Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/491 E. 2021/539 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/491
KARAR NO : 2021/539

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2019
KARAR TARİHİ : 04/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında yürütülen ticari iş gereği tutulan cari hesabın…tarihinde katedildiğini, cari hesap ekstresinde yazılı borç tutarı ödeninceye kadar davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin dondurulduğunu, borcun ihtarnamede belirtilen süre içerisinde ödenmemesi neticesinde borçlu hakkında … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine itiraz ettiğini, itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalının itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, dava dışı …’den kendi borcuna karşılık alınan senedin davalı ile bir ilgisi olmadığını, davalının itirazında iddia ettiği gibi damacanalarına el konmadığını, davalıdan herhangi bir damacana alınmadığını, davalının itiraz dilekçesi ekinde sunduğu faturada damacanaların teslim alındığına dair herhangi bir imzanın da mevcut olmadığını, bu nedenle bundan dolayı uğradıkları zarar iddiasının da haksız ve yersiz olduğunu, davalının davacı ile peşin alışveriş yaptığı iddiasının da ticari defterlerin incelenmesi sonucu çürütüleceğini, dava açmadan önce arabulucuya başvurduklarını ancak anlaşmaya varılamadığını belirterek davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil …’a dava dilekçesi ve tensip zaptı … tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş ancak davalı süresi içinde davaya cevap vermemiş olup davalı asil … havale tarihli dilekçesinde özetle; İzmir .. İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasındaki itiraz dilekçesini aynen tekrar ettiğini, karşı tarafın sunduğu cari hesap belgesini kesinlikle kabul etmediğini, tek taraflı tutulmuş olup gerçeği yansıtmadığını, bu tip işlerde mutabakat denilen , özellikle yıl geçişlerinde hesap görme işlemi yapılıp imza altına alındığını, kendisinin nakit çalıştığı için buna hiç gerek olmadığını, carilerinde imzası olmadığı gibi borcu olduğunu gösterir hiçbir belge sunamadıklarını, faturanın dahi olmadığını, kendisinin böyle bir borcu olmadığını, tacir olmadığını, esnaf odasına bağlı olduğunu, mahkemenin görevli ve yetkili olmadığını, karşı tarafın resmi tutması gereken ticari defterlerinin incelenmesini, Ticaret Odası ve bağlı bulunduğu diğer kurum ve odalara gerekli incelemelerin yapılması için yazı yazılmasını talep ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, iddia ettikleri alacağın zamanaşımı süresinin geçtiğini, İzmir… Noterliği , .. Yevmiye Nolu , 01 Mart 2011 tarihli sözleşmede de açıkça belirtildiği üzere damacanaların kendisine ait olup, tüm iş ilişkisinin nakit üzerine kurulduğunu, en son … tarihinde POS ödemesi olarak da görünen dilekçesi ekinde ibraz ettiği dekontta da bulunan 1207,80TL ödeme yapmış olmama rağmen tarafına suların verilmediğini ve 661 adet kendisine ait olan damacanalarına el koyduklarını belirtmiştir.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında davalının 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 yıllık gelir vergisi beyanname bilgileri göz önünde bulundurulduğunda belirlenen limitleri aşmadığı, işletme hesabına tabi olduğu ve işletme hesabına göre defter tuttuğu, davalının ticaret sicilinde kaydının olmadığı; ayrıca dosya kapsamına göre davalının tacir olduğunu veya ticari işletmesinin bulunduğunu gösterir herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, bu nedenle davalı yönünden görülmekte olan davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gereken bir dava olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Belirtilen gerekçeye göre , taraflardan birinin tacir olmaması ve uyuşmazlığın iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olmayışı yanında davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı; Türk Ticaret Kanununun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusuna göre de görülmekte olan davanın mutlak veya nîspi ticarî dava olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizin görevli bulunmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza