Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/787 E. 2021/545 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/787
KARAR NO : 2021/545

DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 04/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı-borçlu şirket arasında rulman alım-satımına dayalı ticari bir ilişki bulunduğunu, bu ilişkiye dayalı olarak davalının müvekkilinden birçok kez faturaya dayalı mal alıp farklı tarihlerde ödemeler yaptığını ancak cari hesaptaki 55.091,29-TL.lık bakiye borcun ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile borçlu şirket hakkında icra takibi yapıldığını, davalı/borçlu tarafından bu icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz edilmekle icra takibinin durduğunu, dava öncesi arabuluculuğa başvurulduğunu ve karşı tarafın tayin edilen toplantı tarihinde hiçbir mazeret öne sürmeksizin toplantıya katılmaması üzerine görüşme ve anlaşma yapılamadığını, müvekkili ile davalı-borçlu arasında mal alım satımı, malın teslim-tesellümü, fatura düzenlenmesi ve teslimi, ürünlerde herhangi bir ayıp bulunmadığı ve herhangi bir ihbar yapılmadığı yönünde hiçbir uyuşmazlık olmadığını; davalı tarafça bu konuda yapılmış bir iddia bulunmadığını, borçlu şirketin icra takibinde yapmış olduğu yetki itirazının müvekkili ile davalı arasındaki ticari alım satım ilişkisinde de davalının edimi yönünden borcun ifa edileceği yerin, alacaklının ikametgahının bulunduğu İzmir olduğuna ve icra takibi de satış bedelinin ödetilmesi istemiyle yapıldığına göre yetki itirazının herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı borçlunun müvekkiline borçlu bulunduğunun taraflar arasındaki cari hesap hareketleri ve kayıtlar ile sabit olduğunu, davalı şirketin satın aldığı mallar ile ilgili olarak faturalar düzenlediğini, ürünler teslim edildiğini ve davalı tarafından müvekkiline farklı zamanlarda ödemeler yapıldığını, düzenlenen faturalara karşı hiçbir itiraz ve iade yapılmadığını, faturaların müvekkilinin kayıtlarına işlendiğini. BS fomları düzenlenerek vergi dairesine teslim edildiğini, taraflar arasında çeşitli tarihlerde hesap mutabakatı yapıldığını ve davalının hesap hareketlerine ilişkin mutabakatını müvekkiline gönderdiğini, bu mutabakatlar ile de davalının borcunu kabul ettiğinin ortada olduğunu, davalının kayıtlarına işlemiş olmasına rağmen faturalar nedeniyle borçlu bulunmadığı yönünde icra takibine itiraz etmesinin haksızlığını ve kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete olan borcu nedeni ile 21.03.2018 keşide tarihli 33.129,74-TL.lık bir çek keşide ettiğini ancak bu çekin karşılıksız çıktığını, davalının borcunu ödeyeceğini bildirerek ilave süre talep ettiğini ve iyiniyetle yaklaşan müvekkilinin borçlu müşterisine ilave süre verdiğini, bu esnada karşılıksız çek nedeni ile kambiyo senedine dayalı takip yoluna başvurmak için öngörülmüş 6 aylık sürenin geçtiğini, bu nedenle karşılıksız çeke ilişkin herhangi bir icra takibi bulunmadığını, keşide edilmiş olan ancak karşılıksız çıkan işbu çekin dahi borcun varlığının en açık delili olduğunu, faturalara konu alacaklara faiz işletilmesinin hukuki olup işletilen 19,5 faiz oranının yasal olduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının icra takibindeki yetkiye, borca, faize ve ferilere ilişkin olarak yapmış olduğu itirazının iptaline, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz eden davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından İzmir .. İcra Müdürlüğünde müvekkili şirket aleyhine … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine ticari alacaklara konu icra takibinde yetkili icra dairesinin borçlunun şirket adresi ya da ikametgahı olduğu ve iş bu dava ile sıkı sıkıya bağlı icra takibinin borçlusu müvekkili şirketin ticaret sicile kayıt olduğu adresin Denizli olması sebebiyle yetki yönünden itiraz ettiklerini, yetkisiz icra müdürlüğünde açılan bir icra takibine karşı “İtirazın İptali Davası” açılmasının söz konusu olamayacağını, ayrıca müvekkili şirketin davacı tarafın beyan ettiği şekilde davacı tarafa yapılan ticaret karşılığı cari hesaptan ödemelerini yaptığını, davacı tarafa başkaca borcu kalmadığı gibi müvekkili şirketin iş bu ticaretten zarar gördüğünü, müvekkili şirketin davacı taraftan almış olduğu rulmanlarda bulunan gizli ayıp sebebiyle müvekkili şirketin ürettiği makinalarda ortaya çıkan arızaların müvekkili şirketin satışını yaptığı makinalarda tahsilat yapamamasına sebep olduğunu, aynı şekilde müvekkili şirketin yıllardır süregelen itibarının iş bu ayıplı malzemelerden kaynaklı oalrak zedelendiğini ve satışlarında problemler yaşama noktasına geldiğini, müvekkili şirketin davacının beyan ettiği tüm bu ticari bedelleri ödemiş olmasına karşılık davacının kötü niyetli olarak tekrardan tahsilat yoluna gitmesi ve müvekkili şirketin üzerinde gizli ayıp bulunan rulmanlardan kaynaklı olarak uğradığı mağduriyetle birlikte tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla iş bu borcun olmadığının açıkça tespit edileceğini belirterek öncelikle yetkisiz icra takibine bağlı olarak açılan iş bu itirazın iptali davasının usul yönünden reddine, mahkememiz aksi kanaatte ise müvekkili şirketin borcunun bulunmaması sebebiyle davanın reddine, karşı taraf davacıdan %20 kötüniyet tazminatının tahsilinin hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 63.797,27 TL alacak için icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 03/01/2019 tarihinde tebliğinden sonra süresi içinde ..tarihinde takip dosyası borçlusunun vekili tarafından Denizli icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, icra takibine, borçlu olunan bir miktar olmadığından bahisle borca, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğinden takipten önce faiz işletilemeyeceğinden bahisle faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerinden borca yapılan itiraz üzerine 08/01/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen 16/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete ait ticari defterlerin 1 Sıra Nolu Elektronik Defter Genel Tebliği kapsamında e-defter olarak tutulduğu, e-defterlerin yasal süresinde e-defter beratının alındığı, usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerin davacının lehine delil vasfına haiz olduğu davacı şirket ticari defterlerinde takibe ve davaya konu faturaların kayıt altına alındığı, davacı şirket ticari defterlerinde icra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle davalı şirketin 55.091,22 TL borçlu olduğu, davacı şirket ve davalı şirket tarafından takibe konu altı adet faturanın dördünün ilgili dönemde vergi dairesine BA-BS Formları ile beyan edildiği, 09/08/2017 tarihli ve 16/11/2017 tarihli faturaların belirlenen hadleri aşmadığından dolayı BA-BS formları ile beyan edilmediği, tarafların BA-BS formlarının birbiri ile uyumlu olduğu, davacı şirketin takip talebinde, takip tarihine kadar işlemiş faiz isteminde bulunduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacak için yıllık %19,5 avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, davalı tacirin borcunun dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 19/1. maddesi uyarınca ticari nitelik gösterdiği, bu davanın aynı kanunun 4/1. madde hükmü uyarınca nispi ticari dava olduğu, tacirler arası bu sözleşmenin aynı kanunun 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinin de bulunduğu, dolayısıyla ticari işlerde 3095 Sayılı Yasa’nın değişik 2/2. maddesi gereğince avans faiz oranı üzerinden faiz istenilebileceği, davaya konu alacağın altı adet faturadan kaynaklı alacak olmasından dolayı, faturanın davalı şirket ticari defterlerindeki kayıt tarihlerine 30 gün ilave edilerek avans faiz oranından işlemiş faiz hesaplaması yapılması gerekirken tarafımca davalı şirket ticari defterleri incelenmediği için fatura tarihlerine 30 gün ilave edilerek takdiri sayın mahkemenize ait olmak üzere işlemiş faiz hesabı yapıldığı, davacı defterlerindeki bakiyenin dikkate alınarak icra takip tarihine kadar düzenlenen faturalardan kaynaklı davacı şirketin davalı şirketten 55.091,22 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı taktirde, davacı şirketin talep edebileceği işlemiş faiz 8.264,48 TL olduğu, mahkemece temerrüt için ihtar şartının gerektiğinin kabul edilmesi halinde temerrüde düşürüldüğü sabit olmayan davalıdan işlemiş faiz alacağı talebinde bulunulamayacağı bildirilmiştir.
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, davalı taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan inceleme sonunda düzenlenen 15/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın incelenmesi gereken deterlerinden envanter defterlerinden sadece 2019 ve 2020 yıllarına ait noter tasdik sahifelerinin çekilmiş fotokopisinin verildiğini, defterlerin ibraz edilmediğini 2017 ve 2018 yılına ait envanter defterleri ile ilgili hiçbir defter ve belgenin tarafına ibraz edilmediğini, muhtemel tasdik ettirilmediğini, bir kısım muhasebe kaydının hangi belgeye dayandığı hususunda bilgi ve belge görülemediğini, davalı şirket ile ilgili muhasebe kayıtlarına dayanak belgeler vergi usul kanununa göre düzenlenmesi gereken banka dekontları, çek tevdi bordroları, muhasebe kaydına dayanak belgelerin ibraz edilmediğini, davalı tarafın bazı defter ve belgelerini ibraz edip bazılarını ibraz etmediğini, 31/12/2017 tarihi itibariyle davacı ve davalı arasında 5.092,30 TL cari alacak/borç kalanı verdiğini, davacı ve davalı arasındaki cari hesap bakiyeleri örtüştüğünü ve uyumlu olduğunu, 31/12/2018 tarihi itibariyle davalının 14.917,36 TL. borçlu, davacının ise 55.091,22 TL. alacaklı olduğunun bilirkişi raporundan anlaşıldığını, davalı şirket ile davacı şirket defter kayıtlarının bu tarih itibariyle örtüşmediğini, davalı şirkete ait BA formlarından davalı şirket tarafından takibe konu 6 adet faturanın 4ünün ilgili vergi dairesine beyan edildiği, 09/08/2017 tarihli ve 16/11/2017 tarihli faturaların ise belirtilen hadleri aşmadığından dolayı BA formları ile beyan edilmediğinin görüldüğünü, tarafların vergi dairesine verdiği faturalarla ilgili BA-BS formlarının birbiri ile örtüşüp uyumlu olduğu, davalı vekilinin dilekçesindeki “…yapılan ticaretten müvekkilinin zarar gördüğünü müvekkilinin davacıdan aldığı rulmanlarda gizli ayıp olduğu sebebiyle müvekkili şirketin ürettiği makinalarda ortaya çıkan arızaların müvekkilinin satışını yaptığı…” şeklindeki iddialarını ispat edecek bir tespit ve kanıt tutanağı bulunmadığı,böyle bir durum olsaydı muhasebe kayıtlarında sağlam mallardan çıkarılıp değeri düşen mallara alınarak gerekli tespitlerin yapılması gerekeceğini, dava dilekçesinde çeklerin karşılıksız çıktığı hususu belirtildiği halde davalı tarafından bu borçların ödendiğini kanıtlayacak herhangi bir belge ibraz edilmediği, defter kayıtlarının birbirini doğrulamadığını, 2017 ve 2018 tarihli envanter defterlerinin açılış onaylarının yaptırılmadığını, 2017, 2018, 2019, ve 2020 yılları defterlerinin ibraz edilmediğini, açılış onayları bulunmayan ve kayıtları birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil teşkil edeceği, dava tarihi olan 28/03/2019 tarihi itibariyle davalı şirketin defter kayıtlarında davalı şirketin 14.917,36 TL borçlu olduğu gözükse de çek ve fatura bedellerinin ödendiğini kanıtlayacak bir belge ibraz edilmediğinden, davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmaması ve bazı belgelerin ibraz edilmemesi, muhasebe kayıtlarının birbirini doğrulamaması nedeniyle defterler davalı lehibe delil olamayacağından takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacı defterlerindeki bakiye dikkate alınarak icra takip tarihine kadar düzenlenen faturalardan kaynaklı davacı şirketin davalı şirketten 55.091,22 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce toplanan deliller ile bilirkişi raporları dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; takibin faturaya dayalı bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, para borçlarında borçlunun edimini ifa yerinin davacının adresi itibarıyla İzmir olduğu bu nedenle İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğu; davacının ticari defter ve belgelerin üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacının defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacının davalıdan takip tarihi olan 28/12/2018 itibarıyla 55.091,22 TL alacaklı olduğu; davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalının ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmadığı, bazı belgelerin ibraz edilmemesi, muhasebe kayıtlarının birbirini doğrulamaması nedeniyle defterlerinin davalı lehine delil teşkil etmeyeceği bu nedenle davacının ticari defter ve belgelerine itibar edilmesi gerektiği belirtilmiş; her iki raporda da davacının takipte talep ettiği işlemiş faiz yönünden hesaplamalar yapılmış olmakla birlikte ihtar şartının aranıp aranmayacağı, davalının usulüne uygun olarak temerrüte düşürülüp düşürülmediği hususunu takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olduğu; taraflar arasında düzenlenen faturalara ve malın teslimine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın faturalara esas borcun tamamen ödenip ödenmediği hususunda olduğu; tarafların BA/BS formlarının incelendiği, davacı ve davalı tarafın takibe esas faturalardan beyan hadlerini aşan faturaları ilgili vergi dairesine beyan ettikleri; davalı vekili her ne kadar cevap dilekçesinde davacı tarafından gönderilen rulmanlarda ayıplı olduğunu bu nedenle müvekkili tarafından üretilen makinalarda ortaya çıkan arızalar nedeniyle müvekkilinin satışını yaptığı makinalardan tahsilat yapamadığı ve itibarının zedelendiğini bu şekilde zarar gördüğünü, müvekkilinin davacının beyan ettiği şekilde yapılan ticaret karşılığı borç ilişkisini cari hesaptan yaptığını ve tüm ticari bedelleri ödediğini beyan etmiş ise de, buna ilişkin kanaat oluşturacak belge ve bilgiyi dosyaya sunamamıştır. Davacı takip dosyasında asıl alacak yanında işlemiş faiz de talep etmiş, davalı/borçlu tarafından asıl alacak, işlemiş faiz ile ferilerine itiraz edildiği, tarafların tacir olması nedeniyle TTK’nun 18/3 maddesinde belirtilen usulle davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne dair dosyada herhangi bir bilgi, belgenin bulunmadığı, ayrıca taraflar arasında vadeyi belirleyen, fatura borcunun hangi tarihte ödeneceği ve hangi tarihte temerrüde düşmüş sayılacağı hususlarını içeren yazılı bir sözleşmenin de bulunmadığı ve yine davacı vekilinin 16/07/2020 tarihli beyanına göre de elektronik posta sistemi üzerinden davalı tarafa gönderilen hesap mutabakatı üzerine davalı tarafın da mutabık olduğunu bildirmesi nedeniyle icra takibinde mutabakat tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edildiğinin bildirilmesi nedeniyle, davalının takip öncesi usulüne uygun olarak temerrüte düşürülmediği bu nedenle davacının takip öncesine ilişkin işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşıldığından işlemiş faiz yönünden talebi kabul edilmeyerek asıl alacak yönünden davacının davalıdan takip tarihi olan 28/12/2018 itibarıyla 55.091,22 TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 55.091,22 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit kabul edildiğinden yapılan haksız itiraz nedeniyle, hükmolunan 55.091,22 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
İzmir 15. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile 55.091,22 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Takibe yapılan itiraz haksız ve takibe konu alacak likit kabul edildiğinden hükmolunan 55.091,22 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.763,28 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 770,51 TL harcın mahsubu ile kalan 2.992,77 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 7.961,86 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın red oranına göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 50,00 TL tebligat gideri, 43,50 TL e-tebligat masrafı, 75,50 TL posta masrafı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 628,75 TL ( bilirkişi ücreti ve posta masrafı) talimat masrafı toplamı 1.497,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.293,36 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HUAK 18/A Maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA