Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1162 E. 2022/389 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/1162
KARAR NO :2022/389

DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Maddi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili temlik eden …’a ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı araçların 31/05/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün “aynı şeritte ve aynı istikamette önünde seyreden araca arkadan çarpmak” kusurunu ifa suretiyle asli kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin kazada kusurlu olan … plakalı aracın … nolu poliçe ile KZMM Sigortasını tanzim eden şirket olup dava konusu müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, ayrıca kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasarın dava dışı müvekkiline ait aracın kasko sigortacısı … Sigorta AŞ ye ihbar edildiğini ve bu şirket uhdesinde … nolu hasar dosyası açıldığını, açılan hasar dosyası gereği eksper incelemesi sonucu 10.709,00 TL kazaya bağlı hasar tespit edildiğini ve müvekkiline KDV eklenerek 12.637,00 TL ödeme yapıldığını ancak tanzim edilmemiş bakiye hasar bedelinin mevcut olduğunu, uyuşmazlık konusu taleplere ilişkin olarak davalı sigota şirketinin KEP adresine 29/07/2019 tarihinde başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödemelerin orijinal parça bedelleri üzerinden KDV eklenmek suretiyle yapılması gerektiğini, bu nedenlerle müvekkiline ait araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 100,00 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10,00 TL olmak üzere toplamda 110,00 TL maddi tazminatın 29/07/2019 başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememize ibraz edilen 11/11/2019 tarihli alacağın temlik sözleşmesi ile işbu alacağın …’dan davacı …’e devrolunduğu, 28 Temmuz 2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 57 maddesinde, 5684 sayılı Kanuna eklenen madde ile “Ek Madde 6 – (1) Bu Kanun uyarınca sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlardan ya da Hesaptan talep edilecek tazminat alacağı ancak; a) Alacaklı tarafından bizzat, b) Alacaklının kanuni temsilcisi veya kanuni temsilcinin bizzat vekâlet verdiği avukat vasıtasıyla, c) Alacaklının bizzat vekâlet verdiği eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri veya avukatı vasıtasıyla takip edilebilir. Takip yetkisi, sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlar ya da Hesap nezdinde yapılacak işlemleri kapsar. (2) Tazminat alacağı, sadece hak sahibine veya avukatına ödenir ve birinci fıkrada belirtilen kişiler de dâhil olmak üzere hiç kimseye devredilemez. (3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunca belirlenir.” ibaresinin yer aldığı, dosyaya sunulan temlik sözleşmesinin 11/11/2019 tarihinde düzenlendiği, temlik sözleşmesinin değişiklikten önce yapılması nedeni ile geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 21/02/2020 tarihli harçlandırılmış bedel artırım dilekçesi ile, dava konusu araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 3.631,00 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 5.193,00 TL olmak üzere toplamda 8.824,00 TL maddi tazminatın 29/07/2019 başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, işbu dava nedeniyle sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın işbu talep ve davası her yönden haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, usuli açıdan belirsiz alacak davası şeklinde açılan davanın kabulünün mümkün olmadığını, esasa ilişkin olarak açılan davanın müvekkil sigorta şirketi ile bir ilgisi bulunmadığını, dava konusu aracın hasarı için kendi kasko sigortasına müracaat ettiğini ve kasko sigortası kapsamında aldırılan yasal delil değeri taşıyan ekspertiz raporu ile tespit edilen hasar bedelinin de kendilerine ödendiğini, ortada davacı tarafın kendi kasko sigortalayanı şirkete yapmış olduğu müracaat ile kasko sigortası kapsamında açılan bir hasar dosyası ve bu hasar dosyası kapsamında tespit edilip davacıya ödenen ve tazmin edilen bir gerçek zarar bedeli söz konusu olduğunu, müvekkili sigorta şirketi davacıya ait araçta oluşan hasarla ilgili ancak kaza tarihi itibariyle geçerli mevcut poliçesi ve poliçe teminat limitleriyle sınırlı olmak üzere riziko tarihi itibariyle uğranılan ve tespit edilen gerçek hasar ve zarar miktarıyla sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusur ve zarar miktarının tespit edilmesinin kazanın meydana geliş şekli, araçların çarpma noktaları, hasarlandığı iddia edilen parçalar irdelenmek ve kıyaslanmak suretiyle gerçek zarar miktarının bilirkişi incelenmesini talep ettikleri, talep edilen hasar miktarının fahiş olduğu ve gerçek zararı yansıtmaktan çok uzak olduğunu, hasar miktarının tespitinde aracın yaşı, kullanılmışlık düzeyi, yıpranmışlığı, kilometresi gibi hususlar ile trafik sigortası genel şartlarında yer alan düzenlemeler çerçevesinde yapılması gerektiğini, ayrıca araçta değişmesi, yenilenmesi gerektiği belirtilen orijinal parçalarda mutlaka yenileme, kıymet kazanma, amortisman ve hurda tenzilatı yapılması gerektiğini, talep edilen değer kaybı tazminatının ise mevut trafik poliçesi genel şartlarında getirilen formüle göre hesaplanması gerektiğini, ayrıca davacı yanın 29.07.2019 tarihinden itibaren talep ettiği avans faizi isteminin yerinde olmadığını belirterek haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı şekilde açılan davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, tamir faturaları ve KTK 97. md kapsamında yapılan başvuru belgeleri ibraz edilmiş, davalı sigorta şirketleri tarafından sigorta poliçeleri ve hasar dosyasının dosyaya kazandırıldığı görülmüş, dava konusu … plaka sayılı araç ile ilgili olarak 03.04.2019- 03.04.2020 tarihleri arası geçerli sigorta poliçesi düzenlenmiş olduğu, kaza tarihi 31.05.2019 olup kazanın sigorta teminat süresi içinde olduğu, sigorta poliçesinde belirtildiği üzere kaza başı teminat limitinin 39.000,00 TL ile sınırlı olduğu, davalı … sigorta A.Ş. müzekkere cevabı içeriğinden, … plakalı araç için 07/08/2019 tarihinde … adına 2.830,00 TL değer kaybı ödemesi, 29/08/2019 tarihinde … Sigorta AŞ ye 12.637,76 TL hasar tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmış, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden araç ile ilgili sigorta ve hasar bilgileri celbedilmiş, yine olaya karışan araçların trafik kayıtları dosyaya getirtilmiştir.
Dosya uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere makine mühendisi bilirkişi … ile adli trafik ve makine mühendislerinden oluşan üçlü bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, ancak alınan raporlar arasında hasar bedeli ve değer kaybı yönünden çelişki bulunmakla, çelişkinin giderilmesi ve itirazlar yönünden dosyamız İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’na gönderilmiş, alınan bu rapor Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli nitelikte görülmüş, meydana gelen kazadaki taraflara atfedilebilecek kusur durumları yönünden ise 19/02/2020 ve 12/03/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporları arasında herhangi bir çelişkinin bulunmadığı ve olayın oluş şekline uygun olduğu değerlendirilmekle, yeniden kusur raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; 31.05.2019 günü sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile sürücü … idaresindeki … plakalı aracın … Caddesi üzerinde karıştıkları kaza sonucu … plakalı otomobilin hasarına konu olay meydana geldiği, kazanın oluşumunda davalı … Sigorta A.Ş. ne ZMMS poliçesi ile sigortalı, … plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 56/c maddesi “Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorunda olduğundan, ayrıca aynı Kanun’un 52/b maddesi gereğince hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak kuralını ihlal ettiği anlaşıldığından, aynı Kanun’un asli kusurları belirleyen 84/d maddesine göre asli kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın, aracı ile … Caddesinde sıkışık trafikte ilerlerken arkadan gelen … plaka sayılı Tır’ın arkadan fark etmeyerek çarpması sonucu oluşan kazada kendisine atfedilecek bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış, … plakalı otomobil 2015 model Opel Corsa 5 Kapı Enjoy 1.4 90 olup, kaza tarihinde 48.937 kilometre olduğu, otomobilin arka kısımlarından hasar aldığı, gerek onarıma ilişkin faturada, gerek ekspertiz raporunda, gerek de bilirkişi raporlarında hasar kalemlerinin ortak olduğu, ekspertiz raporunda hasar kalemlerine ilişkin onarım tutarında otomatik iskonto uygulandığı için tutarın düşük olduğu, bilirkişi raporlarındaki farkın çok düşük bir miktar olduğu; onarım faturası ile bilirkişi raporu arasındaki farkın ise hurda tenzilinden kaynaklandığı, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda aracın onarımı için gereken tutar konusunda onarım faturasına iştirak edilerek, bu bedelin 16.477,35 TL olduğu ve hasar bedeli yönünden 29/08/2019 tarihinde … Sigorta AŞ ye, davalı … sigorta A.Ş. tarafından toplam 12.637,75 TL KDV dahil ödeme yapıldığı, bu haliyle mevcut hasar bedeli alacağının 16.477,35 TL – 12.637,75 TL = 3.839,60 TL olmakla birlikte talepten fazlaya hükmedilemeyceği, öte yandan değer kaybına ilişkin bilirkişi raporlarında çelişkinin olduğu ve itirazlar üzerine farklı hesaplama yöntemlerine göre farklı sonuçların alındığı, Adli Tıp Kurumu tarafından değer kaybı hesaplamasının Resmi Gazete’de belirtilen hesaplama yöntemi ile piyasadaki alıcıların hasarlı araçlara bakış açısının birlikte değerlendirilmesi sonucunda tek bir değer olarak hesaplandığı, aracın kaza tarihinde 4 yaşında olduğu ve 48.937 kilometre yaptığı, TSB kayıtlarında 2019 ve 2020 başı itibariyle değerinin 70.000,00 TL ile 73.000,00 TL arasında değiştiğinin görüldüğü, otomatik vites olan aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değerinin TSB kayıtları ve piyasa koşulları incelendiğinde, 71.000,00 TL olduğu, yukarıda bahsedilen hesaplama ve değerlendirme yöntemine göre, araçta kaza sonrası 7.000,00 TL değer kaybı oluştuğu ve değer kaybı yönünden 07/08/2019 tarihinde davalı … sigorta A.Ş. tarafından toplam 2.830,00 TL ödeme yapıldığı, öte yandan davalı sigorta şirketine yapılan müracaatın KEP üzerinden 29.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına nazaran bu tarihe 8 iş gününün ilavesiyle davalının 09/08/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu hasar bedeli yönünden 3.631,00 TL ile değer kaybı bedeli yönünden 4.170,00 TL olmak üzere toplam 7.801,00 TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü 09/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair hüküm tesisine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, öte yandan Mahkememizin 27/04/2022 tarihli son oturumunda hüküm yazdırıldığı esnada maddi hata sonucu 3.631,00 TL + 4.170,00 TL = 7.801,00 TL yazılması gerekirken toplam bedelin 8.009,59 TL olarak yazıldığı anlaşılmış, bu durum kısa hükümde HMK nun 304.maddesindeki açık yazı ve hesap hatası olarak değerlendirilmekle, toplanan bedellerden de anlaşılacağı üzere toplam maddi tazminat tutarının 7.801,00 TL olarak düzeltilmek suretiyle gerekçeli karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Dava konusu hasar bedeli yönünden 3.631,00 TL (talepten fazlaya hükmolunamayacağından) ile değer kaybı bedeli yönünden 4.170,00 TL olmak üzere toplam 7.801,00 TL maddi tazminatın 09/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 532,89 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harç ve değer arttırım nedeniyle alınan 149,00 TL tamamlama harcı indirildikten sonra kalan bakiye 339,49 TL harcın davalıdan tahsili ile, Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen harç gideri olan 244,20 TL, yargılama aşamasında yapılan posta, tebligat bilirkişi ve ATK giderlerinden oluşan 2.945,60 TL yargılama gideri toplamı 3.189,80 TL nin davanın kabul ve red oranı nazara alınarak 2.819,99 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, davanın kabul oranı nazara alınarak takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, davanın red oranı nazara alınarak takdir ve tayin edilen 1.023,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara re’sen iadesine,
Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza