Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/716 E. 2021/911 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/32 Esas
KARAR NO : 2022/19

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020

BİRLEŞEN ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN
2020/538 ESAS 2020/445 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 30.06.2019 tarihli genel kurulda denetim kurulu üyeliğine seçildiğini, 03.10.2020 tarihli ve 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 6 ve 8. maddelerinin iptalini talep ettiğini, gündemin 6. maddesinde: Yönetim ve denetim kurul raporları, bilanço ve gelir gider hesaplarının ayrı ayrı ibra edilmesi başlığı altında bu maddeye ilişkin olarak 03.10.2020 tarihli tutanaktan anlaşılacağı üzere “yönetim kurulunun ibrası ve bilançonun oylaması maddesinde bilançonun muhasebe esaslarına uymadığı gerekçesi ile muhalefet şerhi” koyduğunu, 12.08.2020 tarihli denetim kurulu raporunda “kooperatifin işlem ve hesaplarının incelenmesi sonucunda, yönetim kurulu üyelerinin ibra konusu genel kurulun takdirindedir”şeklinde görüş bildirildiğini, raporda MIK firması ile yönetim 1.220.00 TL 4 Kdv (yer teslimine kadar yapılacak masraflar hariç) fiyatla verdiğini ve 04.11.2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, MTK firmasının teklifi ile yapılan sözleşme arasında ciddi farklılıklar olduğunu, MTK firması 1.143.209TL + Kdv fiyat teklifinde yıkım işlerini üstlenmekte iken sözleşmede yönetimin üstlenmiş olduğunu, ayrıca sözleşmenin 5. maddesinde sözleşmenin bedeli ve ödeme bölümünde tutar 1.220.00 TL + Kdv olarak belirlenmiş ve fiyat opsiyonu belirtilmeksizin 10 ekim 2019 tarihli inşaata başlanacak tarih arasında piyasa şartlarında oluşabilecek fiyat farkları (malzeme işçilik nakliye) teklife yansıtılacak denildiğini, bu kabil ihalelerde pazarlık yapılıp fiyat daha aşağı çekilirken burada tekliften daha yüksek fiyat ile sözleşme imzalandığını, yani üstlenen işlerle 76.791 TL + Kdv ile MTK firmasına çifte zam yapıldığını, bu durumun Kooperatifler Kanunun 42. ve Ana Sözleşmenin 23. maddelerine aykırı olduğu gibi kooperatifi ve üyelerini zarara uğrattığını, üyelerden sosyal tesislerin yıkılarak yeniden yapılması için toplanmasına karar verilen 2.500 lira ek ödeme talebinin de 1163 Sayılı Kanunun 52 ve Ana Sözleşmenin 26. Maddelerine aykırı olduğunu, gündemin 8.maddesinde; “sosyal tesislerinin durumunun müzakere edilerek kentsel dönüşüm kapsamında yapılmasına ilişkin yönelik konunun üyelerin bilgisine sunulması”olmasına rağmen, gündeme bağlılık ilkesi ihlal edilerek bu gündem maddesi görüşülmeyerek bunun yerine gündemde olmayan “süreci devam eden sosyal tesislerin durumu finansal açıdan tekrar müzakere edildi ” sosyal tesis inşaatının yapılması için ilk aşama olan arazi alımının en önemli adım olduğu arazinin alınabilmesi ve 23.06.2019 tarihli genel kurulda kabul edilen 2.500 TL sosyal tesis ek aidatını ödememiş üyelere yönetimin icra takibi başlatması ve ödenmeyen tutar için aylık % 1.5 temerrüt faizi işletilmesi kararları alındığını, bu kararın Kooperatifler Kanununun 46 ve Ana Sözleşmenin 31. maddesi gereğince gündeme bağlılık ilkeleri ihlal edilerek yok hükmünde olduğunu, kanun gereğince gündemde olmayan maddelerin görüşülemeyeceğini, genel kurulda 8. maddede kentsel dönüşüm kapsamının üyelerin bilgisine sunulması gerekirken kentsel dönüşüm ile ilgili hiçbir karar buna ilişkin hiçbir müzakere dahi yapılmadığını, bunun yerine 30.06.2019 tarihli genel kurulda alınan karar çerçevesinde sosyal tesislerin yıkılarak yeniden yapılması için her üyeye 2.500 TL ek ödeme hususunda karar alındığını, bu nedenlerle Sınırlı Sorumlu Yeni Dostlar Konut Yapı Kooperatifinin 03-.10.2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan ; 6. ve 8. Maddelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Çeşme Asliye Huuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacılardan …’nın aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dilekçesinde denetim kurulu üyesi olarak dava açtığını beyan ettiğini, oysa davacının denetim kurulu üyesi olarak aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, yasada açıkça belirtildiği üzere iptali talep edilen kararlardan dolayı denetim kurulu üyesinin şahsi sorumluluğunun bulunması gerektiğini, Genel Kurul kararlarından 8. Maddesinin uygulanması da davacının denetim kurulu üyesi olarak şahsi sorumluluğunu gerektirmediğini, 2.500,00 TL ödeme kararının 23.06.2019 tarihli Genel Kurulda alınmış bir karar olduğunu, bu karara karşı yasal süresi içinde itiraz yapılmadığından kesinleşmiş olduğunu, toplanacak 2.500,00 TL için faiz işletilmesine karar verilmesinin davacının denetçi olarak şahsen sorumluluğunu gerektiren bir durum olmadığını, davacı kooperatif üyesi olarak genel kurul kararının 6. maddesine ilişkin olarak bilançonun muhasebe esaslarına uymadığı iddiası ile bağlı olup MTK firması ile ilgili iddiaları ile ilgili muhalefet şerhi koymadığı için aktif dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ile ilgili olarak genel kurul kararlarından 6. ve 8.maddesine yaptığı itirazların hiçbirinin zapta geçirilmemiş olduğunu, bu nedenle bu itirazlarına karşı dava açma hakkının bulunmadığını, davacı tarafın raporu genel kurulda okunduğunu ve genel kurulca yönetim kuruluna ibra edildiğini, yönetim kuruluna sosyal tesislerin yıkılarak yenisinin yapılması yetkisi 23.06.2019 tarihinde yapılan genel kurulda 101 üyenin kabul oyuyla verildiğini, Yani 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42. Maddesinin ihlal edilmediğini, nitekim 23.06.2019 tarihli genel kurul tutanağı incelendiğinde sosyal tesisin yıkılarak yeniden yapılması için yönetim kuruluna yetki verildiğinin açıkça görüleceğini, Sosyal tesislerin yapılabilmesi için belediyeye ait arsanın alınması gerekli olduğundan bu arsa alınamadığı için yapılan sözleşme fiili imkansızlık nedeniyle uygulanamadığını, fiilen uygulanmayan bir sözleşme nedeniyle davacının ne üye olarak nede denetim kurulu üyesi olarak dava açma hakkının bulunduğunu, belediyeye ait arsa alınması sonuçlanmadığı için iş bu sözleşme yönetim kurulu ve yüklenici tarafından karşılıklı olarak fesih edildiğini, sözleşmenin geçerliliğinin karşılıklı olarak 15.06.2021 haziran ayındaki genel kurul kararına bırakıldığını, Kooperatife ait defter kayıtları incelendiğinde MTK firmasına herhangi bir ödeme yapılmadığının görüleceğini, davacı tarafın dilekçesinde belirttiği 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 52.maddesinde belirtilen nitelikli karar nisabının bilanço açıklarını kapatmak için toplanacak ek ödemeler için gerekli olduğunu, 1163 sayılıKooperatifler Kanunun 52. Maddesinde belirtilen “Ek Ödeme” nin ne olduğunun aynı kanunun 31. Maddesinde açıkça yazılı olduğunu, yasada belirtildiği üzere bilanço açıklarını kapatmak için toplanacak ek ödemelerde nitelikli karar nisabı arandığını, davacı tarafın sosyal tesislerin yıkılarak yeniden yapılması için 2018 Genel Kurulun’da toplanması kararlaştıran 2.500,00 TL’nin ek ödeme olduğunu iddia ettiğini, anılan 2.500,00 TL ödemenin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 52. Maddesinde ve 31. Maddesinde belirtilen ek ödeme niteliğinde olmadığını, 23.06.2019 tarihli genel kurulda toplanmasına karar verilen 2.500,00 TL kooperatifin bilanço açığını kapatmak için değil sosyal tesislerin bakımlı ve daha kullanışlı hale getirmek için yenilenmesi amacıyla toplanan para olduğunu, davacının gündeme bağlılık ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin beyanının haksız olduğunu, gündem dışı konuda bir karar alınmadığını, gündemde ise “sosyal tesislerin durumu müzakere” edileceği yazılı olduğunu, sosyal tesisleri ilgilendiren tüm konuların aynı gündem maddesi içinde görüşülmesine engel yasal bir hüküm bulunmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine toplanan 2.500,00 TL’nin sosyal tesisler ile ilgili olduğunu, 23.06.2019 tarihindeki Genel Kurulda toplanmasına karar verilen 2.500,00 TL yi zamanında ödemeyenler için gecikme faizi alınması kararı da sosyal tesisler ile ilgili konu olduğunu, Belediyeye ait 70 metre arsanın alınmasının sosyal tesislerle ilgili olduğunu, belediyeye ait arsanın alınmasının 23.06.2019 tarihli genel kurulda alınmış bir karar olduğunu, Genel Kurul yetkisinde bulunan taşınmaz alımı için 600.000 TL ye kadar üst limit belirlenmesinin de sosyal tesisleri ilgilendiren bir konu olduğunu, sosyal tesislerin durumunu ilgilendiren tüm konuların aynı gündem maddesi içinde görüşülmesine yasada engel bulunmadığını, Genel kurul toplantısında gündem dışı konuşma yapılmadığını, sosyal tesislerin durumunun müzakere edilmesinin gündeme konulduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin 40 yıllık ortağı olduğunu, 18 yıl kooperatifte yöneticilik yaptığını, 03/10/2020 tarihinde 2019 yılı genel kurul toplantısı yapıldığını, gündemin 6.maddesine müvekkilinin muhalefet şerhi koymuş olduğunu, 12/08/2020 tarihli Denetim Kurulu Raporunun sonuç kısmında Kooperatifin işlem ve hesaplarının incelenmesi sonucunda yönetim kurulu üyelerinin ibrası konusu genel kurulun takdirindedir denilmesine rağmen genel kurulun bu hususu dikkate almadan Yönetim Kurulunu ibra ettiğini, Genel Kurul Toplantısında Yönetim Kuruluna 1.000.000-TL limitle harcama yetkisi verildiğini, bunun 500.000-TL sinin üyelerden ve 2.500-erTL ek aidat almakla diğer 500.000-TL sinin ise kiracılardan 5 yıllık peşin kira karşılığı ödenmek suretiyle sınırlandırıldığını, kiracılardan alınması gereken 500.000-TL nin alınmadığını, bu eksiklikler mevcut olmasına rağmen yönetimin 04/11/2019 tarihinde müteahhit firma ile sözleşme akdetmiş olduğunu, bu sözleşmede Genel Kurulun vermiş olduğu 1.000.000-TL lik limitin aşılarak 1.220.000-TL+KDV olmak üzere sözleşme akdedildiğini, bu durumun Kooperatifler Kanununun 42.maddesine aykırı olduğunu, gündemin 8.maddesinde sosyal tesislerin durumunun müzakere edilerek kentsel dönüşüm kapsamında yapılmasına yönelik konunun üyelerin bilgisine sunulması başlığı altındaki gündem maddesinin Kooperatifler Kanununun 46.ve ana sözleşmenin 31.maddesindeki amir hükümlerine aykırı olduğunu, sosyal tesislerin durumunun müzakere edilerek kentsel dönüşüm kapsamında yapılmasına yönelik konunun üyelerin bilgisine sunulması gerekli iken kentsel dönüşüm ile ilgili hiçbir karar ve müzakere dahi yapılmadığını, bu gündem maddesinin yerine gündemde olmayan süreci devam eden sosyal tesislerin durumu finansal açıdan tekrar müzakere edilerek, arazi alımı, bununla ilgili olarak Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, bir önceki olağan genel kurul toplantısı olan 23/06/2019 tarihli genel kurulda alınan ve sosyal tesislerin yıkılarak yeniden yapılması için her üyenin ödemesi gereken 2.500-TL sosyal tesis ek ödemelerini ödemeyenler hakkında icra takibi başlatılması ve belediyeye ait 70 m2’lik arazinin alımı ile ilgili yönetim kuruluna 600.000-TL ye kadar alım yapması hususunda yetki verilmesi hususlarının gündemde varmış gibi müzakere edilerek karara bağlandığını, bu nedenlerle 03/10/2020 yılında yapılan genel kurul toplantısında alınan 6 ve 8.maddesinde belirtilen kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iptalini istediği kararlara karşı muhalefet şerhi koymasının dava şartı olduğunu, davacının Genel Kurulda sadece yönetimin ibrasının oylamaya sunulduğu 6.madde için şerh koyduğu, 8.madde ile ilgili hiçbir şerhinin bulunmadığını, 8.madde ile ilgili olarak davacının aktif dava açma ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca davacının Genel Kurul Kararlarından 8.maddeye ilişkin talebinin hak düşürücü süreler yönünden reddi gerektiğini, üyelerden toplanmasına karar verilen 2.500 TL ek ödeme kararının 23/06/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı genel kurulunda alınmış karar olduğunu, davacının karara muhalefet şerhi koymadığı gibi bir aylık hak düşürücü süre içerisinde de dava açmadığını, yönetimin ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı hiçbir davranışının olmadığını, davacının ve bir kısım üyelerin kurul oluşturulması ve yönetim kurulunun ibra edilmemesine ilişkin önerisinin genel kurul tarafından görüşülüp önerisinin kabul edilmediğini, yönetim kurulunun genel kurulda oy çokluğuyla ibra edildiğini, genel kurul kararına karşı kötüniyetle iptal veya butlan davası açıldığı takdirde davacıların bu sebeple şirketin uğramış olduğu zararlardan müteselsilen sorumlu olduğunu bildirerek davanın pasif husumet ehliyeti, hak düşürücü süre ve mümkün görülmediği takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dosyası Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesi ile mahkemenin görevsiz hale geldiği hususunda görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesine ilişkin verilen 10/11/2021 tarihli karar sonucu mahkememize tevzi edilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 nolu kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Kanuni Hakim Güvencesi ” başlığını taşıyan 37. Maddesi : ” hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. … Dikkat edilecek olursa Anayasadaki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemesi ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak ya da yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili bir düzenleme bulunmadığı takdirde, her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-10 Esas 2019/401 Karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararı)
Somut olayda Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi ( Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ….Esas sayılı dosyasıyla davalı Kooperatif aleyhine 03/10/2020 tarihli tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 6 ve 8 no.lu kararların iptaline yönelik olarak dava açıldığı, birleşen dosyada davacı tarafın 03/10/2020 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 6 ve 8 no.lu kararların iptaline yönelik açmış olduğu davanın söz konusu dava dosyası ile birleştirildiği ve dava tarihi itibariyle Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görevli olduğu, dava tarihinden sonra 07/07/2021 tarihli 608 nolu Hakimler ve Savcılar Kurulu genel kurul kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili çevresinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacağının belirlendiği, ilgili kararda derdest davalarda da bu hükmün uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği belirlenerek davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu, bu nedenle dosyanın Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, gönderme kararının nihai karar olup verildiği anda kesin kararlardan olduğu ve yalnız başına temyiz edilemeyeceğinden mahkememizin iş bu kararı ile Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas … karar sayılı gönderme kararı sonucu oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın İzmir BAM 6.HD’ne gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 sayılı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Mahkememizin iş bu kararı ile Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas …. karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı sonucu oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda niteliği itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/01/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır