Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/366 E. 2022/142 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/147
KARAR NO : 2022/145

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :21/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ün (TC. …) 07/11/2017 tarihinde işi ile ilgili olarak Balıkesir’den Çanakkale’ye götürülürken içinde yolcu olarak bulunduğu işyerine ait olan (… Makina Bakır Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) … plakalı aracın yaptığı kaza sonucu hayatını kaybettiğini, işyeri taşıma aracında seyahat halinde iken meydana gelen kazaya ilişkin olarak, … aracın, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sorumlu olan sigorta şirketine, destekten yoksun kalan müvekkilleri adına başvuru yapıldığını, ancak bahsi geçen … plakalı, (… Makina Bakır Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) işyerine ait olan ve mal ve işçi taşımacılığı yapılan aracın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası/Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası tespit edilemediğinden, bu sigortadan doğan tazminatın ödenmesi için …’na başvurulduğunu, ancak … bu başvuruya olumlu cevap vermeyerek reddettiğini, oysa … Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği ayrıca atıfta bulunulan hükümleri ilgili Bakanlıkça belirlenen Servis Araçları Zorunlu Koltuk Sigortası Taşımacılığı kuralları gereği, mal ve işçi taşıması yaptığı aracına buna ilişkin gerekli belgeleri almayan ve koltuk sigortası yaptırmayan işyerinin, bu sorumluluğunu yerine getirmemesinden kaynaklanan tazminat ödemesini müvekkillerine yapmak mükellefiyetinde olduğunu, kazaya ilişkin olarak Ezine Cumhuriyet Başsavcılığı …/… soruşturma no.lu dosya ile tahkikat yapılmış olup, kazaya ilişkin, yolcu olarak taşınan müteveffanın hiçbir kusuru olmadığına dair İstanbul Adli Tıp Kurumu Raporu ve diğer tüm evraklar dosyada mevcut olduğunu, Mahkeme tarafından, dosyanın hesap uzmanına tevdi edilerek dava konusu tazminat talebine ilişkin hesaplamanın yapılarak, talebimiz gibi karar verilmesini, trafik kazası sonucu ölüm sebebi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası/Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında müvekkili … için kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 1.000,00 TL.sı ödenmesine, müvekkil … için kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 1.000,00 TL.sı ödenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini saygıla talep ederiz.
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; 07.11.2017 tarihinde davacılar murisi müteveffa …’ün yolcu olarak bulunduğu … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı işyerine ait ve iş ile ilgili seyir halinde olan kamyonetin, …plakalı kamyona arkadan çarpması ile çitf taraflı kazaya karışması sonucu davacılar murisi vefat etmiştir ve davacılar destekten yoksun kalma talebiyle huzurdaki davayı ikame ettiklerini, somut olayda davacılar tarafından … plakalı kamyonetin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasının bulunmadığından bahisle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olarak müvekkil …’na başvuruda bulunulmuş ve müvekkili kurum tarafından 149491 sayılı hasar dosyası oluşturulduğunu, talebiniz konusu kazaya karışan … plakalı aracın türü, kaza ile ilgili düzenlenen resmi belgelerden görüldüğü üzere kamyonet olup, Yönetmelikte açıklanan yolcu taşımacılığına ilişkin araçlar kapsamında bulunmadığı, bu tür araçlar için Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yapılması zorunlu olmadığını, müvekkili kurumun cevap yazısında de bildirdiği gerekçelere dayalı olarak haksız olarak ikame edilen huzurdaki davanın reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsüne ve işletenine davanın ihbarını talep ettiklerini, müvekkili kurum, Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9/b maddesi gereğince hak sahibine ödeme yapmak ile yükümlü bulunmaktadır. … Yönetmeliği’nin 16. Maddesi ile müvekkil kuruma yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara rücu etme hakkı tanındığını, bu nedenle kaza anında … plakalı araç sürücüsü …’a ve işleten … Makina Bakır Sanayi’ye davanın ihbar edilmesini, davayı katiyen kabul anlamına gelmemek kaydıyla; yargılamada esasa geçilmesine karar verildiği takdirde; davacının yolcu olduğu araçta biletli olarak taşınıp taşınmadığı ve söz konusu sigortalı aracın yolcu taşıma yetki belgesi olup olmadığı hususlarının araştırılmasını, … plakalı kamyonette yolcu olan müteveffa …, işyerine ait ve işle ilgili bir durum nedeniyle seyir halinde iken dava konusu olay meydana geldiğini, Karayolu Taşıma Kanunu’na göre yolcu, taşıtı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında, taşıtta bulunan yolcu biletli kişileri, ifade ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın ticari mi yoksa hususi bir araç niteliği mi taşıdığı zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigortasının teminat kapsamının belirlenmesi bakımından önem arz ettiğini, Yargıtay’ın pek çok kararında, hususi nitelikteki araçların Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu sebeple aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası bulunmadığı gerekçesiyle …’na yapılan başvurulardan müvekkili …’nın sorumlu tutulamayacağı kabul edildiğini, kazaya karışan … plakalı aracın başvuru sahipleri tarafından söz konusu taşımanın ticari olduğuna yahut içerisindeki yolcuların biletlerinin bulunduğu ispatlanamadığını, …’nın sorumluluk alanından bahsedilebilmesi için taşımanın ticari olması ve aracın ticari nitelikte olması gerektiğini, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunanlara ihbar dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Aktüerya bilirkişisi …’den alınan 25/05/2020 tarihli raporunda;
07/11/2017 tarihinde meydana gelen olay sonucu hayatını kaybeden …’ün;
annesi …’nun DYK tazminatı alacağının 60.061,02 TL olduğu, babası …’ün DYK tazminatı alacağının 70.272,73 TL olduğu, davacıların toplam maddi tazminat alacakları 130.333,75 TL olup, kusur durumuna
göre takdir ve tespitin Sayın Mahkeme ait olduğu,
İzmir 3. Ticaret Mahkemesinin …/… E. sayılı dosyası kapsamında verilmiş olan
…/… K. sayılı ilam ile 17.01.2018 tarihinde itibaren verilmesine karar verilen …’na 43.980,46 TL, …’e 67.476,95 TL destekten yoksun kalma tazminatı
ödemelerinin davacı tarafa yapıldığının tespiti halinde mevcut ödemelerin tespit edilen DYK tazminatlarından mahsup edilerek bakiye tazminat bedellerinin belirlenmesi hususunun gerekeceği, manevi tazminatın mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
İzmir 3. Ticaret Mahkemesinin …/… E.-…/… karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacılarının davalı
… Sigorta Şirketine açmış olduğu tazminat davası olduğu, mahkemece verilen karara göre; davalı sigorta şirketinin davacı …’na 43.980,46 TL, davacı …’e 67.476,95 TL destekten yoksun kalma tazminat ödemesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… E. sayılı dosyasının incelemesinde; dosyamız davacıları tarafından … ve … A.Ş.’ne açılan tazminat davası olduğu, mahkemece trafikçi bilirkişiden aldırılan raporda özetle; sürücü …’un %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, müteveffa …’ ün ve diğer araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Ezine Asliye Ceza Mahkemesinin …/… E.sayılı dosyasının incelemesinde; Ezine CBS …/… sr sayılı dosyasında dosyamız davacıları tarafından … ve Malen sorumlu … A.Ş. aleyhine Türk Ceza Kanunu 85/1, 53/6 maddeleri hükümleri uyarınca başlatılan kovuşturma olduğu,
sürücü …’un 08/11/2017 tarihli hazırlık beyanında;”…. isimli arkadaşım yan koltukta oturuyordu. Arabanın arka bölümünde kahvehanelerde kullanılan semaverler ve onlara ait parçalar yüklüydü. Biz Ezine İlçesinde Çanakkale iline doğru seyir halinde giderken Derbentbaşı Rampalarının başlangıcında karşı şeritten uzunları yakmış vaziyette plakasını göremediğim bir araç geliyordu. Ben sellektör yaptım. Karşıdan gelen uzun farlarını söndürdü ve yolumuza devam ettik. Derbentbaşı Rampalarını tırmanmaya başladık. Bir anda büyük bir ses geldi. Biz seyir halinde giderken durduk. Ben ne olduğunu nereye çarptımızı yada bizim neye çarptığımız anlamadım. Ben kazadan sonra şoka girdim. Yan taraf koltukta bulunan … isimli arkadaşıma baktım. Koltuk üzerinde hareketsiz bir şekilde duruyordu…” şeklinde beyanda bulunduğu, soruşturma dosyası kapsamında hazırlı dosyası İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporunun aldırıldığı, ATK tarafından tanzim edilen raporda; Tüm dosya kapsamı, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı, CD’ler incelendiğinde; Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında görüş alanını kontrolü altında bulundurarak teyakkuz halinde ve önünde kendisiyle aynı istikamete doğru seyir halinde olan diğer sürücü idaresindeki kamyonla arasında yeterli ve güvenli takip mesafesi bırakarak seyrini sürdürmesi gerekirken, bu hususlara riayet etmemesi neticesi bu kamyona arkadan herhangi bir tedbir almadan çarptığı olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli ve tamamen kusurlu olduğu, Sürücü … meskun mahal içi olan olay mahallinde sevk ve idaresinde bulunan kamyon ile yolun sağ şeridinde nizami şekilde seyir halindeyken, aracının sol arka kısmına yakın takiple gelen sürücü …’un dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde çarpması neticesi meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığı yönünde görüş belirtildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin mahkememize ıslah dilekçesi ibraz ettiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Davacı … için 60.061,02 TL. – 43.980,46 TL. = 16.080,56 TL., davacı … için 70.272,73 TL.-67.476,95 TL. = 2.795,78 TL. olarak alacağın doğum tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi için dava dilekçesini ıslah ettiklerini talep etmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelenmekle; tarafların uyuşmazlık noktaları tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmakla, toplanan deliller, tarafların beyanları, ayrıntılı ve gerekçeli karar yazmaya yarar bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; 07/11/2017 günü ihbar olunan sürücü …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın Ezine istikametinden Çanakkale istikametine seyri sırasında önünde seyir halinde olan …plaka sayılı kamyona arkadan çarpması sonucu … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacıların oğlu …’ün hayatını kaybettiği, İzmir 3. Ticaret Mahkemesinin …/… E.-…/… karar sayılı dosyası ile aynı olay hakkında davalı sigorta şirketine dava açıldığı ve hükme bağlandığı, somut olayda davacıların oğlu olan müteveffanın yolcu olarak bulunduğu ihbar olunan … Makina Bakır Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait ihbar olunan …’un sevk ve idaresindeki … plakalı mal ve işçi taşımacılığı yapılan aracın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası/Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yapmadığının anlaşıldığı;
Karayolu yolcu taşımacılığında yolcuların uğrayacağı zararlardan kimler sorumlu bunu tespit etmek gereklidir.
a ) Karayolu yolcu taşımacılığı yapan kişiler Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi gereği “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası”
b ) Karayolu Taşıma Kanunun 17. ve 18 maddeleri gereği “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası”
c ) Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin Yapılması zorunlu sigortalar başlıklı 48. Maddesine göre “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası”
d ) Karayolları Taşımacılık Kanunun 17. maddesine göre şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşınması sırasında duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı “taşımacılar”
e ) Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, “motorlu aracın işleteni” ve “bağlı olduğu teşebbüsün sahibi”
f ) TBK.nın 49. Maddesi gereği trafik kazası haksız fiil olması nedeniyle kusurundan dolayı “aracın sürücüsü” sorumludu.
Özetlemek gerekirse karayolu yolcu taşımacılığı sırasında trafik kazası neticesi yolcuların uğradıkları zarardan aracı işleten, teşebbüs sahipleri, aracın sürücüsü, zorunlu malisorumluluk sigortacısı, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı ve karayolu kolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı sorumludur.
Burada sorun zarar gören hak sahiplerinin zarardan sorumlu olanlardan hangisinden hangi esaslara göre talepte bulunacağına ilişkindir.
Hak sahipleri;
a ) Karayolu Taşımacılık Kanunun 21. Maddesi gereği sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya karayolu taşımacılık mali sorumluluksigortacısından talepte bulunabilirler.
b ) Karayolu Trafik Kanunun 97. Maddesine göre zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.
c ) Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A.1 ve B1. maddeleri gereği yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı sigortalılar veya hak sahipleri poliçede öngörülen teminat sınırları içinde karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısına karşı talepte bulunabilirler.
d ) Karayolları Taşımacılık Kanununun 17. Maddesine göre şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşınması sırasında yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı hak sahipleri taşımacıya başvurabilir.
e ) Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği hak sahipleri motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibine başvurabilir.
f ) Hak sahipleri TBK 49. Maddesi gereği motorlu aracı kullanan sürücüden haksız fiile dayalı kusurundan dolayı zararın tazminini talep edebilir.
Somut davada davacıların oğlu yolcu olarak bulunduğu ihbar olunan … Makina Bakır Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait ihbar olunan …’un sevk ve idaresindeki aracın kaza yapması nedeniyle vefat ettiği davacıların da destekten yoksun kalma tazminatını aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … Sigorta A. Ş. den talep ettiği İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin yapmış olduğu yargılama sonrası davanın kabulüne karar verdiği anlaşılmaktadır.
Karayolları Taşımacılık Kanunu’nun 19.maddesi “Meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Bu sorumluluk sigortası ile karşılanamayan zararlar için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan malî sorumluluk sigortasına müracaat edilir.” ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesi “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması,süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.” Şeklinde düzenlemesi gereği hak sahiplerinin karayolları taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına başvurmadan diğer sorumlulara başvurulamayacağı düşünülmektedir.
Oysa Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 maddesi “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumludur.” Düzenlemesi ayrıca trafik kazasının haksız bir fiil olduğuna göre TBK 61. Maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde motorlu bir aracın katıldığı kazada meydana gelen zarardan aracı işleten, araç sürücü, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası, aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ve karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası müteselsilen sorumludur.
Türk Borçlar kanunun müteselsil borçluluk ve dış ilişki de borçluların sorumluluğu başlıklı 163/1. Maddesi gereği alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Buna göre zarar gören tazminatın tamamını dilediği takdirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir. Burada yasa koyucu zarar görene, tazminatın tamamının zarar verenlerden yalnız birine karşı ileri sürebilmesi imkanı sağlamıştır. Böylece zarar gören tazminat davasını en sağlam ispat araçlarına sahip olduğu zarar verene karşı açabileceği gibi böyle bir davayı tazminatı ödeme gücü en fazla olan zarar verene karşı da açabilir. Bu sayede zarar gören zarar verenlerden her birini ayrı ayrı dava edip sayısız zahmetlere katlanacağı yerde tamamı aleyhine açacağı bir tek dava ile de kolayca sonuca ulaşabilir. Zarar verenlerden biri tazminatın tamamını ödediği takdirde borç ortadan kalkar.
Tazminat sorumlularının zarar gören karşısındaki durumlarına gelince; tazminat yükümlülerinden her biri zarar görene tazminatı ödemek zorundadır. TBK madde 163/2 ye göre “Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder.” Düzenlemesi karşısında zarar verenlerin sorumluluğu tazminat borcunun tamamı ödenince kadar devam edeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Dava edilen zarar veren tazminatın diğer zarar verenlerden istenmesini gerektiğini ileri süremez. Böyle bir savunma müteselsil sorumluluğun niteliği ile bağdaşmaz. Zira dava edilen zarar veren de dahil zarar verenlerin tümü tazminatın tamamından sorumludur. Buna karşılık zarar verenlerden birinin borcunu ifa ve takas yoluyla sona erdirdiği oranda diğer zarar verenler bundan yararlanır ve bu oranda borçtan kurtulur. Davalı tazminatın tamamını ödediği taktirde diğer zarar verenlerin de tazminat ödeme borcu sona ermektedir.
Bu bilgiler ışığında hak sahiplerininin zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına başvurulmadan doğrudan diğer sorumlulara başvurulamayacağı düşüncesi Karayolları Trafik Kanunun 88/1 ve TBK 61. Maddesinin getirdiği müteselsil sorumluluk esasları ile bağdaşmamaktadır. Çünkü Karayolları Taşımacılık Kanunun 19. Maddesine benzer düzenlemeler diğer sorumlular yönünden de bulunmaktadır. Örneğin Karayolu Trafik Kanunun 97. Maddesinde Zarar görenlerin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği ve dava açabileceği belirtilmiştir. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi KazaSigortası Genel Şartları B.1 maddesi gereği sigortalılar veya hak sahipleri poliçede öngörülen teminat sınırları içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilirler. TBK 49 maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren sürücü, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesine göre motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan işleten, işletenin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.
Tüm bu düzenlemeler karşısında Karayolları Taşımacılık Kanunu’nun 19. Maddesinin Karayolları Trafik Kanunu’ndan yada Türk Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemelerden daha üstün sayılamayacağı görülecektir. Karayolu Taşımacılık Kanunun 19. Maddesi dikkatli bir şekilde incelendiğinde “Meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır.” demekle zarar gören hak sahibine yani davayı açacak kişiye değil zararı ödeyecek sigortacıya hitabettiği görülecektir. Bir başka anlatımla Karayolları Taşımacılık Kanununun 19. Maddesi hak sahiplerinin başvuru önceliğine ilişkin olmayıp doğrudan sigortacıya hitabederek kendisine talepte bulunulması durumunda bunu karşılaması gerekti belirtilmektedir.
Türk Ticaret Kanunun Müşterek sigorta başlıklı 1466 maddesinde “ Bir menfaat birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsi, ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu takdirde sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olur.” Şeklindeki düzenlemede de birden fazla sigorta şirketinin aynı rizikoyu teminat altına almaları durumunda hepsinin zarardan sigorta bedelleri kapsamında sorumlu olduğu açıkça belirtilmektedir.
Karayolu Taşımacılık Kanununun 19 ve genel şartların B.8 maddesini sorumlular arasında ki rücu ilişkisi ( iç ilişkisi ) içinde değerlendirmek gerekir. Rücu ilişkisi TBK 62. Maddesinde “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” Şeklinde Karayolları Trafik Kanununun 88/2 maddesinde ise “Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.” Şeklinde düzenlenmiştir. Bir başka anlatım sorumlular arasında ki iç ilişkide diğer sorumluların karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi limitleri dahilinde karşıladıkları tazminatları Karayolları Taşımacılık Kanunun 19.maddesine dayalı olarak Karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısına rücu edebileceklerdir.
Sonuç olarak; somut davada davacıların oğlu yolcu olarak bulunduğu ihbar olunan … Makina Bakır Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait ihbar olunan …’un sevk ve idaresinde olduğu aracın kaza yapması nedeniyle vefatından dolayı uğradığı destek zararını Zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortası yapılmamış olduğuna göre müteselsil sorumluluk ilkesi gereği araç sahibi ve teşebbüs sahibi ile sürücüsünden, zorunlu ferdi koltuk sigortasından ve zorunlu mali sorumluluk sigortasından zararın tamamını talep edebileceği gibi bu sorumlulardan birinden de zararın tamamını talep edebilir.
Nitekim davacı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … Sigorta A.Ş’den talepte bulunmuştur. Karayolları Taşımacılık Kanunun 19. Maddesi buna engel teşkil etmemektedir. Çünkü bu madde zarar gören hak sahiplerine değil sorumlulardan biri olan karayolları taşımacılık mali sorumlluk sigortacısına hitabetmektedir ve bu hükmü sorumlular arasında ki rücu ilişkisi içinde değerlendirmek gerekir. Bunun dışında KTK 19. Maddesini hak sahipleri zorunlu taşımacılıksigortasına başvurmadan diğer sorumlulara başvuramaz şeklinde ki yorum müteselsil sorumluluk ilkeleri ile bağdaşmamaktadır.
Kaldı ki Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması durumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına başvurulacağını belirtmiştir. Bir başka anlatımla somut davada zorunlu taşımacılık mali sorumlluk sigortası yapılmadığına göre B.8 maddesine göre zorunlu mali sorumluluk sigortasına başvurulabilecektir.
Yukarıdaki genel mevzuata dair açıklamalardan sonra dava konusu somut olay ve bağlamında dava konusu hadisede taşımacılığın mahiyeti önem arz etmektedir. Müteveffanın kaza esnasındaki yolculuğu iş için işyerine ait araç ile bir yerden bir yere gitme suretinde bir taşımacılık faaliyeti olup ticari taşımacılık vasfında değildir. Bu cihetle de … sorumluluğunu iltizam eden zorunlu ferdi koltuk sigortasından ve zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından kaynaklı destekten yoksun kalma zararından sorumluluk gündeme gelmeyecektir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2110-2021/4040 E.-K. Sayılı ilamına göre “… davacıların desteğinin vefat ettiği yolcu taşıma işleminin 4925 sayılı Kanun ve yukarıda yer verilen ilgili mevzuatı kapsamında ücret karşılığı yapılan şehirler arası bir yolcu taşıma faaliyeti olmadığı, bu nedenle taşıyan araç ticari nitelikte bile olsa kazanın meydana geldiği tarihteki taşımanın ticari faaliyet taşıması olmayıp akrabalar arası kişisel taşıma olduğu, bu nedenle dava konusu taşıma faaliyeti sırasında aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bulunma zorunluluğu olmadığı, dolayısıyla sigorta bulunmadığı gerekçesiyle davalı … sorumluluğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,..” şeklindeki gerekçelerle bu tür durumlarda … sorumluluğunun doğmadığına hükmetmiştir.
Benzer şekilde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/2110-2021/4040 E.-K. Sayılı ilamına göre “…Somut olayda, dosya kapsamına göre; içinde davacıların murisi … ile murisin İran asıllı gelini, oğlu, torunlarının da bulunduğu minibüs ile Van ili Özalp ilçesinden Erzurum iline, murisin İran asıllı gelininin Türk vatandaşlığına geçmesi konusundaki işlemler için konsolosluğa gittikleri sırada trafik kazasının meydana geldiği ve davacıların murisi … ile …. adlı kişinin vefat ettiği, aracın murisin kayınbiraderi …. adına kayıtlı minibüs olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle yapılan taşımanın ticari olmayıp özel nitelikte bulunduğu, araç maliki …’in 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 3.maddesinde tanımlanan “taşımacı” sıfatını haiz olmadığı, bu nedenle yapılan taşımanın aynı kanunun 2.maddesi kapsamında bulunmadığı ve yine aynı kanunun 18.maddesi ile 11.6.2009 tarih 27255 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 87.maddesiyle yürürlükten kaldırılan, ancak olay tarihinde yürürlükte bulunan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 63 ve 64.maddesi gereğince yapılan taşımanın özel nitelikte bulunması nedeniyle karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının yapılmasının zorunlu bulunmadığı, davalı … da bu sebeple sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, …”
şeklindeki gerekçelerle ticari olmayan taşımalarda … sorumluluğunun doğmadığına hükmetmiştir.
Davacı Karayolları Trafik Kanununun 88/1 ve 97.TBK 61/1 ve 88/1 TTK 1466.maddesi gereği doğrudan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasına karşı talepte bulunduğu ve aynı olay nedeniyle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E.-…/… kararı ile … Sigortası A.Ş’nin davacı …’na 43.980,46 TL, davacı …’e 67.476,95 TL destekten yoksun kalma tazminat ödemesine karar verildiği,
Yime mevzuat ve örnek yargıtay ilamları doğrultusunda araç nev’i ticari olsa da sözleşme vb ilişki olmaksızın, ticari taşımacılığın bulunmadığı hadiselerde zorunlu ferdi koltuk sigortasından ve zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından dolayı destekten yoksun kalma zararından sorumluluğun doğmayacağı, bu itibarla da somut olay itibari ile dava konusu araçta sayılan sigortalar bulunmayıp bunlar kaynaklı … sorumluluğuna gidilemeyeceğ hususu nazara alınarak, davacının davasının reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL den peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça işbu davada masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 2.831,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacıya re’sen iadesine,
Dair ; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza