Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/457 E. 2021/292 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/457 Esas
KARAR NO : 2021/292

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile imzalanan … ve … ın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı 20/04/2018 tarih 5.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesine istinaden kendilerine ticari kredi kullandırıldığını, dava dışı …’nin kredili müşteri olup dava dışı şirket hakkında iflas kararı verildiğini, kredi geri ödemelerinin kesilmesi ve müvekkili banka alacağının riske girmesi üzerine Bornova … Noterliğinin 24/09/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiğini ve müvekkili banka alacağının 1 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarname konusu alacaklarının süresinde ödenmemesi üzerine davalı-borçlular hakkında yasal yollara başvurularak icra takibine başlandığını, davalı-borçluların haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiklerini, davalı-borçlular tarafından müvekkili bankanın alacaklı olduğu ve alacak tutarının banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenecek rapor ile ispat edilebileceğini, davalı-borçluların itirazlarının iptaline karar verilmesini, müvekkili banka alacağının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacı tarafından davadışı ….’ye 20/04/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, söz konusu krediye davalıların müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, söz konusu kredi borçlarından ötürü davacı banka tarafından Bornova … Noterliğinden 24/09/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameyle hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, ödenmeyen alacağın tahsili için davacı banka tarafından İzmir … İcra Müdürlüğünde … E. Sayılı takip başlatıldığını, davacı bankanın defter ve kayıtları incelendiğinde alacaklarının tespit edileceği iddia ve beyan ile takibin devamı ve müvekkilleri aleyhine % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edildiğini, İİK m.296’daki konkordato nedeniyle sözleşmenin feshedilemeyeceğine dair düzenlemeye aykırı biçimde konkordato geçici mehil süresi içinde ve henüz vadesi gelipte ödenmemiş kredi borcu bulunmadığı halde sona erdirildiğini, somut durumda kredi borçlarını vadesi geldiğinde ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya kalan müvekkillerinin davalı şirketler 20 Eylül 2018 tarihinde İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayıda ve müvekkilleri diğer davalı şahıslar da aynı mahkemede … Esas sayıda konkordato talepli dava açtığını, bu durumu öğrenen davacı bankanın hemen kredi sözleşmesini sona erdirme ve acele bir şekilde müvekkilleri davalıların mallarını haczetme telaşına düşerek konkordato sebebiyle genel kredi sözleşmesini henüz vadesi gelip de ödenmeyen taksit bulunmadığı halde sona erdirmiş olduğunu, Bornova … Noterliği’nden 24 Eylül 2018 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnameyle hesabı kat ettiğini müvekkili şirkete ihbar etmiş olup 24 saat içinde işlemiş faiziyle birlikte kredinin ödenmesini de ihtar etmiş olduklarını, söz konusu ihtarname ile müvekkili tarafından davacıya gönderilen itiraz mahiyetindeki ihtarname gönderdiklerini, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … ve … Esas sayılı dava dosyalarından, 20 Eylül 2018 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde müvekkili davalılar hakkında konkordato “geçici mehil” kararı verilmiş olduğunu, bu durumda davacı bankanın Bornova … Noterliği’nden 24 Eylül 2018 tarihli … yevmiye sayılı keşide ettiği ihtarname ile kredi sözleşmesinin müvekkili davalıların konkordato talep etmiş olmaları sebebiyle feshedildiğinin şüphesiz olduğunu, müvekkili davalıların konkordato talepli davayı ikame ettikleri tarih 20 Eylül 2018 olduğu halde davacı banka ile birlikte müvekkili borçlu olduğu bankalar bu tarihten sonra hep birlikte genel kredi sözleşmelerini feshettiklerini ve hesapları kat etmiş olduklarını, İİK m.296/1 hükmünün “Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına, yahut muaccel hale getireceğine ilişkin hükümler borçlunun konkordatoya başvurmasında uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.” şeklinde olduğunu, somut durumda ise davacı banka İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … ve … Esas sayılı dosyalarından verilen ve 20 Eylül 2018 tarihinden başlayan geçici mehil süresi içinde olacak şekilde 25 Eylül 2018 tarihinde henüz vadesi gelip de ödenmeyen bir kredi borcu bulunmadığı halde kredi sözleşmesini sona erdirmiş olduğunu, yasada açıkça konkordato sebebiyle sözleşmenin feshedilemeyeceği, ayrıca geçici mühlet içinde borçların muaccel olamayacağı ve temerrüt oluşmayacağı düzenlendiği halde davacı banka tarafından (konkordato talepli dava açıldıktan 5 gün sonra, konkordato geçici mehil süresi içinde 25/09/2018 tarihinde) İİK m.296’da düzenlenen fesih yasağına ve borçların muaccel hale getirilemeyeceğine ilişkin düzenlemelere rağmen hesapların kat edilmesi söz konusu düzenlemeye, usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu, davacı bankanın konkordato geçici mehil süreci başladıktan sonra hesabı kat etmesinin İİK m.296 ve diğer yasa hükümlerine aykırı olduğundan ortada usulüne uygun olarak bir hesap ve muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığını, müvekkili davalıların, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E. ve … E.sayıya kayden açtıkları ve 21/12/2018 tarihinde konkordato talepleri reddedilen davaların kararlarının İzmir …Hukuk Dairesi tarafından bozularak ortadan kaldırılmış olup yeniden düzenlenecek tensip kararı ile konkordato geçici mehil kararı alarak tüm takiplerin durdurulmasına dair tedbir kararı verileceğinden işbu davanın söz konusu konkordato davalarını beklemesi gerektiğini, konkordato davaları sonuçlandığında ve söz konusu davada müvekkilinin konkordato ön projesi onaylandığında işbu dava konusu takipte konusuz kalacağını, dava konusu takibin iptali için İzmir …İcra Hukuk Mahkemesi’nde … E.sayıda ikame ettikleri davanın da henüz kesinleşmediğini, söz konusu davanın kabul edilmesi halinde ortada dava konusu yapılacak bir takip de kalmayacağını, bu nedenle henüz kesinleşmeyen söz konusu davanın sonucunun da beklenmesi gerektiğini, şayet dava konusu takibin iptaline ilişkin karar kesinleşmesi halinde ortada işbu dava konusu yapılabilecek bir takip de kalmayacağını, öncelikle davacı banka tarafından takibe konu yapılan alacak ve verildiği iddia olunan kredi ile ilgili olarak ne takip dosyasında ne de dava dosyasında belge ve delil sunulmamış olduğunu, dava dilekçesine delil olarak eklenen 20/04/2018 tarihli kredi sözleşmesinden başka örneğin kullanılan ve kredi borçlusuna kredi verildiğine dair herhangi bir dekont vesaire gibi bir evrakın bulunmadığını, söz konusu ihtarnamede beyan olunan alacak tutarı ile takip dosyasında talep olunan alacak tutarları birbirinden farklı olduğunu, talep olunan borcu kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydıyla çelişkinin ve farklılığın sebebinin giderilmesi gerektiğini, müvekkili davalı şirketlerin davacı bankaya kredi borçları bulunsa dahi, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Esas sayılı konkordato dava dosyaları sonuçlanmadan müvekkili davalı şirketlerin kredi borçlarının tespit olunamayacağını, kefillerin takip konusu kredi borcundan sorumlu tutulduğunu kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydıyla, kefillerin her biri yönünden hangi GKS’ye imza attıkları, hangilerinden sorumlu tutulabilecekleri ve borç tutarının kredi borçlusundan ayrı bir şekilde tespiti gerektiğini. kefil, sadece imzası bulunan GKS’den ötürü kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ve sözleşmedeki kefalet limiti ile sorumlu olduğunu, takip tarihine kadar asıl alacak için %15 faiz oranı üzerinden 11.130,53-TL faiz işletilmiş olduğunu, ancak nasıl ve hangi usulde hesaplandığı belli olmayan faiz oranını ve hesaplanan faiz tutarı usul ve yasa ile sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, öncelikle İİK m.294/III uyarınca; tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracağından, yine İİK m.288/I uyarınca geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından, geçici mühlete denk gelen döneme faiz işletilmesinin kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, somut olayda İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından müvekkili davalılar lehine 20/09/2018 tarihinden itibaren 3 ay geçici mehil verilmiş olduğundan, ilgili yasa hükümleri İİK 288/1 ve 294/III maddeleri uyarınca da geçici mehil içinde konkordato talep eden aleyhine faiz işletilemeyeceğini, takip talebinde 25/9/2018 tarihinden konkordatonun reddine ve tedbirlerin kaldırılmasına dair karar verilen 21/12/2018 tarihine kadar faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu takipte bu yön ve hususların aksine işletilen faizin yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki halen istinaf aşamasında bulunan konkordato red kararları bozulduğunda ve 1 yıl konkordato kesin mühleti verildiğinde bu mühlet içinde vadesi gelen alacaklar için faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, sonuçta konkordato geçici mühletin başlatıldığı 20 Eylül 2018 tarihinden itibaren müvekkili davalıların konkordato taleplerinin reddedildiği 21 Aralık 2018 tarihleri arasında müvekkili davalı şirketin kredi borçlarından vadesi gelmiş olanlarına bile İİK m. 294/III uyarınca faiz işletilemeyeceğinden takip dosyasında takip tarihine kadar faiz işletilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, bir an için konkordato geçici mühleti içinde akdi faiz ve temerrüt faizi talep olunabileceği düşünülse dahi işletilen faiz oranını ve faiz tutarını kabul etmediklerini, takip dosyasında dava dilekçesinde işlemiş ve işleyecek faiz oranının %45 olarak talep olunmasının yasal mesnedi bulunmadığını, öncelikle yukarıda bahsettiğimiz sebeplerle davacı banka konkordato geçici mühleti içinde hesabı kat ettiğinden ve takip tarihinden önce ancak konkordato red kararından sonra usulüne uygun şekilde kredi sözleşmesi sona erdirilerek hesap kat edilmediğinden temerrüt faizi talep olunamayacağını, diğer yandan sözleşmede öngörülen oranda temerrüt faizinin yukarıda bahsettiğimiz sebeplerle talep olunamayacağını, takip tarihine kadar işletilen faiz ve takipten sonra işletilecek faizden kefillerin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kefillerin sorumlu olabileceği kredi tutarları tespit edilmeden sözde kredi borcunun tamamına işletilen faizden kefillerin de sorumlu tutulmak istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yukarıda bahsettiğimiz gerekçelere rağmen davacının kredi alacağına dayanak tuttuğu takibin devamına karar verilse bile sözde kredi alacağı likit olmadığından ve ancak müvekkili şirket kayıtları da incelenerek her bir kredi borçlusu ve kefiller yönünden ayrı ayrı tespit edilebileceğinden davacının icra inkar tazminatı talepleri de mesnetsiz olduğunu, davacı banka İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nden … D.İş sayılı dosyadan ihtiyati haciz kararı almış olduğunu, söz konusu ihtiyati haciz kararı ile müvekkili davalıların tüm araçlarına, taşınmazlarına ve müşterileri 3.şahıslardaki alacakların tümüne haciz konulmuş olduğunu, bu nedenle müvekkili davalı şirketlerin ticari faaliyette bulunamaz hale gelmiş olduğunu, tüm çalışanlarının iş akdini sona erdirmek zorunda kaldıklarını, halen İzmir B.A.M …H.D’de bulunan konkordato dava dosyaları 1 yıllık kesin mühlet verilerek dönmüş olsa bile konkordato ön projesinin uygulaması imkansız olacağını, bu nedenle ihtiyati haciz kararının çok acele ve behemahal kaldırılması gerektiğini, aksi halde müvekkili davalı şirketlerin tazmini imkansız zararlara uğrayacaklarını, diğer yandan yukarıda bahsettiğimiz üzere konkordato geçici mehli içinde henüz vadesi gelip de ödenmemiş kredi borcu olmadığı halde İİK m.296’ya aykırı olarak hesap kat edildiğinden ve kredi sözleşmesi konkordato sebebiyle feshedildiğinden İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından alına ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili davalılar açıkça usul ve yasaya aykırı ihtiyati haciz kararı ile telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, konkordato kesin mehli alsa dahi ortada ön projesini uygulayacak malvarlığı ve çalışanı kalmayacağından söz konusu ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 02/05/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesinde yazılı hususları kabul etmediklerini, davalı tarafın kredi sözleşmesinin, konkordato müracatı nedeniyle fesh edildiğini iddia etmiş olduğunu, icra dosyasında mübrez ve Soma Tapu Müdürlüğü’nün 27.12.2018 tarihli yazısında görüleceği üzere, davalı/icra dosya borçluları hakkında çok sayıda icra takibi açılmış ve borçluların mal varlıklarına çok sayıda haciz işlemleri tatbik edilmiş olduğunu, müvekkili banka hacizleri de bu hacizler içinde 12 ve devamı sırasında olduğunu, davalı imzalarının yer aldığı Genel Kredi Sözleşmesinin 4. maddesindeki Temerrüt Hükümlerinde yer alan 4.2.5 ve 4.2.19 madde hükümlerinin ; “…. Çeklerin karşılıksız çıkması, herhangi bir aktifi üzerine haciz veya benzeri işlem yapılması durumunda Banka borcun hemen ifasını isteyebilir…” şeklinde olduğunu, yukarıda da arz edildiği üzere davalı/borçluların mal varlığı üzerine müvekkili bankadan önce çok sayıda haciz tatbik edilmiş olup bu itibarla müvekkili bankanın hesabı kat etme gerekçesi iddia edildiği gibi konkordato müracatı değil işbu haciz işlemleri olduğunu, cevap dilekçesinde yer alan Ticaret Mahkemesi ve İcra Hukuk Mahkemesi davalarının karara çıkmış olup davalıların aleyhine neticelendiğini, bu itibarla bekletici mesele yapılmasının işbu davaya faydası bulunmayacağını, müvekkili bankanın asıl alacağı ile faiz alacağının esası ve dayanağının, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi ile müvekkili banka kayıtları olduğunu, bu itibarla davalı/borçluların gerek asıl alacak ve gerekse işlemiş faiz ile ilgili soyut iddialarının , yazılı delil mahiyetindeki banka kayıtları karşısında hukuken hüküm ifade etmeyeceğini, yukarıda arzedilen sebeplerle davalı tarafın cevaplarını kabul etmediklerini, müvekkili banka kayıtları ve bu kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Soma Tapu Sicil Müdürlüğünden … parsele ait taşınmaz tapu kaydındaki ihtiyati haciz şerhlerinin 25.09.2018 ve sonraki tarihlerine ilişkin olduğu belirlenmiştir.
İzmir … İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı tarafından davalılar aleyhine 20/04/2018 tarih 5.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesi, Bornova … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ve hesap özetine dayalı olarak 1.167.112,95 TL takip çıkış miktarı üzerinden ilamsız takip yoluyla yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … D.İş sayılı dosyasında davacı tarafça davalılar ile dava dışı … aleyhine ihtiyati haciz talebi hakkında Mahkememizce 25/12/2018 tarihli karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği ve davalıların ihtiyati haciz kararına itirazlarının 31/01/2019 tarihli ek karar ile reddine karar verildiği ve İzmir BAM … HD nin … Esas … Karar sayılı kararı ile ek karara ilişkin İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir ….İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davanın mahkememiz dosyasındaki davalılar tarafından davacı taraf aleyhine takibin taliki veya iptali talepli olarak açıldığı, mahkemece 24/01/2019 tarihinde itirazın usulen reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Bornova …. Noterliğinin 24.09.2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin davacı tarafça …, …, … yönünden kredi müşterisi ile banka arasında imzalanan taahhütnameler/sözleşmeler gereğince 24/09/2018 tarihi itibariyle kredi ilişkinin kesildiğinin bildirildiği ve kredinin kesildiği tarihe kadar hesap edilen banka alacağının bir gün içinde ödenmesinin talep edildiği belirlenmiştir.
Davalı savunmalarında bildirilen İzmir … ATM’nin … sayılı dosyasında davacıların …, …, …, …, …, …, …, … ve … tarafından 20.09.2018 tarihinde konkordato talepli dava açıldığı, mahkemece 25.09.2018 tarihli tensip tutanağıyla davacı …, … ve …’ın açmış oldukları davanın tefrikine, ayrı bir esasa kaydedilmesine, davacı şirketler yönünden 20.09.2018 tarihinden başlamak üzere geçici mühlet kararı verilmesine karar verildiği; …, … ve … tarafından açılan davanın … Esasına kaydedildiği ve söz konusu şahıslar hakkında da 20.09.2018 tarihinde başlamak üzere geçici mühlet kararı verildiği, … Sayılı dosyada … Karar 21.12.2018 tarihli karar ile … Esas sayılı dosyada … Sayılı 21.12.2018 tarihli karar ile davacıların konkordato taleplerinin reddine ve mahkemece konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına ve komiserin görevine son verilmesine karar verildiği, söz konusu kararların İzmir BAM … Hukuk Dairesinin … Esas ve Karar tarihli 21.03.2019 ve … Esas , … Karar sayılı 21.03.2019 tarihli kararlarıyla İstinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüyle ilgili kararların kaldırılmasına karar verildiği, İzmir … ATM’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında asıl davada davacıların …, …, …, …, …, birleşen aynı mahkemenin … Sayılı dosyasında davacıların …, … ve … oldukları, … yönünden tefrik kararı verilerek … Esasa kaydının yapıldığı, … Esas sayılı dosyada ise 19.06.2019 tarih ve … Karar sayılı karar ile asıl ve birleşen dosyada konkordato talep eden davacıların konkordato taleplerinin ayrı yarı reddine ve mahkemece konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir … ATM nin … Esas sayılı dosyasında 03.09.2020 tarih … sayılı karar ile davacı …’nin konkordato talebinin kabulüne , konkordatonun İİK 306. Madde uyarınca tasdikine karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce takip konusu edilen alacağın varlığı ve miktarının tespitine yönelik bankacı bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya verilen 10/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda; takibe konu kredilerin …. …. şubesi tarafından verildiği, Davacı banka ile davalı … arasında 20/04/2018 düzenleme tarihli 5.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi davalılar … yetkilisi ve …’ın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, kredi hesabının 190.034,71 Euro olan ana para borcunun 24/09/2018 tarihinde 191.116,07 Euro olarak kat edildiği, davacı bankanın sözleşmenin kendisine verdiği yetkiye istinaden kredi hesabını 24.09.2018 tarihinde kat ederek davalılar Bornova … Noterliğinin 24/09/208 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiği, kredi asıl alacağının 1.155.411,03 TL olarak belirlendiği, Genel Kredi Sözleşmesinin temerrüt ve muacceliyet hükümlerini düzenleyen 4.2.5 Maddesinde müşterinin mali yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini ilan etmesi, borçlarını ödemede hacze düşmesi, alacaklarını ödeme planı yapmayı teklif etmesi yahut yapması, iflas, iflas erteleme talebinde bulunması, veya tasfiye takibine maruz kalması yahut herhangi bir aktifi üzerinde haciz veya benzeri bir işlem yapması , 4.26. Maddesinde TTK hükümleri çerçevesinde bir bağlı şirket olması durumunda şirketin borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etmesi veya 4.2.5 maddede sayılı hallerin hakim şirket ve firmanın risk grubunda yer alan şirketler bakımından gerçekleşmesi hallerinin birinin gerçekleşmesi durumunda bankanın noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü mektup , telgraf , elektronik imza kullanarak yapacağı bildirim ile açtığı , açacağı, kredilerin bir kısmının veya tamamının kat edebileceği hususlarının 4.6 maddesinde bankanın her zaman alacağının kısmen veya tamamen muacceliyet kazanması halinde müşteriye karşı takibe geçilebileceği hükmünün taahhüt edildiği, İİK 296 / 1. Fıkrası gereğince genel kredi sözleşmesinin dördüncü maddesinde yer alan konkordatoya başvurulması sebebiyle temerrüt halinin oluşacağı ve kredi hesaplarının kat edileceğine dair sözleşme hükmünün geçersiz olduğu, dava dışı … nin kullanmış olduğu kredinin taksitlerinin 20.09.2018 konkordato dava tarihi öncesinde ödendiği, geciken taksidinin bulunmadığının tespit edildiği, dava dışı asıl borçlu şirket ve davalı müteselsil kefiller yönünden 20.09.2018 tarihli talebi ile İzmir … ATM’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile konkordato davası açılıp 20.09.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere üç ay geçici mehil verilerek geçici mehlin 21.12.2018 tarihinde sona erdiği ve konkordato talebinin reddedildiği, İzmir … ATM’nin … Esas , … Karar sayılı kararının İzmir BAM … Hukuk Dairesinin … Esas , … Sayılı kararlarıyla kaldırıldığı, bilahare İzmir … ATM ‘nin … Esas sayılı dosyasıyla 15.04.2019 tarihinde yeniden başlayan yargılama sonunda 19.04.2019 tarihinde başlamak üzere 2 ay geçici mühlet kararı verildiğini, geçici mühlet mehilin başladığı 20.09.2018 tarihi itibariyle davalı borçluların ödemediği bir kredi taksidi veya bankaya karşı yerin getirmediği bir yükümlülüğünün bulunmadığı, geçici mehil süresinin dolduğu 21.12.2018 tarihine kadar temerrüt halinin oluşmadığı ancak geçici mehilin sona ermesinden sonra İstinaf kanun yoluna başvurulmuş olması ve konkordato talebinin reddedilmesine dair kararın kesinleşmemesi sebebiyle geçici mehil süresi içinde ödenmesi gerekip ödenmeyen kredi taksitlerinden dolayı temerrüt halinin oluşup oluşmadığı hususunun taktir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, takip tarihi itibariyle 1.155.411,03 TL asıl alacak, 11.130,53 TL işlemiş faiz, 553,15 TL %5 BSMV toplamı 1.167.094,71 TL banka alacağının hesaplandığı, davalıların taksirde tekerrür olmamak kaydıyla müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları , konkordato sürecinin başlatıldığı tarih ile bittiği tarih arasında faiz işletilmemesi halinde hesaplanan banka alacağının toplam 1.156.927,50 TL olduğu bildirilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasını düzenleyen 12. bapta yer alan 296. (Değişik:28/02/2018-7101/24.md) Maddesi “Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez. Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekil-de feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davacı tarafça davalılar aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla yapılan icra takibine davalıların itirazlarının iptaline yönelik iş bu davanın açıldığı, İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki takip dayanağının 20.04.2018 tarihli kredi sözleşmesi, Bornova …. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ve hesap özetli olduğu, 20.04.2018 tarihli sözleşmenin davacı banka ile dava dışı … arasında düzenlendiği, davalıların sözleşmede müteselsil kefil oldukları, davalılar …’ın İzmir … ATM’nin … Esas sayılı, davalı şirketin ise aynı mahkemenin … Esas sayılı dosyalarında 20/09/2018 tarihinde konkordato talepli davalar açtıkları ve mahkemece ilgili dosyalarda 25/09/2018 tarihli tensip tutanağı ile konkordato talep edilen taraflara 20/09/2018 tarihinden itibaren başlamak üzere geçici mühlet kararı verildiği ve … Esas sayılı dosyada … Karar sayılı 21.12.2018 tarihli karar ile konkordato talep eden …, …, …, … ve …’nin konkordato taleplerinin reddine; … Esas , … Karar sayılı 21.12.2018 tarihli karar ile konkordato talep eden … , … ve …’ın konkordato taleplerinin reddine karar verildiği, … yönünden tefrik edilip, İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dosyasına kayıt edilen dosyada dava dışı … nin konkordato talebinin tasdikine karar verildiği; Davacı tarafın İzmir … ATM’nin … ve … Sayılı dosyalarıyla davalılar ve dava dışı … tarafından konkordato davası açıldıktan sonra geçici mühlet süresi içinde Bornova … Noterliğinin 24/09/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesiyle kredi ilişkisini kestiğini ve hesap edilen banka alacağının bir gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği ve ödeme yapılmadığından dolayı iş bu davaya konu icra takibinin başlatıldığı, kredi ilişkisinin sonlandırıldığı tarihte davalıların takip konusu kredi sözleşmesi nedeniyle vadesi gelip te ödenmemiş herhangi bir taksitinin bulunmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, beyanlarda bildirilen hacizlerin konkordato talep tarihinden sonrasın ilişkin olduğu, İİK 296. Maddesinin borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetine devamı için önem arz eden sözleşmelerin borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemeyeceğine ilişkin düzenlemesi karşısında davacı tarafça hesabın kat edilmesinin İİK 296. Madde kapsamına aykırılık teşkil ettiği, İİK 67 madde gereğince açılan itirazın iptali davasının takip dosyasına bağlı bir dava türü olduğu ve takibin taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdirilmesine ilişkin gönderilen hesap kat ihtarına dayalı olarak yapıldığı, hesabın kat edildiği tarihte davalı tarafın vadesi gelip te ödenmemiş muaccel borcunun bulunmadığı bu nedenle davanın İİK 296 kapsamında reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak davanın reddine, davacı tarafın kötü niyeti dosya kapsamıyla sübut bulmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine, dava İİK 296.Madde kapsamında reddedilmiş olduğundan davalılar lehine maktu vekalet ücreti tayinine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR ; Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın Reddine,
2-Kötü niyet sübut bulmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin Reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 14.093,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.033,76 TL’nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu Arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL Arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davalılar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiliyle davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı vekili davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır