Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/32 E. 2022/451 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/32
KARAR NO : 2022/451

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/03/2016
KARAR TARİHİ : 30/05/2022

İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının 01/02/2016 tarihinde 275/1 sokak üzerinde yaya olarak yürümekte iken davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kurallarına aykırı hızlı ve dar bir şekilde sola dönüş yaparak davacıya çarptığını ve davacının yaralanarak hayati tehlike yaşadığını, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, davalı … adına kayıtlı aracın davalı … Şirketine … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, dava konusu kazada davalının asli kusurlu olduğunu, kaza neticesi ile davacının ameliyat olduğunu ve 20 gün iş göremezlik raporu düzenlendiğini, davacının ameliyat için 5.600,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca 750,00 TL bakım gideri yapıldığını, yine kaza nedeni ile davacının 1.150,00 TL değerindeki cep telefonunun kırıldığını, davacının gerek geçirdiği trafik kazası şoku gerekse tedavi süresince sıkıntılar yaşadığını ve üzüntü duyduğunu, davalı tarafından herhangi bir maddi ve manevi yardımda bulunulmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.600,00 TL tedavi gideri, 750,00 TL bakıcı gideri, 1.000,00 TL cep telefonu ücreti, 2.000,00 TL iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 9.500,00 TL maddi tazminatın davalı …. kaza tarihi itibari ile diğer davalı … Sigorta Şirketinden dava tarihinden itibaren, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan kaza tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla, yargılamaya yukarıdaki esas üzerinden devam olunmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan 22/09/2021 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için talep edilen 5.600,00 TL tedavi gideri talebini 375,00 TL arttırarak 5.975,00 TL olarak tüm tazminat bakımından faizin davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan dava tarihinden, davalı şahıs yönünden ise kaza tarihi olan 01/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ıslah ettiklerini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememizin 01/03/2021 tarihli duruşmasında; tanık olarak …’in dinlenmesini, kalıcı maluliyete ilişkin herhangi bir taleplerinin olmadığını, ilk bildirilen tanıklar …, …’in dinlenilmesinden vazgeçtiklerini imzalı beyanı ile tasdik etmiş, aynı tarihli duruşmada davacı vekilinin talebinin, HMK hükümlerine nazaran ikinci tanık listesi verilemeyeceğinden dinlenilmesine yönelik istemin reddine, davacı tanıkları …, ….’in dinlenilmesinden vazgeçilmiş olmakla bu tanıkların beyanının alınmasından sarfı nazar olunmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, yine Mahkememizin 07/06/2021 tarihli duruşmadaki beyanında; alınan kusur raporlarının yeterli içerikte düzenlendiğini, karşı taraftan kalıcı iş göremezlik tazminatı taleplerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen 2.000,00 TL tutarındaki bedelin geçici iş göremezlik tazminatı olarak talep edildiğini, bunun haricinde tedavi gideri, bakıcı gideri ve ayrıca cep telefonuna ilişkin tazminat talebimiz ile manevi tazminat taleplerinin söz konusu olup dava dilekçelerini bu şekilde açıkladıklarını beyan etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin cevap dilekçesi ile; davanın 09.03.2016 tarihinde açıldığını, müvekkilinin sigorta şirketi olup 26/04/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6704 sayılı Yasa ile sigorta şirketlerine başvuru yapılmadan haklarında dava açılması mümkün olmadığından davacının davasının, dava şartı yokluğu sebebi ile reddi gerektiğini, müvekkili şirketin, poliçe kapsamında davacıda oluştuğu iddia edilen iş gücü kaybına ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, tedavi giderlerinin, bakım ve bakıcı giderleri trafik poliçe kapsamı dışında olup, tüm tedavi giderleri bakımından sorumluluk gerek 6111 Sayılı Yasa kapsamında gerekse de yeni trafik poliçesi genel şartları dahilinde SGK’ya devredildiğini, davacı tarafından ileri sürülen cep telefonunun tazminine ilişkin taleplerin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamı dışında kaldığını, açıklanan nedenlerle HMK 121. maddesi gereği davacı delillerinin tarafımıza tebliğine, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesine, masraf ve vekalet ücretimizin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 29/04/2019 tarihli duruşmasında, Karayolları Trafik Kanunu 97. madde gereğince dava açılmadan önce ilgili sigorta şirketine başvurulması dava şartı olarak ön görülmüş ise de bununla ilgili Yasa’nın 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, ancak dava tarihinin 09/03/2016 tarihi olduğu anlaşılmakla kaza tarihi itibariyle ilgili Yasa’nın uygulanamayacağı dolayısıyla bu hususta dava şartı aranamayacağı anlaşılmakla davalı şirket vekilinin dava şartı yokluğu bakımından talebinin reddine karar verilerek, yargılamaya yukarıdaki esas üzerinden devam olunmuştur.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ile, davacı tarafın mesnetsiz iddialarının üzerine açılan davanın kabulünün mümkün olmadığını, trafik kazası tespit tutanağının hatalı olduğunu, müvekkilinin dönüşünü tamamladığı sırada yolun sol tarafında park halinde bulunan kamyonetin arkasından elindeki telefonu ile oynayarak çıkan yaya ….’e çarptığını, müvekkilinin araçtan inerek davacıya yardım etmek istediğini isterse hastaneye götürebileceğini teklif etmesine rağmen davacının reddettiğini, bu durum üzerine olay yerine gelen polis ve ambulans da müvekkili tarafından çağrıldığını, kazaya sebebiyet veren davacının, Ege Üniversitesi Hastanesinde Özkanlar Polis Merkezinde görevli ekibe vermiş olduğu ifadesinde müvekkilinden şikayetçi olmadığını, park halinde bulunan kamyonetin arkasından yola çıktığını ayrıca elindeki telefonu ile meşgul olduğunu ve sağına soluna bakmadan yola çıktığını beyan ettiğini, davacının yola inmeden evvel sağ ve sol taraftan gelen trafiğin hız ve yakınlığını göz önünde bulundurup, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile dikkat ve özen yükümlülüklerine yerine getirerek emniyetli bir şekilde olay mahalli taşıt yoluna yapması gerekirken bu kurallara uymayıp kendisiyle beraber yolu kullanan araç ve sürücülerinin can ve mal güvenliğini tehlikeye ataçak şekilde davrandığı için kazaya sebebiyet verdiği, davacının asli kusurlu olması gerekirken, polis memurları tarafından müvekkilinin tamamen asli kusurlu olarak gösterildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için müvekkilinin kusuru ile kazanın meydana geldiğini düşünülse dahi, tedavi giderleri ve bakıcı giderlerine ilişkin talepler yönünden 6111 sayılı Yasa gereği Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu, davacının maluliyet iddiasının kaza sebebiyle gerçekleştiğini ayrıca maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, kaza sonrası tedavisi için özel hastanede tedavi altına alınmış ve ameliyat edildiğini ancak davacının tedavi için direk özel hastaneye başvurması ve ameliyatını özel hastanede yaptırması nedeni ile özel ihtisas gerektirmeyen bir durumda davacının özel hastaneyi tercih etmesinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve kötüniyetli davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, taraflara dair ekonomik ve sosyal durum araştırmaları yaptırılmış, SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Tescil ve Hizmet Daire Başkanlığı tarafından verilen 05.03.2019 tarihli cevabi yazısından “4/c yani Devlet Memuru kadrosunda Bayraklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışmakta olduğunun” bildirildiği, yine Kurum tarafından ibraz edilen davacıya ait hizmet döküm cetvelleri incelendiğinde, kaza sonrası istirahatli olduğu dönemde de maaşının eksiksiz olarak
ödendiği, İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün cevabi yazısından, dava konusu …. plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olduğu, kamyonet vasfında bulunduğu, bu araca ait kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin 02.10.2015-2016 dönemi için davalı … Sigorta tarafından düzenlendiği, kaza tarihi itibariyle trafik sigortalarında ölüm/sakatlık ve tedavi giderleri bakımından poliçe teminat limitinin 310.000,00’er TL olduğu, dava açılmadan önce davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapılmadığı ve davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı, Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden alınan 01.12.2020 tarihli araştırma raporu ile uyuşmazlık konusu cep telefonunun kaza tarihindeki piyasa değerinin 700,00 ila 1.000,00 TL arasında değişebileceği bildirilmiş, meydana gelen kaza sebebiyle taraflara atfı kabil kusur durumları yönünden bilirkişi raporu alınmış, davacının maluliyet durumu yönünden Ege Üniversitesi Hastanesi ve İstanbul Adli Kurumu Başkanlığı’ndan raporlar aldırılmış, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma … karar numaralı dosyasının bir örneği UYAP ortamından dosyaya kazandırılmış, şüpheli … hakkında taksirle yaralamaya neden olma suçundan yapılan soruşturma sonucu şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve itiraz üzerine İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin …. sayılı dosyasında itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya alınan raporda, davalı … Sigorta ZMMS poliçeli aracı kullanan davalı … sevk ve idaresindeki aracıyla, kaza mahallindeki kavşakta sola dönüşe geçerken, kontrolsüz kavşak veya sokak girişlerinde, karşıdan karşıya her an bir yayanın geçebileceğini öngörerek, yayaya karşı etkili tedbir alabilmesi adına seyrini meskun mahal şartlarına göre ayarlaması, görüş alanını yaya trafiği itibariyle gerektirdiği şekilde kontrol ederek teyakkuzla seyrini sürdürmeye önem ve özen göstermesi, bu davranış faktörleri ile kaplama alanına inerek yolun karşısına geçmeye çalışan görüş alanındaki yayayı gördüğünde fren tedbiri ile duraksayıp yayanın yoldan çıkmasına izin verdikten sonra seyrine devam etmesi gerekirken, sürücünün bu kurallara uymadığı, bahse konu kavşaktan dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde dar kavisle dönüş manevrasında bulunurken, yolun karşısına geçmek isteyen yayayı zamanında fark edemeyip tedbirsizce yayaya çarptığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53/1-b (Sola dönüş kuralına riayet etmemek) ve 53/2 (Sağa veya Sola dönüşlerde, kurallara uygun olarak geçiş yapan yayalara, varsa bisiklet yolundaki bisikletlilere ilk geçiş hakkını vermemek) maddelerinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu, davacı …’in yaya geçidi bulunmayan alanda yolun karşısına geçmek isterken, dar kavisle dönüş yaparak gelen aracın kendisine çarpmasına maruz kalarak yaralandığı olayda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile ilgili mevzuatı ihlal eden kazanın oluşumu üzerinde etken bir davranışının olmadığı, davalı …’ın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/1-b ve 53/2 maddelerinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu rapor edilmiş, işbu rapor Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Davacıların kaza sonrasında görmüş olduğu tedaviye ilişkin muayene ve tedavi evrakları getirtilmiş, davacıların maluliyeti yönünden Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından rapor aldırılmış, dosya içerisinde bulunan rapor ile Ege Üniversitesi Adlı Tıp Anabilim Dalından alınan raporda, kaza tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik”e göre değerlendirme yapıldığında, …’de 01.02.2016 tarihindeki trafik kazasına bağlı kalıcı fonksiyon kaybı meydana gelmediği, dolayısıyla sakatlık oranının %0 (sıfır) olduğu, dosyası içerisinde yer alan istirahat raporu dikkate alındığında tıbbi iyileşme süresinin 1 (bir) ay olarak uygun olacağı anlaşılmış, aktüerya bilirkişi ve hekim bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davalı …’ın sevk ve idaresindeki maliki olduğu … plakalı kamyoneti ile 248 sokak üzerinden gelip sola … yönüne doğru 249 sokak üzerinde dönüş yaptığı esnada aracının ön plaka kısmı ile solundan kaplama alanına inip yolun karşısına geçmeye çalışan davacı yaya …’e çarpması sonucunda yayanın yere düşerek olay mahallinde yaralanması ile neticelenen bahse konu yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davacı ….’in yaya geçidi bulunmayan alanda yolun karşısına geçmek isterken, dar kavisle dönüş yaparak gelen aracın kendisine çarpmasına maruz kalarak yaralandığı olayda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile ilgili mevzuatı ihlal eden kazanın oluşumu üzerinde etken bir davranışının olmadığı, davalı …’ın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/1-b ve 53/2 maddelerinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu maddi tazminat istemi yönünden davaya dayanak teşkil eden 01.02.2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda davacı …’in yaralandığı, işbu yaralanmadan dolayı davacının sağ maksilla kırığının EÜTF Hastanesi tarafından kaza sonrasında tespitinin yapıldığı, sonradan tedavi sürecinin devam ettiği, Özel Ata Sağlık Hastanesince uygulanan tedavilerin de mevcut tespit olunan bu lezyonlar ile doğrudan ilişkili olduğu, davacının kaza tarihinde kamu görevlisi olması sebebiyle geçici iş göremezlik dönemi boyunca maaş ödemesinin yapıldığı, bu nedenle geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, davacının sürekli maluliyeti yönünde herhangi bir zararının oluşmadığı, davacının sürekli maluliyeti yönünde herhangi bir zararının tespitinin yapılmasına sebep olabilecek maluliyetinin belirlenmediği, davacının belgelendirilmiş tedavi giderleri olan 5.600,00 TL’nin Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olmayan giderler olduğu, davacının belgesiz tedavi giderleri kapsamında ulaşım giderleri 300,00 TL ile pansuman sarf malzemesi gideri 75,00 TL olduğu, işbu giderlerin tedavi ve takip süreci ile ilişkili olduğunun anlaşıldığı, pansuman giderlerinin ise meydana gelen yaralanmanın doğal bir sonucu olarak yapılması gereken pansuman masrafları yönünden davacınım belgelendiremediği giderler kapsamında değerlendirildiği, davacının bir haftalık bakım giderinin 411,75 TL olduğu, yine davacı yanca talep edilen ve zarar gördüğü anlaşılan cep telefonunun yaptırılan zabıta araştırmalarından değerinin 1.000,00 TL olarak kabulü ile işbu kalemleri belirtilen ve dava konusu kaza nedeni ile oluştuğu anlaşılan zararların ZMMS poliçesi teminat limiti içerisinde kaldığı anlaşılmakla, davanın maddi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü ile, 5.600,00 TL tedavi gideri, 375,00 TL ulaşım ve pansuman gideri, 411,75 TL bakım gideri ve 1000,00 TL cep telefonu gideri olmak üzere toplam 7.386,75 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 01/02/2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla), fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
Davanın, davalı …’ın kusurundan kaynaklı meydana gelen kaza sebebiyle maddi tazminatın yanısıra manevi tazminat istemine de ilişkin olup, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 Sayılı B.K.’nun 56. maddesi özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmetmesi gerektiği öngörülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir.
Somut olayda; meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davaya konu kazanın gerçekleşmesinde davacının herhangi bir kusurunun bulunmaması, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde, davacı bakımından açılan manevi tazminat davalarının paranın satın alım gücü, manevi yönden davacının uğramış olduğu zarar, tazminat miktarının zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerekliliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak davanın manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan 01/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın maddi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜ ile, 5.600,00 TL tedavi gideri, 375,00 TL ulaşım ve pansuman gideri, 411,75 TL bakım gideri ve 1.000,00 TL cep telefonu gideri olmak üzere toplam 7.386,75 TL maddi tazminatın davalı … yönünden 01/02/2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla),
Davanın manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜ ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan 01/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin REDDİNE,
Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 846,14 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 117,84 TL nispi harç ile 1,28 TL tamamlama harcı indirildikten sonra kalan 727,02 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, Hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen 152,62 TL harç, 2.066,63 TL bilirkişi ücreti, tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 2.219,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak 791,63 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen maddi tazminat kısmı yönünden A.A.Ü.T. ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen maddi tazminat kısmı yönünden A.A.Ü.T. ye göre belirlenen 2.338,25 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Davalı HDI Sigorta AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen maddi tazminat kısmı yönünden A.A.Ü.T. ye göre belirlenen 2.338,25 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine verilmesine,
Davanın kabul edilen manevi tazminat bedeli yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1-2 maddesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davanın reddedilen manevi tazminat bedeli yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … ve davalı … A.Ş vekili Av. …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2022
Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza