Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/812 E. 2022/121 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/812
KARAR NO : 2022/121

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/02/2018 (Asıl dosya açısından)
04/05/2021 (Birleşen dosya açısından)
KARAR TARİHİ : 14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 09/04/2017 tarihinde müvekkilinin kullandığı … plakalı 2011 model fiat marka ticari taksinin, davalılardan …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında aracın hasar gördüğünü ve müvekkilinin yaralandığını, ameliyat olup halen tedavisinin devam ettiğini, davalı …’e ait aracın kasko/zorunlu trafik sigortasının bulunmaması ve davalılardan …’in alkollü olarak araç kullanması neticesinde yaralamaya sebebiyet verdiği için İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında cezai yargılamasının devam ettiğini, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin aldığı sağlık kurulu raporunda her ne kadar müvekkilinin engel oranı %8 olarak belirlenmiş ise de, bu engel oranının düşük belirlendiğini, müvekkilinin bakmakla yükümlü olduğu üç çocuğunun bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle aylık 3.000,00 TL kazancının olduğunu, müvekkilinin tıbbi tedavi konusunda şu an evde yatarak tedavisinden sonra fizik tedavilerinin süreceğini ve bu tedavinin süresinin dava aşamasında belli olacağını, davalının kusurlu hareketleri sonucu meydana gelen kaza nedeniyle davacıda sürekli iş görememezlik meydana geldiğini, öncelikle kazaya sebep olan … plakalı araç ve davalılar adına kayıtlı araçlar ve taşınmazlar olduğu taktirde tapuları üzerine ihtiyati haciz ve tedbir konulmasına, HMK 107/2 maddesi uyarınca tahkikat sonucu alacağın veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; geçici iş görememezlik, tedavi, bakım, ulaşım ve sürekli maluliyet kaynaklı zarar giderleri zımnında şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan (davalı … yönünden sigorta poliçesindeki miktarla sınırlı kalmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine 45.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememizin …/… esas sayılı birleştirme talepli dava dilekçesinde özetle, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında saklı tuttukları fazlaya ilişkin hakları nedeniyle işbu ek davayı ikame ettiklerini, arabuluculuğa başvurma şartını da yerine getirdiklerini belirterek, davanın İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda, Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası ile …/… esas sayılı dosyalarının birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada kuruma başvuru yapıldığını, 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini, davacının zararı giderilerek ödeme yapılacağı ve gerekli evraklar, ıslak imzalı ibraname ve banka bilgilerinin bildirilmesi istendiği, fakat zararın giderileceğinin kendilerine bildirilmesine rağmen davacı tarafından zarar tazmin edilemiyormuş gibi dava açılmasının kötü niyetli olduğunu, söz konusu kaza neticesinde zarar görenin başvuru sonrası zararının giderilmiş olduğundan görülmekte olan davanın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ön şart yokluğu nedeniyle HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği davanın usulden reddine, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkiye ilişkin itirazları olduğunu, meydana gelen kazada davacının malul kaldığını, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, kaza tarihi itibarı ile 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş kazalar için açılmış olan davalarda Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası yeni genel şartlarının uygulanması gerektiğini, bu nedenlerle herhangi bir sorumluluğu kalmamış olan müvekkili şirket için davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte bulunması halinde haksız açılan davanın tümden reddine, maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan veya yetkili bir hastaneden rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, avans faiz talebinin reddi ile, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin cevap dilekçe ile; davacı tarafın davasını ispat etmesi gerektiğini, davacının yasal koşulları uygun olarak rapor alması gerektiğini, gerekirse hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını, kusur oranlarının tespiti bakımından İstanbul ATK Trafik İhtisas Komisyonundan rapor alınması gerektiğini, olayda davalıların kusurunun bulunmadığını, tüm maddi zararların Güvence Hesabından karşılanması gerektiğini ayrıca davacının dava tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini belirtiği ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıda bu kaza nedeniyle özür meydana gelip gelmediğinin, özür ile kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, davacının özrü geçici ve sürekli iş göremezliği bulunuyor ise tazminat miktarının ne olması gerektiği ve davalıdan tazminini isteyip isteyemeyeceği, geçici iş göremezlik tazminatının, tedavi giderlerinin sigorta teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, davacının, davacının içerisinde bulunduğu araç sürücüsünün, kazaya karışan diğer araç sürücülerinin veya üçüncü kişilerin ya da dış faktörlerin meydana gelen kazada kusurlarının bulunup bulunmadığı, varsa kusur oranlarının ne olduğu, davacının hangi tarihten itibaren ve hangi oranda faiz talebinde bulunabileceği, manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplandığı, her ne kadar işbu asıl dava dosyası İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ve ilgili Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ise de, davanın niteliği gereği haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının gerçek kişi olduğu, TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava kapsamında bulunmadığı, kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından davalı …nın işbu davada taraf gösterildiği, davanın bu nedenlerle haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumun Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih ve …/… esas …/… sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine dair Yargıtay ilamında da belirtildiği, bu nedenlerle davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, Mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görev hususunun dava şartlarından olup davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilebileceği hususu da dikkate alındığında, her ne kadar asıl dava dosyasında evvelce verilen görevsizlik kararına istinaden dosya Mahkememize gönderilmiş ise de, birleşen Mahkememizin …/… esas sayılı dosyasında evvelce verilmiş görevsizlik kararı mevcut olmadığından, dosyanın verilen birleştirme kararı dikkate alınarak İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza