Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/498 E. 2022/537 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/498 Esas
KARAR NO : 2022/537

DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle, Davacı, 1976 yılında kurulan 307 üyeli … Konut Yapı Kooperatifi’nin 96 sırada kayıtlı üyesi olduğunu, inşa edilen 314 konutun 307 adedi üyelere kura çekilerek dağıtıldığını ve tapu tescillerinin yapı kooperatifince yaptırılarak hak sahibi ortaklara verildiğini, tapu senetlerinin sadece 3 katlı yapı ile yapının oturduğu 250 m2 arsaya göre düzenlenmiş olup, üye sayısından fazla yapılan 7 adet konut ile diğer tüm ortak tesislerin tapuya nasıl tescil ettirildiğine dair bilgi verilmediğini, 1163 sayılı kooperatifler yasası gereği en son Nisan 1998’de tapuların üyelere dağıtılması ile birlikte kooperatifin amacının gerçekleştiğini, bu tarihten en geç 6 ay içinde başka bir kooperatife dönüştürülme kararı alınmadığından Ekim 1998 itibariyle yapı kooperatifi kendiliğinden dağılmış ve münfesih hale geldiği halde, münfesih yapı kooperatifi yönetiminin tasfiye için herhangi bir karar almadığını, münfesih yapı kooperatifinin, 2004 yılında kurulan davalı …’ne dönüştürüldüğünden bahsedilmiş ise de, yasaya aykırı olarak davalı … kooperatifinin münfesih konut yapı kooperatifinin dönüşümü ile kurulduğunu, yapı kooperatifinin devamı olduğuna dair davalı kooperatif ana sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmadığını, her ne kadar dönüşümü yasaya aykırı da olsa Sanayi ve Ticaret Bakanlığından bir izin alındığı söylenmiş ise de bu izne uygun bir dönüşüm yapılmadığının da sonradan anlaşıldığını, yasaya aykırı dönüşüm izninin iptali talepli açılan davanın Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında derdest olduğunu,yapı kooperatifinin mülkiyet haklarının davalı kooperatife geçmediğini, konut yapı kooperatifi üyelerinin üyeliklerinin davalı kooperatifte de devam ettiğine, edeceğine dair hiçbir hüküm de yer almadığını, diğer taraftan; davalı …, yapı kooperatifinin dönüşümü ile oluşmuş bir kooperatif de olmayıp, bağımsız ayrı bir kooperatif olarak 2004’te kurulduğunun ana sözleşmesiyle belli olduğunu, davalının yapılan site üzerinde mülkiyet hakkına dayanan herhangi bir tasarruf, yönetim vs. yetkileri olmadığı ve davalı kooperatifin de üyesi olmadığı halde, yasaya aykırı olarak Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında olan aidat ve benzeri adlar altında tarafına borçlar tahakkuk ettirilerek, herhangi bir bildirim dahi yapılmadan doğrudan icra takipleri yapılarak zarara uğratıldığını, 2007 yılında KMK da yapılan değişiklik ile çok parsel üzerinde kurulmuş sitelerin kanun kapsamına alındığını, davalı … kooperatifinin, mülkiyetinde olmayan ortak yerler ve tesisleri tarafının izni ve rızası alınmadan zilyet olarak bugüne kadar elinde bulundurarak kullandığından, münfesih yapı kooperatifi üyesi olması sıfatıyla tarafınca sorumlu olduğunu, HMK 107. madde hükmüne dayalı olarak belirsiz dava açılmak zorunda kalındığını ileri sürerek, davalı … kooperatifinin KMK gereği münfesih yapı kooperatifi ortağı tarafından aidat ve benzeri ortak gider toplama yetkisinin bulunmadığının tespitine, davalının iyi niyetli olmayan zilyetinde olan ortak yerlerin kullanılması, işletilmesi, 7 adet konutun satılması veya kullanılması nedenleriyle oluşan satış, ecrimisil kullanım kira bedelleri, işletme gelirleri,vs. gelirlerden payına isabet eden kısmının tahsili için ve manevi tazminat karşılığı olarak şimdilik 5.000,00 TL nin TCMB avans faiz oranları ile hesaplanmak üzere davalı kooperatifin faaliyet tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizleri, dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, bu nedenle öncelikle usulden reddini talep etmiştir.
Davanın Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinde 09/08/2017 tarih ve … sırasında açıldığı, mahkemece 08/12/2017 tarih, … K.sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği, kararın davacıya 27/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 07/12/2018 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinde bulunulduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.HD.nin 25/01/2019 tarih … E.-… K. Sayılı kararıyla davacının istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddi ile HMK.nun 23/2 maddesi uyarınca kesin olarak karar verildiği, mahkemece verilen kararın 25/01/2019 tarihinde kesinleştirildiği, dosya mahkememize tevzi edilerek mahkememizin 2019/498 esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT :
Davacı … mahkememizde alınan beyanında özetle; “…. Yapı Kooperatifi sitenin yapılması için kurulmuş bir kooperatif olup talebime ilişkin hususlarda sorumludur. 2004 yılında aynı isimle kurulan ancak herhangi bir dönüşümle kurulmuş olmayıp tamamen siteyi yapmak üzere kurulan yapı kooperatifinden farklı ve yeni müstakil bir kooperatif olup ilk kurulan yapı kooperatifinden dönüştürme işlemi yapılarak kurulmuş bir kooperatif değildir tam tersine yasal süreler beklenmeksizin yapı kooperatifi yerine işletme kooperatifi olarak devam etmek üzere usulsüz kurulmuş bir kooperatif olup birbirinin devamı niteliğinde değildir. Dolayısıyla ilk kurulan yapı kooperatifinin devamı olmayan bu yeni kooperatifin ortağı da değilim. Seferhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararına karşı yasa yoluna başvurup başvurmadığımı hatırlamıyorum. Bu hususu araştırmam gerekir ayrıca yazılan yazı cevapları beklensin. Ayrıca benim açmış olduğum dava kooperatifler yasası ile ilgili bir dava olmayıp Türk Medeni Kanununa göre ilgili hükümler uyarınca çözülmesi gereken bir dava olup ticaret mahkemesinin görevine girmemektedir. Mahkemenizce süre verilmesi halinde ilave beyanlarımı yazılı olarak bildireceğim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının davacı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının davalı olduğu, Dava, davalı Bakanlık tarafından verildiği iddia edilen “işletme kooperatifine dönüşüm izninin ve tescile ilişkin işlemler”in iptali, istemine ilişkin olduğu, mahkemece 22/12/2015 tarih ve …esas, … karar sayılı kararı ile Davalı, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” hakkında açılan davanın, pasif husumet ehliyeti yokluğundan ötürü reddine karar verildiği, davacının temyiz etmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi … esas, … karar sayılı kararı ile davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Seferihisar/İzmir İcra Dairesinin … esas icra dosyasının incelenmesinde; dosyamız davalısının, dosyamız davacısı hakkında Örnek7’ye göre toplam 1.225,611 TL toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 09/03/2022 tarihli duruşmasında, dava dilekçesi iddialar bağlamında dosyanın üç kişilik bilirkişi heyetine kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişi heyetine tevdiine, Her bir bilirkişi için 800,00er TL ücret takdirine, masrafın davacının yatıracağı gider avansından karşılanmasına, bilirkişi raporu geldiğinde duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğine, taraflara bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmaları için, raporun kendilerine tebliğ tarihinden başlamak üzere HMK’nın 281/1.maddesi uyarınca iki hafta kesin süre verilmesine, bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunma süresi HMK’nın 281.maddesinde yasa ile düzenlenmiş olup, HMK’nın 94/1.maddesi uyarınca kanunun belirlediği süreler kesin olduğundan, verilen süre içerisinde beyanda bulunulmadığı takdirde rapora karşı beyanda bulunmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına, Davacı vekiline 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olan gider avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere iki hafta kesin süre verilmesine, aksi halde HMK 324/2 maddesi uyarınca bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve dosyada usulü işlemlerin yapılamayacağının ihtarına, (ihtarat yapılmadı) duruşma zaptının davacıya tebliği,” şeklinde karar verildiği, duruşma zaptı davacıya 14/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği,
Davacı mahkememize vermiş olduğu 17/03/2022 tarihli dilekçesiyle; dosyanın bilirkişiye tevdi ile 2.400,00 TL bilirkişi ücretinin yatırılmasına karar verildiğini, ancak, bilirkişi incelemesine esas olacak deliller henüz toplanmadığını, önemli eksiklikler bulunduğunu, ayrıca, dava konusu olan dağıtılmayan 7 adet konut ile müşterek tesislerin (alışveriş merkezi, toplantı vs amaçlı sosyal salon, yüzme havuzu, spor alanları, su deposu, yollar, yeşil alanlar, kuyular, plaj vs) muhtevasının bildirilmesi için davalı … ile dava dışı yapı kooperatiflerine müzekkere gönderilmesine rağmen müzekkerelerin gerekleri yerine getirilmemiş, cevap verilmediğini, bunların nelerden ibaret olduğunun mahallinde keşif ile yerinde tespitinin gerektiğini, diğer taraftan, davalı … ile dava dışı yapı kooperatiflerine ait tüm kayıtların, bilgi ve belgelerin dosyaya celbi için müzekkere gönderilmesine rağmen dosyaya herhangi bir bilgi ve belge verilmediğini, davalı vekilinin bunlar için bulundukları yerde incelenmesi talebinde bulunduğu ancak kendisinin de aynı belgeleri inceleyerek beyanda bulunma ihtiyacı ile kooperatif yönetimine duyduğu güvensizlik de dikkate alınarak yerinde inceleme talebine muvafakat etmediğini, bu husus dosyaya beyan edildiğini, fakat bugüne kadar davalıca dosyaya verilmiş bir bilgi ve belge bulunmadığını, bunlardan ayrı olarak, Seferihisar Tapu Müdürlüğünden istenen bilgi ve belgeler de eksik olup tamamlanmadığını, bu şartlar altında öncelikle eksik delillerin toplanması gereği açık olup deliller toplandıktan sonra mahallinde keşif kararı verilerek bilirkişi seçimi yapılması gerektiğini, seçilecek bilirkişilerin şahıslarına ilişkin icabında itiraz ve beyanlarının bildirilmesi için seçilmeden önce bilirkişi isimlerinin açıklanmasına da ihtiyaç olduğunu. dosyanın bilirkişi heyetine tevdi kararından vazgeçilmesini veya kararın uygulanmasının şimdilik durdurulmasını, delil toplanmasının tamamlanmasını takiben mahallinde keşif yapılmak üzere bilirkişi seçimi yapılmasını, Keşif ve bilirkişi ücretlerinin de keşif tarihine kadar yatırılması için yeni bir süre verilmesini, müzekkerelere cevap verilmemesi veya amaca hizmet etmeyen cevaplar verildiğinden cevap vermeyen veya savsaklayan muhataplara cezai uygulama yapılacağı ihtaratı ile müzekkerelerin tekit edilmesini talep etmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi ve tazminat, ecrimsil talebinden kaynaklanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; Dava, davalı … kooperatifinin aidat ve benzeri ortak gider toplama yetkisinin bulunmadığının tespitine, davalının zilyetinde olan ortak yerlerin kullanılması, işletilmesi, 7 adet konutun satılması veya kullanılması nedenleriyle oluşan satış, ecrimisil kullanım kira bedelleri, işletme gelirleri,vs. gelirlerinden davacının ortaklık payına isabet eden kısmı ile manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, davacı vekili dava dilekçesinde bilirkişi incelemesi deliline dayanmasına rağmen 09/03/2022 tarihli duruşmada yokluğunda “iki haftalık kesin mehil verilmesine” karar verildiği, ara kararına uyulmamasının doğuracağı sonucun kararda belirtildiği; kesin süreye ilişkin bu ara kararının 14/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı kesin süreye rağmen bilirkişiye takdir edilen ücreti ödemediği anlaşılmaktadır. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. (HMK. m. 94/3)
İkamesi talep edilecek deliller için avans belirlenip, bunun da gösterilmesi ve belirlenen avansın aynı kesin süre içinde yatırılmasının delil bildirmeyle ilgili ara kararında yer alması mecburiyeti de bulunmamaktadır. Tarafların her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece avans belirlenip, bunun yatırılması için ayrıca kesin süre verilmesi mümkündür (6100 s. HMK. m. 324/1). Zira Yönetmeliğin 45/5.maddesinde de delil avansının ödenmesine, hakim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilebileceği düzenlenmiştir.
Açıklanan gerekçelerle; mahkememizce verilen iki hafta kesin süreye ve aksi halde HMK 324/2 maddesi uyarınca bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtarına rağmen bilirkişi heyetine takdir olunan ücreti ödemediği ve davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından; davacının davasının reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile kalan 4,69‬ TL. harcın karar kesinleştiğinden talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair ; davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek;
Açıkça okunup usulden anlatıldı. 20/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza