Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2022/339 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/601
KARAR NO : 2022/339

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.08.2018 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki ancak müvekkilimiz şirkete ait … plakalı araç kazaya karışmış ve kaza neticesinde müvekkilimiz …-… Sağlık Hizmetleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araç ile dava dışı … plakalı araçlar hasar görmüştür. … plakalı araç park halindedir. … plakalı araçta, 22.08.2018 tarihli trafik kazası sebebi ile oluşan hasar onarım bedelinin tespiti için İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D.İş sayılı delil tespiti davası açılmıştır. Tespit davasında alınan bilirkişi raporuna göre; araçta 238.400,00-TL hasar onarım bedelinin oluştuğu, aracın onarılmaya başlanması durumunda bu bedelin artmasının da muhtemel olduğu, aracın ise piyasada 180.000,00 TL civarında olabileceği ve aracın mevcut hasarlı halinin ise 30.000,00-TL civarında olduğu tespit edilmiştir. … plakalı araç ile ilgili olarak tespit davasından sonra hem sigorta şirketine yazılı olarak başvuru yapılmış hem de ticari davalarda dava şartı olarak arabuluculuk kapsamında arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış, ancak arabuluculuk görüşmeleri neticesinde bir anlaşma yapılamamıştır. Tespit davası açılmadan ve sigorta şirketine başvurulmadan önce de sigorta şirketine başvuru yapılmış, davalı sigorta şirketi ise 26.11.2018 tarihli cevabında sigortalı aracı kullanan sürücünün olay yerini terk etmesi sebebi ile herhangi bir tazminat ödemesinin yapılamayacağı müvekkilimiz şirkete bildirilmiştir. 22.08.2018 tarihinde meydana gelen kazadan sonra …, yardıma gelen vatandaşların da yardımı ile … plakalı araç sahibine ulaşmış ve olay yerinde kendi aralarında tutanak tutmuşlardır. Devamında trafik polisi gelmiş ve kontroller yaptıktan sonra olay yerinden ayrılmıştır. Ancak trafik polisi tuttuğu kaza tespit tutanağında müvekkilimiz şirkete ait araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini bu sebeple kusur dağılımını yapamadığını belirtmiştir. … plakalı araç sürücüsü …, kazadan sonra gelen polislerin kendisine bir şeyler imzalattığını ancak olayın heyecanı ve endişeli olması sebebi ile evraklara dahi bakamadığını, polisin kendisine buraya kadar geldik imza almamız gerekiyor dediğini hatırladığını beyan etmiştir. Olay yerine gelen trafik polislerinin kaza tespit tutanağı tuttuğu, müvekkilimiz tarafından çok sonra öğrenilmiştir. Trafik polisi tarafından tutulan kaza tespit tutanağı sebebi ile davalı sigorta şirketi ödeme yapmamıştır. Ancak … plakalı araç sürücüsü …, olay yerindedir ve bir yere ayrılmamıştır ve hatta … plakalı araç sahibi ile olay yerinde kaza tespit tutanağını tutmuştur. Ayrıca çekici çağırtarak aracı çekiciye yükleyerek tamirhaneye çekmiş ve babası … ile de devamlı haberleşmiştir. Yine yanında arkadaşları da vardır. … plakalı aracı tamirhaneye çeken çekici şoförü de olayı bilmekte ve sürücü …’ın olay yerinde olduğunu görmüştür. Trafik polisinin, sürücüsü olay yerini terk etmiş olan aracı ruhsat sahibine teslim etme yükümlülüğü vardır. Ancak aracı sürücü … alıp çekici vasıtası ile tamirhaneye götürmüşlerdir. Bu durum bile sürücü …’ın olay yerinde olduğunu göstermektedir. Trafik polisinin kaza tespit tutanağını neden öyle tuttuğu tarafımızdan anlaşılamamıştır. Kaza yapmış aracın sürücüsünün olay yerinde olmaması durumunda, aracın olay yerinde bırakılarak polisin oradan ayrılmış olması hayatın olağan akışına da aykırıdır. Böyle bir durumda trafik polisinin yapması gereken aracı sahibine teslim etmek ya da aracı oradan çektirmektir. Ancak trafik polisi, sürücüsünün olay yerini terk ettiğini beyan ettiği araç ile ilgili olarak herhangi bir işlem yapmamıştır. Her ne kadar, davalı sigorta şirketi, … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olması sebebi ile hasar bedelini ödemeyeceğini bildirmiş ise de; (sürücünün olay yerinin terk ettiğini kabul ettiğimiz anlamına gelmemek üzere) olay yerini terk sebebi ile sigorta şirketinin tazminat ödememesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması ve bunlarında somut olarak ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı sigorta şirketi, … plakalı aracın kasko poliçesini düzenleyen şirket olması sebebi ile araçta oluşan zararın tamamından sorumludur. Her ne kadar kasko poliçelerine ilişkin uyuşmazlıklar Tüketici Mahkemelerinde görülmekte ise de; müvekkilimiz şirketin tacir olması sebebi ile davaya bakmaya görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan dava sayın mahkemenizde açılmıştır. Netice itibari ile … plakalı aracın kasko sigortası … poliçe numarası ile davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş olduğundan … plakalı araç ile ilgili olarak araçta oluşan maddi hasarların tamamından davalı sigorta şirketinin sorumluluğu devam etmektedir. Sigorta şirketine bu konuda başvuru yapılmış ve arabuluculuk görüşmelerinde de bir netice alınamamış olduğundan iş bu davanın açılma zorunluluğu doğmuştur. Yukarıda arz ve izah edilen ve resen dikkat edilmesi gereken sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile Hasar onarım ücreti ( yedek parça ve işçilik ücreti) olarak şimdilik 1.000,00-TL, olmak üzere alacak kalemleri ile ilgili olarak fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile sigorta şirketinin yazılı cevap tarihi olan 26.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ve İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D. İş dosyası için yapılan masraflar ( yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin) ve yine iş bu dava için yapılan yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; Sigortalı araç sürücüsü herhangi bir gerekçe olmaksızın olay yerini terk etmiştir. Bu doğrultuda hasar teminat dışı olup davanın reddedilmesini talep ederiz. Dava konusu … plaka no’lu sigortalı aracın müvekkil şirket nezdinde… numaralı 25/06/2018-25/06/2019 vade tarihli Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi Genişletilmiş Kasko poliçesi bulunmaktadır. Poliçenin mevcudiyeti sigorta tazminatının her halde ve otomatik olarak ödeneceği manasına gelmemektedir. Sigortacı şirketin sorumluluğu poliçe teminatları ile sınırlıdır. 22.08.2018 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında terk edilen sigortalı ara polisleri tarafından kaza tespit tutanağı tutulmuş ve araç sürücüsünn tespit edilemediği kayda geçirilmiştir. Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın ‘Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı bölümünün 5.10. nolu maddesi ile “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” hali teminat dışı olarak kabul edilmiştir. Araç sürücüsü olay yerini herhangi bir gerekçe olmaksızın terk etmiştir. Bu durumda ispat yükü yer değiştirmiş olmaktadır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2018 tarih 2018/11912 Esas ve 2018/6248 Karar sayılı kararında olay yerinin zorunlu nedenlerle terk edildiğinin ispatlanamaması bozma nedeni olarak görülmüş ve talebin kasko teminatı dışında kaldığına karar verilmiştir. Hasar dosyası içeriğinde mevcut 17.10.2018 tarihli araştırma raporunda da sürücü olduğu iddia edilen kişinin beyanlarının çelişkili olduğu belirtilmiş hasar araştırması için kendisinden talep edilen bilgi ve belgeyi sağlamaktan imtina ettiği beyan edilmiştir. İş bu araştırma raporunda da sürücünün olay yerini terk etmiş olması nedeniyle mevzuat uyarınca hasar talebi olumsuz olarak değerlendirilmiştir. Sigortalı, beyan yükümlülüğüne kasten aykırı davranmakta olup ispat yükü kendi üzerindedir. Rizikonun gerçekleşmesi halinde ihbar yükümlülüğüne ilişkin olarak Yargıtay yerleşik içtihatlarında ve Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın 1.5. maddesi ve TTK. 1439 son maddesi uyarınca ihbar mükellefiyetinin kasten yerine getirilmemesi veya iyiniyet kurallarına aykırı davranılarak kullanılması halinde rizikonun teminat içinde kaldığının ispat külfetinin sigortalıya geçeceği vurgulanmıştır. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 11.03.2002 gün ve 2001/9817 E. ve 2002/2111 K.sayılı ilamı) Resmi belge olan kaza tespit tutanağında sürücünün kaza akabinde olay yerinde bulunmadığı belirtilmiş olmasına rağmen bunun aksi yönünde beyanlarda bulunan sigortalı araç sahibinin gerçeği saptırmaya çalıştığı aşikârdır. Yargıtay içtihatları uyarınca beyan yükümlülüğünü iyi niyet kurallarına aykırı davranarak kullanan sigortalı iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Aksi halde dava konusu hasarın teminat dışında kaldığının kabulü gerekmektedir. Davacı taraf kaza esnasında sürücünün alkollü olmadığını ve yeterli sürücü belgesine sahip olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Davacı tarafça kaza tutanağının iptali sağlansa dahi; sürücünün olay yerini haklı sebebi olmaksızın terk etmesi ve kolluk tarafından alkol muayenesi yapılamamış olması nedeniyle, sürücünün alkollü olmadığının ve yeterli sürücü belgesine sahip olduğunun da ispatlanması zaruridir. Bu bağlamda araç sürücüsünün olay yerini zorunlu bir neden yokken terk etmiş olması nedeni ile ispat yükü davacı tarafa geçmiştir. İddiasını ispat edemeyen davacının davasının reddedilmesini talep ederiz. …/… değişik iş no’lu tespit dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunun hukuki geçerliliği yoktur. Söz konusu rapor eksik ve hatalı incelemeye dayanmaktadır. İşbu rapora dayanan sigortalının tazminat talebi haksız ve fahiştir. Müvekkil şirket tarafından 01.02.2019 tarihinde tebliğ alınan bilirkişi raporuna ve tespite yasal süresi içinde itiraz edilmiştir. Yapılan tespit HMK m.402 ve Genel Şartlar’a uygun değildir. Buna göre müvekkil şirket ne tespite davet olunmuş ne de tespite ilişkin mahkeme ara kararı müvekkil şirkete tebliğ edilmiştir. Tek taraflı yapılan tespite, bilirkişi raporuna, tespit edilen haksız ve fahiş hasar miktarına, tespit edilen kusur oranına ve rapora yer alan diğer tüm değerlendirmelere tarafımızca itirazda bulunulmuş esasa ilişkin itiraz hakkımız saklı tutulmuştur. Söz konusu bilirkişi raporunun, işbu davaya konu hasar incelemesi için yönlendirilen bağımsız eksper tarafından düzenlenen hasar dosyası içeriğindeki ekspertiz raporu ile kıyaslandığında fahiş farklılar içerdiği saptanmıştır. Sigorta eksperlerinin hukuki statüsünün mevcut olması ve ekspertiz raporunun somut delil niteliğini haiz olması nedeniyle iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. Bilirkişi tarafından hasarın ne şekilde meydana geldiği ve teminat kapsamında olup olmadığı araştırılmaksızın yalnızca hasar miktarının tespit edilmiş olması hakkaniyete aykırıdır. Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; eksik ve hatalı bilirkişi raporu ile tespit olunan, araç rayiç değeri, sovtaj bedeli ve hasar onarım bedeli haksız ve fahiştir. Eksper raporuna oranla fahiş rakamlar içeren bilirkişi raporuna itiraz eder; dosya kapsamında yeni bilirkişi raporu alınmasını talep ederiz. Davayı kabul anlamına gelmemek üzere hasarlı araç için ekonomik olan seçenek araca pert total işlemi uygulanmasıdır. Sigortalının talebi haksız ve fahiştir. Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; bağımsız ekspertiz raporu ve Yargıtay kararları doğrultusunda ekonomik olan seçeneğin araca pert total işlemi uygulanması olduğu aşikardır. Eksper tarafından sigortalı aracın piyasa rayiç değerinin 145.000 TL olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen hasar onarım bedeli ise araç rayiç bedelinin üzerindedir. Dolayısıyla sigortalı araç için ekonomik olan seçenek aracın pert total kabul edilmesidir. Sigortalının hasar onarım bedeli talep etmesi ve fazlaya ilişkin istemi haksız ve fahiştir. hiçbir surette kabul manasına gelmemekle beraber, yapılacak yargılama nihayetinde müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde, araç sovtajı müvekkil şirkete terk edilecek ise, araç davacı tarafın zilyetliği ve tasarrufunda olup müvekkil şirkete kalacak olan araç hurdasının devri sigortalı araç sahiplerinin sigorta şirketlerine vermiş olduğu satış vekaletnamesi ve trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi ile mümkündür. Bu sebeple davacının söz konusu araca ilişkin motorlu taşıtları vergisi vs. sorumlulukların doğmaması için trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi ile satış vekaletnamesini müvekkil şirkete ibraz etmesi gerekmektedir. Bu şartlar yerine getirilmeden müvekkil şirketin tazminat ödemeye mahküm edilmesi davacı için sebepsiz zenginleşme durumu yaratacağı gibi motorlu taşıtlar vergisinin gereksiz yere işlemesi vb. gibi telafisi imkansız zararlar da doğuracaktır. Bu sebeple davacı tarafa işbu belgelerin ibrazı için kesin süre verilmesini aksi takdirde araç hurdasının davacı tarafa bırakılarak tazminat bedelinden mahsubunu talep ederiz. Nitekim, Kasko Sigortası Genel Şartlarının “3.3. Sigorta Bedeli, Tazminatın Hesabı ve Ödenmesi” başlıklı 3.3.2.2. maddesine göre, onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara” Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Bu bağlamda, başvuru sahibine bahse konu belgelerin (satış vekaletnamesi ve trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi) ibraz edilmesi için süre verilmesini, aksi takdirde hükmün şartlı olarak tesis edilmesini talep ederiz. Müvekkil firma temerrüde düşmemiştir. Müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğinden hakkında faize hükmedilmesi haksızdır. Ayrıca talebi kabul anlamına gelmemek üzere; Yargıtay İçtihatları doğrultusunda sigorta şirketinin temerrüdü ihbar tarihinden hatta hasarın teminat kapsamına girip girmediğini incelemeye yeterli belgelerin tebliğinden 45 işgünü sonra başlar. Yukarıda belirtilen ve resen değerlendirilecek sebeplerle, haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, davanın görülmeye devam edilmesi halinde dosyanın sigorta alanında uzman bilirkişi tarafından incelenmesini ve alınacak rapor ile birlikte teminat dışındaki talebin reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT
Tanık … Mahkeme huzurundaki ifadesinde ; Olay tarihinde aracı süren …’ın okul arkadaşının babasının kendisini aradığını bayram tatili olduğu için olayın meydana gelmesinden yaklaşık 15-20 dakika sonra kaza mahalline vardığını, araç kaporta tamir işleri ile uğraşmakta olduğunu, olay yerine vardığında sürücü … dahil 5 kişinin araç başında kaza mahalinde olduklarını gördüğünü, kaldırım refüjlerine hasar verildiği için polisin tutanak tutması gerekmekte olduğunu, kaza mahallinde …’ı gördüğünü, ilk kez orada tanıştığını, yaralanan kimse bulunmadığı için ambulans çağrılmamış olduğunu, kazaya karışan araç kaldırımın üzerine doğru çıktığı için daha fazla hasar görmemesi için çekicinin üzerine doğru aracı çektikleri sırada polisin …’ a alkolmetreyi üfletip gittiğini gördüğünü, polisin tutanak tutmadan gitmesi hususuna şaşırdığını, aracın kaldırım üzerinden çekiciye yüklendiği sırada bizzat bu işle ilgilendiğini, yükleme tamamlandıktan sonra diğer kazaya karışan aracın da yakınlarda durduğunu gördüğünü, olay yerinde kaza tutanağı tuttuğunu, tutanağı yazan hazırlayanın bizzat kendisi olduğunu, ancak altındaki imzalar ve beyanların diğer şahıslara ait olduğunu, telefonla kazaya karışan diğer araç sahibini aradığını, onun da yakında … oturduğu için olay mahaline geldiğini, …’ın çarpmış olduğu aracın kaza mahalinde satış amacı ile galericilerin o bölgeye araç bıraktığı için orada durduğunu, bu nedenle başında satıcısı olmadığını, hatta satış için bırakılan diğer aracın kaporta, boya tamiri ve bakım işlerini kendisinin yapmış olduğunu, tutanak düzenledikleri sırada polisin olay mahallinde olmadığını, işi gereği her zaman anlaşma tutanağını iş yerinde ve arabasında bulundurduğunu, hatta kaza olduğunda tamirci olarak çağrılması durumunda tutanak düzenlediğini, bu işle ilgilenen elemanları da olduğunu, sürekli tutanak düzenlediğini, tutanağı düzenledikten sonra polisi bir daha olay mahalinde görmediğini, işi gereği bu tūr işlemleri bildiği için araç sürücüsünün kaza mahalinde olmaması veya sürücünün alkollü olması durumlarında araç çekici ile polisin nezaretinde yediemin deposuna teslim edilir ancak bu hususlar mevcut olmadığı için aracın bizzat …’a teslim edildiğini, aracın ticari işlerinde kullandıkları mercedes marka araç olduğundan her ne kadar kaza anını görmese de şirketin değerli bir aracının şirket sahibinin oğlu dışında araçtaki diğer şahıslara kullandırılmış olabileceğinin normal olmadığını, bizzat görmese de bu nedenle bu şekilde beyanda bulunduğunu, ayrıca her ne kadar alkolmetreyi polisin …a üflettiğini beyan etmiş ise de bu sırada aracı çekmekle uğraştığından tahmini olarak polisin kaza sonrasında alkolmetreyi üfletmiş olması gerektiğinden hareketle bu şekilde beyanda bulunduğunu, alkol raporu olup olmadığını üfleyip üflemediğini tam olarak bilmediğini beyan etmiştir.
Tanık … Mahkeme huzurundaki ifadesinde ; …’ın kız arkadaşının arkadaşı olduğunu, olay tarihinde …’ın İstanbul’dan tatile geldiğini, kazadan önce para çekmek üzere bankaya gidiyorken aracı …’ın kullanmakta olduğunu, araçta …’ın sağ tarafında oturduğunu, diğer 3 arkadaşının da arka tarafta oturduğunu, …’ın yolu tam olarak bilmediği için navigasyonla banka şubesini arayarak bankamatiğin bulunduğu yere gittiği için yolu bilmediğini, virajı hesaplayamadığını ve virajı alamayarak refüje çarptığını, kaza nedeni ile şoka uğradıklarını, etraftan gelenler olduğunu, daha sonra …’ın çekiciyi aradığı için çekici geldiğini, polisin olay mahalline geldiğini, … ve araçta olan diğer dört kişinin olay mahallini hiç bir şekilde terk etmediklerini herkesin polis geldiği sırada kaldırımın kenarında oturmakta olduklarını, uzakta durduğu için ve şoför olmadığı için işlemlere dikkat etmediğini, Polis tarafından tutanak tutulup tutulmadığını …’a alkolmetre üfletilip üfletilmediğini bilmediğini polis tarafından kendilerine bu hususta da bir soru olmadığını, polisin doğrudan araç sahibi ve kullanıcısı kim diye soru sorarak …a yöneldiği için Kendilerinin olayın dışında kaldıklarını ancak olay mahallinde bir takım belgelerin doldurulup imzalandığını gördüğünü, ancak kağıtların imzalandığı sırada polisin tam olarak kaza mahallinde olup olmadığını bilmediğini ancak ruhsata falan bakılmış olabileceğini, ancak kaza mahallinde bulunan ve hasar gören diğer araca ilişkin kaza tutanağı düzenlenmekte olduğunu bunu bizzat gördüğünü daha sonra polisin olay mahallinden gittiğini, araç çekiciye yüklendiği için …’ın çekiciyle birlikte araçla gittiğini, …’ın kendisinin halledeceğini söyleyerek gitmelerini istediğini, polislere yönelik bir suçlamada bulunmadığını, polisler orada olduğu sırada tutanak düzenlenip düzenlenmediği hakkında olayın dışında kalması nedeni ile tam olarak bilgi sahibi olmadığını, kaza tarihinden önce kurban bayramı tatili olması ve arkadaşının İstanbuldan gelmiş olması nedeni ile bir çok kişinin oturduğu şekilde …’da sohbet edip, çay içtiklerini ancak alkol almadıklarını beyan etmiştir.
Tanık … Mahkeme huzurundaki ifadesinde ; Olay tarihini iyi hatırladığını, sabahın erken saatlerinde bayram gününde yolun tenha olduğu bir sırada … Kavşağı Gaziemir adresinde söz konusu kazanın meydana gelmiş olduğunu, kazaya karışan … plakalı beyaz mercedes aracın şoförünün kazadan sonra değiştirildiğine, asıl şoför yerine mavi tişörtlü kişinin şoför olarak değiştirilmeye çalışıldığına dair 155 ihbar hattına ihbar gelmiş olduğunu, bu ihbardan da haberdar olarak olay mahalline gittikleri için detaylı araştırma yaptıklarını, aracın hava yastıklarının patlamış olduğunu ancak kaza anında aracı kendisinin kullandığını söyleyen mavi tişörtlü gencin adının … olduğunu hatırladığını, bu çocuğun Gaziemirde kaza mahalline yakın bir yerde oturduğunu bildiğini, çünkü Torbalı’dan bu çocuğun amcasını tanıdığını, bu şahsa yalan beyanda bulunmanın suç olduğunu hatırlatması üzerine başta aracı kendisinin kullandığını söylemesine rağmen sonradan kendisinin kullanmadığını beyan ettiğini, sorgulamalarının sebebi de hem gelen ihbar hem de ihbarda belirtilen mavi tişörtle bu kişinin giydiği tişörtün aynı olması hem de benzer durumlarda bir çok kazaya rastladıkları için hava yastığının patlaması halinde şoförün yüzünde ve kollarında kızarıklıklar meydana gelmekte olduğu, bu şahısta böyle bir belirti olmadığı gibi uykudan az önce uyanmış ve uykulu hali de bulunduğundan iyice araştırma yaptıklarını, bunun üzerine kazanın oluş şekli itibariyle kazanım meydana geldiği yer ve saat de dikkate alındığında ancak alkollü bir kişinin bu kazayı yapabileceği kanaatine vardıklarını, bunun üzerine orada bulunan alkollü olduğu görünüşünden ve kokusundan açıkça farkedilen bir kişiye aracı kendisinin kullanıp kullanmadığını sorduklarını, kendisinin aracı kullanmadığını ancak aracın babasının şirketine ait olduğunu söylediğini, bu şahsın telefonundan babasını aramasını isteyerek şahsın telefonundan babasıyla görüştüklerini, bu arada olay mahallinde inceleme yaparken oraya çekici geldiğini yada gittiklerinde orada çekici olduğunu, tam olarak hatırlamadığını ama çekiciyi kendilerinin çağırmadıklarını, bu tür durumlarda araç sürücüsü tespit edilemezse tutanağı bu şekilde düzenlediklerini, tutanaktaki yazının diğer meslektaşına ait olup altındaki imzanın kendisine ait oluğunu, park halinde duran aracın üzerinde satılık yazısının mevcut olduğunu, … Kavşağında satılmak üzere bırakılmış olduğunu, aracın bulunduğu yerin boş bir arazi olduğunu galeri olmadığını, … plakalı araç sürücüsünün kazaya karışmadığı için yani park halinde olduğu için tutanakta imzası bulunmadığını, … plakalı aracın sahibinin telefonunu emniyetten öğrenmek suretiyle araç sahibini kaza mahalline çağırdıklarını, kaza nedeniyle orta refüj ve belediye direkleri ve reklam panosunun hasar görmüş olduğunu, tuttukları tutanak dışında davacı taraf ile 35 plakalı araç sahibinin tutanak tuttuğunu görmediklerini, kaza mahallinde bulundukları sırada 35 plakalı araç sahibinin olay mahallinde olmadığını çağırmaları üzerine geldiğini, zaten araç sürücüsünün de tespit edilememiş olduğunu, ne şekilde tutanak tuttuklarını bilmediğini, hatırladığı kadarıyla alkollü şahsa yanındaki diğer polisin alkolmetreyi üfletmiş ancak bu şahısın ısrarla aracı kendisinin kullanmadığını, araçta yolcu olduğunu beyan ettiğinden ve alkolmetrenin üflenmesi halinde bu husus emniyet kayıtlarına girdiğinden alkollü kişinin de sürücü olmadığı konusunda ısrarlı olması nedeniyle buna ilişkin tutanak tuttuklarını bu tutanakla Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Kaza Büro Amirliği kayıtlarında saklanıyor olabileceğini, kaza tespit tutanağının üst kısmında kaza numarasının yazmakta olduğunu, bu bürodan söz konusu tutanak suretinin istenebileceğini, şahsın ısrarla kendisinin aracı kullanmadığını beyan etmesi nedeniyle idari para cezası da yazmadıklarını, alkollü olan şahsın kendisinin aracı kullanmadığını beyan etmesi ve etrafta kamera kayıtları tespit edilemediğinden yine ihbarda adı geçen mavi tisşörtlü çocuğun uykudan yeni uyandığı belli olacak şekilde uykulu olduğundan sürücünün kaza mahallinde bulunamadığına dair bu şekilde tutanak tuttuklarını, çekiciyi kendilerinin çağırmadıklarını ancak olay mahalline kazaya karışan araç sahipleri çağırdığı için ve trafik mevzuatında da aracın zorunlu olarak emniyetin çağırdığı çekiciye teslim edileceği hususunda hüküm bulunmadığından ve aracın trafik yönünden herhangi bir sakıncası olmadığından yediemine de teslim etmelerini gerektiren bir durum bulunmadığından alkollü şahsın aracın babasına ait şirketin olduğunu söylemesi üzerine onun telefonundan aracın sahibini aradıklarını olay mahallinde çekici bulunup rızası olması halinde teslim edeceklerini söylediğini, buna istinaden aracın çekiciye teslim edildiğini beyan etmiştir.
Kaza Tespit Tutanağını tanzim eden Polis Memurları tarafından düzenlenen 22.08.2018 tarihli Tutanakta; … plakalı araç malikinin oğlu …’a alkol tetkiki yapıldığı, şahsın 160 test no ile 0,56 promil alkollü olduğu anlaşılmış ise de adı geçenle yapılan mülakat ve sağ kolundaki kazadan dolayı oluşan izden anlaşılarak adı geçenin yolcu konumunda olduğu kanaatine varıldığı, yapılan alkol tetkikinin sehven olduğundan herhangi bir cezai işlem ve sürücü belgesi geri alma tutanağı işlemi yapılmadığı hususları yer almaktadır.
Sigorta ve Makine Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 07/11/2019 bilirkişi raporunda özetle; 22.08.2018 tarihli trafik kazasının meydana gelişinde; … plaka sayılı araç sürücüsünün “%100 oranında Asli ve Tam Kusurlu” olduğu, … plaka sayılı aracın park halinde oluşu nedeniyle, “Kusursuz” olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, … Sigorta Eksperlik Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından yedek parça %30 1iskonto uygulanarak KDV dahil 136.492,58 TL. olarak tespit edilen hasar onarım bedeli ile İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasında, işçilik ücretlerine KDV eklenmeden sadece yedek parça fiyatlarına KDV eklenerek tespit edilen KDV dahil 238.400,00 TL. hasar onarım bedeline iştirak edilmemiştir. Ekspertiz raporu ile tespit edilen hasar onarım bedeline hem de Bilirkişi Raporu ile tespit edilen hasar onarım bedeline istinaden … plaka sayılı aracın tamirinin ekonomik olmadığı aracın pert total işlemine tabi tutulması gerektiği, … plaka sayılı aracın riziko tarihi itibarıyla ikinci el piyasa rayicinin ortalama olarak 180.000,00 TL. mertebesinde olduğu,… plaka sayılı aracın riziko tarihi itibarıyla sovtaj bedelinin 30.000,00 TL. mertebesinde olduğu, … plaka sayılı Mercedes-Benz C 180 1.6 AMG 2014 model araçta meydana gelen gerçek zararın 150.000,00 TL. olduğu, trafik polislerince tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk ettiği kabul edildiği takdirde hesaplanan hasar bedelinin, Kasko Sigortası Genel Şartları A.5 maddesi 10.fıkrasına göre sigorta teminatı dışında olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk etmediği kabul edildiği takdirde 150.000,00.-TL tutarındaki hasar bedelinden 26.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağı bildirilmiştir.
Nöroloji uzmanı ve Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur ve hasar konularında uzman iki bilirkişiden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan 18/01/2022 tarihli raporda özetle; ilgili mevzuata göre uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 Promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0.20 Promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.Trafik kazalarının önemli nedenlerinden birinin alkollü araç kullanmak olduğu, alkol alanların almayanlara oranla daha çok kaza yaptıkları bilinen bir gerçektir. Alkol alındıktan sonra hızla ince bağırsaktan kana karışır. Kana karışan alkol miktarına göre, beyinin çalışması yavaşlar. Alkol kana karıştıktan sonra, hiçbir yiyecek ya da içecek onun etkisini azaltmaz. Alkolün etkilerindeki en önemli faktör kana karışan miktardır. Yanı sıra, eşit miktarda alınan alkol her bireyde aynı etkiyi yaratmaz. Cinsiyet, yaş, beden ağırlığı, içkinin cinsi, içim hızı, metabolik farklılıklar, açlık tokluk durumu, mevcut hastalıklar, kullanılan ilaçlar veya uyuşturucu maddeler, emosyonel durum bu farklılığın nedenlerinden sayılabilir.Alkol merkezi sinir sistemi üzerine genel anestezi yapan maddeler gibi etki eder. Ancak vücut sıvılarına kolaylıkla dağıldığından içilen miktarları ile beyinde narkoz için gerekli düzeye genellikle ulaşmaz. Bununla birlikte az miktarda alkol alımı bile bir işin yapılması için gerekli beceri, dikkat ve özende azalmaya neden olur. Alkol alanlarda öncelikle psişik inhibisyonlar ortadan kalkar. Daha sonra muhakeme ve karar verme yeteneği kaybolur. Dikkat ve refleks aktivite hızı azalır. Psikomotor koordinasyon azalır. Hafıza kusurları oluşur. Kanda alkol düzeyi arttıkça disoryantasyon, stupor, koma ve ölüm gelişir.Alkolün vücut ve davranışlar üzerindeki etkilerini, ölçüm değerleri dikkate alınarak aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
ÖLÇÜM DEĞERİ ALKOLÜN VÜCUT VE DAVRANIŞ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
0.2 Promil-Ruh halinin değişmesi, vücut ısısında hafif bir yükselme, davranışlar üzerindeki kontrolün azalması
0.5 Promil-Belirgin bir gevşeme, dikkatin azalması, koordinasyon ve muhakeme bozukluğunun başlaması. YASAL SINIR
0.8 Promil-Koordinasyon, algı ve muhakemede belirgin bozulma, tepki zamanının, kendini kontrol etme becerisinin zarar görmesi
1 Promil-Sarhoşluk belirtileri, muhtemel mahcup edici davranışlar, bir an neşeli bir an üzgün olmak gibi ruh halinde gidip gelmeler
1.5 Promil-Ayakta durma, yürüme ve konuşmada güçlük çekme, denge ve koordinasyonun kaybedilmesi, belirgin olarak sarhoşluk hali
2 Promil-Ağrı ve diğer fiziksel duyumların azalması, ağlama ve gülme arasında gidip gelmek gibi belirgin duygusal tutarsızlıklar
3 Promil-Reflekslerin azalması, bilinçte bulanıklık, pek çok kişide bilinç kaybına neden olduğu;
… plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda birinci derecede etken ve %100 (yüzde yüz) oranında tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumuna etken olmadığı ve kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 20/12/2019 tarihli değer arttırım dilekçesiyle; hasar tazminatı talebini 150.000 TL’ye arttırarak söz konusu talebini harçlandırmış ve ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, hasar dosyası, sigorta poliçesi, araç tescil belgeleri ile ilgili diğer belgeler celp edilerek dosyaya eklenmiştir.
Dava, trafik kazasından hasar tazminatı tazmini istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılamada toplanan delillere göre; 15/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonrasında yetkili polis memurlarınca düzenlenen ve davanın taraflarınca itiraz edilmeyen kaza tespit tutanağında “… plakalı araç malikinin oğlu …’a alkol tetkiki yapıldığı, şahsın 160 test no ile 0,56 promil alkollü olduğu anlaşılmış ise de adı geçenle yapılan mülakat ve sağ kolundaki kazadan dolayı oluşan izden anlaşılarak adı geçenin yolcu konumunda olduğu kanaatine varıldığı” belirtilmiş olduğu, ancak mahkememizce dinlenen tanık beyanlarında araç malikinin oğlu olan … tarafından kullanıldığı mahkememizce kabul edilmekle, birbiri arasında çelişmeyen mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve Nöroloji uzmanı ve Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden alınan raporuna göre de; … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda birinci derecede etken ve %100 (yüzde yüz) oranında tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumuna etken olmadığı ve kusursuz olduğu,
Ancak esas itibari ile davanın özünün kasko sigortası kapsamında davacı şirketin araçta vaki zarar kalemlerinin talebi olması ciheti ile yapılan incelemede kaza tespit tutanağı ve ilgili kolluk görevlisinin anlatımları itibari ile hadise esnasındaki sürücününü tespit edilemediği ve belirli olmadığı, bu yönüyle davalı sigorta şirketinini kasko sigortası genel şartlarına istinaden ödeme yapmadığı ve bu yönüyle kasko sigortasının sorumluluk şartlarının doğmadığı,
Dosyada davacı tanıkları dinlenilmiş ise de kusur raporlarında müştereken daavcı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği, % 100kusurlu olduğu yönündeki tespitler ile ispat hukuku bağlamında kaza tespit tutanağının aksinini ispatının mümkün olmaması, kaza anında kaza yerinde olmayan bir kişinin haricen daha sonra kaza anında olduğunun kaza tespit tutanağı dışında ispatının mümkün olmaması,
Esasen tanık delili dışında fiili kullanıcı olunan cep telefonundan HTS incelemesi gibi bir talebin bulunmaması gibi re’sen safahatte buna tevessül edilmemesi itibari ile dosyaya yenilik katmayacağı, keza tanık beyanlarının da yer yer flu, karmaşık ve kaçamaklı olduğu,
Haddizatında sürücü …’a ait alkol testi ve neticesi itibari ile kendisini ceza soruşturması ve idari para cezasından kurtarmaya tevessül etmesi saik ve gayesi ile bu şekilde davranması ve arkadaşlarını yönlendirmesi de tâbii olacağı için tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, üstelik kaza esnasında tanık …’nin aracın kullanıcısının … olduğunu belirtmesi yönünden de bizatihi sürücü olan ve kaza da olay yerinde olması gereken ilgililerin emniyet görevlisini de yanılttıkları, ısrarla aracı kullanan kişini kendisi olmadığını belirttikleri ve bu sebeple tutanağın düzenlenmiş olduğu, dolaysısıyla kendi ksuuruna istinadla cezai açıdan elverişli şartlar oluşturan ilgilinini hukuk yargılamasında bu defa farklı bir gerçeğin olduğunu lehe menfaatler temini için iddia etmesi de kendi içinde çelişkili bir durum olacaktır.
Açıklanan gerekçelerle davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından; davacının davalılardan kendisine herhangi bir tazminat ve ödeme yapılmasını talep edemeyeceği kanaatine varan Mahkememizce davacının davasının reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE ile,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 18.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davacı taraftan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
8-Hüküm kesinleştiğinde … yönünden TCK 179/3-2, Davacı tanıkları … ve … yönünden TCK 275. Maddelerine istinaden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza