Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/632 E. 2021/210 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/441
KARAR NO : 2021/208

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirket ve distribütör ile 01/08/2015 tarihinde imzaladığı Açık Satış Noktası Sözleşmesi’nin; 2.maddesi gereği; “… BALIKESİR” adresinde işletmekte olduğu işyerinde müvekkil şirketin yetkilendirmiş olduğu bayi veya distribütör vasıtasıyla dağıtımını yaptığı bira ürünlerini, tüketici taleplerine uygun, düzenli ve süreklilik arz edecek şekilde satın almayı, müşteri talebini karşılayacak şekilde etkin olarak bulundurmayı ve satmayı, 9.maddesi gereği; bira satışı için gerekli ruhsat, izin, satış belgesi vs gibi her türlü yasal zorunlulukları belirtilen süreye kadar yerine getirerek bira satışını sağlamayı,10/b maddesi gereği; sözleşme süresince işyerinde bira satışına ilişkin faaliyetlerini kısmamayı veya bira ve biraların satışını azaltacak davranış ve eylem içine girmemeyi, 10/c maddesi gereği; bira satışının süreklilik arz edecek şekilde yapılabilmesi için gerekli satış belgesi, ruhsat vs gibi her türlü yasal zorunluluğu yerine getirmeyi, bunları güncellemek ve yenilemek için gerekli her türlü dikkat ve özeni, her türlü mali külfeti işleticiye ait olacak şekilde yerine getirmeyi,10/o maddesi gereği; sözleşme konusu müvekkil şirket ürünlerini bizzat müvekkili şirketten yetkilendirilmiş olan ve TAPDK toptan satış belgesini haiz Bayi veya Distribütörden veya yine müvekkili şirketin satma görevi verdiğini bildirdiği yetkili ve TAPDK toptan satış belgesini haiz başka bir teşebbüsten satın almayı,davalı işleticinin müvekkili şirket tarafından yetkilendirilmeyen ve TAPDK toptan satış belgesini haiz olmayan kişi veya kuruluşlardan müvekkili şirket bira ürünlerini tedarik etmesi “Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna” ve sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini, kabul ve taahhüt ettiğini, yine sözleşmenin 3.maddesi gereği davalının müvekkili şirketin pazarlama, dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 5.425,00-litre miktarındaki ürünü müşterilere satmayı kabul ve taahhüt ettiğini ancak toplam 1.895,04-litre miktarındaki ürün alımı yaptığını , davalının sözleşme yürürlükte iken taahhütlerini yerine getirmeyip en geç 31/03/2017 tarihine kadar TAPDK süre uzatım işleminin yapılması gerekirken davalı/borçlunun 2017 yılı süre uzatımını yapmadığının TAPDK sorgu sisteminden tespit edildiğini, davalının TAPDK satış belgesi yenileme yükümlülüğünü yerine getirmediği, belgesinin faal olmadığı, ürün alım satışı yapmadığı, bu sebeple sözleşmenin devamının imkansız hale getirerek sözleşmenin 2.,3.,9, 10, 20 ve sair maddelerini ihlal ettiğini, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 9, 20 ve 21.maddesinde, davalının sözleşme maddelerinden herhangi birini ihlal etmesi vs gibi nedenlerle sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi halinde müvekkili şirkete sözleşme gereği aldığı her türlü mali yardım ve katkı ile birlikte varsa cezai şartı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafa sözleşmede verilmesi planlanan mali katkının ekli faturalar karşılığında, cari hesabına işlenerek ödendiğini, davalı sözleşme yürürlükte iken sözleşme maddelerini ihlal ettiğinden davalının kusuru sebebiyle devamı imkansız hale gelen sözleşmenin feshi ve 8.000,00-TL yatırım tutarının iadesi hususunda İzmir … Noterliği’nin 05/06/2018 tarihli ve … yevmiye nolu Feshi İhbar-İhtarnamesi keşide edilmişse de davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak gönderilen ödeme emrine davalı/borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak yapılan borca ve yetkiye yaptığı itirazı nedeni ile icra takibinin durduğunu, taraflar arasında yapılmış olan ve yukarıda belirtilen sözleşmenin 26.maddesinde açıkça doğacak hukuki ihtilaflarda İzmir Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilmiş olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkilinin alacağının sözleşme, ödeme dekontu, faturalar, ihtarname, müvekkil şirketin ve distribütörün defter ve kayıtları ile sabit olup borçlunın itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, yine sözleşme içeriğine göre davalının iade etmek zorunda olduğu miktar likit olup ihtarname ile de temerrüt oluştuğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatı talepleri de bulunduğunu belirterek öncelikle teminatsız veya uygun görülecek miktar karşılığında ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalı borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişiler nezdindeki hak ve alacaklarına dava sonuna kadar ihtiyati tedbir/haciz konulmasına, davanın kabulü ile davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, takip talebi üzerinden davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ihlal edildiği bildirilen 01/08/2015 tarihli açık satış noktası sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir sözleşme imzalamadığını, müvekkili aleyhine tarafı olmadığı bir sözleşmeye ilişkin icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin de imzanın kendisine ait olmadığını belirtir şekilde icra dosyasına itiraz ettiğini, taraflar arasında yapılmış bir sözleşme ve yine yetki sözleşmesi de bulunmadığından, yetkinin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiğini, İzmir mahkemeleri bu dava bakımından yetkisiz olup, müvekkilinin ikametgahı olan Ayvalık Mahkemelerinin yetkili olduğunu, İİK. nun 67/2.maddesi gereğince alacaklı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan, aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nın 4. maddesine göre, tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, Mahkememizce yapılan araştırmada Ayvalık Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısında davalının gelir vergisinden muaf olmadığı, kazancının gerçek usulde vergilendirildiği, işletme hesabına göre defter tuttuğu, VUK’nun 177.maddesi uyarınca 1.sınıfa tabi tacir olmadığı, ticari faaliyet boyutuna ulaşan işlem hacminin olmadığı gibi yapılan yazışma sonucu davalının ticaret sicilinde kaydının olmadığının anlaşıldığı, ayrıca dosya kapsamına göre dosya içerisinde davalının tacir olduğunu veya ticari işletmesinin bulunduğunu gösterir herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, bu nedenle davalı yönünden görülmekte olan davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gereken bir dava olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Belirtilen gerekçeye göre, taraflardan birinin tacir olmaması ve uyuşmazlığın iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olmayışı yanında davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı; Türk Ticaret Kanununun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusuna göre de görülmekte olan davanın mutlak veya nîspi ticarî dava olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizin görevli bulunmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın, göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır