Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/584 E. 2021/599 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/584 Esas
KARAR NO : 2021/599

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin taze/kuru meyve ve dondurulmuş ürünlerin ihracatı yaptığını, davalı/ borçlu şirketin ise yurt dışında yapılacak olan satışlar için müşteri temin etmekte ve buna bağlı olarak komisyon aldığını, ancak çoğu zaman önceden avans niteliğinde ödemelerin davalının isteği nedeniyle yapıldığını, bu ödemeleri yeri geldikçe şirket çeki ve bankadan havale işlemi ile resmi kanallardan yapıldığını, yapılan ödemelerin hepsinin avans niteliğinde olduğunu, ancak borçlunun yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin sağlanmaması sebebiyle birkaç yıllık bir cari hesap açığından kaynaklı alacaklarının doğduğunu, bunun dışında da alacaklarının mevcut olduğunu, biriken bakiye 314.000,00 TL cari hesap açığı için müvekkili şirket adına İzmir ….İcra Dairesi …… E. Sayılı dosya ile borçlu … Gıda Nakliye Turizm San. Tic. Ltd. Şti aleyhine icra takibi başlatıldığını, açılan takibin 29/03/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, davalı şirketin 04/04/2018 tarihinde böyle bir borcunun olmadığı şeklinde takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine 05/04/2018 tarihinde icra takibinin durdurulduğunu, davalı tarafın itiraz dilekçesindeki, kendilerine gönderilen ödeme emrine istinaden borcunun olmadığı yönündeki ifadelerinin kötüniyetli olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirkete belirtilen tutarda borcu bulunduğunu, yerleşik içtihatlar gereği alacaklarının cari hesaptan kaynaklı olarak likit olduğunun açık olduğunu, davalı şirketin haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle durdurulan icra takibinde süresi içerisinde itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı taraf aleyhine %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde hangi sözleşmeye istinaden müşteri temin edildiği, komisyon alındığı ve hangi ödemelerin ve hangi çeklerin avans niteliğinde olduğu belirtilmeden genel ve soyut ifadelerle geçiştirilmeye çalışıldığını, bu bakımdan dava dilekçesinin açıklayıcı bir mahiyette olmadığını, bununla birlikte bir cari hesap ilişkisinden bahsedildiğini, tarafların mutabık kaldığı bir cari hesap ilişkisinin de bulunmadığını, takip dosyasında takip konusu için, “alacak” gibi genel bir ifade yazılmasına rağmen dava dilekçesinde bu sefer, avans niteliğinde verilen çeklerden bahsedildiğini, avans niteliğinde verildiği iddia olunan çeklerin, keşide tarihinde karşı edimin yerine getirildiği konusunda karine teşkil ettiğini, bu nedenle davanın reddine, %20 tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir ………..İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 314.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yoluyla yapıldığı davalının borca itiraz ettiği belirlenmiştir.
Takip ve dava konusu edilen alacağın varlığı ve miktarının tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya verilen 25/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Her iki tarafın 2015 yılı ticari defterlerinde görünen ve davalı ….. Tarımın davacı şirkete düzenlediği 690.300,00 TL toplam faturaların birbirini doğruladığı, davacı şirket ile davalı şirketin 2014 yılından gelen devir bakiyelerini birbirini doğrulamadığı ve davacının 2015 yılı açılış bakiyesinin 185.144,44 TL alacaklı , davalının da açılış bakiyesinin 118.000,00.-TL alacaklı olarak göründüğü, dava dosyasında tarafların yıl sonlarında veya ara dönemlerde yapılan mutabakat yazışmalarının da olmadığı bu nedenle 2014 yılından devir bakiyelerinin ticari defter incelemesinde doğruluk tespitinin yapılamadığı, davacı şirketin ticari defter incelemelerinden davalı şirkete toplam 781.900,00.-TL.çek+nakit ödeme yaptığı, davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacı şirketten çek + nakit 386.000,00 TL ödeme aldığı, davacı şirketin ticari defterlerinde görünen davalıyı borçlandıran 30.09.2015 tarihli 16.354,27 TL 31.12.2015 tarihli 21.580,39 TL ,31.12.2018 tarihli 23.300,00.- TL ve 31.12.2018 tarihli 20.650,00. TL- olmak üzere Toplam: 81.884,66 TL’lik virman kaydının olduğu, ancak kayıtlardan neye istinaden davalıyı borçlandırıcı bir işlem olduğu anlaşılamayan bu kayıtların davalı şirketin ticari defterlerin de görünmediği, takip tarihi olan 01/03/2018 itibarıyla, davacı … ın kendi kayıtlarında davalıdan 358.629,10.-TL alacaklı olduğu, davalı …..Tarımın da davacı Sultar Tarımdan 422.300,00.-TL alacaklı olduğu tespit edildiği, davacı tarafın dava konusu alacağının ticari defterlerinde görünen 358.629,10.-TL. olduğunun tespiti için, davacının 2014 yılından gelen ve alacaklı olduğu 185.144,44 TL devir bakiyesinin davalıya yapmış olduğu toplam 781.900,00.-TL ödemeden, davalı defterlerinde görünmeyen (781.900,00.TL- 386.000,00.-TL ) 395.900,00.-TL ödeme farkının davacı defterlerinde görünen ancak kayıtlardan içeriği anlaşılamayan davalıyı borçlandıran toplam 81.884,66.-TL virman kaydının belgelerle ispatlanması gerektiği, ispatın yapılamaması durumunda davalı şirketten alacaklı olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir. Bilirkişiden davacı tarafın itirazlarının irdelenmesi yönünden ek rapor alınmış, dosyaya verilen 30/03/2020 tarihli ek raporda 11.10.2019 tarihli bilirkişi teslim tutanağında davalı tarafın incelemeye 2014 – 2015 – 2016 – 2017 – 2018 ticari defterlerini getirdiğini, davacı tarafın ise 2015 , 2016 , 2017 – 2018 yılı ticari defterlerini sunduğunu, 2014 yılı defter içeriğinin incelendiğini ancak ticari defterlerin dönemsellik ve karşılaşabilirlik ilkesi gereği davalının 2014 yılı defter kayıtları hakkında raporda beyanda bulunulmadığını, 2014 yılından gelen farkın tespiti için davacı tarafın dosyaya sunduğu cari hareket dökümü ve cari hareket kayıtlarının dayanağı belgeler incelendiğinde 2013 yılından davalının hesabının 100.543,32 TL borçlu devrettiği, 2014 yılında davacının davalı tarafa toplam 202.601,12 TL çek + nakit ödeme yaptığı, 2014 yılı sonunda davalı tarafın 118.000,00 TL davacı tarafa komisyon faturası düzenlediği, 2014 yılı sonu itibariyle davacı şirketin davalı taraftan 185.144,44 TL alacaklı olarak 2015 yılını devir ettiği, davalının ticari defterlerinde davacının 2013 yılında 16.380,000 TL borçlu devir ettiği, 10.01.2014 , 10.02.2014 , 10.03.2014 tarihlerinde 5.000,00 TL , 10.04.2014 tarihinde ise 1.380,00 TL toplamda 16.380,00 TL açıklamasıyla tahsilat yaptığı, davacının 2013 yılından devir eden 16.380,00 TL borç bakiyesinin kapatıldığı, 31.12.2014 tarihinde davacı defterlerinde kayıtlı 118.000,00 TL komisyon faturası düzenlendiği , 2014 yılı sonu itibariyle davalı şirketin davacı taraftan 118.000,00 TL alacaklı olarak 2015 yılını devir ettiğinin tespit edildiği, 2014 yılında davalı şirket ortağı … adına 28.01.2014 tarihinde 20.000,00 TL, 13.11.2014 tarihinde 7.000,00 TL , 21.11.2014 tarihinde 21.000,00 TL , toplamda 48.000,00 TL nakit havale yapıldığı, 2014 yılı cari hesap dökümünde 29.09.2014 tarihinde 23.01.2015 vadeli 25.000,00 TL, 20.02.2015 tarihli 25.000,00 TL, 27.02.2015 tarihli 30.000,00 TL , 20.03.2015 tarihli 35.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL çek verdiği, yine aynı ekstre toplamı 4.601,12 TL … Bankası’ndan kredi kartı açıklamalı nakit ödemeleri yaptığının tespit edildiği, kök raporda davacının davalıya yapmış olduğu 781.900,00 TL ödemeden davalının ticari defterlerinde görülmeyen 395.900,00 TL ödeme farkının ispatlanması gerektiği sonucuna varıldığını, davacı defterlerinde görülen ancak kayıtlarda içeriği anlaşılmayan davalıyı borçlandıran toplam 81.884,66 TL virman kayıtlarının kayıt altına alındığının tespit edildiğini, davacının takip tarihinin 01.03.2018 olması nedeniyle 31.12.2018 tarihinde davalının borcunu artıran 2 adet virman kaydının dikkate alınmayacağı, toplam 37.934,66 TL davalıyı borçlandırıcı kaydın dava dosyasın sunulan cari hesap dökümünde kur değerlemesi açıklamasıyla yer aldığının görüldüğünü, tarafların incelenen ticari defterleri ve dosya kapsamı belgelerde ticari ilişkinin yabancı para cinsinden yapılacağına ya da yapıldığına dair herhangi bir sözleşme veya belgeye rastlanmadığından davalıyı borçlandırıcı kur farkı kaydının davacının alacağını belirlemede kabul edilip edilmeyeceğinin taktiri mahkemeye ait olmak üzere davacının davalı şirketten 314.679,10 TL kur farkının kabul edilmemesi durumunda 276.744,44 TL alacağının olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi ek raporunda davalı kayıtlarında bulunmayan çekler yönünden muhatap bankalara yazı yazılmış, çeklerin tahsil edildiği belirlenmiştir.
Alınan bilirkişi rapor ve ek raporu, dosyaya toplanan deliller ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; Somut olayda davanın davacı tarafından davalı aleyhine alacağa dayalı olarak İzmir….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibine, davalı itirazının iptaline yönelik olarak açıldığı; Davacı tarafın dava dilekçesiyle davalı tarafa önceden avans niteliğinde ödemeler yapıldığı ancak davalının yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin sağlanamadığından, davacının cari hesap açığından kaynaklı alacağının bulunduğunu bildirdiği, bilirkişinin raporunda davacı alacağının davacı defterlerinde görülen 358.629,10 TL alacağın tespitinin belgelerle ispatlanması gerektiği, ispatın yapılamaması durumunda davalı şirketten alacaklı olmadığının kanaatine varıldığı, ek raporunda ise davacı defterlerindeki kayıtlara göre davacı şirketin davalı şirketten alacak tutarının 314.679,10 TL , kur farkı kaydının kabul edilmemesi halinde 276.744,44 TL olduğu bildirilmiş ise de bilirkişi ek raporunda belirtilen 48.000,00 TL’lik havalenin davalı şirket adına gönderilmediği, şirket ortağı adına gönderildiği, bilirkişi rapor ve ek raporunda tespit edilen davacı tarafça yapılan diğer ödemelerin çekler vasıtasıyla yapıldığı, taraflar arasında çeklerin avans çeki olarak verileceği hususunda yazılı bir sözleşme bulunmadığı, kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin yasal karine olup bu karinenin aksinin davacı tarafça usulüne uygun yazılı delillerle ispatlanması gerektiği, davacının defter kayıtlarının çeklerin avans olarak verildiğini ispat için yeterli olmadığı, davacının yemin deliline dayandığı ancak davalı tarafa yemin teklifinde bulunmayacaklarını bildirdiği nazara alındığında sübut bulmayan davanın reddi gerektiği sonucuna incelenen tüm dosya kapsamıyla ulaşılarak davanın reddine, kötü niyet sübut bulmadığından davalı tarafın kötün niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Kötüniyet sübut bulmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın, peşin alınan 3.792,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.733,04 TL’nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 30.430,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır