Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2021/374 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/233 Esas
KARAR NO : 2021/374

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın uzun yıllar boyunca davalı şirkete ait alışveriş merkezi ve şubelerine kuruyemiş ve şekerleme tedariki yaptığını, şu anda bir ticari ilişki bulunmadığını, ancak davalı tarafın kanuna aykırı olarak asıl ve büyük firma olma durumunu kötüye kullanarak “ciro primi, kasa yıkama bedeli, nakliye bedeli, denetim bedeli, analiz bedeli, mağaza açılış bedeli, fiyat farkı, miktar farkı, reklam, iade bedeli ve benzeri” ve açıklamasız olarak faturalar kesildiğini, bu faturaların cari alacaktan düşülerek ödemeler yapıldığını, bu hususun 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 6.maddesi, TBK.’nun 27.maddesi, belirtilen Kanuna dayalı olarak çıkartılan sebze ve meyve ticareti ve toptancı halleri hakkında yönetmeliğin 34/11.maddesine aykırı olduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan kesintilere ilişkin şimdilik 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşme gereği uyuşmazlıkların çözümünde İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin defter kayıtlarının esas alınması gerektiğini; davacının 2006 yılında 12.12.2014 tarihine kadar süren ticari ilişki gereği kesilen ve bugüne kadar herhangi bir itirazda bulunmadığı faturalara kötüniyetli olarak itiraz ettiği, bir kısım faturaların kanuna aykırı olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, 6585 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten bir sene öncesinde taraflar arasındaki ilişkinin sona erdiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2018 tarih … E.-… K. Sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği ve mahkememizin 2019/233 E. Sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 6.maddesi, TBK.’nun 27.maddesi, belirtilen Kanuna dayalı olarak çıkartılan sebze ve meyve ticareti ve toptancı halleri hakkında yönetmeliğin 34/11.maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan kesintilere ilişkin 10.000 TL alacak istemine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …’nin ünvanının 05/09/2018 tarih 9653 sayılı ticaret sicil gazetesinde ticaret ünvanının … olarak değişikliğin tescil edildiği, birleşme neticesiyle …’nin tüm aktif ve pasifleriyle …’ye devrolduğu ve …’nin ticaret sicil kaydının resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası davalı defter ve dayanakları üzerinde uyuşmazlık konularında inceleme yapılması için SMMM bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin ibraz ettiği ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; davacı tarafın dava konusu iddiasını kanıtlayan dosya içinde belge, fatura, sevk irsaliyesi, muavin hesap gibi kayıtların bulunmadığı, davalı tarafın 01/06/2013 tarihinde taraflarca mutabık kalınarak karşılıklı imzalanan tedarikçi sözleşmesine ve sözleşmenin 9.maddesi Tedarikçi Anlaşma Formu (TAF) hükümlerine uygun olarak iddia konusu faturaları düzenlediği, dönem sonu itibariyle davalı taraf kayıtlarında davacı tarafın herhangi bir alacağı bulunmadığı, kasa yıkama bedeli olarak fatura düzenlenmediği, nakliye faturasının lojistik taşıma bedeli faturası olduğu, düzenlenen faturalarda sözleşmeye aykırı bir durum tespit edilmediği, yapılan işlemlerin ve düzenlenen faturaların sözleşme hükümlerine uygun olarak yapıldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesi ibraz ettiği, bilirkişinin duruşmaya celbi ile isticvabının talep edildiği, mahkememizin 09/10/2019 tarihli celsesinde verilen ara karar ile Davacı tarafın bilirkişinin isticvabına ilişkin talebinin dosya kapsamı ve hukuki değerlendirmenin Mahkeme Hakimine ait olması nedeniyle reddine karar verildiği ve dosyanın davacıya ait ticari defter ve dayanakları üzerinde uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Dosya ve davacıya ait ticari defter ve dayanakları üzerinde uyuşmazlık konularında inceleme yapılması için Ankara mahkemelerine talimat yazıldığı, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesinde Muhasebeci Öğretim Üyesi …’ın ibraz ettiği ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; davalı şirket tarafından tanzim edilen ve dökümü yapılan toplam bedeli KDV dahil 3.585.222,91 TL’lik iade faturasının davacı şirket tarafından kabul edilerek kayıtlara alındığı, söz konusu iade faturalarının cari hesap bakiyesinden düşülmesine rağmen davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacının davalı şirketten dava tarihi olan 24/07/2018 itibariyle 11.727.491,55 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyasının ara kararlar kapsamında ek rapor alınmak üzere SMMM bilirkişi …’a tevdi edildiği, ek raporun ibraz edildiği, bilirkişinin ek rapor ile; davalı şirketin 2013-2016 yılına ait ticari defterlerinin delil olma niteliğine haiz olduğu, yasal süresi içinde açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, yine 2017 yılında e defter kapsamında tutulan ticari defterlerin e beratlarının mevcut olduğu ve oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığı, kayıtların günlük işlendiği ve davalı şirket lehine kesin delil olma niteliğine haiz olduğu, davalı şirket defter kayıtlarında davacı şirket tarafından 2013-2017 dönem arası 11630 adet toplam KDV dahil 58.173.273,17 TL fatura düzenlendiği, davalı şirketin kayıtlarına alındığı, buna mukabil davalı şirketin 2013-2017 dönem içerisinde davacı şirkete 54.359.101,22 TL ödeme yaptığı ve davalı şirketin tüm faturalar tek tek dökümü yapılarak yapılan hesaplama sonucu 3.814.171,95 TL’lik davacı şirkete fatura düzenlediğinin tespit edildiği, davacı tarafın kayıtlarında ise 09/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın düzenlediği faturaların 3.585.222,91 TL olarak tespit edildiği, (bu hesabın içinde davacı şirket adına açılan icra takipleri için icra dairelerine yapılan 352.623,02 TL ödeme de dahil olduğu) ancak davalı ile davacı şirket arasında 228.949,04 TL farkın davacı şirketin bilirkişiye sunmadığı eksik faturalardan oluştuğu, tedarik ve Genel Satın Alma Sözleşmelerinde yer alan delil sözleşmesinde belirtilen hususların varlığının davalı …/… tarafından düzenlenen faturaların dayanaklarının bulunduğunun ortaya konulması gerektiği, davacı tarafın 2013-2017 dönem içerisinde bu faturalara ilişkin itirazını gösteren belgenin dosyada mevcut olmadığı, sonuç olarak davacı şirketin davalı şirketten 19/01/2018 tarih itibariyle alacağı bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından davalı aleyhine davalı tarafın 2013-2017 dönemine ait kanuna aykırı olarak ciro primi, kasa yıkama bedeli, nakliye bedeli, denetim bedeli, analiz bedeli, mağaza açılış bedeli, fiyat farkı, miktar farkı, reklam iade bedeli ve benzeri ve açıklamasız olarak davalı tarafın düzenlediği faturaları davacı şirketin cari hesap alacağından düşerek ödeme yapılması iddiasına dayandığı, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ve mahkememizce görevlendiriline Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporu dikkate alındığında, davacı tarafın dava konusu iddiasını kanıtlayan dosya içinde belge, fatura, sevk irsaliyesi, muavin hesap gibi kayıtların bulunmadığı, davalı tarafın 01/06/2013 tarihinde taraflarca mutabık kalınarak karşılıklı imzalanan tedarikçi sözleşmesine ve sözleşmenin 9.maddesi Tedarikçi Anlaşma Formu (TAF) hükümlerine uygun olarak iddia konusu faturaları düzenlediği, dönem sonu itibariyle davalı taraf kayıtlarında davacı tarafın herhangi bir alacağı bulunmadığı, kasa yıkama bedeli olarak fatura düzenlenmediği, nakliye faturasının lojistik taşıma bedeli faturası olduğu, düzenlenen faturalarda sözleşmeye aykırı bir durum tespit edilmediği, yapılan işlemlerin ve düzenlenen faturaların sözleşme hükümlerine uygun olarak yapıldığı, davalı şirketin 2013-2016 yılına ait ticari defterlerinin delil olma niteliğine haiz olduğu, yasal süresi içinde açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, yine 2017 yılında e defter kapsamında tutulan ticari defterlerin e beratlarının mevcut olduğu ve oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığı, kayıtların günlük işlendiği ve davalı şirket lehine kesin delil olma niteliğine haiz olduğu, davalı şirket defter kayıtlarında davacı şirket tarafından 2013-2017 dönem arası 11630 adet toplam KDV dahil 58.173.273,17 TL fatura düzenlendiği, davalı şirketin kayıtlarına alındığı, buna mukabil davalı şirketin 2013-2017 dönem içerisinde davacı şirkete 54.359.101,22 TL ödeme yaptığı ve davalı şirketin tüm faturalar tek tek dökümü yapılarak yapılan hesaplama sonucu 3.814.171,95 TL’lik davacı şirkete fatura düzenlediğinin tespit edildiği, davacı tarafın kayıtlarında ise 09/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın düzenlediği faturaların 3.585.222,91 TL olarak tespit edildiği, (bu hesabın içinde davacı şirket adına açılan icra takipleri için icra dairelerine yapılan 352.623,02 TL ödeme de dahil olduğu) ancak davalı ile davacı şirket arasında 228.949,04 TL farkın davacı şirketin bilirkişiye sunmadığı eksik faturalardan oluştuğu, tedarik ve Genel Satın Alma Sözleşmelerinde yer alan delil sözleşmesinde belirtilen hususların varlığının davalı …/… tarafından düzenlenen faturaların dayanaklarının bulunduğunun ortaya konulması gerektiği, davacı tarafın 2013-2017 dönem içerisinde bu faturalara ilişkin itirazını gösteren belgenin dosyada mevcut olmadığı, faturaya konu alacakların her birinin Tedarik Sözleşmesi kapsamında yer aldığı ve hukuka uygun olduğu, sonuç olarak davacı şirketin davalı şirketten 19/01/2018 tarih itibariyle alacağı bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınan 170,78 TL peşin harçtan 59,30 TL maktu karar ve ilâm harcının mahsubuyla, bakiye 111,48‬ TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iade edilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.30/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır