Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/849 E. 2022/495 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/849
KARAR NO : 2022/495

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili firmanın asansör, tedarik, bakım-onarım sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkili şirketin %25 payla ortağı olduğunu, davalı tarafın şirket ortaklığının gerektirdiği özen ve sorumluluklarını yerine getirmekten sürekli kaçındığını ve şirketin itibarına zarar veren davranışlar sergilediğini, TTK madde 245 hükmü gereği davalı ortak …’un haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılması gerektiğini, davalının şirkette en fazla 3-4 saat vakit geçirdiğini, çeşitli bahanelerle şirkete ait araçlardan birini alarak veya şirket ortaklarına ait başka araçları alarak şirketten ayrıldığını, kendisine bildirilen asansör arızaları dışında işyerine tekrar dönmediğini, son 6 aydır işe kesintisiz olarak gelmediğini, şirket çalışanları ile tartıştığını ve çalışanların bakım arıza ve montaj yapmasına engel olduğunu, şirketin zarara uğramasına sebep olduğunu, şirket çalışanlarına “bu şartlarda çalışılır mı? hakkınızı arayın gerekirse şikayet edin, bu şartlarda sizin yerinizde olsam çalışmam” şeklinde kışkırtıcı söylemlerde bulunduğunu, şirketin 3 ortağının davalının bu hal ve davranışları sebebiyle 08/04/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile de davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin karar aldıkları, davalının hal ve davranışları ile ortağın sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, şirket yönetiminde ve hesaplarında usulsüzlükler yaptığı, bu nedenle davalının ortaklıktan çıkarılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava dilekçesinde gerçeklerin eksik ve taraflı olarak yazıldığını, davaya konu şirketin 1990 yılında her türlü elektrik işi yapmak amacıyla 3 ortak tarafından kurulduğunu, bu ortaklardan birisinin de müvekkili olduğunu, 1993 yılında makine mühendisi müvekkilinin kendi çabası ve teşviki ile Serbest Mühendis Müşavir belgesi alması ile asansör sektöründe hizmet vermeye başladığını, müvekkilinin bu süreç içerisinde sigortalı çalışan olarak çalıştığı halde herhangi bir ücret almadığını, sadece şirketin payı oranında kar payına katıldığını, müvekkilinin 2001 yılında başka bir firmadan emekli olduktan sonra 2009 yılına kadar şirketin %33 oranında ortağı olduğunu, müvekkilinin kendi arkadaş çevresinden oluşan arkadaş grubuyla şirketi büyüttüğünü, 2013 yılından sonra ortaklar arasındaki uyuşmazlıkların şirketin işleyişini etkilediğini, bu dönemde diğer 3 ortak birleşip ortaklıktan çıkarmaya çalışıldığını ancak mali durumları yeterli olmadığından ortaklar tarafından geçiştirildiğini, bu dönemde müvekkilinin şirketin zarar görmemesi ve dağılmaması için kendisine ait Güzelbahçe ilçesindeki arsasını 200.000 TL’ye satarak …plakalı aracını şirkete tahsis ederek borç yaparak şirketin tüm hisselerini aldığını, bu süreçten sonra şirketin tekrar kazanmaya başladığını, 2014 yılında diğer ortaklar tekrardan ortak olduklarında müvekkiline mühendis smm belgesi ücretinin ödeneceği taahhüdünde bulundukları halde müvekkilinin zaman zaman ücreti talep etmesine rağmen ödenmediğini, şirketin bir aile şirketi olduğunu, 2018 yılının ortalarından itibaren ortaklar arasında kavgaya varacak şekilde anlaşmazlıkların baş göstermeye başladığını, bu nedenle %25’lik hissesine denk gelen ayrılma akçesinin hüküm altına alınarak müvekkiline ödenmesine, şirketin bu süreçte zarar görmemesi için denetçi atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın denetçi tayini istemine yönelik talebi hakkında 02/03/2020 tarihli celsede karar verilmesine yer olmadığına ilişkin talep değerlendirilmesi yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 23/12/2019 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı Muhammed Mustafa Bayan’ın “ben davacı şirkette 2012 yılında yaklaşık 1 yıl süre ile montaj görevlisi olarak çalıştım, daha sonra işyerinden ayrıldım 2015 yılının 6.ayında tekrar işyerinde çalışmaya başladım, halen montaj görevlisi olarak çalışmaktayım, davacı şirket 4 ortaklıdır, ikisi şu anda huzurda olan kişiler olup diğer iki kişi … ve …’dur, davalı dışındaki ortaklar kardeş olup davalı diğer şirket ortaklarının kız kardeşinin eşidir, şirkette çalıştığım süre içerisinde … ile davalı … arasında daha çok proje kullanılan malzeme yönünden tartışmalar yaşanırdı. Taraflar arasındaki tartışma son döneme kadar sözlü iken son bir kaç seferdir fiziksel şiddete varan boyutta yaşanmıştır. Davalı mühendis olup yapılacak işlere bu bakışla yaklaşır, davacı taraf şirketin yetkilisi ve yöneticisi olup şirketin kâr – zarar hesabı yönünden bakış açısıyla yaklaşır , taraflar arasındaki çatışma bundan kaynaklanmaktadır, taraflar arasındaki bu durum tarafların birlikte bu şirkette birlikte devam durumunu devam ettiremeyeceği yönünden benim kanaatim oluşmuştur, avalının diğer ortakların izin ve bilgileri olmadan sözleşme imzalama hususunda yetkisi olup olmadığını bilmem ancak onların bilgi ve izinleri olmadan sözleşme imzalayarak iş aldığını montaj görevlisi olmam nedeniyle biliyorum, iş yerinde davalının oğlu … da çalışmakta olup davalının oğluna yönelik ayrımcılık ve kayırma şeklinde davranışlarına tanık oldum, davalının oğlu … bakım elemanı olarak çalışmaktadır. Davalının oğlunun eksik ya da yetersiz yaptığı işler olması halinde davalı oğlunu savunarak ayrımcılık yapmaktadır, davalının Makina Mühendisi ve şirket ortağı olduğunu biliyorum ayrıca yetkilerine ilişkin ayrıntılı bilgim yoktur, davalının davacı şirket ortaklarının bilgisi dışında almış olduğu işlerden kaynaklı olarak sıkıntılar doğduğunda kanımca bu hususu şirkete zarar olarak geçiyor” şeklinde beyanda bulunduğu, yine davacı tanığı …’nin ” ben davacı şirkette 2000 yılından beri bakım onarım teknisyeni olarak çalışırım, tarafları bu nedenle tanırım, 4-5 yıl öncesine kadar şirket içerisinde taraflar arasında herhangi bir geçimsizlikve huzursuzluk yoktu, ancak 4-5 yıl önce huzurdaki taraflar arasında fiziksel şiddet içerir bir kavga yaşandı bu kavgaya ben bizzat tanık oldum, kavgada davacının ayağı kırıldı, bu olaydan yaklaşık 3- 4 ay sonra yine taraflar arasında yine fiziksel şiddet içerir bir kavga yaşanmış ben bizzat görmedim ancak bu kavgada da davalının ayağı kırılmış, taraflar arasındaki bu huzursuzluk davalının mesaisini tam olarak yerine getirmediği, yarı zamanlı olarak şirkette çalıştığı için taraflar arasında problemlerin yaşandığını biliyorum,, iç ilişkilerinde başka ne gibi sorunlar var bilgim yoktur ancak bizzat görgüye dayalı olmasada davalının etrafta şirketin kendisine ait olduğuna ilişkin söylemlerini duydum, davalı karakter olarak kendi dediklerinin yapılmasını isteyen bir özelliğe sahiptir, davalının özellikle kendi oğlu olan …. ‘a karşı ayrımcılık yaptığını bir çok kez gördüm, eski çalışanlardan da bir kısmına yönelik ayrımcılık yaptığını biliyorum, davalı bildiğim kadarıyla %25 hisseli ortak olup yaklaşık 6 yıl öncesine kadar tüm ortaklar arasında bir iş bölümü anlaşması vardı, hatırladığım kadarıyla … ve davacı … şirketden ayrıldılar, yine bildiğim kadarıyla sermaye ayrılığı ile ayrıldılar, şirket davalı tarafça yönetiliyordu ancak bir kaç ay sonra davalı şirketin zarara uğradığını bildirerek davacıya bu durumu anlattı hatta şirketin anahtarını davacıya bıraktı bunun üzerine davacı ve diğer ortaklar yeniden bir araya gelerek şirketi yeniden birlikte idame ettirmeye başladılar, taraflar arasında bundan sonra sorunlar yaşanmaya başladı, taraflar arasındaki yaşanan huzursuzluklar şirketin tüm ortakları birlikte devamına kanımca izin vermez, biz çalışanlar olarak bile bundan olumsuz etkileniyoruz,dedi
Davacı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: davalının ortaklığı devam ederken Fortelif adlı bir şirkette ortak olduğunu ve davacı şirketin müşterilerine yarı fiyatlı işlem yapmak için mesaj gönderdiğini biliyorum çünkü davacı şirket müşterilerinin bir kısmı bana davalı taraftan gelen bu mesajı gösterdi, bu kapsamda davacı şirketin 8-10 tane müşterisi davalının ortağı olduğu yeni şirketten hizmet almaya başladı, dedi.
Davalı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: ben ustalık belgemi davalının teşviki ile davalının oğlu ile birlikte eğitime giderek aldım, davacı şirket 4 ortaklı bir şirkettir,” şeklinde beyanda bulunduğu,
Yine aynı tarihli celsede davalı tanığı …’ün “ben davacı şirkette 2011-2017 yılları arasında arıza bakım ve revizyon ustası olarak çalıştım, tarafları bu nedenle tanırım, benim çalıştığım süreç içerisinde huzurdaki taraflar arasında geçimsizlik huzursuzluk oldu, taraflar arasındaki huzursuzluk daha çok işin alınıp alınmaması ya da alınan işle ilgili yetkinin kimde olduğu yönünde yaşanıyordu, tarafların kendi aralarında itişip kakışma şeklinde fiziksel şiddete ulaşan tartışmaları oldu, davalının iş yerinde kendi oğlu da dahil olmak üzere çalışanlara yönelik herhangi bir ayrımcılığı olmamıştır,” şeklinde beyanda bulunduğu, celsede tanık beyanları arasında çelişkilerin tanıkların yeniden çağırılması ile tanıklara yeniden sorular sorulduğu ve tanıkların beyanda bulundukları,
Mahkememizin 02/03/2022 tarihli celsesinde davacı tanığı Şahin Tanuş’un “Ben davacı şirkette zaman zaman taşeron olarak montaj işlemleri yaparım, davacı taraf 4 ortaklı bir şirkettir, davalı…’i de şirket ortağı olması nedeniyle tanırım, davalı mühendis belgesine sahiptir, yapılacak işlerde projeleri … çizerdi ancak projeye konu ölçümleri davalı alırdı, projelerde ölçümlerden kaynaklı sıkıntılar olurdu ancak süreç içerisinde düzeltilirdi, davalı taraf mühendis olduğunu vurgulayarak bize yönelik ve diğer şirket ortaklarına yönelik “Ben mühendisim , siz kim oluyorsunuz” şeklinde konuşmaları olurdu, bundan kaynaklı olarak da taraflar arasında tartışmalar yaşanırdı, tarafların kendi arasında yani davacı … ile davalı … arasında zaman zaman fiziksel şiddete varan tartışmalar da olurdu, diğer ortaklar ikisini ayırırlardı, … şirkette montaj işi yapar, davalı … da ölçü işlemi yapardı ancak beyanımda geçtiği üzere ölçülerde sıkıntı yaşandığı için montajla ilgili olarak biz tekrar röleviyi kendimiz düzelterek işlemi yapardık, davalı yaklaşık 1 yıl kadar önce kendine ait bir şirket kurdu ve davacı şirketin işi ile aynı iş alanında çalışmaktadır hatta Aydaroğlu adlı bir şirket davacının müşterisi iken davalı davacı şirketten ayrıldığını bildirmemiş , Aydaroğlu adlı şirketi kendi bünyesinde bir iş almış, ben bunu öğrendiğimde Aydaroğlu’na bilgi verdim, tekrar davacı şirkete dönüş yaptı, davalı şirket elemanlarına yönelik ayrımcılık yapardı özellikle kendi oğluna yönelik daha farklı davranırdı dedi
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Davalı davacı şirketin diğer ortaklarına bilgi vermeden dışarıdan iş alırdı, bu da şirket ortakları arasında sorun yaşanmasına neden olurdu, davalı ölçüleri yanlış aldığı için ve direk üretime kattığı için ölçüler uymadığından dolayı ya iade işlemi yapılıyordu ya da ekstra bir masraf harcanarak düzeltilmeye çalışıyordu bu da şirketin zarara uğramasına neden oluyordu,
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: Davalının ölçümleri yanlış alması birden fazla yaşanmıştır ancak bunda kanımca kasıt yoktur, mesleki tecrübesizlik ve bilgisizlikten olduğunu düşünüyorum, davalı şirket bünyesinde çalışırken edindiği müşterileri daha sonra kendi şirketini kurduğunda kendi müşterisi olarak devam ettirmiştir,” şeklinde beyanda bulunduğu,
Aynı celsede davalı tanığı …’ün “Ben 2004 yılında lise öğrencisi iken davacı şirkete bakım elemanı olarak girdim, aralıklı olarak 2014 yılına kaar dönem dönem çalıştım, davacı şirketin diğer ortakları ile davalı arasında tarihini tam olarak hatırlayamadığım ancak yaklaşık 6-7 yıl kadar önce bir anlaşmazlık ve kavga yaşandı, fiziksel şiddete varan bir kavgaydı, konunun neden çıktığını bilmiyorum ancak bu olaydan sonra taraflar arasındaki ilişkiler zedelendi, sonrasında davacı şirket ortakları ile davalı ayrılık noktasına geldi, resmi olarak ortaklıklarını bitirip bitirmediklerini bilmiyorum ancak … kendine bir şirket açtı, davalı kendine bir şirket açtı, her ikisi de aynı iş alanında çalışıyorlardı, davalının yeni kurduğu şirkete davacı şirketin müşterilerini transfer ettiğine ilişkin bir bilgim yoktur, davacı şirkette çalıştığım süre içerisinde davalının tanık olduğum iki olayda ölçüleri yanlış aldığından asansör kabininin kuyu içerisine yerleşmediği, bu nedenle küçültme işlemi yapıldığını gördüm ancak bundan dolayı şirketin bir zararı olup olmadığını bilmiyorum, davalının şirkette çalışanlara farklı kendi oğluna farklı davrandığına ilişkin herhangi bir görgüye dayalı bilgim yoktur, davalının şirketin bilgisi olmadan dışardan iş aldığına ilişkin herhangi bir bilgim yoktur, buna yönelik hiç tanık olmadım dedi
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Ben …’un diğer ortaklarla birlikte ayrı bir şirket kurduğunu biliyorum ancak resmi olarak …’un ortak olup olmadığını bilmiyorum, davalı ile davacı şirketin diğer 3 ortağı resmi olarak değil ancak fiilen ayrıldıktan sonra yaklaşık 10 aylık bir süre geçtikten sonra yeniden bir araya gelerek şirkette devam edildi ancak yeniden bir araya gelmenin davalının talebi doğrultusunda mı yoksa başka bir nedenden mi kaynaklandığına ilişkin bilgim yoktur,” şeklinde beyanda bulunduğu,
Davalı tanığı …’nın ise “Davacı şirket ortaklarını ve davalıyı yaklaşık 30 yılı aşkın zamandır tanırım, tarafların birlikte çalıştıkları asansör şirketi zaman içerisinde ciddi boyutta büyüme kaydetti bu kez ortaklar arasında herkes patron olma çabası içerisine girince birbirleri arasında problemler yaşandı, davalının Makine Mühendisi olduğunu biliyorum, bu şirket zaten bir aile şirketiydi ancak taraflar arasında bu huzursuzluklar yaşanınca taraflar bir süre ayrıldılar ancak bizim telkinlerimiz ve ticari hayat sıkıntıları ve diğer tanıdıkları aracılığı ile yeniden bir araya geldiler ancak sonra tekrar aralarında huzursuzluklar başladı hatta fiziksel şiddete uzanan kavgalar yaşandığını biliyorum, bu hususta barıştırmak için de aracı olduk ancak huzursuzluk devam etti, şu aşamada şirket ortaklarının bir arada bu şirketi devam ettirmeleri kanımca mümkün değildir dedi
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Ben davacı şirketin muhasebe kayıtlarını bilmem ancak başlangıçtaki yapılan işler ve müşteri portföyü ve potansiyeli ile sonrasındaki süreci gördüğüm için şirketin büyüme kaydettiğini ifade ettim dedi
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: Taraflar arasındaki kavgadan sonra davalının şirkete geldiğini görmedim ancak bunu davalının kendisi mi gelmedi yoksa şirketin diğer ortakları mı davalıyı şirkete almadılar buna ilişkin bilgim yoktur, davalının bir arsa sattığını biliyorum ancak bedelini şirkete kaynak olarak koyup koymadığına ilişkin bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirkete ilişkin ticari defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi ile dosya uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen ayrıntılı gerekçeli 08/10/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirkete ait ve dava dışı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi ve V.U.K. 182, 220, 221 Maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ancak kapanış tasdikinin yapılmadığı, diğer yıllara ait noter açılış ve kapanış tasıdiklerinin süresinde yapıldığı, 2017 yılı ticari defterleri açısından sahibi lehine/aleyhine delil vasfına sahip olup olmadığının takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu, diğer yıllara ait Usulüne uygun tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde; Ortaklar tarafından sermayenin tamamının ödendiği, ödenmemiş sermayenin bulunmadığı, Davalı ortak …’un şirkete herhangi borç veya alacağı olmadığından 131 Hesap ve 331 Hesabının çalışmadığı, Sermaye borcu da olmadığından 501 hesap bakiyesinin 0 (Sıfır) olduğu, 431 Ortaklara borçlar hesabı 431.05 Ortaklar Müşterek alt hesabı olarak tüm ortaklara ait borçların müşterek hesapta takip edildiği görülmüş olup, dava tarihinde bu hesabın 101.675,00 TL alacaklı olduğu bu bu tutarların ne kadarlık kısmının Davalı …’a ait olduğu tespit edilemediği, davacı şirketin 2018 yılında 21.014,86 TL, 2019 yılında ise 126.261,31 TL Ticari zararının olduğu, davalı şirket ticari defterlerine göre; icra takip tarihi itibariyle davacı şirketin 18.821,69 TL borçlu olduğu, davalı …’un Dava dışı şirket olan Forte Lift …. Ltd. Şti’nin %25 oranında hisseye sahip ortağı olduğu, davacı şirket vekili tarafından 20/07/2020 tarihli dilekçesinde dava dışı şirket ticari defterlerinde yukarıda listelen şirketlere ait incelemeler yapılması gerektiği beyan edildiği, bilirkişi tarafından dava dışı şirket ticari defterlerinde yapılan incelemede belirtilen şirketler ile dava dışı şirketin ticari iş ilişkisinin bulunduğunun tespit edildiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi …’a tevdine karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 31/03/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunda özetle; davalının davacı şirket ortaklığından ayrılması halinde davacı şirketten talep edebileceği ayrılma akçesine ilişkin incelemeye konu … Ltd.Şti.ne ait Kurumlar Vergi Beyannamesi kapsamında; şirketin 31.12.2019 tarihi itibarıyla 10.000 TL’sinden ibaret sermayesinin tamamen ödendiği, ödenen bu sermayenin aktiflere plase edildiği ve hesaplanan 279.302,39TL’lik kaydi Özvarlık dikkate alındığında sermayenin şirket bünyesinde muhafaza edildiği, … Lti Ştinin 31.12.2019 tarihi itibarıyla 279 302,39 TL olarak hesaplanan Özvarlık tutarının şirketin 400 adet hisse tutarına bölünmesi durumunda 1 adet hisse tutarının 698,25TL’ye tekabül ettiği, buradan hareketle davalının 100 adet hissesine isabet eden kaydi Özvarlık tutarının (698,25 TL * 100=) 69.825 TL olduğu, şirket ortaklarının mevcut haliyle bir araya gelemedikleri, bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, açılan dava ve talep dikkate alındığında taraflar arasında anlaşmazlık/uyumsuzluk bulunduğu, bu durumun TTK 638/2 ve ilgili maddelerinde yer alan ortaklıktan çıkma talebine yönelik haklı sebeplerin varlığını oluşturduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 31/05/2021 tarihli celsesinde davalı vekilinin talebi doğrultusunda finans ve makine uzmanı bilirkişiler eklenmek suretiyle üçlü heyet halinde rapor alınmasına karar verildiği, bankacı bilirkişi …, Makine Mühendisi … ve SMMM bilirkişi …. tarafından düzenlenen ayrıntılı ve gerekçeli raporda özetle; davalının davacı şirket ortaklığından ayrılması halinde davacı şirketten talep edebileceği ayrılma akçesi yönünden yapılan incelemede … Ltd. Şti.’nin 31.12.2019 tarihi itibarıyla 10.000 TL ‘sinden ibaret sermayesinin tamamen ödendiği, ödenen bu sermayenin aktiflere plase edildiği ve hesaplanan 279.302.39 TL’lik kaydi Özvarlık dikkate alındığında sermayenin şirket bünyesinde muhafaza edildiği, incelemeye konu … Ltd.Şti.nin bu kez teknik bilirkişice yapılan değerleme rakamları göz önüne alındığında Reel Özvarlığının 236.431,14 TL olduğu, … Ltd. Şti.’nin 236 431,14.TL olarak hesaplanan Reel Özvarlık tutarının şirketin 400 hisse adedine bölünmesi durumunda 1 adet hisse tutarının 591,07 TL’ye tekabül ettiği, davalının 100 adet hissesine isabet eden Reel manadaki özvarlık payının (591,07 TL*100=) 59.107 TL olduğu, şirket ortaklarının mevcut haliyle bir araya gelemedikleri, bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, açılan dava ve talep dikkate alındığında taraflar arasında anlaşmazlık/uyumsuzluk bulunduğu, bu durumun TTK 638/2 ve ilgili maddelerinde yer alan ortaklıktan çıkma talebine yönelik haklı sebeplerin varlığını oluşturduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 25/10/2021 tarihli celsesinde Şirket sermayesinden anlayan finans bilirkişisinin heyete eklenmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi Doç. Dr. … katılımıyla düzenlenen heyet raporunda özetle; bu hesaplamalar neticesinde; davaya konu işletmenin Özkaynak Değeri 591.989,81 TL şeklinde olduğunu, Şirket sermayesi 400 paya ayrıldığından her bir pay değeri 1479,97 TL şeklinde olduğunu, bu değerler göz önüne alındığında ortaklıktan çıkarılmak istenen Davalının payı 100 hisse olduğundan Davalıya düşen işletme değer dağılımı 1479,97 x 100=147.979,00 TL olduğunu, bu raporda hesaplanan Davaya konu işletmenin özkaynak değeri olan 591.989,81 TL, 29.09.2021 Ek bilirkişi raporunda yer alan tespit edilmiş önceki özsermaye değerlemeleriyle karşılaştırıldığında 279.302,39 TL ile 236.431,14 TL) son derece makul olduğu rapor edilmiş, alınan bilirkişi raporu Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Dava; TTK 638 maddesine dayalı davalının limited şirket ortaklığından çıkarılması talebinden ibarettir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının TTK 638/2 maddesi gereğince davalının davacı şirketten ayrılmasını gerektirir haklı sebeblerin mevcut olup olmadığının tespiti noktalarında toplandığı, dava konusu şirketin 09/01/1993 tarihinde …İzmir Şubesi’ne ilk tescil kaydının yapıldığı, 1993-2018 yılları arasında serbest müşavirlik mühendislik hizmetlerini yerine getirdiği, ancak 2019 yılında yenileme işlemi yapılmadığından davalının 2019 yılında aktif SMMH olarak çalışmadığı, davaya konu işletmenin Özkaynak Değeri 591.989,81 TL şeklinde olduğunu, Şirket sermayesi 400 paya ayrıldığından her bir pay değeri 1479,97 TL şeklinde olduğunu, bu değerler göz önüne alındığında ortaklıktan çıkarılmak istenen Davalının payı 100 hisse olduğundan Davalıya düşen işletme değer dağılımı 1479,97 x 100=147.979,00 TL olduğu, davalının, davacı şirket olan … Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ‘nin % 25 payla ortağı olduğu, şirket ortaklarının mevcut haliyle bir araya gelemedikleri, dava öncesi 08/08/2019 tarihinde şirket genel kurulunca alınan ortaklıktan çıkarılma hususunda kararın varlığı, davacı şirketin dört ortaklı limited şirket olup taraflar arasında davalı tarafından ortaklık gereklerini yerine getirilemediği, bu durumun TTK 638/2 maddede yer alan ortaklıktan çıkma talebine yönelik haklı sebeplerin yasal koşullarının iş bu davada gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kabulü ile, davalının ortaklıktan çıkarılmasına, ortaklıktan çıkarılan davalının 147.970,00 TL hisseyle ayrılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının ortaklıktan çıkarılmasına, ortaklıktan çıkarılan davalının 147.970,00 TL hisseyle ayrılmasına,
2-Davalının TTK 641/1 maddesindeki haklarının saklı tutulmasına,
3-Karar kesinleştiğinde bir suretinin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
4-Alınması gereken 80,70 TL nisbi ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL nisbi harcın mahsubu ile kalan 36,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen harç, bilirkişi ücretleri, posta masrafları ve yargılama gideri olmak 770,9‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan masrafların uhdesinde bırakılmasına,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.06/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır