Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/382 E. 2022/211 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/382
KARAR NO : 2022/211

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : Tue Sep 30 00:00:00 TRST 2014
KARAR TARİHİ : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde ; müvekkilinin, davalı şirkette diyaliz hekimi iken çalıştığı şirketten olan işçilik alacaklarını talep ettiğinden işten haksız olarak 07/01/2014 tarihinde çıkartıldığını, buna ilişkin olarak Uşak 2. İş Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya ile dava açılmış olduğunu ve halen derdest olduğunu , iş akdinin haksız feshinin akabinde davalı tarafça 33.922,46-TL bedelli senedin takibe konu edilerek İzmir 18. İcra Müdürlüğü ‘nün …/… Esas sayılı dosyasında 09/01/2014 tarihinde davacı müvekkil aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe konu edilen senedin müvekkilinin henüz davalı şirket nezdinde çalışmakta iken Afyon 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına olan borcunun davalı tarafça müvekkilinin adına ödenmesi sebebiyle tanzim tarihi ve vade tarihi bulunmaksızın düzenlenmiş bir teminat senedi niteliğinde olduğunu, davalı şirket tarafından söz konusu senedin Afyon 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına 24/07/2012 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacıdan aynı dönemde alınmasına rağmen tanzim tarihinin davalı şirket tarafından 01/01/2013 tarihinde düzenlenmiş gibi işleme konularak tanzin tarihinin sonradan doldurulduğunu, davacının davalı şirkete başkaca borcu bulunmadığını, bu durumun davalı tarafça keşide edilen Bornova … Noterliği’nin 07/01/2014 tarih ve bila yevmiye nolu ihbarnamesi ile sabit olduğunu, takibe konu edilen teminat senedine ait borcun Temmuz Aralık 2013 aylarında toplam 6 ay boyunca aylık 1.000-TL olmak üzere ve sonrasında ise aylık 2.000-TL olmak üzere davacının maaşından kesileceği hususunda tarafların mutabık kaldıklarını, iş akdi haksız olarak fesh edilinceye kadar toplam 6.000,00.-TL’nin takip tarihinden önce davacı müvekkilinin maaşından kesildiğini ve davalı tarafından Afyonkarahisar Aile Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasına gönderilen 11.11.2013 tarihli müzekkere cevabında davalı şirket tarafından bu taksitlendirme işleminin kabul edildiğini ve maaşından kesintilerinin bu taksitlendirmeye göre yapıldığını ve yapılacağının belirtilmek sureti ile borcun taksitlendirildiğinin açıkça kabul edildiğini, bu sebeple senedin kambiyo vasfı taşımadığı, teminat senedi olduğu, ödemeye ilişkin anlaşma olduğu, anlaşmaya uygun kesintilerin yapıldığı ve bu suretle mükerrer tahsil talebi bulunduğu yönlerinden itiraz edilerek İzmir 1 İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas ve …/… Karar sayılı dosyasında takibin iptalinin dava edildiğini, anlaşmaya göre yapılan 6.000,00.-TL kesintinin bu dosyada da kabul edildiğini, davacının işten çıkartıldıktan ve aleyhine icra takibi yapılıp buna ilişkin dava açıldıktan sonra dahi söz konusu dava devam ederken ödemelere devam ettiğini, takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin takip tarihi itibari ile yargılama yapan İzmir 1 İcra Hukuk Mahkemesi kararında yer almadığını, ancak bu ödemenin de 12.000,00.-TL olduğunu, temyizin icrayı durdurmaması sebebi ile ve icra tehdidi altında davacı müvekkil tarafından İzmir 1 İcra Hukuk Mahkemesi’nin verdiği ilama göre yapılan hesaplamada mahkemece davalı şirket lehine hükmedilen vekalet ücreti de dahil olmak üzere davalı şirkete PTT havalesi ile gönderilen 12.000,00.-TL tutarındaki ödeme ve maaş haczinden yapılan kesinti hariç olmak üzere bakiye toplam 23.000,00.-TL tutarın 27/08/2014 tarihinde ihtirazı kayıt ile İzmir 18 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına ödendiğini, hesaplamaya ilişkin 27/08/2014 tarihli dilekçenin takip dosyası içerisinde yer aldığını, maaş haczinden yapılan 1.775,09.-TL kesintinin ise 16/09/2014 tarihinde dosyaya tahsilat olarak kayıt edildiğini, PTT havalesi ile gönderilmiş olan 2.000,00.-Tl tutarlı taksitlerden bir adedinin davalı şirket tarafından kabul edilmeyerek kendisine geri döndüğünü öğrenen davacı müvekkilinin bu bedeli davalı şirketi PTT havalesi ile konutta ödemeli olarak yeniden gönderdiğini, ancak davalı şirketin bu parayı almadığını, bunun üzerine müvekkilinin 30.09.2014 tarihinde davalı şirket tarafından alınmayan PTT havalesi açıklaması ile İzmir 18.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yatırıldığını, PTT havalesi suret ile haricen yapılan toplam 10.000,00.-TL tutarındaki ödemenin alacaklı tarafça icra dosyasına beyan edilmediği için takip dosyasına bakiye görüldüğünü, davacı müvekkilinin maaşı taşınmazları ve diğer banka ve hacizlerinin haksız olarak kaldırılmadığını, İzmir 1 İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davalı şirket lehine hükmedilen vekalet ücreti de dahil olmak üzere İzmir 18.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığı halde davalı şirket tarafından iş bu ilam vekalet ücreti alacağına ilişkin olarak tahsilde tekerrür yaratacak şekilde İzmir 14 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile yeniden ilamlı icra yapıldığını, dosya alacaklarının ödenmiş olmasına rağmen gerek İzmir 18.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas, ve gerekse İzmir 14 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyaları üzerinden müvekkilinin sürekli olarak icra tehdidi altında kaldığını, yine bu sebeple maaş hacizlerinin devam ettiğini belirterek davacı müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesine cevap dilekçesinde özetle; davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davadan tensip kararı gereğince davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçenin kendilerine tebliğinden sonra haberdar olduklarını, bu nedenle cevap verme süresinin tebligat üzerindeki tarihte başlayamayacağını iddia ederek süresi içerisinde verdiğini beyan ettiği dilekçede önce yetkiye itiraz ederek müvekkilinin adresinin Uşak’ta olması sebebi ile HMk 6.Mad göz önünde tutularak yetkisizlik kararı verilmesini HMK’nun 114 maddesinin H bendinde belirtildiği gibi davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunması gerektiğini oysa hukuki menfaatinin bulunmadığını aynı iddialarla birlikte İzmir 1 İcra Hukuk Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında da dava açıldığını, taraflar arasındaki davanın derdest olduğunu, derdestlik itirazında da bulunduklarını davacı yanın müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği davalar dikkate alındığında iş bu davayı ikamesinde hukuki menfaat bulunmadığını, harca esas değerin eksik gösterildiğini davacının borçlu olmadığının tespitini istediği İzmir 18 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında toplam borç miktarının 34.422,00 TL olduğunu, harca esas değerin bu bedel üzerinden olması gerektiğini ancak daha düşük harç ödendiğini, davanın kötü niyetli açıldığını davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Bornova … Noterliği’nin 07/01/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin tetkikinde görüleceği üzere müvekkili şirkete bir hekim olarak çalışmakla birlikte ekonomik olarak sıkıntı içerisinde olan sürekli şirketten avans aldığını, bu avanslar haricinde müvekkili şirketin davacı borçlu için Afyon 5 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra dosyası borcu olan 33.922,40 TL’lik dosya borcunu da ödediğini, bu yüzden de davalının 01/01/2013 keşide tarihli 31/12/2013 vade tarihli kambiyo senedini verdiğini, diğer avans borçlarını da kısım kısım ödeyeceğini belirttiğini, söz konusu senedin vade tarihinde davacı borçlunun müvekkilinden biraz daha zaman istediğini müvekkilinin olumlu yaklaşmaması üzerine davacı yanın gerçek dışı iddialar ile kendilerine ihtar çektiğini, bunun kötü niyet olduğunu, senet sebebi ile olan alacağın tahsili amacı ile icra takibine başlandığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını davacının böyle bir iddiası var ise bunu yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini, davacı yanın ,icra takibinden sonra da müvcekkili şirkete ödemeler yaptığını senet borcuna mahsuben yapılan 12.000,00 TL’nin haricen alacaklıya yapıldığının belirtildiğini ancak davacı borçlunun müvekkili şirkete takibe konu senet haricinde avans borçlarının da mevcut olup yapılan ödemelerin bu borca mahsup edildiğini, davacının takipte dosyası var olmasına rağmen teminat senedi iddiasını güçlendirmek adına icra takibinden sonra yaptığı ödemelerde açıklama kısmına sürekli teminat senedi ödemesi şeklinde açıklama yaptığını, ancak ortada bir teminat senedi olmadığından bu ödemelerin avans iadesi olarak kabul edilip şirkete ait avans borcundan düşüldüğünü, davacının toplam 26.000,00 TL değerinde avans kullandığını davacı yanca müvekkili şirkete yapılan ödemelerin bu avansı kapatmak amacı ile yapılmış ödemeler olduğunu, icra takibine konu senet hakkında ise icra dosyasına yapılan ödemeler haricinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, TBK’nun 100.mad. gereğince borçlunun faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise kısmen yaptığı ödemenin ana borçtan düşme hakkına sahip olduğunu, davacının ne müvekkili şirketten kullandığı avansları ne de müvekkile ödeme amacı ile vermiş olduğu icra takibine konu senedi vadesinde ödemediğinde yapmış olduğu ödemeyi de istediği gibi nitelendirme hakkına sahip olmadığını, davacının şirkete yapmış olduğu ödemelerin davacı borçlunun en önce vadesi gelen takibe konu senetten daha önce muaccel olan avans borçlarına istinaden yapıldığını, davacının bakiye 23.000,00 TL borcunu İzmir 18 İcra Müdürlüğüne ödediği yönündeki iddiaları karşısında da 27/08/2014 tarih itibari ile dosya hesabının 37.128,79 TL olduğunu davacının bu hesaba da itiraz etmediğini, taraflar arasında taksitlendirmeye ilişkin herhangi bir anlaşmanın bulunmadığını , davacının ihtarnameye konu ettiği müvekkili şirketin yatırılan parayı almamasının sebebinin davacı borçlunun şirkete olan avans ödemelerinin bitmiş olabileceğinden davacı hakkında senede ilişkin icra takibi olması olduğunu davacı yanın İzmir 14 İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası için herhangi bir ödemesi yapmamış olduğundan borçlu olmaıdğı yönündeki talebin reddi gerektiğini, haksız açılan davanın reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 16.12.2015 tarih …/… esas ve …/… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verdiği, dosyanın mahkememize tevzi yapılarak mahkememizin 2019/382 esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava, İzmir 18 İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasından ve bu dosya ile ilgili İcra Mahkemesinde açılan dava sonucunda verilen hükmün infazı için başlatılan takipteki aalcaklar açısından borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
İzmir 18.İcra Dairesi’nin …/… Sayılı dosyasının tetkikinde, alacaklının … Diyaliz Hizmetleri A.Ş, borçlunun … olduğu, 01/01/2013 düzenleme tarihli 31/12/2013 ödeme tarihli 33.992,00.-TL bono için takibe girişildiği, takibin infaz ile son bulduğu tespit edilmiştir.
İzmir 1 İcra Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasının tetkikinde, borçlunun …, alacaklının … Diyaliz Hizmetleri A.Ş olduğu, yetki itirazı ve kambiyo niteliğine itiraza ilişkin davada 17/07/2014 tarihinde verilen kararda davanın kısmen kabulü ile asıl alacağın 5.919,11.-TL ‘sinin iptaline talep edilen komisyonun 17,77.-TL’sinin iptaline, takip öncesinde talep edilen 76,44.-TL faizin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesi tarafından başka hususlar incelenmeden yetki itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden karar verilmesi sebebi ile bozulduğu ve yeniden esasa kayıt edilen dosyada duruşmanın 02/07/2015 tarihine talik edildiği görülmüştür.
SMMM bilirkişi …’dan alınan 16.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda; Takip tarihi itibari ile davalının davacıdan 33.922,00 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, takip tarihi sonrasında yetkisiz İzmir 18. İcra Müdürlüğü …/… İcra Dosyasına ödense de borçtan mahsup edildiğinde borcun ödendiği tespit edildiği bildirilmiştir.
Dava, menfi tespite ilişkindir. 6100 Sayılı HMK.’nun 116. maddesinde ilk itirazlar düzenlenmiştir. İlk itirazlardan biri de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazıdır. Aynı yasanın 117. maddesinde ilk itirazların hepsinin ileri sürülmesinin zorunlu olduğu, aksi halde dinlenemeyeceği ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Kesin olmayan yetkinin HMK’nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re’sen nazara alınmaması gerekir.
6100 sayılı HMK’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
Kesin olmayan yetki hallerinde yetkiye ilişkin ilk itirazın ileri sürülmesi hususu HMK.’nın 19. md. de hükme bağlamıştır. Anılan Yasa’nın 19/2 maddesine göre “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davalı vekilinin süresinde (cevap dilekçesinde ) İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesi ile yapmış olduğu yetki itirazının HMK 6 maddesinin” genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” hükmü dikkate alındığında davalının ikamet adresinin Uşak olduğu, esasen davacının da Uşak adresinde bulunduğu anlaşıldığı,
Öte yandan HMK’nun sözleşmeden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde düzenlendiği,
Her ne kadar dava menfi tespit davası olup takibe mükerreren konduğu idida edilen senet kaynaklı olsa da taraflar arasında esas ilişkinin sözleşme ve bu anlamda hizmet sözleşmesi olması, dolayısıyla ifa yerinin de esas itibari ile Uşak olması, takibin Türkiye’nin her yerinde yapılabileceği ve takip merciindeki serbestinin genel yetki kurallarına aykırı olamayacağı nazara alınarak;
Açıklanan gerekçelerle işbu davada Uşak Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili Uşak Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere ;
1-HMK 15/1 maddesi gereğince Mahkememizin Yetkisizliğine, yetkili mahkemenin UŞAK ASLİYE TİCARET MAHKEMELERİ OLDUĞUNA,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20.maddesi gereğince talep halinde dosyanın yetkili Uşak Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve Yargılama giderlerinin yetkili Mahkemece nazara alınmasına,
4-Davalı vekilinin mazeret dilekçesine ilişkin olarak yapılan işlem ve verilen kararın mahiyeti itibariyle karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza