Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1295 E. 2021/464 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1295 Esas
KARAR NO : 2021/464

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı firmada 4 yıldır personel taşımacılığı işi yapmakta iken, davalı firmanın hiçbir neden yokken işi durdurması nedeniyle işi bırakmak zorunda kaldığını, davalı tarafta alamamış olduğu 3 adet fatura tutarı 32.848,47 TL tutarda alacaklı bulunduğunu, bu nedenle icra takibi başlattığını, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 29.300,70 TL asıl alacak ve 3.547,77 TL işlemiş faiz olmak üzere 32.848,47 TL üzerinden haksız olarak başlatılan icra takibi ile ilgili borca yasal süresinde itirazda bulunduğunu, takibin usul yönünden yetkisiz icra müdürlüğünde başlatmış olduğunu, bu nedenle yetki yönünden reddini, esas yönünden ise davacı tarafın 3 adet fatura tutarı alacağı bulunduğunu iddia etmekte ise de, davacının dava dilekçesi ekinde hiçbir fatura tebliğ edilmediğini, icra dosyasında fatura sunmadığını, davacının herhangi bir hizmet sunmadığını, bu nedenle herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İzmir .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… tarih … esas …karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı neticesinde dosyanın Mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
İzmir… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/07/2018 tarihli duruşmasında, davacı tarafın görev ve yetki itirazının para alacakları ile ilgili davalardan alacaklının ikametgahı mahkemesi olması ve Mahkemenin görev ve yetkili olması sebebiyle reddine, Mahkememizin 26/02/2020 tarihli duruşmasında, davalı vekilinin icra dosyasına yapmış olduğu yetki itirazının İİK 50 ve BK 89 mad gereğince reddine karar verildiği, yine aynı tarihli duruşmada, davalı vekilinin tanık ve delil bildirme talebinin görevsiz mahkemenin 09/07/2018 tarihli celsesinde kesin süre verildiği anlaşıldığından reddine karar verilerek, yargılamaya yukarıdaki esas üzerine devam olunmuştur.
Mahkememizce deliller toplanılmış, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … Taşımacılık AŞ aleyhine 29.300,00 TL asıl alacak, 3.547,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.848,47 TL üzerinden ilamsız yolla icra takibine girişildiği, fatura içeriklerinden … tarafından 31/07/2017 günü davalıya muhatap 9161 sıra sayılı faturanın KDV dahil 6.026,00 TL olduğu, açıklama kısmının okunmadığı, … tarafından … günü davalıya muhatap … sıra sayılı faturanın KDV dahil 16.515,70 TL olduğu, açıklama kısmında personel taşımacılığı sözcük dizimi yer aldığı, … tarafından 30/09/2017 günü davalıya muhatap 9173 sıra sayılı faturanın KDV dahil 6.759,00 TL olduğu, açıklama kısmında personel taşımacılığı 11 gün 2×4 sözcük dizimi yer aldığı, tüm faturaların altında bu faturadaki bütün hakların …’e temlik edildiğine ilişkin … imzalı 11/10/2017 tarihli temlik beyanı bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 21.10.2017 tarihinde borçluya tebliği ile borçlu vekilinin süresi içinde takibe, ödeme emrine, yetkiye, borca, borcun aslına, işlemiş faize, faiz oranına, masraf ve borcun diğer tüm fer’ilerine yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 12/04/2021 tarihli duruşmasında, davacı tarafa delilleri arasında bildirmiş olduğu yemin deliline ilişkin davalı şirket temsilcisine hangi hususlarda yemin teklifinde bulunmak istediğine dair yazılı beyanlarını sunması yönünden süre verildiği, davacı tarafça yemin delilinden feragat ettiğine ilişkin beyan dilekçesi ibraz ettiği görülmüştür.
Dosya uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere talimat mahkemesi kanalıyla mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi Ahmet Taner Benel tarafından düzenlenen 18/03/2019 tarihli ayrıntılı raporda, davacının itirazın iptaline ilişkin başlattığı takipte üç adet faturanın borç sebebi gösterildiği, bahse konu üç adet faturanın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu; davalı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanışlarının usulüne uygun gerçekleştirilmekle lehine delil teşkil ettiği, her ne kadar davacının faturaları davalı defterinde kayıtlı ise de, taraflar (davacının temlik aldığı kişi ile davalı arasında) arasında önceki yıllara da dayalı ilişki bulunduğu; cari hesap ilişkisi ve çalışma içinde davacının taşımacılık hizmeti yaparken aldığı yakıtların bedellerinin davalı şirket tarafından ödendiği, 2017 muavin kaydında davacı (temlik eden) adına 61.475,60 TL yakıt gideri ödemesi yapıldığı ve bunların davacının (temlik edenin) hesabına aktarılması sonunda borç bakiyesinin O (sıfır) olduğu rapor edilmiş,
Bilahare davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen rapor ve ek raporlarında, davacı taraf (temlik veren …) ün 2016 ve 2017 yılı defterleri incelenmesi neticesinde, davacının 2. sınıf işletme hesabı hülasasına tabi olarak kullanılan defterin işletme defteri olduğu, 2017 yılında kullanılacak defterin 31/12/2016 tarihine kadar açılış tasdikinin noterce yaptırılmış olması gerekirken 22/06/2017 tarihinde 2017 yılı defterinin notere açılış tasdikinin yaptırılmış olduğu, defterin kanuni süre içinde açılış tasdikinin yapılmamasından dolayı bu haliyle TTK hükümlerine göre lehe delil olma özelliği taşımadığı, takibe konu faturaların işletme defterine kayıtlı olduğu, ancak davalı tarafça davacı tarafa banka yolu ile gönderilen fatura bedellerinin (davalı tarafça dosyaya sunuları belgelerine göre) davacı tarafça banka hesabına intikaline yönelik bilgi ve belge sunulmadığı, davalı tarafça davacı fatura bedellerinden mahsup yolu ile kesilen yakıt bedelleri ile ilgili taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin dosya içinde bulunmadığı ve taraflarca da bu konuda herhangi bir belge sunulmadığı, ancak 2017 yılı içinde 61.475,60-TL tutarda yakıt bedelinin davacının fatura bedellerinden mahsuben kesilmesinde taraflar arasında zımni anlaşma olduğu, davacı tarafça (temlik veren …’e) takibe konu faturaların düzenlenmiş olduğu tarihlerden sonra davalı taraf kayıtlarına göre 20.476,77-TL tutarda ödeme yapılmış olduğu, ancak bu ödemelerin bir kısmının icra takip tarihinden sonra yapıldığı bu nedenle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacağının, davalı tarafça yapılan ödemeler ve yakıt mahsubu neticesinde davacı tarafa takip tarihi itibariyle 18.854,36-TL tutarda borcu olduğu, davalının takip tarihinden sonra dava tarihinden önce 23/10/2017 tarihinde 12.095,30-TL tutarda ödeme yapmış olduğu, davalının davacıya dava tarihinden sonra 20/12/2017 tarihinde 6.759,06-TL tutarında ödeme yapmış olduğu, davacının takibe konu asıl alacağının takip tarihi itibariyle 29.300,70-TL olduğunu beyan etmekte ise de tarafların defter ve belgelere göre davalı taraftan takibe konu faturalar karşılığında takip tarihi itibariyle asıl alacağının 18.854,36-TL olduğu rapor edilmiş, alınan bilirkişi rapor ve ek raporları Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelenmekle; davacının temlik sözleşmesine dayalı olarak açtığı işbu davada davacı yanca dosyaya ibraz edilen … tarih … seri numaralı irsaliye faturanın alt kısmında “Not ibaresiyle, bu faturadaki bütün haklarımı …’e temlik ettim. 11/10/2017 Temlik Yapan … isim ve imzasının bulunduğu”, bu hali ile usulüne uygun bir temlik sözleşmesinden bahsedilemeyeceği gibi işbu alacağın temlik edildiğine dair davalı tarafa herhangi bir tebligat yapıldığına dair delil sunulmadığı, davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında borçlunun ve dava dilekçesinde davalı sıfatıyla “… Taşımacılık AŞ” olarak gösterildiği, oysa ki davalı tarafın ticari ünvanının … olduğu, davalının usulüne uygun tutulan ticari defter ve belgelerine göre davacı tarafa borcunun bulunmadığı, davacının ticari defter ve belgelerinin mali müşavir bilirkişi ile yapılan incelemesinde, usulüne uygun olarak tutulmadığı, öte yandan yukarıda belirtilen davalı şirket ödemeleri dikkate alındığında davacının davalı taraftan herhangi bir alacağının bulunmadığı anlaşılmış olmakla, davacı tarafa davalıya yemin teklifi hakkının hatırlamasına rağmen dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile yemin deliline dayanmayacağı yönündeki beyan ve dilekçesine nazaran davacı yanca ispatlanamayan davanın reddine, öte yandan davacının kötü niyeti kanıtlanamadığından aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın REDDİNE,
Davacının kötü niyeti kanıtlanamadığından aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan 353,89 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 294,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.395,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,

Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Tarafların yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza