Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1225 E. 2021/583 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1225 Esas
KARAR NO : 2021/583

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı husumet bulunduğunu, tarafların ikisinin de tacir olduğunu, müvekkilinin davalıya karşı yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak davalının müvekkili şirkete karşı edimlerini yerine getirmemeye başladığını ve 07/11/2017 tarihli … seri nolu faturanın bedelini ödemediğini, bunun üzerine İzmir … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun 24/05/2019 tarihli dilekçesi ile borca ve faize ve ferilerine itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durdurulduğunu ancak müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında söz konusu faturadan kaynaklı herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin söz konusu malları teslim almasının mümkün olmadığını, dava konusu malların müvekkili tarafından teslim alınmasının ispat yükümlülüğünün davacıda olduğunu, Yargıtay kararlarına göre tek taraflı fatura kesilmesi borcun varlığını ispatlayamayacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce deliller toplanılmış, İzmir …İcra Dairesinin… Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağının tahsili amacıyla 1.338,12 EURO fatura alacağının tahsili amacıyla ilamsız yolla takibe girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliği ile süresi içerisinde borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı şirket ticari defterlerinin yerinde incelenmesi için mahkememizce İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, talimatın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sırasına kaydı yapıldığı ve bilirkişiye tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesince görevlendirilen SMMM uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 11/12/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine
haiz olduğu ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 1 adet fatura nedeniyle
5.993,04 TL borcunun kayıtlı olduğu ve davacı tarafın talepleri göz önüne alınarak, dava konusu asıl alacağı doğuran faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, borçlu tarafça bilinebilir olduğunun
değerlendirilebileceği, davalının, dava konusu faturayı 2017 EKİM Dönemi Form BS beyannamesi ile gelir idaresi başkanlığına beyan etmiş olduğu,
davalı kayıtlarında iade faturasına rastlanmadığı,
taraflar arasında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesine göre yazılı bir
cari hesap sözleşmesi bulunmamadığını, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunduğunu, davacının, davalıdan 22.05.2019 takip tarihi itibariyle;
1.338,12 Euro asıl alacak ( 22.05.2019 tarihi ile 6.7391= 9.017,72 TL) bu alacağa (1.338,12 Euro) 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a
maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro para
birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının
uygulanması gerekeceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin 24/03/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile Davalı tarafın itirazlarını irdeler şekilde ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda özetle; davalının kök rapora itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafazası icap ettiği, Davacının, davalıya verdiği dava konusu faturaların döviz cinsinden düzenlendiği ve faturada yazılı döviz tutarlarının ödenmesi hususunun tarafları bağlayacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosya uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak ve davacı ticari defterleri incelenmek üzere SMMM uzmanı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen ayrıntılı ve gerekçeli 21/06/2021 tarihli raporda özetle; davacı tarafın 2017 yılında bilanço esasına tabi olduğu, inceleme yapılan 2017 yılı hesap döneminde, sunulu ticari defterinin noter açılış ve kapanış tasdikinin V.U.K.’na uygun olarak zamanında yapıldığı, davacı tarafça ibraz edilen sair vesaikin, muhasebe fişleri ve muhasebe kayıtları, muhasebe fişlerine ekli müsbit evrakların, fatura ve irsaliyelerin (V.U.K. m.229-232) hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği ve davacı lehine delil niteliğinde bulunduğu, dava konusu asıl alacağı doğuran bir adet faturanın tarafların (davalı ticari defterlerini inceleyen bilirkişi raporu da dikkate alınarak) ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, davalı (borçlu) tarafça bilinebilir olduğunun değerlendirilebileceği, ve yine MALİ OLARAK davacının, davalı şirketten takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde 6.003,88 TL. alacağının kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerinde; davalı şirket tarafından düzenlenmiş iade faturası ya da TTK’nin 21/2.maddesi hükümlerine göre yapılmış bir itirazın olmadığı, bu sebeple davalı şirketin; davacı …’e borcunun olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacının dava konusu faturayı 2017 Kasım ayı BS bildirim formu ile KDV hariç 5.088.-TL.olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirdiği, taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nın 89.maddesine göre yazılı-imzalı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet (açık hesap İlişkisi) olduğu, Taraflar arasında ticari ilişki incelendiğinde sadece tek bir faturadan meydana geldiği, davacının, 22.05.2019 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 1.338,12 Euro (1 Euro=6,7391 TL=9.017,72 TL) asıl alacaklı olduğu, rapor edilmiş, alınan bilirkişi raporu Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline ilişkindir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacıya faturadan kaynaklı borcu olup olmadığının tespiti ile davacının, davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı, davacı ve davalıya ait ticari ve defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemeleri yaptırılmış, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davalının ticari ve defter kayıtlarını bilirkişi vasıtasıyla yaptırılan incelemesinde, Davalı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine
haiz olduğu ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 1 adet fatura nedeniyle
5.993,04 TL borcunun kayıtlı olduğu ve davacı tarafın talepleri göz önüne alınarak, dava konusu asıl alacağı doğuran faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, borçlu tarafça bilinebilir olduğunun
değerlendirilebileceği, davalının, dava konusu faturayı 2017 EKİM Dönemi Form BS beyannamesi ile gelir idaresi başkanlığına beyan etmiş olduğu,
davalı kayıtlarında iade faturasına rastlanmadığı,
taraflar arasında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesine göre yazılı bir
cari hesap sözleşmesi bulunmamadığını, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunduğunu, davacının, davalıdan 22.05.2019 takip tarihi itibariyle;
1.338,12 Euro asıl alacak ( 22.05.2019 tarihi ile 6.7391= 9.017,72 TL) bu alacağa (1.338,12 Euro) 3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a
maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro para
birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının
uygulanması gerekeceği, davacının ticari ve defter kayıtlarının bilirkişi vasıtasıyla yaptırılan incelemesinde, davacı tarafın 2017 yılında bilanço esasına tabi olduğu, inceleme yapılan 2017 yılı hesap döneminde, sunulu ticari defterinin noter açılış ve kapanış tasdikinin V.U.K.’na uygun olarak zamanında yapıldığı, davacı tarafça ibraz edilen sair vesaikin, muhasebe fişleri ve muhasebe kayıtları, muhasebe fişlerine ekli müsbit evrakların, fatura ve irsaliyelerin (V.U.K. m.229-232) hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği ve davacı lehine delil niteliğinde bulunduğu, dava konusu asıl alacağı doğuran bir adet faturanın tarafların (davalı ticari defterlerini inceleyen bilirkişi raporu da dikkate alınarak) ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, davalı (borçlu) tarafça bilinebilir olduğunun değerlendirilebileceği, ve yine MALİ OLARAK davacının, davalı şirketten takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde 6.003,88 TL. alacağının kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerinde; davalı şirket tarafından düzenlenmiş iade faturası ya da TTK’nin 21/2.maddesi hükümlerine göre yapılmış bir itirazın olmadığı, bu sebeple davalı şirketin; davacı …’e borcunun olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacının dava konusu faturayı 2017 Kasım ayı BS bildirim formu ile KDV hariç 5.088.-TL.olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirdiği, taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nın 89.maddesine göre yazılı-imzalı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet (açık hesap İlişkisi) olduğu, Taraflar arasında ticari ilişki incelendiğinde sadece tek bir faturadan meydana geldiği, davacının, 22.05.2019 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 1.338,12 Euro (1 Euro=6,7391 TL=9.017,72 TL) asıl alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile İzmir…..İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasında asıl alacak 1.338,12 Euro’nun 3085 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet bankalarının Euro para birimiyle açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına, takibin devamına ve itirazın iptaline, asıl alacak likit olarak belirli olduğundan icra inkar tazminatının TL cinsinden verilmesi gerektiğinden 9.017,72 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile İzmir…..İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasında asıl alacak 1.338,12 Euro’nun 3085 sayılı kanunun 4a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet bankalarının Euro para birimiyle açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına, takibin devamına ve itirazın iptaline,
Asıl alacak likit olarak belirli olduğundan icra inkar tazminatının TL cinsinden verilmesi gerektiğinden 9.017,72 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 616,00 TL nisbi ilam harcından, peşin alınan 102,54 TL nisbi harç ve 206,15 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 308,69 TL harcın mahsubu ile kalan 307,31‬ TL harcın davalıdan tahsili ile, Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen harç, posta, bilirkişi ücretleri ve yargılama gideri olmak üzere toplam 1.573,99‬ TL nin davalıdan tahsili ile, davacıya verilmesine,
5-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
6- 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davalıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.
11/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır