Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/494 E. 2022/164 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/494
KARAR NO : 2022/164

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 31/12/2015
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının her ne kadar kendisine aylık 500,00 TL üzerinden 10 aylık 5.000,00 TL ücret ile iş takibinden dolayı 10.000,00 TL toplamda 15.000,00 TL alacağının bulunduğu iddiasıyla takip başlatmış ise de bu iddiasının mesnetsiz ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili firmanın davalı yanı tanımadığını, böyle bir şahsın varlığından, başlatılmış olan takiple haberdar olan müvekkili firmanın tanımadığı birini çalıştırmış olmayacağının da açık olduğunu, davalı şahsın hayali iş alacakları ile müvekkilini karalamaya ve müvekkilinden yararlanmaya çalıştığını, müvekkili firma ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisi kurulmadığını, kimsenin yapmadığı işin parasını isteyemeyeceğini belirterek davalı tarafından müvekkili aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle, davacı şirketten alacağını İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile işleme koyduğunu, bu icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmediği için kesinleştiğini, bu takibin 2002 yılında yapıldığını, davacının 2015 yılında açtığı eldeki menfi tesbit davasının zaman aşımına uğradığını, davanın süresinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının kendisini tanımadığını söyleyerek inandırıcı olmayan iddiası ile borçtan kurtulmak için kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, davacının kendisine İzmir … Noterliğinin 06/09/2001 tarihli …/… yevmiye numaralı özel iş takibi vekaleti ve İzmir … Noterliğinin 16/01/2002 tarihli
…/… yevmiye nolu özel iş takibi vekaleti verdiğini, bu vekaletnamelerle kendilerine hizmet ettiğini, bu hizmetleri karşılığında kendisine ödeyecekleri ücretin bir kısmını ödediklerini, ancak kalan bakiyeyi ödemediklerini, kendisinin de bakiye alacakları için eldeki davaya konu icra takibini başlattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas …/… sayılı kararının davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 24/01/2019 tarih …/… esas …/… karar sayılı ilamı uyarınca anılan Mahkeme kararının kaldırılmasına, Mahkemenin görevsiz olması nedeni ile görevli Mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair karar verildiği ve dosyanın Mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
İzmir … Noterliği’nin 02/08/2019 tarih … yevmiye sayılı mirasçılık belgesinin incelenmesinde, muris …’nın 15/07/2019 tarihinde vefat etmesi nedeni ile, mirasının 8 pay kabul edilerek, 2 payın eşi …’ya, 3 payın kızı …’e, 3 payın kızı …’ya isabet ve intikaline karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce deliller toplanılmış, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün eski …/… esas yeni …/… esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelenmesinde, davalı muris … tarafından davacı aleyhine 5.000,00 TL ücret alacağı ile iş takibinden neş’et eden 10.000,00 TL alacağı için 15.000,00 TL takıp çıkışlı ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin 10/12/2002 tarihinde davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’a tebliğ edildiği, borçlu/davacı işbu takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, dosya içeriğinden süreç içinde birçok kez işlem gördüğü, davacının taşınmazları üzerine haciz konulduğu, bankalara, alacaklılarına haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacının bu süreçte taşınmaz hacizlerine de bir itirazı olmadığı, memurun haciz muamelesine karşı şikâyette bulunmadığı ve hacizlerin kesinleştiği, borçlunun taşınmazları üzerinde daha önce başka alacaklılar tarafından konulmuş çok sayıda hacizler olması nedeniyle, alacağının tahsilinin akim kaldığı, icra dosyasının en son 23/02/2015 tarihinde yenilendiği, davacıya aynı tarihli yenileme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İzmir … Noterliği’nin 06/09/2001 tarih … yevmiye numaralı ve aynı Noterliğin 16/01/2002 tarih … yevmiye numaralı vekaletnameleri ile davacı şirket tarafından davalıya, şirket adına açılmış ve açılacak vadeli vadesiz hesaplardan, parâ çekmeye şirket adına hesaplar açmaya, açılmış hesaplara para yatırmaya, şirketi ilgili bankalarda temsil etmeye, aynı işlemleri SSK, Bağ-Kur, Tedaş, İzsu ile resmi, özel kurum ve kuruluşlarda şirket adına iş yapmaya, evrak imzalamaya vs yetkilerle yetkilendirilmiş vekâletnameler verildiği, davalı tarafından, Bornova Vergi Müdürlüğü’ne hitaplı 18/08/2004 tarih, … kayıt numarası alan yazıda davalı şirket kaşesi üstüne attığı imza ile emaneti bulunan şirket parası ile şirketin vergi barışından ödenmeyen taksitlere mahsup edilmesinin istendiği, şirket kaşeli, şirket yönetim kurulu başkanı ve başkan vekilinin imzasını taşıyan, … Işıkkent Şube Müdürlüğüne gönderilen 30/10/2002 tarihli yazıda …’nın şirket müdürü olduğu, … nolu hesaptan para çekmeye yetkili kılındığı, çektiği paraları şirkete teslim ettiği anlaşılmıştır.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasının tetkikinde: davalıya, bir iş takibi nedeniyle ödenecek olan ücret için, davacı … tarafından 22.000,00 TL tutarlı bir müşteri çekinin, davacı tarafından ciro edilerek davalılar … Tavukçuluk ve Yem San. Tic. Ltd Şti ve … Su Ürünleri AŞ ‘ye verilmesinden dolayı açılan alacak davasının yargılama sonucunda, davalı … Tavukçuluk Ltd Şti’ye karşı açılan davanın reddine, davalı … Su Ürünleri AŞ ye karşı açılan davanın kabulü ile, 22.000.00 TL alacağa hükmedildiği, kararın davalıya tebliğ edilememesi nedeni ile kesinleşmediği anlaşılmıştır.
İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğünün 16/08/2016 tarihli cevabi yazısından, davacı şirketin faaliyet durumunun, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesine göre munfesih sayıldığından re’sen terk olduğu anlaşılmıştır.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez
… sicilinde kayıtlı … Su Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin
2019/494 esas sayılı davasıyla ve bu davanın konusuyla sınırlı olmak üzere ihyasına, Ek tasfiye memuru olarak …’un atanmasına, şirketin ihya edildiğinin ve ek tasfiye memuru atandığının sicile tescil ve ilanına karar verildiği, anılan hükmün 09/09/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, tasfiye memuru … adına duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak duruşmalara katılmamış, herhangi bir beyan sunmamıştır.
Davacı vekili 30/12/2020 havale tarihli dilekçesinde, müvekkilinin ticari defter ve belgeleri yönünden saklama ve muhafaza süresi geçtiğinden ulaşamadığından bahisle ibrazının mümkün bulunmadığını beyan etmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin davalı muris …’ya yönelik olarak İzmir … İcra Müdürlüğü’nün eski …/… esas yeni …/… esas sayılı takibe ilişkin olarak borçlu bulunmadığının tespiti ve tazminata hükmedilmesi istemiyle açıldığı, davacı tarafın dava dilekçesinde davalı muris …’yı tanımadığını, böyle bir şahsın varlığından başlatılmış olan takipten haberdar olduğunu, davacı firmanın tanımadığı birini çalıştırmış olamayacağını iddia etmiş ise de, muris tarafından Bornova Vergi Müdürlüğü’ne hitaplı 18/08/2004 tarih, … kayıt numarası alan yazıda davalı şirket kaşesi üstüne attığı imza ile emaneti bulunan şirket parası ile şirketin vergi barışından ödenmeyen taksitlere mahsup edilmesinin istendiği, şirket kaşeli, şirket yönetim kurulu başkanı ve başkan vekilinin imzasını taşıyan, … Işıkkent Şube Müdürlüğüne gönderilen 30/10/2002 tarihli yazıda …’nın şirket müdürü olduğu, … nolu hesaptan para çekmeye yetkili kılındığı, çektiği paraları şirkete teslim ettiğinin anlaşıldığı, Bornova Vergi Dairesi’nce 15/10/2004 tarihinde şirket merkezinde yapılan haciz işlemi sırasında, haczedilen her birine 11.000.000.00 TL değer biçilen 2066 çuval tavuk yemi, yed-i emin olarak şirket yöneticisi davalı …’ya aynı tarihli haciz tutanağı ile teslim edildiğinin anlaşıldığı, 2001-2004 yılları arasında davalı tarafından şirket adına tahsil edilen paraların, şirket adına yapılan ödemelerin makbuzları kasa defteri fotokopilerinin sunulduğu, aynı süreçte davalı murise maaşına mahsuben ödenen, avanslar ile sair masrafların makbuz ve kasa defteri fotokopilerinin de sunulduğu, davalı murisin vekâletnamelerden azledildiğine dair bir azilnamenin davacı yanca dosyaya ibraz edilmediği, 20/12/2002 tarihinde çekilmiş bir ihtarnamede yetkilerinin kaldırıldığı bildirilmekte ise de,işbu ihtarnamenin şirket adına tanzim edilmeyip … isimli kişi adına keşide edildiği, 05/01/2001 tarihli sirkülerde ise, şirketi bağlayıcı muamelelerin ancak yönetim Kurulu Başkanı … ile Başkan vekili …’ın çift imzasıyla yapılacağı bildirildiğinden, tek imzalı ihtarnamenin, şirketi bağlayıcı olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, davalı murisin dosyaya ibraz edilen belge ve bilgilerden bir dönem davacı şirketin müdürü, yöneticisi olarak görev yaptığı, bu nedenle maaş ödemeleri aldığı, davacı yanca muris yönünden varsa ödemelerine ilişkin ticari defter ve kayıtların ibraz edilememiş olmasına nazaran işbu hususun davacı yanca kanıtlamadığı, her ne kadar menfi tespit davalarında kural olarak ispat külfeti alacaklıya ait olmakla birlikte, ispat yükünün davacı borçluya düştüğü istisnai hallerin de mevcut olup menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklının) mevcudiyetini iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, borcun başka nedenlerden doğduğu ileri sürülüyorsa, borçlu olmadığının ispatı davacı (borçlu) ya düşmektedir. Davacı (borçlu), borç ilişkisinin hiç doğmadığını iddia ederken, davalı murisi hiç tanımadığı, nezdinde hiç çalışmadığı iddiasına dayandığı, dosyada bulunan noter vekâletnamesi, vergi dairesi kayıtları gibi resmi belgeler ve davacı şirketin banka ve resmi dairelere sunulmuş belge ve kayıtlardan davalı murisin, davacı nezdinde bir dönem çalıştığının bizzat kendinden sadır olan belgelerden anlaşıldığı, bu sebeple davacı şirketin çalışanının ücret alacağının olmadığının ya da ödendiğinin ispatının, işverene ait olacağı, davacının buna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, davacının 2001 yılında yapılan ve kesinleşen icra takibine itiraz da bulunmayarak uygulanan haciz işlemlerine uzun yıllar itirazda bulunmadığı, öte yandan TMK’nın 2. maddesi de dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın REDDİNE,
Yasal koşulları gerçekleşmediğinden davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan 256,17 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 175,47 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından işbu dava nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı muris mirascısı …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)