesi araçta oluşan zararın giderilmesi istemli olduğunu, trafik kazasında davalı sigortalı araç sürücüsünün kusurlu eylemiyle müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, dolayısıyla haksız eylemle zarar gören müvekkiline anılı hüküm uyarınca zararının tazminini isteme hakkına sahip olduğunu, araç işleteninin , araç maliki de bu zarardan sürücü İle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, kazaya İlişkin davalı sigorta şirketine başvurulmuş ancak haksız ve gerekçesiz olarak ödemeden imtina ettiklerini, ardından dava şartı olan arabuluculuk görüşmesinde de anlaşılamadığını, sigorta şirketi oluşan zarar nedeniyle gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, sigorta şirketleri motorlu aracın neden olduğu riziko nedeniyle gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, gerçek zarar, zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik ücretleri olduğunu, HMK m. 107 kapsamında fazlaya ilişkin müvekkil hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; dava yetkili mahkemede açılmadığından yüce mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin genel müdürlük adresi Maslak Sarıyer İstanbul olduğunu, ancak dava yetkisiz Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açıldığını, müvekkil şirketin genel müdürlük adresinin İstanbul ili Sarıyer ilçesi sınırlarında bulunmasından dolayı mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybı talep edildiğini, … tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirket kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranda olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, trafik kazası tespit tutanağında kusur dağılımı yapılmamış olduğundan hasar aşamasında dosya kapatıldığını, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını, çünkü sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi esas olduğunu, davacı yan davasını 100,00.-TL değer kaybı için belirsiz alacak davası olarak açıldığını, 100,00.-TL talebin ne kadarının maddi hasar ne kadarının değer kaybı olduğu belirsiz olduğundan açıklanması gerektiğini, belirsiz alacak davası gerek doktrinde gerekse Yargıtay tarafından belirtildiği üzere istisnai bir dava türü olduğunu, dolayısıyla her eda davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığını, aksi takdirde eda davaları işlevini yitirecek ve belirsiz alacak davasının kanunda düzenlenme amacına aykırı sonuçlar ortaya çıkacağını, başvuruda, başvuran aracında müvekkili şirketin sigortalısı olan araç ile kazası sonucu meydana gelen değer kaybı zararı talep ettiğini, başvuru hakkında hüküm oluşturulması için gerçek zararın belirlenmesi hususunun öncelikle çözümlenmesi gerektiğini, davanın açıldığı anda, dava konusu kılınan alacak tutarının, tam ve kesin olarak belirlenmesinin, davacıdan beklenmeyecek bir nitelik taşıyıp taşımadığının tayininde, davacının, somut olayın koşulları ve özellikleri gözetilerek, doğruluk ve güven kuralı çerçevesinde dürüst, makul ve orta derecede zeka sahibi bir insanın göstermesi gereken tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen, alacak tutarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olup olmadığı hususu esas alınması gerektiğini, söz konusu kaza neticesinde davacının, aracında oluştuğunu iddia ettiği değer kaybı bedelinin ilgili yasal mevzuatımızda cari olan ilkeler ışığında belirlenmiş olması gerektiğini, dosyanın bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde bir değer kaybı raporu alınmasını talep ettiklerini, davacı yan lehine hükmolunacak tazminat bedeline kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiğini, başvurucunun bu talebinin de mesnetsiz olduğunu, zira faiz talebinin ön koşulu, başvuranın muaccel hale gelen bir alacağa sahip olması ve bu alacak nedeniyle müvekkili şirketi BK. Md. 101 ve devamı uyarınca temerrüde düşürmesi olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirket aleyhine bir tazminata hükmedilecekse dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, başvurucunun talebinin reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin başvurucuya yükletilmesini talep etmiştir.

Bilirkişinin düzenlemiş olduğu … tarihli raporda özetle; … plakalı sayılı araç sürücüsü …’in “%50 oranında Asli Kusurlu” olduğu, … plakalı sayılı araç sürücüsü …’ın “%50 oranında Asli Kusurlu” olduğu, … plaka sayılı otomobilde meydana gelen hasar onarım bedelinin KDV dahil 5.878,63 TL. olduğu, … plaka sayılı otomobilde meydana gelen değer kaybı bedelinin 282,81 TL. olduğu, poliçe limitleri içerisinde kalan ve 6.161,44 TL. olarak tespit edilen toplam gerçek zarar bedelinden davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigortalısının (% 50) kusuru oranında 3.080,72 TL.’ndan sorumlu olduğu ve 26.02.2019 tarihi itibari ile temerrüde düşeceği bildirilmiştir.
Davacı vekili …tarihli ıslah dilekçesiyle,100,00 TL maddi tazminat taleplerini hasar ve değer kaybı tazminatı olmak üzere toplamda 3.080,72 TL’ye arttırarak söz konusu talebini harçlandırmış ve davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Dava, … tarihli maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında davacı aracında oluşan hasar bedeli ve değer kaybı istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Taraflardan birinin tacir olmayışı ve hasar gören aracın da kullanım amacının hususi olması nedeniyle davacı tarafından talep edilen avans faizi yerine yasal faize hükmedilmiş; davacının hasar bedeli yönünden zararın davalı şirkete … tarihinde ihbar edildiği, tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası yerine davacı vekilinin değer arttırım dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak faiz başlangıç tarihi … olarak esas alınmıştır. Dosya kapsamına göre davacının davalı sigorta şirketine değer kaybı tazminatı yönünden başvuru yapmadığı anlaşılmıştır.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97’nci maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
HMK 115/1 md. gereğince ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır…” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişiden alınan raporun dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda, her ne kadar davalı vekili yetki ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına ilişkin itirazda bulunmuş ise de, kazanın İzmir il sınırları içerisinde meydana geldiği, haksız fiilin gerçekleştiği ve zararın meydana geldiği yer itibarı ile , ayrıca davacının oturduğu yerin İzmir ili sınırları içerisinde olması nedeniyle HMK’nın 16 maddesi uyarınca Mahkememizin davaya bakmakta yetkili olduğu; haksız fiil neticesi oluşan zararın bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceği nazara alındığında davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği; … tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında, davalı sigorta şirketinin sigortaladığı … plakalı araç sürücüsünün %50 oranında asli kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı araçta hasar meydana geldiği ve hasar onarım bedelinin KDV dahil 5.878,63 TL. Olduğu, araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin 282,81 TL. Olduğu; kazanın meydana gelmesinde davacıya ait araç sürücüsünün %50 kusuru bulunduğu anlaşıldığından araç sürücüsünün kusuru oranında indirim yapıldıktan sonra davalının hasar bedelinin 2.939,32 TL.’sinden sorumlu olduğu, kazanın sigorta poliçesinde belirlenen teminat süresi içerisinde meydana geldiği ve belirlenen tazminat miktarının teminat limiti kapsamında kaldığı, hasar ihbarının … tarihinde yapıldığı ancak davalı sigorta şirketinin cevabı yazısından davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından, davacının davasının hasar bedeli tazminatı yönünden kabulü ile, 2.939,32 TL hasar bedeli tazminatının davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 26/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; ancak dosya kapsamından anlaşıldığı üzere KTK 97 maddesi gereğince değer kaybı tazminatı yönünden dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yazılı başvuru dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı, anılan dava şartı noksanlığı sonradan tamamlanabilen dava şartlarından olduğu halde karar anına kadar noksanlığın giderilmediği anlaşıldığından, davanın değer kaybı yönünden KTK’nın 97. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının hasar bedeli tazminatı yönünden KABULÜ ile; 2.939,32 TL tazminatın 26/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının davasının değer kaybı bedeli tazminatı yönünden KTK’nın 97. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
3-Alınması gereken 200,78 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL peşin harç ve 50,90 TL ıslah harcı toplamı 95,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 105,48 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, davanın kabul oranına göre davacı lehine takdir ve tayin edilen 2.939,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, davanın red oranına göre davalı lehine takdir ve tayin edilen 141,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 43,00 TL tebligat masrafı, 37,50 TL e-tebligat masrafı, 133,10 TL posta masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 613,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 585,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı ve 50,90 TL ıslah harcı toplamı 146,10 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar itibarıyla KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip…
e-imza

Hakim…
e-imza