Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1012 E. 2022/677 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1012
KARAR NO : 2022/677

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davalılar … … ve … … aleyhine açılan dava dilekçesinde özetle: Davalı … …’in … Tavukçuluk Tarım Ürünleri Yem San ve Tic AŞ.’nin %25 pay sahibi olduğunu, davalı … …’in ise, müvekkili şirketin pay sahibi … …’in yeğeni olup 14.07.2010-25.11.2016 tarihleri arasında … Tavukçuluk Tarım Ürünleri Yem San ve Tic A.Ş.’nde işveren vekili ve satış- pazarlama direktörü olarak çalışmış olduğunu, … …’in, müvekkili şirketin alışılmış bütün satış işlemlerini yapmaya, bu işlemler bağlamında faturaları imzalamaya, mutabakatlar yapmaya, ibralar vermeye yetkili olduğunu, bu bağlamda tacir yardımcısı olarak görev yaptığını, diğer yandan … Ltd, … Ltd., … Ltd, … Ltd ve … Ltd şirketleri’nin müvekkili şirket ile 2013’ten bu yana cari hesaba dayalı ticari ilişki içerisinde olduğunu, bu şirketlerden müvekkili şirketin yıllarca tahsilat problemi olmadığını, ancak cari hesaplara dikkatli bakıldığından beş şirketin de cari hesap hareketlerinin 22.12.2015 tarihinde durduğunu, 22.12.2015 tarihinde … şirketinin müvekkili şirkete olan borcunun 146.513,00 USD, … Ltd şirketinin 184.034,00 USD, … Ltd şirketinin 172.390,50 USD, … Ltd 118.331,05 USD ve … Ltd’nin ise 164.481,00 USD olduğunu, yıllarca borç tahsilatında hiçbir sorun yaşanmayan ve güvenilir ticaretin yapıldığı bu beş şirketten tamamıyla aynı tarihten itibaren borç tahsilinin durmuş olmasının müvekkili şirket tarafından şüpheli bulunduğunu, bunun üzerine ilgili şirketlere 31.12.2015 kapanış dönemlerindeki cari hesap durumu, hesap bakiyesini oluşturan tüm açık kalemlerin 31.12.2015 tarihli beyanları, 01.01- 31.12.2015 arası dönemde müvekkili şirketten yapılan toplam alım ve toplam satışları göndermelerinin talep edildiğini, üç şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle müvekkili şirkete borcunun bulunmadığını beyan ettiklerini, diğer iki şirketten yanıt alınamadığını, ancak haricen edinilen duyumlara göre şirketlerin borçlarını davalılara göndermiş olduklarını, davalıların şirket müşterilerinden elde etmiş oldukları gelirleri kendi hesap ve menfaatlerine harcadıklarını ve müvekkilinin bu yolla zarara uğratıldığını, hatta davalılardan … …’in müvekkili şirketten ayrılır ayrılmaz aynı iş kolunda eşi … üzerine bir şirket kurduğunu ve birçok taşınır ve taşınmaz mal edindiğini, bu bağlamda beş şirketten davalılara aktarılan alacakların tespiti ile müvekkili şirketin zararının tazmininin gerektiğini, öncelikle davalıların 01.01.2015 tarihinden bu yana hesap dökümlerinin başta … Bankası ve … olmak üzere Türkiye’de kurulu tüm bankalara yazılarak sorulmasını ve ilgili şirketlere müzekkere yazılarak ödemelerin nereye ve kime yapıldığının sorulmasını talep ettiklerini, ilgili yerlerden cevaplar gelmesi akabinde dosyada mali müşavir bilirkişiden rapor alınarak müvekkili şirketin zararının tespitini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın olayın olduğu tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirkette 14.07.2010 – 25.11.2016 tarihleri arasında pazarlama direktörü olarak ve işçi sıfatıyla çalıştığını, çalıştığı dönemde fazla mesai, bayram ve hafta tatili, kıdem tazminatı gibi işçilik alacak kalemlerinin hiçbir zaman kendisine ödenmediği tespit edilen genel müdür değil de işçi sıfatına haiz olduğu için tüm bu ödemelere hak kazandığının İzmir … İş Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası kararıyla ispatlandığını, müvekkilinin genel müdür yahut tacir yardımcısı sıfatının bulunmadığını, dava dilekçesinde net bir şekilde alacaklı olduğu iddia edilen rakam bilinmesine rağmen davanın 1000 TL gibi bir değer üzerinden açıldığını, davacıya harcın tamamlatılması için kesin süre verilmesi gerektiğini, m bu nedenle davanın göre yönünden reddi gerektiğini, asıl dava değerinin 785.749,55 $ olması gerekirken 1000 TL gibi sembolik bir rakamdan dava açıldığını, müvekkilinin tacir yardımcısı değil satış ve pazarlamadan sorumlu olarak çalıştığını, bu konunun iş mahkemesi kararıyla tescillendiğini, müvekkilinin işten çıkarılması akabinde eşinin geçimlerini sağlamak adına daha önceden çalışma alanı olarak bilgi ve tecrübe sahibi olduğu alanda şirket kurmasının da davacıda tedirginlik yarattığını bu konuda haksız rekabete uğradığından bahisle İzmir … ATM’nin …/…. Esas sayılı davanın reddedildiğini, dava konusu taleplerin sözleme ve anlaşmalarında karşı tarafa olan şirketlerden değil müvekkilinden talep edildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … Tavukçuluk Tarım Ürünleri Yem San. ve Tic. A.Ş. unvanlı şirketin 2001 yılında müvekkili … … tarafından bir aile şirketi olarak kurulduğunu, müvekkilinin halen davacı … Tavukçuluk Tarım Ürünleri Yem San. Ve Tic. A.Ş.’de pay sahibi olduğunu, müvekkilinin 2016 yılı ortasında şirketin mali yapısının sağlamlaştırdığını, işletme sermayesinin arttırılması ve yeni yatırımlar yapılabilmesi sebebi ile hisselerinin bir bölümünü, eşi … ve oğlu …’in hisselerinin tamamını şirketin şu anda yönetim kurulu başkanı sıfatına haiz …’ya devrettiğini, hisse devirleri sonrasında 15.08.2016 tarihli 2016/7 sayılı Yönetim Kurulu kararı tarihinden başlayarak …’nın şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı sıfatı ile yönetim kuruluna dahil olduğunu, daha sonra ise müvekkilinin … Tavukçuluk yönetiminden çıkarıldığını ve …’nın şirketi tek başına temsil etmeye başladığını, davanın asıl sebebinin 2017 yılından beri devam eden uyuşmazlıkların varlığı olduğunu, ara buluculuk dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediğini, davalı … …’in ikametgahının İzmir Foça’da diğer davalının İzmir Karşıyaka’da olduğunu, yetkili mahkemenin Karşıyaka Mahkemeleri olduğunu, davacının dava dışı şirketlerden olan toplam alacağını 785.749,55-USD olduğunu iddia ettiğini ancak harca esas değerin ve talep sonucunu 1.000-TL üzerinden gösterildiğini, hiçbir şekilde söz konusu alacağın varlığını ve miktarını kabul anlamına gelmemek üzere, davacıya süre verilerek eksik harcın yatırmasına, aksi taktirde davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde HMK m. 119/1, g bendine aykırı olarak, müvekkili aleyhine açtığı işpu davada hangi hukuki sebebe dayandığını net olarak açıklamadığını, öncelikle davacının bu konuda somutlaştırma yükünü yerine getirmesini talep ettiklerini, davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere, “31.12.2015 tarihinde borçların kalmadığı iddiası” sebebiyle, müvekkili açısından zamanaşımı defiinde bulunduklarını, davacının açıklama ve somutlaştırma yükünü yerine getirdikten sonra bu konuda beyan ve itirazda bulunma haklarının saklı olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin borçlulardan şirketin alacağını tahsil ettiğini dolayısıyla kendisine borçlu olduğunu ispat etmek zorunda olduğunu, davacı şirketin ne dava dilekçesinde adı geçen şirketlerin iddia edilen borçların müvekkiline ödediğini ne de müvekkilinin ve diğer davalıların bunları kendi hesap ve menfaatine kullandığını ispat edebilecek bir delil sunduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … . İş Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında davacının … …, davalının … Tavukçuluk Tarım Ürünleri Yem San ve Tic AŞ olduğu, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında davanın kısmen kabul , kısmen reddine ilişkin 23.10.2018 tarihinde karar verildiği belirlenmiştir,
İzmir … ATM’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında davacının … Tavukçuluk Tarım Ürünleri Yem Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi davalının … … olduğu haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat davasında 07.05.2019 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Davalılar vekilinin harca ilişkin itirazlarının davanın belirsiz alacak davası olarak değil fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle tazminat davası olarak açıldığı, tazminat miktarının yargılama aşamasında tespit edilebileceğinden reddine, davalı … … yetki itirazının HMK 14/2 Maddesi gereğince reddine, davalı … … hakkındaki davanın tefriki ile davalı … … bakımından İzmir İş Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin 17.02.2022 tarihli duruşmada karar verildiği ;Tefrik edilen dosyada Mahkememizin …/… Esas …/… Karar sayılı 17.02.2020 tarihli kararıyla davalı … … yönünden İzmir İş Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın 17.02.2022 tarihinde usulden reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Dosyada alınan 13.10.2021 tarihli rapor ve 10.01.2022 tarihli ek raporda davacının davalılara yönelik dava dışı şirketlere haksız yönlendirme yaparak ödeme yapıldığını ortaya koyan herhangi bir hesap hareketi veya tutara rastlanmadığı bildirilmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 25.11.2021 tarihli yazıda … …’in yönetim kurulu üyesi olarak 23.09.2008 – 10.09.2011 , 10.09.2011 – 26.12.2012 , 17.09.2015 – 12.08.2016 , 12.08.2016 – 05.07.2018 tarihlerinde görev yaptığı bildirilmiş, dosya İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabına istinaden davalının davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı belirlenmekle davanın sorumluluk davası niteliğine göre heyete tevdi edilmiştir.
Davacı tarafa 12.05.2022 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile TTK 553 ve TTK 479/3 Maddesi kapsamında iş bu davanın açılmasına yönelik alınmış genel kurul kararını ibraz etmek üzere 45 günlük kesin süre verilmesine, aksi halde dava şartı yokluğunda davanın reddine karar verilebileceği hususunun ihtarına karar verilmiştir.
Davacı vekili 10.06.2022 tarihli dilekçesiyle dava açılmasına yönelik genel kurul kararının ibraz edilmesi adına 45 günlük kesin süre verilmesine yönelik ara karardan rücu edilmesi gerektiğini , sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararı alınmasına yönelik bir kanuni düzenleme bulunmadığını, şirket ortak ve yöneticilerine ikame edilecek sorumluluk davalarında davanın açılabilmesi açısından yönetim kurulu kararının alınmasının yeterli olduğunu, dava açılması yönünde karar alacak bir mercii var ise bu organın yönetim kurulu olduğunu, dava açılması için genel kurul tarafından onay verilmesinin aranmasının şirket içindeki organlar açısından menfaat çatışmalarına sebep vereceğini bu hususta davanın açılması yönünden alınmış yönetim kurulu kararını ibraz ettiklerini, yönetim kurulu kararının kabulünü aksi halde davanın davalı … … yönünden devamına karar verilmesini talep etmiş, dilekçe ekinde 27.06.2019 tarihli yönetim kurulu karar örneğinin ibraz edildiği, kararın şirket ortaklarından … … ve işveren temsilcisi … … adına sorumluluk davası açılmasına yönelik yönetim kurulu kararı olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilinin genel kurul ibrazı yönünde verilen ara karardan rücu talebinin dava konusuna göre; … … yönünden davanın devamına yönelik talebinin … …’le ilgili dava tefrik edildiğinden reddine karar verilmiştir.
Dosyaya toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından davacı tarafça davalı … … ve … …’in davacı şirketin ticari ilişki içerisinde olduğu şirketlerin borçlarının davalılara gönderildiği, söz konusu ödemelerin davalıların kendi hesap ve menfaatlerine harcadığı ve davacı şirketin bu yolla zarara uğradığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL tazminatın davalılardan tahsiline yönelik olarak açıldığı, davalı … … hakkındaki davanın iş bu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin …/… Esasına kaydedildiği ve …/… Karar sayılı karar ile iş mahkemeleri görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, davalı … …’in davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak 23.09.2008 – 10.09.2011 , 10.09.2011 – 26.12.2012 , 17.09.2015 – 12.08.2016 , 12.08.2016 – 05.07.2018 tarihlerinde görev yaptığı, davanın TTK 553 Madde kapsamında sorumluluk davası olduğu, 6102 Sayılı TTK hükümleri arasında mülga TTK 341 . Maddesi gibi açık bir düzenleme olmadığı , ancak 6102 sayılı TTK 408/1 ve 479/3 – A maddelerindeki düzenlemesi karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulunda bu yönde karar alınması gerekli olduğu, davacı tarafa söz konusu eksikliğin giderilmesi için HMK 54 . Maddesi uyarınca uygun süre verildiği ancak davacı tarafça genel kurul kararının ibraz edilmediği, TTK 553 ve 479 / 3 maddesi kapsamında iş bu davanın açılması için genel kurulda karar alınmasının dava şartı niteliğinde olduğu belirlenerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır