Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/552 E. 2021/808 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/552
KARAR NO : 2021/808

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki uyuşmazlık dava şartı arabuluculuğa konu olması nedeniyle İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı dosyasında yapılan arabuluculuk görüşmeleri tarafların anlaşamaması ile neticelenmiş olup işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, müvekkili şirket, … Şirketler Grubu bünyesinde piyasada pek çok faaliyet alanında etkinlik gösteren ve ticari yaşamda bilinen bir şirket olduğunu, aynı zamanda … … ve … Aş’nin distribütörlüğünü de yapan müvekkili şirket, marketlere söz konusu alkollü içecek firmasının ürünlerinin dağıtımını gerçekleştirmediğini, müvekkili şirketin de parçası olduğu … Şirketler Grubu’na ait işyerlerinde satış elemanı olarak çalışan … … … ve … … ile depo sorumlusu olan … …, görevini kötüye kullanarak müvekkili şirketi büyük bir zarara uğrattığını, … … …, … …, … … ve müvekkili adına verilen siparişlerin haricen satışını yapan tekel bayi işletmecisi … … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu,
…/… sor.no.lu dosyada soruşturmanın devam ettiğini, müvekkili şirketin de parçası olduğu … Şirketler Grubu’na ait işyerlerinde satış elemanı olarak çalışan davalılar … … … ve … … pozisyonlarından faydalanmak suretiyle müvekkil şirketin güvenirliğini ve ismini kullanarak … … ve … A.Ş. çalışanlarına … Turizm Nakliye Pazarlama Alkollü Ve Alkolsüz İçecek Gıda İnşaat San.Tic.Ltd.Şti’nin adını vererek sipariş vermiş; … A.Ş. de bu siparişlerin müvekkili şirket tarafından verildiğini düşünerek siparişleri temin ettiklerini, daha sonra … … … ve … …, bu siparişleri çeşitli yerlere özellikle de kendi de bir işletmeci olan … …’ya müvekkili şirketten habersiz ve izinsiz şekilde sattıklarını, … … da davalıların bu yolsuz eylemlerinden haberdar olup bunlara iştirak ettiğini, müvekkilinin zarara uğratarak kazanç sağlandığını, siparişlerin … Dağ. ve Paz. A.Ş.’ye ne şekilde verildiği hususu … çalışanlarından … … …, … … ve … … …’in beyanları ile de sabit olduğunu, … … … ve … …, tüm bu eylemlerini şirkette depo görevlisi olarak çalışan … … ile organize şekilde yürütüldüğünü, … …’ün rolü oldukça etkili ve büyük olduğunu, … … … ve … …, farklı marketler adına gerçekte olmayan siparişlerin faturalarını düzenleyip akabinde faturada belirtilen ürünlerin depozitolarını (bira kasası, bira şişesi vs. gibi) iade edilmiş gibi kayıtlarda gösterdiklerini, … A.Ş. tarafından esasen müvekkili şirkete teslim edildiğini, düşünülen ürünlerden kazanç sağlamalarının yanında bir de bunların depozito bedellerini alarak yolsuz kazançlarını daha da katladıklarını, tüm bu ayrıca suç teşkil eden eylemlerin gizli kalmasını sağlayan … … olduğunu, zira kendisi deponun kayıtlarını tutan, organizasyonunu yapan kimse olduğunu, davalılar, müvekkili şirket adına verdikleri siparişleri müvekkili hesabına satmayıp müvekkili şirketten habersiz bir şekilde market sahibi … …’ya daha düşük bedelle satarak ürünleri piyasaya sürdüklerini, … … da bu ürünlerin … tarafından değil de haksız ve yolsuz bir şekilde bizzat davalılar tarafından temin edildiğini bildiği gibi zaten davalılarla ortak ve organize şekilde hareket ettiklerini, her ne kadar … … davalıları suçlayarak sorumluktan kurtulmaya çalışsa da ekte sunulan beyanı, davalıların müvekkili şirketi dolandırarak, müvekkili şirketi zarara uğratarak haksız kazanç elde ettiklerinin piyasada bilindiğinin kanıtı olması açısından da belirleyici olduğunu, nitekim 27.09.2018 tarihinde normalde iade olması gerekenden çok daha yüksek sayıda iade edilen depozitolu ürün olduğunu fark eden müvekkili şirket çalışanları ve yetkilileri iki ayrı tutanak altına alındığını, çeşitli marketlere hayali olarak kesilen faturaları ve depozito bedellerini tespit altına alındığını, böylece davalıların görevlerinden faydalanmak suretiyle güveni kötüye kullanarak gerek müvekkili şirketi gerekse … A.Ş.’yi ve birçok market/büfeyi dolandırdığı, haksız kazanç elde ettiği ve müvekkili şirketi zarara soktukları anlaşıldığını, ancak davalıların neden oldukları zararın tespiti uzman bilirkişilerce yapılacak bir incelemeyi gerektirdiğinden şu aşamada zarar tam olarak tespit edilemediğini, müvekkili şirketin kayıtlı müşterileri olan market sahiplerinin bazılarının şirketten almadıkları ürünlerin alınmış gibi gösterildiğini, aslında kendilerinin o ürünleri satın almadığı ve depozitolarını iade etmedikleri yönündeki beyanlarında geçtiklerini, tespit tutanaklarında adı geçen müşterilerin ayrıca beyanlarına başvurulduğunda mağduriyetimizin ilk aşamada hesaplanandan çok daha büyük çıkması ihtimali de oldukça yüksek olduğunu, müvekkili işyeri, …-…-…-… no.lu poliçe ile davalı … A.Ş.tarafından sigortalanmış olup sigortalının işyerinde çalışan elemanların, sigortalıya ait paraları, kıymetli evrakları veya para ile ölçülebilen malları çalmak, zimmetine geçirmek, hile ve dolandırıcılık veya sahtekarlık yoluyla bunlara sahip olmak suretiyle gerçekleştireceği güveni kötüye kullanma eylemleri sonucunda sigortalının uğrayacağı zararın teminat altına alındığı poliçe hükümleri uyarınca sabit olduğunu, poliçe ile kasko kapsamında olan davaya konu tazminatın ödenmesi için davalı şirkete 10.12.2018 tarihinde başvurulmuş olup davalı şirketten bu güne kadar menfi ya da müspet herhangi bir cevap alınamadığını, suç da teşkil eden söz konusu hukuka aykırı eylemlerin ortaya çıkmasının ardından … … … ve … … suçlarını ikrar ettiklerini, … … … işletmeci … … ile organize şekilde çalıştıklarını da ifade ettiklerini, … …, … … … ve … …, sebep oldukları zararı gidereceklerini beyan etmişlerse de müvekkili şirketin zararı şu ana kadar giderilmediğini, müvekkili şirket, poliçeden doğan hakkını kullanmak ve zararının hiç olmazsa bir kısmını karşılamak için davayı açmak zorunda kalmış olup sigorta bedelinin ödenmesi için teminat kapsamındaki rizikonun gerçekleşmiş olması ve sigortalının zarara uğraşmış olması gerekli ve yeterli olduğunu, rizikonun gerçekleşerek müvekkilinin zarara uğradığı sabit olup davalının müvekkiline karşı sorumluluğu doğduğunu, davacı müvekkilinin, sigorta teminat limitleri dahilindeki tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; Dava, Yetkisiz Mahkemede ikame edildiğini, müvekkil şirketin adresi “… Cad. … Sitesi No:… …:1 Kat: …-… …/…” olup, HMK genel yetki kuralları gereğince davaya bakmaya yetkili ve görevli Mahkeme İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde bahsi geçen işyeri müvekkili şirket nezdinde …-…-…-… No’lu … Paket Sigorta Poliçesi ile 23.06.2018/2019 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde meydana gelecek rizikolara karşı teminat altına alındığını, davacı taraf sigortalı işyerinde çalışan elemanların güveni kötüye kullanmak suretiyle uğradığı iddia ettiği zararın tazminini talep ettiklerini, davaya konu olay nedeniyle müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine …-… No’lu Hasar Dosyası açılmış ve inceleme başlatıldığını, arabuluculuk sürecinde sürenin kısıtlı olması ve davacı tarafça gerekli evraklar, bilgi ve evraklar şirkete iletilmediğinden ilgili incelemeler tamamlanamadığını, emniyeti suistimal hasarlarında suistimali gerçekleştiren personelden şikayetçi olunup olayın adli makamlara taşınması gerekmekte olup davacı tarafça ekspere resmi tutanaklar iletilmediğini, dosyanın sonuçlandırılabilmesi ve usulüne uygun başvuru yapıldığının kabulü için ilgili evrakların müvekkili şirkete iletilmesi gerekirken davacı tarafça sunulmayan evraklar nedeniyle davanın ikame edilmesinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle haksız davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, poliçede yer alan emniyeti suistimal teminatı kapsamında ilgili talebin teminat dahilinde olup olmadığı, dosyaya sunulacak evraklar ve ceza dosyasındaki belgeler ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, teminat dışı kalan hususlar bakımından müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmayacağı açık yargılamanın bu hususlar dikkate alınarak yapılması gerektiğini, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin cevap bilahare delil sunma hakkı saklı kalmak kaydıyla, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
SMMM. … …’dan alınan 12.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki ihtilaf konusunun; “taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesine istinaden davacı şirket çalışanlarının güveni kötüye kullanmak suretiyle verdikleri zararın tazmini için şimdilik 20.000 TL’nin tahsili, yetki ve zamanaşımı hususlarına ilişkin ” olduğu kanaatine varıldığı, 13.05.2019 tarihli ara kararında dava konusu ihtilafla sınırlı olmak kaydıyla ticari defter ve belgelerinde inceleme yapılarak, tarafların iddia ve delili doğrultusunda davacının zarara uğratılıp uğratılmadığı, uğratılmış ise miktarı, bu miktarda davalının sorumlu bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim edilmesine karar verildiğini, davacının … Sk No:… … … adresindeki işyerine gittiğimde dava dilekçesi ekindeki belgeler dışında başkaca bilgi ve belge sunulmadığı, dava dilekçesindeki iddialar ile Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma Nolu Dosyasındaki iddilar ve savunmalar dikkate alındığında dava dilekçesi ekine sunulu yazılı beyanların yorumu mahkemeye ait olmak üzere muhasebesel açıdan sunulu belgeler ile dava dışı davacı çalışanlarınca davacının zarara uğradığının ispatlanamadığı kanaatinde olduğunu, ancak davacı yanca dava dışı şahıslar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat edildiği ve dosyanın araştırma aşamasında olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığın sonucunun beklenmesinin davacının lehine olup olmadığının değerlendirilmesinin takdiri mahkemeye ait olup, beklenmesine karar verilmesi ve bu dosya sonucunda davacının zararının olduğuna karar verilmesi durumunda davacı ile davalı sigorta şirketi arasında imzalan police kapsamında, davalı sigorta şirketinin davacının varsa belirlenen zararın ne kadarından sorumlu olduğunun da sigorta poliçesi konusunda uzman bir bilirkişi tarafından varsa muafiyetlerde dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Mali Müşavir … …’dan alınan 23.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı çalışanlarının 2018/10 ay itibari ile çıkış işlemlerinin yapıldığı, inceleme yapılan evraklar ve dosya içeriğine göre davalı çalışanlarının davacı şirketi zarar soktuklarının iş bu mali verilerle ispatlanmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Davacı Tanığı … … … beyanında; Olayların meydana geldiği sırada davacıya ait işyerinde … … ile birlikte depo sorumlusu olarak görev yapmaktaydık. Depo sayımlarında eksiklik olduğunu farkedince bunun nedenini araştırmaya başladık o tarihlerde ameliyat olmam nedeni ile uzun süre bir depo sayımı yapmamıştık şüpheli durum üzerine detaylı bir sayıma girdik. Bu hususta muhasebe birimi ile yaptığımız görüşmede gelen boş kapların ( boş kasa ve içinde boş şişe olan kasaların) sayısının aşırı ve olağan dışı fazlalık gösterdiğini tespit ettik. Çalıştığım fabrikanın satış temsilcileri ile yaptığımız görüşmede mal satımı yapmış gibi beyanda bulundukları ancak esasen müşterilerimizin bir yıl içerisinde dahi o kadar mal alamayacakları ve boş kasa ve şişe veremeyecekleri oranlarda teslimat yapılmış gibi gösterip gerkçekte ilgili müşterilere belirtilen miktar kadar mal teslim edilmediği halde bu malların karşılığında teslim edilen mala yaklaşık denk gelecek şekilde karşılığında boş şişe ve kasa almış gibi göstererek depozitolu ürünlerin bedelini satılan mal karşılıklarından mahsup etmek suretiyle davacı şirkete zarar vermiş oldukları anlaşıldı. Bu şekilde depoda çalışan … …, … … ve … … …’in birlikte hareket ederek gerçek dışı faturalar gösterdikleri, mal alım satımı yapılıyormuş gibi şirketi zarara uğratmış oldukları anlaşıldı. Ayrıca bu işi yapan depo sorumlularının talimatlarına göre forkliftçi belirtilen miktardaki malı yükleyerek bildirilen adrese teslimat yaptığında bu hususu araştırma imkanı olmadığından belgesiz ücret alınmadan dolu şişelerin bu şahısların belirttiği adreslere gönderilmiş olabileceğini düşünüyorum şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … … beyanında; Dava konusuna ilişkin olayların meydana geldiği sırada davacı şirkette muhasebe müdürü olarak görev yapmaktaydım. … … den sipariş yapan kişilerin sunmuş olduğu tutanaklar ve usulsüzlüğü yapan depo sorumlusu … … ve dağıtıcı olan … … ve … … …’in olay sonrasındaki beyanları ve depoda yaptığımız kontrollerde usulsüzlük yapıldığını, kayıtlarımıza göre usulsüz işlemler yapıldığını tespit ettik. Yeminli müşavirlerimize de durumu bildirerek resmi kayıt altına aldık ve muhasebe kayıtlarımıza diğer alacaklarımız kısmında uğranılan zararın miktarı olarak görünecek şekilde ekledik. Kayıtlarımızın incelenmesi halinde buna ilişkin belge kayıtlarda mevcuttur şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … … … beyanında; Davacı şirketin depo sorumlusu … bizi arayarak sipariş veriyordu. Biz de ona göre davacı şirkete bira şişelerini siparişteki miktar kadar teslim ediyorduk ancak daha sonra bu şahsın usulsüz olarak mal talebinde bulunduğunu öğrendik. Normalde … …de çalışan müşlteri temsilcileri bayileri gezerek mal ihtiyacı olup olmadığı sorularak talep toplanır. Talep edilen miktara göre sevkiyat yapılır ancak … , … … ve … isimli şahıslar zaman zaman arayarak müşteri temsilcisine ulaşamadıklarını mal ihtiyaçlarının olduğunu telefon açmak suretiyle bildirmişlerdir biz de bu şahıslar şirketin yetkilisi gibi konuşarak taleplerde bulunduğu için ve uzun süredir davacı şirketle mal alım satımı konusunda anlaşmamız olduğu için talep edilen hususları yerine getirdik. Ancak daha sonra usulsüzlük yaptığı anlaşılmış. Benimle bu hususta davacı şirket yetkilileri görüşme yaptı. Ben yukarıda adını belirttiğim kişilerin telefonla arayarak güven telkin edecek şekilde sipariş verdiklerini hatta benim dışımda … … temsilcisi olan diğer iki üç arkadaşa da aynı şekilde telefonla arayarak sipariş verdiklerini davacı şirket yetkililerine anlattım, normal uygulamamız bizim … … temsilcisi olarak müşteriye giderek siparişlerini kaydetmek suretiyle sipariş almamız yönündedir ancak zaman zaman bu olağan uygulamanın dışında iş yaptığımız firmaların telefonla arayarak bizden mal sipariş ettikleri de olmaktadır. Davacı şirket dışında diğer şirketlerle de bu şekidle telefonla sipariş üzerine mal teslimi yapılmaktadır bu teslimat şirketler arasındaki güven ilişkisinden kaynaklanmaktadır.En ufak şüphem olması halinde davacı şirket temsilcilerini uyarırdım şeklinde beyanda bulunmuştur.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma nolu dosyasında; soruşturmanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, dosya bilirkişilerin raporlarında; her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirketin … Dağ. ve Paz. Aş’nin distribütörlüğü yaptığı, marketlere söz konusu alkollü içecek firmasının ürünlerinin dağıtımını gerçekleştirdiği, davacı şirkette satış elemanı olarak çalışan … … … ve … … ile depo sorumlusu olan … …’ün şirketi büyük bir zarara uğrattıkları, davacı şirket adına verilen siparişlerin haricen satışını yapan tekel bayi işletmecisi olan … … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu,
Davacı şirketin …-…-…-… no.lu poliçe ile davalı … A.Ş. tarafından sigortalandığı ve sigortalının işyerinde çalışan elemanların, sigortalıya ait paraları, kıymetli evrakları veya para ile ölçülebilen malları çalmak, zimmetine geçirmek, hile ve dolandırıcılık veya sahtekarlık yoluyla bunlara sahip olmak suretiyle gerçekleştireceği güveni kötüye kullanma eylemleri sonucunda sigortalının uğrayacağı zararın teminat altına alındığı poliçe hükümleri uyarınca sabit olduğu, poliçe ile kasko kapsamında olan davaya konu tazminatın ödenmesi için davalı şirkete 10.12.2018 tarihinde başvurulduğunu ve davalı şirketten menfi ya da müspet herhangi bir cevap alınamadığı,
Davacı şirketin zararının giderilmediği, davacı şirketin, poliçeden doğan hakkını kullanmak ve zararının hiç olmazsa bir kısmını karşılamak için davayı açtıkları ve sigorta bedelinin ödenmesi için teminat kapsamındaki rizikonun gerçekleşmiş olması ve sigortalının zarara uğraşmış olması gerekli ve yeterli olduğu, rizikonun gerçekleşerek davacı şirketin zarara uğradığı sabit olup davalının sorumluluğu doğduğu, davacı şirketin, sigorta teminat limitleri dahilindeki tutarın ödenmesini talep etmişse de;
Davaya konu hadise özü itibari ile sigortalı işveren şirketin çalışanları kaynaklı doğan zararın sigorta alacağı teşkil edip etmediği, bu bağlamda sigorta şirketinden sigortalanan şirketin talep ettiği bedeli tazmin edip edemeyeceği üzerine temellenmiştir.
Zarar doğrucu ve sigorta şirketinden tazmini istenen meblağ şirketin istihdam ettiği şahısların 3.şahıs ile yetkisiz alışverişi hadisesine dairdir. … … …, … …, … … isimli çalışanların … … ile yaptıkları harici satış ve bu satıştan kaynaklı usulsüzlükler zarar olarak gösterilmiştir. Toplanan deliller ışığında mali müşavir bilirkişice yapılan analiz ve irdelemelerde; … …’in otobüs muavin kodu ile işe başladığı ancak şoför olarak çalıştığı, … … ile … …’ün satış temsilcisi olarak işe giriş bildirgelerinin düzenlendiği ve fakat … …’nin şoför, … …’ün ise depo sorumlusu yardımcısı olarak çalıştıkları müşahede edilmiş, bu bağlamda şirket işleyiş şemasına göre fatura kesme yetkilerinin olmadığı,
Keza davalı şirketin muhatap … … ile de külliyetli miktarda 2019 yılı içerisinde de alışverişinin devam ettiği,
Alışverişe ilişkin yüklenen kasa adedi ile depozito kısımlarının dolu olduğu, depozitonun satıştaki oranının ise binde 10 olduğu yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Bu itibarla maddi hadise analiz edildiğinde personellerin 3.şahıs ile yetkisiz/usulsüz satım sözleşmesine dair zarar iddiaları bulunmakta ise de şirketin 3.şahıs ile bahse konu sözleşme kaynaklı fesih, butlan, ihtiyati, tedbir, satılan şeyin iadesi, maddi-manevi tazminat vb fava ve taleplerinin bulunmadığı, üstelik bahse konu hadiseden sonra da 2019 yılında da alışverişinin normal seyrinde devam ettiği,
İlave olarak davacı şirketin basiretli tacir ve profesyonel şirket olarak iş dünyasının ticari teamüllerin gerekliliklerine uygun olarak eleman istihdam etmediği, elemanlarının yetkisiz işlemlerine karşı da 3.şahıs muhatap nezdinde muhtelif haklarının kullanımına tevessül etmediği, esasen bunun şartlarının da oluşup oluşmadığının belirsiz olduğu gibi haddizatında promosyon ve diğer kısımlara dair zararın bulunmadığı,
Yine muhatap … …’ya daha düşük bedelle satım yapıldığı iddia edilmiş ise de buna dair de ayrıca anlatım ve delilin bulunmadığı, rayiç fiyatların çok altında ve personelin kendi hesabına kar edecek surette satımına dair de veri bulunmadığı, münhasıran yetki ve sorumluluk dışında şirketin bilgisi dışında satım gerçekleşmesi ve bir kısım işlemler sebepli personelin kusuru sebepli davacı çalışanlarının 2018 yılı 10. ay itibari ile çıkış işlemlerinin yapıldığı, bilirkişi tarafından inceleme yapılan evraklar ve dosya içeriğine göre davalı çalışanlarının davacı şirketi zarar soktuklarının ve mali verilerle ispatlanmasının mümkün olmadığı ve davacı tarafından zararı ve zarar miktarını ispatlanamadığı anlaşıldığından, açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu ilam harcının, peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile kalan 282,25 TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 20.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
7-Davalının yatırdığı delil avansından bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza