Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/134 E. 2022/575 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/134 Esas
KARAR NO : 2022/575

DAVA : Şirket Müdürünün Azli, Ticari Şirkete Kayyım Atanması- Şirket ortaklığından çıkarma
DAVA TARİHİ : 22/01/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-Karşı Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ve dava dışı …’un 17 Şubat 2010 tarihinde turizm sektörü alanında faaliyet göstermek amacı ile … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Ticaret Limited Şirketi isimli şirketi kurduklarını, 17.02.2010 tarihinde imzalanan şirket ana sözleşmesinde aynı zamanda şirket ortağı olan kurucu … ve dava dışı … isimli ortağın şirket müdürü sıfatıyla şirketi münferit imzaları ile 10 yıl boyunca temsile yetkili olduğunun belirlendiğini, şirket ana sözleşmesinin 8. Maddesinde “ilk on yıl için şirket müdürleri olarak atanan …’in şirket ana sözleşmesinde yazılı işlerle ilgili olarak şirketi şirket ünvanı altına atacakları münferit imzaları ile şirketi her sahada tam yetki ile temsil ve ilzam etmeye yetkilidirler ” hükmünün yer aldığını, müvekkilinin davalılardan … ve dava dışı … tarafından 17/02/2010 tarihinde kurulan … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Ticaret Limited Şirketi’ne 03/09/2010 tarihinde ortak olduğunu, bu dönemde şirket müdürü olarak 5 yıllığına … ve …’nun seçilmiş olduğunu, her iki müdürün de müşterek imzaları ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olduklarını, aynı tarihte şirket ana sözleşmesinin “Şirket müdürleri TC Resmi devlet Daireleri, adli ve idari merciiler, kurum ve kuruluşlar, Şirketler , kooperatifler, üçüncü şahıslar, gümrük müdürlükleri, müsteşarlıklar, T.S.E., tüm bakanlıklar ve bağlı birimleri , Hazine ve Dış Ticaret Müsterşarlığı ,belediyeler, vergi daireleri, SSK ,Bağkur , Hastaneler , Askeri Birlikler, Ticaret Sicil Memurluğu, icra müdürlükleri, tapu sicil müdürlükleri, Milli ve ecnebi bankalar nezdinde ahzu kabza ,sulh ve ibraya ,şirket adına bağlayıcı işlem yapmaya, teminat mektuplarını elden almaya , vermeye , taahhütte bulunmaya , şirket adına her türlü menkul, gayrimenkul, alım satımı, şirket lehine ve aleyhine ipotek tesis ve terkinine , finans kuruluşlarından bakalardan kredi alımı , bankalara para yatırma ,para çekme , ahzukabza, şirket adına gelen havalelerin tahsili , çek karnesi alımı , şirketi borç ve taahhüt altına sokacak olan ve şirketin iştigal konusuna giren diğer tüm işlemlerde şirket ünvanı altında 5 yıl süre ile şirket Müdürü olan … ve …’in şirket ünvanı altında atacakları Müşterek imzaları ile şirketi temsil ve ilzam etmesine ; durumun Ticaret Sicil Memurluğunda tescil ve ilanına ve sirküler tanzimine karar verilmiştir. ” şeklinde tadil edildiğini, şirketlerin Oy Hakları başlıklı 14.maddeye göre “şirket adına alınacak her türlü kararın geçerli olabilmesi için bütün ortakların ittifakla karar vermesi ve kararı imzalaması gereklidir.İttifakla alınmayan tüm kararlar geçersizdir” düzenlemesinin bulunduğunu, tadil edilen şirket ana sözleşmesinin imza tarihi olan 03/09/2010 tarihinden itibaren 5 yıl boyunca şirket müdürü olarak görevde bulunan müvekkili …’nun, şirket yönetimi konusunda gerekli liyakatı başarıyla gösterdiğini ve 17/09/2015 tarihinde müdürlükten ayrıldığını, bu kararın 01 Ekim 2015 tarihli Türkiye Sicil Gazetesinde yayınlandığını, 17/09/2015 tarihinde alınan kararla …’un hisselerini davalı …’a devrettiğini, müvekkilinin müdür olarak görevinin sona erdiğini, 17/09/2015 tarihinden sonra … ve yeni ortak …’ın şirket müdürü olarak atandıklarını, her iki müdürün de şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili olduklarını, müvekkilinin müdürlükten ayrılmasından sonra Şirket Müdürü olarak atanan davalıların müvekkilinin şirketin iç işleri ile ilgilenmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını, kendilerinin de şirket işlerini savsakladığını, şirket müdürünün bizzat yapması gereken tüm işleri ortakların bu konuda ittifakla aldıkları yazılı bir kararı olmaksızın şirkete 2015 yılında 2.000 TL maaşla ön muhasebe elemanı olarak atanan …’e bırakıldığını, müvekkilinin bu işlerin …’e bırakılmasının yanlış olduğunu defalarca söylemesine rağmen kale alınmadığını, en son … işten çıkarılınca şirket müdürü …’in kısa bir açıklama yaptığını ve sadece Garanti Bankası’ndan gelen 11.000 TL’sının ödenmediğinden bahisle … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu söylediğini, 2015-2018 yılları arasında defalarca yapılan bu işlemler şirket müdürlerince ya göz ardı edilmiş ya da zımnen rıza gösterilerek şirket paralarının 3. kişilere sebepsiz ve haksız yere havale yapılmasına izin verildiğini, …’in şirket çalışanlarının aylık 24.000 TL tutarında olan sigorta primlerini de şirketten nakit olarak aldığı halde SGK’na ödemediğini ve SGK’na 300.000 TL civarında borçlandırdığını, şirketin vergi borçlarını da ödemeyerek zimmetine geçirdiğini, şirket adına SGK ve vergi affına başvurulduğunu ancak taksitleri ödeyemeyince durum şirket ortaklarına aksettiğini, …’in şirket adına yatırılması gereken Digitürk abonelik parasını da şirket kasasından aldığı halde Digitürk’e nakden ödemediğini, şirket müdürü … adına sahte imzalı senet düzenleyerek şirkete verdiğini, bu senetler protesto olunca … durumdan haberdar olduğunu, ancak …’den şikayetçi olmadığını, …’in kasadan şirket sahibi gibi izin ve yetki almadan para çekmesi ve hiç bir hizmetin ve faturanın karşılığı olmaksızın kendi eş dost ve akrabalarına ve hatta şirket çalışanlarının banka hesaplarına eft yapmasının şirket müdürlerince sümen altı edildiğini, şirket Müdürleri … ve …’in bankalardan 2015 -2018 yılları arasındaki hesap ekstrelerini alma ve kontrol etme gereğini duymadıklarını, bu ekstreleri şirketin ortağı olan müvekkili ve şirketin Muhasebecisine de doğru bir şekilde iletmediklerini, şirket müdürlerinin mutfağa giren ve çıkan ürünlerin miktarı ile karşılaştırma ve varsa mal alımlarında yapılan usulsüzlükleri her an tespit etme imkanına sahip iken bunların yapılmadığını, müvekkilinin de yapmasına izin verilmediğini, müvekkilinin halen 2015-2018 yılları arasında şirketin hangi miktarda zarara uğratıldığını bilmediğini, şirket müdürleri olan davalıların, son 3 yıldır işini özenle yürütmemesi dolayısıyla müvekkilinin kendilerine birkaç kez sözlü, bir kere de TC Bornova 3. Noterliği’nin 18.01.2019 tarihli 01936 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yazılı uyarıda bulunduğunu, ancak uyarılara rağmen davalıların işlerine karşı umarsız tutumu, şirket geliri olmasına rağmen kira , tüpgaz, sgk vergi borçlarını ödemekten anlamsız bir şekilde imtina etmeleri, SGK ve vergi borçlarının zamanında takip etmeyerek şirketi af imkanlarından yararlandırılmaması, güven sarsıcı eylemlerde bulunan işçilerle halen çalışmaya devam edilmesinin durumun süreklilik kazandığını gösterdiğini, şirketin 2014 yılının 12. ayı ile 2015 yılının 12. ayı ve 2018 yılının 12. ayları arasında önemli ölçüde gelir alanında düşüş yaşandığının şirket kayıtları ve defterlerinden anlaşıldığını bildirerek 2015 yılından dava tarihinde kadar şirket defter ve kayıtları, banka hesap ekstreleri ve … firmasından alınan mutfak kayıt sisteminin şirket bilgisayarlarından bilirkişi marifeti ile incelenilmesi sureti ile Şirket Müdürleri ile muhasebe elemanı …’in şirketi uğrattığı zararların tespitine, davalıların ivedilikle … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Ticaret Limited Şirketi’ndeki müdürlük görevinden alınmasına, yargılama sırasında ve sonrasında Şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 06/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığını, müvekkili şirketin ortağı olan davacının her zaman şirketin ticari defterleri ve kayıtlarına gerek muhasebeciden gerekse şirket merkezinden ulaşma hak ve imkanına sahip olduğunu, davacı yanın dava konusu tespitini istediği hesaplarla ilgili engellenmediğini, şirkete ne yazılı bir başvurusu ne de talep ettiği halde reddedildiğine ilişkin bir iddiasının zaten bulunmadığını, bu nedenle açtığı tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı yanın şirket yönetiminden kendi isteğiyle 2015 yılında ayrıldığında yakın arkadaşı Mehmet Künkçü’nün damadı …’in şirkete işe alınmasını istediğini, yine şirketin sözleşmeli mali müşaviri … ile davacı yanın şirket yöneticisi olarak göreve başladığı 2010 yılında davacının isteği üzerine çalışmaya başladığını, müvekkilinin özel yükümlülüğünün TTK hükümleri gereğince işe alınan şahıs için normal bir tacirden beklenen özen borcunu göstermekle sınırlı olduğunu, davacının işe alınmasını isteyip işe alınan …’in işe alınmasından ve şirket kayıtlarını denetlemekle yükümlü olan mali müşavirin işe alınmasında bizzat talepkar olduğu için yönetici olan müvekkillerine izafe edilecek bir kusurun bulunmadığını, … hakkında 3 adet suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılık soruşturmasında gerçek zararın bilirkişiye hesaplatılmakta olduğunu, şirkete kayyum atanması talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, müvekkillerinin müdürlük görevinden ayrılmasını gerektirecek hiçbir delil ve yasal dayanağın mevcut olmadığını, kaldı ki SGK şifrelerinin davacı adına kayıtlı olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı … vekili davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacının her zaman şirket işleyişini denetlediğini, şirketin ortağı olarak denetim hakkının kullanılması için müvekkilinin ve tüm davalılarca gerekli özenin gösterildiğini, kamera sistemi kayıtları, davacının her an gelebildiği hususlarında tanık ifadelerinin davacının iddiasını çürüttüğünü, davacının öncesinde şirketteki sorunlarla ilgili olağanüstü toplantı yapılmasını talep etmediğini, davacının iddialarında samimi olmadığını, şirketi zarara uğratan dava dışı …’i şirkete getirenin davacı olduğunu, müvekkilinin müdürlük yetkilerini kullandığını ve şirketi layıkıyla idare ettiğini, …’in usulsüzlüğünü tespit ettiği anda bu şahıs hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … ve ….. sayılı dosyalarıyla şikayette bulunduğunu, şikayetlerden birisi hakkında İzmir 37. A.C.M’nin … Esas sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığını, son üç yıllık dönemde şirketin çok ciddi zarara uğramadığını, her şirketin başına geldiği gibi ülkenin ekonomik koşullarından olumsuz etkilendiğini, otomasyon sisteminin 2018 yılının son dönemlerinde yükletildiğini, sistemsel sorunlar ve …’in etkisiyle tam aktif çalışmadığını, bu sistemi öneren ve aldıranın davacı olduğunu, şirketin vergi borcunun bulunmadığını, şifreleri davacıda olan SGK ve bir kısım esnafa olan borçların …’in suç teşkil eden eylemlerinin ürünü olduğunu, davacının şirketin kuruluşundan beri her ne kadar %17 hissesi olsada şirketle bağını koparmadığını ve şirketin Ak Bank, Garanti Bankası ve Denizbank AŞ’de hesaplarının bulunduğunu, banka şifrelerinin davacının oluruyla …’e verildiğini ve davacının 3 yıl boyunca bu duruma itirazda bulunmadığını, şirketin ana muhasebecisi …’ın davacının muhasebecisi olduğunu, 2010-2015 yılı bilançolarındaki davacının müdürlük yaptığı dönem olduğunu, şirketin zarara uğratıldığını, müvekkilinin müdür ve ortaığı olduğu dönemde genel ekonomik kriz nedeniyle normal bir seyir halinde ticari faaliyetine devam edildiğini, şirketin denetiminin birinci derecede davacı, ikinci derecede diğer davalı tarafından yapıldığını, azli gerektirecek sebep olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini, karşı dava olarak karşı davalı …’nun dava dışı … vasıtasıyla şirketi zarara uğrattığını, karşı davalının şirkete ihtar çekerek hisse devri yönünde 3 gün süre verdiğini, ancak bu süreyi beklemeden azil davası açtığını, karşı davalının yetkilisi ve ortağı olduğu … İç ve Dış Ticaret Tekstil Akaryakıt Mak İş Tur San Tic Limited Şirketi üzerinden kendi şirketine İzmir 6 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip yaptığını, karşı davalının bu davranışlarıyla şirket işleyişlerine zarar verdiğini, ortaklıkla bağdaşmayan faaliyetlerde bulunduğunu bildirerek karşı davalının şirketten çıkarılması, hissesinin diğer ortaklar arasında bedelsiz taksimine ve şirkete vermiş olduğu zararın tespitine, davacı karşı davalının şirket hisselerini üçüncü kişilere satmasının önlenmesine ve şirket adreslerine yaklaştırılmamasına, şirket SGK şifreleri dahil olmak üzere uhtesindeki tüm şifreleri müvekkiline vermesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Karşı davalı … vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Tic. Ltd. Şti ‘nin 3 ortağı olduğunu, müvekkilinin %17 hisseye sahip küçük ortak olduğunu, şirketin iki ortağı … ve …’ın şirketi müştereken temsil yetkisine sahip olduğunu, şirket yönetim kurulunun tek başına müvekkiline karşı böyle bir dava açma yetkisinin bulunmadığını, şirket yönetim kurulu tarafından müvekkiline dava açılmasına yönelik alınmış bir karar bulunmadığını bildirerek karşı davanın husumet ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Tic. Ltd. Şti vekili 18/04/2019 tarihli karşı davaya karşı cevap dilekçesinde; açılan mukabil davayı kabul ettiklerini, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı … vekili dosyaya verdiği 16/10/2019 tarihli dilekçesinde müvekkili aleyhine açılan davanın davacı-karşı davalının şirketten çıkartılması, karşı davalının şirket hissesinin diğer ortaklar arasında bedelsiz taksimine yönelik kısmı kabul ettiklerini bildirmiştir.
Mahkememizce düzenlenen 07/03/2019 ve 11/06/2019 tarihli ara kararlar ile davacı ve karşı davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Taraf delilleri dosyaya bildirilmiş, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin sicil dosyası celp edilmiş, şirket hissedarlarının … , … ve … oldukarı, şirketi müştekeren temsil ve ilzama yetkililerin … ve … oldukları belirlenmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/142488 sayılı soruşturma dosyasında, müştekilerin … ve …, şüphelilerin …, … ve … oldukları, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle yapılan soruşturmada … sayılı 27/12/2019 tarihli karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasında, müştekilerin …, ….., şüphelilerin …….ve … oldukları, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle … sayılı 05/08/2019 tarihli kararla kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasında … sayılı iddianamede, müştekinin …, şüphelilerin … ve … oldukları, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle kamu davasının açıldığı belirlenmiştir.
Taraf tanıkları dinlenmiş, dosya ve davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde Mali Müşavir ve Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış, dosyaya verilen 22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin ibraz edilen 2016-2018 yıllarına ait yasal defterlerin noter açılış onayının yasal süresinde yaptırıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, davalı şirkette 17/09/2015 tarihli hisse devri sonrasında 680 hissenin …, 1320 Hissenin … 2000 Hissenin …’a ait olduğu, 17/09/2015 tarihli 2015/2 sayılı ortaklar kurulu kararıyla şirketi müdürü olarak … ve …’ın müşterek imza ile temsil ve ilzama yetkilendirildiğinin görüldüğünü, davalı şirketin Kasım 2016 yılından başlamak üzere SGK aylık prim borçlarının ödenmediğinin tespit edildiğini, İzmir 6. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla açılan icra takibinin davacının ortağı olduğu dava dışı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap bakiye alacağı için başlatıldığının anlaşıldığını, şirketin 2017 yılı muavin kayıtlarında kasa ve banka hareketlerinde … tarafından çekilerek kasa hesabına kaydedilen işlemler olduğunun görüldüğünü, kasa hesabına girişi görülen bu paraların şirkete fiilen girip girmediğinin net olarak tespit edilemediğini, kasa hesabına 286.343,50 TL yapılan alacak kaydı ile ortaklar cari hesaplarına borç kaydı yapıldığının tespit edildiğini, bu işlem kaydı ile şirketin yıl içerisindeki kasa bakiyelerinin gerçek durumu göstermediği, yıl içerisindeki kasadaki fiili para mevcudunun ortaklar tarafından kullanıldığını gösterdiğini, ayrıca aynı fişle alacak senetleri hesabına fiktif kayıtlarla ortaklardan … kredi kartı hesabı ve ödenmeyen SGK primi hesaplarının bakiyelerinin düzeltiltiğinin görüldüğünü, yapılan incelemeler ile şirketin muhasebe kayıtlarında 2017 yılında fiktif işlemler olduğunun tespit edildiğini, şirkete ait paranın ne şekilde kullanıldığının belirlenemediğini, İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında sanıklar … ve … aleyhine hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak davası başlatıldığını, dosyanın son durumu görülemediğinden sanıklar … ve …’e isnat edilen suçların kesinleşmediği ve şirketin ne kadar zarara uğratıldığının tespit edilemediği, davalı şirketin 17/09/2015 öncesinde davacı ortak …’nun şirket müdürü ve imza yetkilisi olduğunun görüldüğünü, heyetin mali incelemelerin takdiri Mahkemeye ait olmakla birlikte 2016 yılından itibaren SGK borçlarıın ödenmemesi ile birlikte 2017 yılında 286.343,50 TL ortaklar cari hesabına borç kaydı yapılarak şirketin yıl içerisindeki kasa bakiyelerinin gerçek durumu göstermediği, yıl içerisindeki kasadaki fiili para mevcudunun ortaklar tarafından kullanıldığı yönündeki mali tespitler şirket müdürlerinin kendi menfaatlerini şirket menfaatlerinin önünde tutarak şirketin SGK borçlarını ödemek yerine 2017 yılında 286.343,50 TL yi kendi menfaatleri için kullandıklarını ve şirketin 25/02/2019 tarihi itibariyle SGK borçları ve gecikme zamları toplamı 473.125,85 TL olduğu dikkate alındığında limited şirket müdürlerinin azli için haklı sebeplerinin mevcut olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılabileceğinin kanaatine ulaşıldığını, birleşen dava yönünden TTK’nun 640/3. maddesinde şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkartılmasını hali saklıdır düzenlemesine yer verilmiş olmakla birlikte mali tespitler neticesinde davacı-birleşen davalı …’nun şirketten çıkartılmasına sebep olacak haklı sebeplere ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı bildirilmiştir.
TTK’nun 616/1.maddesi ” (1) Genel kurulun devredilemez yetkileri şunlardır: a) Şirket sözleşmesinin değiştirilmesi. b) Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları…”
TTK’nun 630/3.maddesi ” (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. ”
TTK’nun 640/3.maddesi “(3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.
” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda mahkememizdeki davanın davacı tarafça davalılar aleyhine davalı … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Tic. Ltd. Şti müdürleri ile muhasebe elemanı …’in şirketi uğrattığı zararların tespiti ile davalıların müdürlük görevinden alınmasına, şirkete kayyım tayin edilmesine yönelik olarak açıldığı, davalılardan …’ın karşı dava ile davacı-karşı davalı …’nun şirket ortaklığından çıkartılmasını ve karşı davalının hissesinin diğer ortaklar arasında bedelsiz taksimi ile şirkete vermiş olduğu zararın tespitinin talep edildiği, beyanlarda bildirilen … hakkında İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle açılan davanın derdest olduğu, Mahkememizdeki davanın ise davalı şirket ile şirket müdürleri aleyhine açıldığı, davalı … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Ticaret Limited Şirketinin ortaklarının davacı ile davalılar … ve … oldukları, davalılar … ve …’ın 17/09/2015 tarihli ……. sayılı ortaklar kurulu kararıyla şirket müdürü olarak şirketi müşterek imza ile temsil ve ilzama yetkilendirildikleri, şirket müdürlerinin şirkette toplam %83 pay sahibi oldukları, 2016 yılından itibaren SGK borçlarının ödenmediği ve 2017 yılında 286.343,50TL’nin cari hesaba borç kaydı yapılarak ortaklar tarafından kullanıldığı ve şirketin SGK borçlarının gecikme zamları ile birlikte 473.125,85 TL olduğuna yönelik bilirkişi tespitleri nazara alındığında davalı şirket yönünden özen ve bağlılık yükümlülüğüne uyulmadığı ve TTK’nun 630/2.maddesi kapsamında davalı şirket müdürlerinin azli koşullarının oluştuğu, şirket müdürünün azli davasının azli istenen müdüre karşı açılması gerekli ve yeterli olup davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden davalı şirket hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi, şirkete kayyum atanmasına yönelik davanın ise davalı şirkete husumet yöneltilerek açılması yeterli olup davalı müdürlere husumet yöneltilemeyeceğinden şirket müdürleri hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi, davalı şirkete kayyım atanmasına yönelik davanın ise; TTK 616/1-b maddesi gereğince şirket müdürünü seçme görevi ortaklar kuruluna ait olup ortaklar kurulu yerine geçilerek müdür (Yönetim kayyumu) atanamayacağından reddi gerektiği; Karşı davanın, … Restoran Kafe Bar Turizm İşletmeleri Tic. Ltd. Şti ortaklarından … tarafından açıldığı, adı geçen şirket tarafından karşı davalı …’nun ortaklıktan çıkartılmasına yönelik açılmış bir davanın bulunmadığı, aktif husumet ehliyeti bulunmayan karşı davacı tarafından açılan davada kabul beyanının bu nedenle geçerli olmadığı sonucuna ulaşılarak karşı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN AZLİ TALEBİ YÖNÜNDEN;
A) Davalılar … ve … hakkındaki davanın KABULÜ ile İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez – 147268 sicil nosunda kayıtlı … ‘nin müdürleri … ve …’ın TTK 630. Maddesi gereğince şirket müdürlüğünden azillerine,
Karar kesinleştikten sonra karardan bir örneğin tescil ve ilan yönünden İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
B) Davalı şirket hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle Reddine,
2)Davalı şirkete kayyum atanması talebi yönünden ;
A)Davalı şirket hakkındaki davanın TTK 616 / 2 Maddesi gereğince Reddine,
B)Davalılar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle Reddine,
3-Karşı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle Reddine,
4-Şirket Müdürünün Azli davası yönünden; Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
– Kayyum atanması talebi yönünden alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Karşı dava yönünden Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nın karşı davacı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan 44,40 TL’nın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-a) Şirket müdürünün azli davası yönünden;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı şirket lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiliyle davalı şirkete verilmesine,
b) Kayyum atanması davası yönünden;
-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
-Davalılar … ve … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile … ve …’a verilmesine,
8-Karşı dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00’er TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafça yapılan ilk dava gideri 50,80 TL, tebligat, müzekkere ve posta gideri ve bilirkişi ücreti toplamı 1.607,00 TL toplam yargılama giderinden 1.548,00 TL’sının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davalı şirket yönünden yapılan tebligat giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
10- Karşı davacı tarafça yapılan yargılama giderinin karşı davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı karşı davalı … vekili ile davalı karşı davacı … ile davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır