Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/847 E. 2022/713 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/847 Esas
KARAR NO : 2022/713

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirketin ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu, sicil gazetesi incelendiğinde haksız rekabete ilişkin yeni maddelerin eklendiğinin görüleceğini, buna göre ortakların şirket sırlarını korumakla yükümlü olduklarını, ortakların şirketin çıkarlarını zedeleyecek davranışlarda bulunamayacaklarını, özellikle kendilerine menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemleri yapamayacaklarını, şirket ortaklarının genel kuruldan muvafakat almadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendisi ne de başkası namına işgöremeyecekleri şeklinde olup ortaklar için rekabet yasağı getirildiğini, yönetim kurulu üyelerinin ise rekabet yasağının kanundan kaynaklandığını, yönetim kurulu üyelerinden birinin genel kurulun iznini almaksızın şirketin işletme konusuna göre ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete de sorumluluğu sınırsız bir ortak sıfatıyla giremeyeceğini, bu hükme aykırı hareket eden yönetim kurulu üyelerinden şirketin tazminat istemekte serbest olduğunu, davalının aynı iş kolunda faaliyet gösteren ve müvekkili şirketin rakibi konumundaki ve diğer davalının kurucusu ve sahibi olduğu … Kuaförde işe girdiğini ve çalışmasının halen devam ettiğini, dava dışı … Kuaför’ün de bu durumu bilerek davalıyı çalıştırmaya devam ettiğini, bu hususun şirket ortaklarından … tarafından öğrenilince davalıya ve rakip firmaya durumun ihtarname ile bildirildiğini, meydana gelen zarardan diğer davalının da sorumlu olduğunu, davalı yönetim kurulu üyesi ve ortağı olarak müvekkili şirkette fiilen iş yaptığını, tüm müşterileri iyi bilmekte olduğunu ve bu şekilde rakip firmaya geçince çalıştığı yeni firmayı müşterilere vererek bir kısım müşterileri yeni geçtiği şirkete aktardığını, böylece müvekkilinin iş ve gelir kaybına sebebiyet verdiğini bildirerek davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile zarar miktarının tespit edilmesinden sonra harcı tamamlama hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Rekabet yasağı öngören düzenlemelerin genel olarak şirketin iş sırları, çalışma yöntemi ve işleyişi , müşteri çevresi ve potansiyeli ile ilgili önemli bilgilere sahip yönetici ve ortakların sıfatları dolayısıyla edindiği bilgileri şirket aleyhine kullanarak kendileri ve 3.kişilere yarar sağlamalarını, menfaatlerin çatışması halinde kendi menfaatlerini şirket menfaatlerine tercih etmeleri ve böylece şirkete zarar vermelerini önlemeye yönelik düzenlemeler olduğunu, tüm ortakların şirket ilişkilerinde ortakların müşterek amacının gerçekleşmesine engel olacak ve şirkete zarar verecek faaliyetlerden kaçınmakla yükümlü olduğunu, bununla birlikte sadakat yükümlülüğünün varlığının rekabet yasağının kabulü için her şartta yeterli olmadığını, Müvekkilinin davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’ün ortak olduğu bir başka şirkette 2010 yılında çalışmaya başladığını ve 2017 yılına kadar çalışmalarını sürdürdüğünü, müvekkilinin 2017 yılında davacı şirkete %20 payla ortak olduğunu, bir yılı aşkın bir süre davacı şirkette çalıştığını, ancak çalışmasında ortak gibi değil önceki çalışmasında olduğu gibi işçi olarak emek verdiğini, yönetim kurulu başkanının hesapları kontrol ederek kasaya el koyduğunu, diğer %20 pay sahibi olan ve müvekkiliyle aynı geçmiş ve pozisyona sahip …’a da mobing uyguladığını, hiç bir zaman yönetim kurulu toplantısı yapmadığını ve son olarak işyerinden kovduğunu, aç kalma kaygısı ve çoluk çocuğuna bakma amacıyla davalının başka bir iş yerinde maaş karşılığı çalışması eyleminde haksız rekabet oluştuğu kanaatine varılmasının TTK’nun 396.maddesine uygun düşmediğini, işten kovulan müvekkilinin yine davacı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu şirkete İzmir 11. İş Mahkemesi’nin …/… E sayılı dosyası ile kıdem, ihbar ve hafta sonu bayram ve diğer alacalarının talep edildiği dava açıldığını bildirerek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari bir işyeri ve faaliyetinin bulunmadığını, dolayısıyla pasif husumet ehliyeti olmadığını, arabuluculuğa başvuru şartı gerçekleşmemiş olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri dosyaya bildirilmiş, Bornova 3. Noterliğine ait 24/12/2018 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesinde keşidecinin … ve … Kuaför ve Güz. Hiz. A.Ş, karşı tarafın … olduğu anlaşılmıştır.
… Kuaför ve Güzellik Hizmetleri Ticaret A.Ş’nin sicil dosyası celp edilmiş, şirket ortaklarının …, …, …, … ve … oldukları, 25/07/2017 tarihli genel kurul toplantısında 3 yıllık süre ile …’ün yönetim kurulu başkanlığına, …’ün yönetim kurulu vekilliğine, …, … ve …’in yönetim kurulu üyeliklerine seçilmelerine karar verildiği belirlenmiştir.
Davacı şirketin 25/07/2017 tarihinde yapılan 2014-2015-2016 yıllarına ait Genel Kurul Toplantı Tutanağının 7 no.lu gündem maddesinde şirket ana sözleşmesine Haksız Rekabet başlıklı 16.maddesinin ilave edilip edilmemesi hususunun görüşüldüğü ve oylama sonucunda haksız rekabet başlıklı 16.maddesinin kabul edilerek ana sözleşmeye ilavesine karar verildiği, haksız rekabet başlıklı 16.maddesinde “Ortaklar şirket sırlarını korumak ile yükümlüdür. Ortaklar şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Şirket ortakları genel kuruldan muvafakat almadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ne de başkası hesabına iş göremeyeceklerdir. ” düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında … Kuaför ve Güzellik Salonları Kozmetik Ürünler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin hissedar ve temsilcisinin … olduğu, Balçova Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabında adı geçen şirketin güzellik salonları faaliyetinde kayıtlı mükellef olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davalıların SGK kayıtları celp edilerek dosya içerisine alınmış,
İzmir 11. İş Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacının …, davalıların Kuaför …-… Güz Hiz. Tic. A.Ş ve … Kuaför Güz Hiz Tic. A.Ş olduğu, dava konusunun iş akdinin haklı nedenlerle feshi ve işçilik alacakları olduğu belirlenmiştir.
Taraf tanıkları dinlenmiş, dinlenen davacı tanıklarından … davacı tarafın işlettiği kuaför …’ün yanında halen çalıştığını, davalı …’ın daha önce davacının işlettiği kuaföre işçi olarak çalışmak üzere geldiğini, 5-6 sene çalıştığını, davacı yanında çalışırken daha sonra davacı ile ortak olduklarını, sonra ayrıldığını, ayrıldıktan sonra …’nın işlettiği kuaför salonuna geçtiğini, Kuaför …’in müşterilerinde de tahmini %70-80 oranında azalma olduğunu, …’ın çalıştığı dönemde bir kısım müşterilerin yalnızca ona saçını kestirmek için geldiğini bildirmiştir.
Davacı tanıklarından … beyanında; davacının kuaföründe 2015 Haziran ayından 2019 Kasım ayına kadar çalıştığını, işe başladığında davalı …’ın kuaförde iş ortağı olarak çalıştığını, çalışırken kuaförün yerinin … Mağazasında olduğunu, erkek ve bayan yerinin aynı yerde olduğunu, daha sonra erkek ve bayan bölümünün ayrıldığını, …’ın erkek bölümünde çalıştığını, 2018 yılında aniden …’ın ayrılarak … Kuaför’e geçtiğini duyduğunu, kendisinin mutfakta konuşulanlardan … Kuaförden müşteri aldığını duyduğunu, bu konuda görgüye dayalı bilgisinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; …-… Kuaförde çalışırken 2020 yılı Haziran ayında ayrıldığını, kendisinin çalıştığı dönemde arkadaşı olan …’ın kendisine gelerek iş aradığını söylediğini, kendisinin de … beye söylediğini ve
… bey ile görüştükten 1 hafta sonra …’ın gelerek kuaförün gelerek erkek bölümünde çalışmaya başladığını, … başladıktan sonra kendi müşterisi 3-5 kişinin geldiğini, …’ın onların kendi müşterisi olduğunu söylediğini, …’ın kendisine iş arıyorum dediğinde … Kuaförden neden ayrıldığını söylemediğini bildirmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; halen … Kuaförde davalı … …’nın yerinde çalıştığını, …’nın … Kuaför Güzellik Ltd. Şti isimli şirketi olduğunu, … Kuaför’de kendisinin erkek bölümünde çalıştığını, bir gün …’ın gelerek … Kuaförden ayrıldığını iş aradığını söylediğini, … beye durumu söylediğini, … beyin …’ı tanımadığını, daha sonra kafede konuşup anlaşarak …’ın işe başladığını, …’ın kendisinin de müşterileri olduğunu, günde 3-4 kişi geldiğini, … Kuaförden … …’ın müşteri çektiğini bilmediğini, müşterilerin kendi isteği ile dükkana geldiklerini bildirmiştir.
Uyuşmazlık konusunda Mali Müşavir ve Sektörel Uzman bilirkişiden oluşan 2 kişilik bilirkişi kurulu vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya verilen 15.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının maddi zararının olup olmadığı, varsa miktarının tarafların aşağıda belirtilen ve tecavüzlü dönem olarak kabul edilen dönemdeki net karları ile bu tarihlerden önce geriye doğru aynı süredeki net karlarının mukayese edilmesi suretiyle tespit edilebileceğini, tecavüzlü dönem tespitinde hesaplama başlangıç tarihi olarak davacının keşide ettiği … yevmiye no.lu ihtarnamenin tarihi olan a 24/12/2018 ve bitiş tarihi olarak dava tarihi olan 22/04/2019 tarihinin esas alındığını, davalı …’nın sahibi olduğu … Kuaför ve Güzellik Salonları Kozmetik Ürünler San ve Tic Ltd. Şti’ne ait defter bilgilerine göre adı geçen şirketin tecavüzlü olan dönemde 46.149,20 TL net kar elde ettiği, tecavüzlü olamyan dönemde 103.372,10 TL dava konusu tecavüzlü dönemde … … Ltd. Şti’nin gelirlerinde bir artış olmadığı aksine azalma olduğunun görüldüğü, davacı şirketin 2018 ve 2019 yılı muavin dökümler, defteri kebir ve envanter defterinin incelendiği, davacı firmanın tecavüzlü dönemde satışların arttığı, giderlerin azaldığı ve net satışlarının davalı firmadan daha fazla oranda olacak şekilde arttığının tespit edildiği, davacı taraf ve davalı tarafın ilgili dönem ticari defterleri ve belgelerinin incelendiği, davacı tarafın net satışlarında 24/12/2018- 22/04/2019 tarihleri arasında %77 artış olduğunun görüldüğü, davacının net satışlarının artışı karşı tarafın eylemlerinden etkilenmediği yönünde yorumlanabilir ise de haksız eylem olmasaydı bu artışın daha fazla olmasının teorik olarak mümkün göründüğü, davalının gelirindeki artışın sebebinin …’ın davacı şirketin yönetim kurulunda bulunmasına ve hissedarı olmasına rağmen davalıya ait bir iş yerinde rekabet ederek müşteri portföyü aktarması gibi haksız rekabet ve/veya rekabet yasağı eyleminden mi yoksa meşru sebeplerden mi kaynaklandığı konusunun mahkemenin takdirinde olduğu, buna göre haksız rekabet veya rekabet yasağının ihlali ve davalıların kusuru sabit görülür ise tazminata hükmedilebileceğini, Rekabet yasağı yönünden davaya konu talebin; davalı …’ın eyleminin TTK md.396’a ve davacı şirket ana sözleşmesinin 16.maddesinde yer alan haksız rekabet maddesine aykırı olması nedeniyle davacı şirket aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ilişkin olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre davalı …’ın 07/06/2017 tarihinde davacı şirkete %20 ile ortak olduğu, şirketin hakim ortağının … olduğu, 25/07/2017 tarihli genel kurul kararı ile …’ın yönetim kurulu üyeliğine atandığı, aynı genel kurulda şirket ana sözleşmesine 16.madde olarak eklenen haksız rekabet maddesi ile ortakların şirket sırlarını korumakla yükümlü olduğu, ortakların şirketin çıkarlarını zedeleyecek davranışlarda bulunamayacağı, özellikle kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamayacağı, şirket ortaklarının genel kuruldan muvafakat almadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ne de başkası hesabına işgöremeyeceğinin kararlaştırıldığı, tanıkların beyanlarının taraf iddialarının ve Yüksek Mahkeme’nin kararlarının değerlendirilmesi hukuki mahiyette olacağından, davalı …’ın davacı şirket nezdindeki fiili çalışmasının “ortak” sıfatıyla mı yoksa “işçi” sıfatıyla mı olduğunun, davalı …’ın davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi sıfatlarını haizken davacı şirket genel kurulundan izin almaksızın aynı iş kolunda (erkek kuaförü) ve aynı il ve ilçe sınırları (İzmir ili, … ilçesi) içinde diğer davalı …’nın sahibi olduğu … Kuaför ve Güzellik Salonları Kozmetik Ürünler San. Ve Tic. Ltd. Şti hesabına çalışmasının TTK md. 396’da düzenlenen rekabet yasağına ve şirket ana sözleşmesine 16.madde olarak eklenen haksız rekabet hükmüne aykırılık teşkil edip etmediğinin takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olacağı, haksız rekabet yönünden davacının iddiasını ispatladığı kanaatine varılır ise davalı …’ın diğer davalı … tarafından ayartılarak … Ltd. Şti bünyesine transfer edilmesi şeklindeki eylemin TTK md. 55/1/b-2, md.55/1/b-3 ve md. 55/1-d ve müşterilerin davacı şirket ile çalışmasına son verip davalılar ile çalışmasının sağlanması eyleminin TTK md.54/2 ve mf.55/ 1/b-1 hükmü kapsamında haksız rekabet teşkil edeceği; Mahkeme davacının iddiasını ispat edemediğine kanaat getirilecek olursa davalılarının dava konusu eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmeyeceği, maddi tazmınat hesaplaması yönünden haksız rekabet ve/veya rekabet yasağının ihlali ve davalıların kusuru sabit görülür ise, davalıya gönderilen ihtarname tarihi 24.12.2018 ile dava tarihi 22.04.2019 tarihleri arasında davacının yoksun kaldığı karının 4.614,92 TL olabileceği bildirilmiştir.
Taraf itirazlarının irdelenmesi yönünde alınan 11/03/2022 kayıt tarihli bilirkişi ek raporunda 25/07/2017- 24/12/2018 tarihleri arasında yapılan hesaplamada davacının yoksun kaldığı karın 18.439,33 TL olduğu bildirilmiş, 08/06/2022 tarihli ek raporlarında ise; davacı … Kuaför A.Ş.’nin 25.07.2017 ile 24.12.2018 tarihleri arası net satışlar, brüt satışlar, faaliyet giderleri hesaplandığında 2017 yılında zararda olduğu, 2018 yılında ise kar elde ettiği ve 2017 yılında gelirlerdeki artış yüzdesinin %0,19 iken azalışın %0,21 olduğu, 2018 yılında satışlarda %2,28 artış, %1,49 azalış ile kar elde ettiği, … Kuaför Güz. Ltd.Şti.’nin 25.07.2017 ile 24.12.2018 tarihleri arası net satışlar, brüt satışlar, faaliyet giderleri hesaplandığında 2017 yılında firmanın karda olduğu, 2018 yılında satışlarının düştüğü, 2017 yılında gelirlerdeki artış yüzdesinin %110,62 olup azalış olmadığı, 2018 yılında ise satışlarda %0,35 artış ve %3,47 azalış olduğu, ve … Kuaför Güz. Ltd.Şti. 2017 yılında zarar ettiğinden hesaplamada nazara alınmayacağı, firmanın satışlardaki artış yüzdesi nazara alındığında ortalama elde edilen net karın %3 ila %15’lik kısmının haksız rekabet yasağı eyleminden kaynaklandığı düşünüldüğünde; davacının yoksun kaldığı zararının asgari 5.537,77 TL, azami 27.688,85TL ve ortalamada 18.459,33 TL olabileceği, kesin tespit ve değerlendirmenin dava dosyası üzerinde oluşacak nihai kanaate göre Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
TTK’nun 396.maddesi “(1) Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir. (2) Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir. (3) Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar. (4) Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır. ” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davacı tarafça davacı şirket yönetim kurulu üyesi olan davalı …’ın rekabet hükmüne aykırı davranarak davalı …’nın kurucusu ve sahibi olduğu … Kuaförde işe girip çalıştığı, … Kuaförün’de bu durumu bilerek davalıyı çalıştırmaya devam ettiği, davacı şirketin zarar miktarının tespitinden sonra harcı tamamlama hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline yönelik olarak işbu davanın açıldığı, davanın TTK’nun 396.maddesi kapsamında açıldığı nazara alındığında dava açma yönünde genel kurul kararının aranmayacağı, davacı şirketin 25/07/2017 tarihinde yapılan 2014-2015-2017 yılları olağan genel kurul toplantısında davalı …’ın da aralarında bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin seçildiği, söz konusu toplantının 7.maddesi ile şirketin ana sözleşmesine haksız rekabet başlıklı 16.maddesinin eklenmesine karar verildiği, davalı … …’ın davacı şirkette yönetim kurulu üyesi iken genel kuruldan izin almaksızın aynı işte iştigal eden ve aynı ilde yer alan davalı …’ya ait … Kuaför Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nde kuaför olarak çalışmaya başladığı ve TTK’nun 396 ve davacı şirket ana sözleşmesinin 16.maddesi kapsamında rekabet yasağına aykırı davrandığı, davacı taraf beyanlarında davalıya ihtarname çekildiği tarihte davalının … Kuaför’de işe girdiğini yeni öğrendikleri, daha önce işe girip girmediği hususunda bir bilgilerinin bulunmadığını bildirdiği nazara alındığında, ihtarname tarihi 24/12/2018 ile dava tarihi 22/04/2019 tarihi itibariyle davacının zararının hesaplanması gerektiği, söz konusu dönemde davacının yoksun kaldığı karın 4.614,92 TL olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği, TTK’nun 396.maddesi kapsamında söz konusu zararın davalı …’dan tahsilinin gerektiği, davalı …’nın dava dışı … Kuaför Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin hissedarı ve yetkilisi olduğu, …’nın davacı şirketin müşterilerinin diğer davalı … tarafından kendi işyerine yönlendirildiğine yönelik herhangi bir eyleminin ve TTK’nun 54 ve 55.maddeleri kapsamında haksız rekabet teşkil eden herhangi bir eyleminin olduğu hususunun dosya kapsamı ile sübut bulmadığı sonucuna ulaşılarak davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… yönünden davanın reddine,
2-… yönünden davanın kısmen kabulü ile 4.614,92 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 315,24 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL ‘nin mahsubu ile 144,46 TL’nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan 170,78 TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2.maddesine göre belirlenen 4.614,92TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2.maddesine göre belirlenen 5.385,08 TL’nin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-HUAK 18/A maddesi gereğince Zorunlu Arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.980,00 TL Arabuluculuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yapılan ilk yargılama gideri 44,40 TL, davalı … yönünden yapılan 2 tebligat gideri 33,00 TL, 9 e-tebligat gideri 45,50 TL, 2 tanık ücreti 60 TL, 3 KEP ücreti 2,50 TL, bilirkişi ücreti 1200 TL, 1 adet posta gideri 15,00 olmak üzere toplam 1.440 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 664,54 TL’sının davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı … tarafından yapılan 1 tanık gideri 30 TL, 5 e-tebligat gideri 30,50 TL, olmak üzere toplam 60,50 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı …’ya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır