Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/425 E. 2021/476 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/425 Esas
KARAR NO : 2021/476

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden olduğunu, kamu hizmeti sunduğunu, kamu hizmeti olarak toplu ulaşım hizmeti verdiğini, bu hizmeti yerine getirirken, bünyesinde bulunan merkez binası başta olmak üzere, tamir atölyesi, istasyon binaları ile taşıma işlevini yerine getiren trenlerin koruma ve güvenlik hizmetlerinin yapılması için ihale yoluyla bu hizmetleri almak için mevzuata uygun şekilde ihaleler açtığını, bu bağlamda, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi kapsamında ihale açmak suretiyle “Birim Fiyat/Götürü Bedel Hizmet Alımı Sözleşmesi” ile hizmet aldığını, bu ihalelerin 4734 sayılı ve 4735 sayılı yasa kapsamında gerçekleştiğini, bu süreç eksiksiz ve mevzuata uygun olarak sonuçlandığını, bu ihaleler …..arasında, …. tarihleri arasında … Ltd. Şti ile … tarihleri arasında ise … Ltd. Şti arasında “açık ihale” olarak gerçekleştiğini, yapılan bu ihaleler sonucunda ihaleye en uygun fiyatı veren davalı şirketler ile müvekkili şirket her bir ihale dönemi için ayrı ayrı ve sözleşme kapsamında çalışmaya başladıklarını, sözleşmelerin temeli güvenlik ve koruma işleri hizmeti satın almak olduğundan, davalılardan istenen hizmet kalitesi ve şartları sözleşme ile maddeler halinde düzenlendiğini, bu doğrultuda davalı şirketler sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek için kendi kadrosunu kurmuş ve sözleşme konusu işi yerine getirdiklerini, anılı güvenlik hizmetinin yerine getirilmesi sürecinde müvekkili davacı şirket, davalıların kendi kadrosunu kurmasına ve en önemlisi bu kapsamda sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi sırasında çalışma şekil ve yöntemlerine müdahale etmediğini, bu bağlamda davalılar, müvekkili davacı şirket nezdinde çalışmalarını sözleşmenin gerektirdiği kural ve yükümlülükler kapsamında kendi belirlediğini, diğer bir değişle, davacı müvekkili şirket, davalıların hangi işçi ile çalışacağına, işçilerinin hangi şartlarda çalıştığına müdahale etmediğini, ihale dönemlerinde yapılan her bir ihale kendi başına ayrı bir hukuki durum yarattığından, her bir ihale kapsamında ticari şartlar yeniden belirlendiğini, belirlenen ticari şartlara uygun olarak da davalılar yeniden yapılanmış ve sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, tüm bu süreçte, ihaleden doğan ücret ödeme yükümlülüğünü müvekkili davacı şirket eksiksiz ve tam olarak Kamu İhale Kanunu kapsamında mevzuata uygun bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkili şirket ihale dönemlerinin sona ermesine müteakip davalı şirketler ile arasındaki ticari ilişkiyi sona erdirdiğini, bu nedenle de davalıların kendi işçileri ile arasındaki hukuki ilişki müvekkili şirketi bağlamadığını, keza, ihale dönemi sona erdiğinde, Birim Fiyat/Götürü Bedel Hizmet Alımı Sözleşmesi de sona erdiğini, bu nedenle davalı şirketlerin çalışanlarının işçilik haklarından müvekkili davacı şirketin sorumlu olmadığını, taraflar arasında 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhâle Sözleşmeleri Kanunu ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi kapsamında, 06.02.2009-05.02.2011 tarihleri arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi- Güvenlik Hizmet Teknik Sözleşmesi Madde 5-5;06/02/2011-05/02/2013 tarihleri arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi’nin Güvenlik Hizmet Alım İhalesi Teknik Şartnamesi Madde5-4 ;“Yüklenici tüm çalışan güvenlikçilerin her türlü yasal haklarından ve ödemelerinden doğrudan kendisi sorumlu olup bu yönde …’ya gelecek olan herhangi bir ödeme doğrudan yükleniciye rücu edilmiş sayılır”hükmü yer aldığını, 06.02.2013-05.02.2015 tarihleri arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi’nin Güvenlik Hizmet Alım İhalesi Teknik Şartnamesi Madde 3-A Genel-10 ;“Yüklenici güvenlik hizmetinin görülmesinde çalıştırdığı elemanların 4857 sayılı yasadan doğan haklarını tamamen ödemekle yükümlüdür.” hükmü yer aldığını, Sözleşmenin ilgili maddesinde yer alan düzenleme uyarınca da dava dışı işçilerin tim işçilik alacaklarından davalı yüklenici şirketlerin sorumlu olduğu atılan imzalarla da sabitlendiğini, davalı şirketlerin işçisi olan … de bu ihale sözleşmeleri kapsamında müvekkili şirkette güvenlik işçisi olarak çalıştığını, dava dışı işçi …, işçilik alacaklarının tahsili talebiyle müvekkili davacı şirkete dava ikame ettiğini, İzmir …. İş Mahkemesi’nin …Esas … karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, yerel mahkeme kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi..Hukuk Dairesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyası ile onandığını, onama kararının tebliği üzerine işçilik alacaklarının tahsili talebiyle İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasıyla müvekkili davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili davacı şirket tarafından 22.689,70-TL icra dosyasına ödeme yapıldığını, ödenen bedel olan 22.689,70-TL’nin davalı şirketlerden rücuen tahsili zorunlu hale geldiğini, belirtilen dönemlerde davalı şirketlerin işçisi olarak çalışmakta iken iş akdi sona eren …’e müvekkil davacı şirket tarafından yapılan 22.689,70-TL’lik işçilik alacağı ödemesinden aradaki sözleşme hükümleri ve bu konudaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı yüklenici şirketler sorumlu olduğundan yapılacak bilirkişi incelemesi ile de haklılıklarının sübut bulacağını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkil davacı şirket tarafından yapılan 22.689,70-TL’nin ödemenin yapıldığı tarih olan 07/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili davacı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı şirketlere yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın talepleri yönünden tüm zamanaşımı ve hakdüşüm süreleri geçtiğini, davanın bu yönden öncelikle reddi gerektiğini, davacı yan tarafından ihale edilen Güvenlik Hizmet Alımı ihalesi müvekkili şirketler ve dahil oldukları ortak girişimler üzerinde kalması neticesinde davacı idareye hizmet verildiğini, bu hizmetler yeni dönem ihalesinin başka şirketler uhdesinde kalması ile son bulduğunu, hizmet kapsamında çalışan işçiler yönünden kimlerin çalıştırılacağını/işten çıkartılacağına belirleyen, işin yürütümü açısından tüm emir ve talimatları veren, işçilerin izin süreçlerini belirleyen tek ve gerçek işveren davacı olduğunu, bu yönden işçilik alacakları için yaptığı ödemeler yönünden rücu hakkından bahsetmek hukuken mümkün olmadığını, söz konusu personel/personeller değişen sürelerle değişen şirketler sigortası altında çalışmış olup, –kabul sayılmamak kaydı ile- davacının rücu talebini hizmet sürelerine düşen sorumluluk tutarlarını ayırarak yöneltmesi gerektiğini, müvekkil şirketlerin işçilerin tüm çalıştığı süre üzerinden müşterek müteselsil sorumlu tutulması hukuken mümkün olmadığını, ilgili sözleşme ve mevzuat hükümlerine göre mevcut şartlar altında davacı yanın müvekkili şirketlere rücu talebi yöneltebilmesi ayrıca mümkün olmadığını, Borçlar Kanunu 61 ve 62 maddelerine göre sorumluluğun kusura dayalı belirlenmesi halinde; açıklamaları ışığında, iş akdi feshinde hiçbir kusuru bulunmayan ve mali gücü davacı idare yanında ve keza gerçek durumda bu yükü kaldırmaya müsait olmayan davalı müvekkilinin hukuken sorumlu tutulması mümkün olmayacağını, gerçek ve tek işveren olarak, yeni ihale döneminde işe almayarak işçilerin iş akdini sonlandıran davacının tam kusurlu olduğunu, davacı yan, dava konusu ettiği sözde alacakları için müvekkili şirketlerden …Ltd. Şti. nin kesin teminat mektuplarını nakde çevirerek irad kaydettiğini, bu mektupların iadesi için Kardak şirketi tarafından açılan İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …-E sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, sonuç olarak davacı yan aslında tahsilini gerçekleştirdiği bir alacak için davalılara dava ikame ettiğini, davanın bu yönden tüm davalı müvekkili şirketler yönünden reddi gerektiğini, yine kabul sayılmamak kaydı ile 6552 sayılı yasının 8 maddesi ile İş Kanununda yapılan değişiklik kapsamında davacının alacaklarının ihale makamı idareler tarafından, değişik idarelerde çalışılmış ise toplam çalışma süresi üzerinden son çalışılan idare tarafından ödeneceğini, 6552 sayılı yasa için 08/02/2015 tarihinde yayımlanan uygulama yönetmeliği ile de 6552 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 11/09/2014 tarihinden sonra kıdem hak eder şekilde işten ayrılan çalışanlar için bu uygulamanın geçerli olduğu belirlendiğini, bu kapsamda davacı işçi alacaklarının ve kıdem, sendikal tazminat ve dahi ihbar tazminatının çalıştığı son idare olan davacı idare tarafından ödenmesi gerektiğini, Kamu İhale Kanununa göre ihaleye çıkılan işlerde çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatı ödemesi, hizmeti alan ve üst işveren olan idareler sorumluluğunda olduğunu, bu yönden davalı yanın kıdem tazminatı ve bu bedele karşılık gelen faiz, vekalet ücreti, yargı harçları ve sair feriler yönünden yasal olarak kendilerinden talep ve rücu hakkı bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İzmir 8. İcra Dairesinin…esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının dava dışı … borçlusunun dosyamız davacısı ile dosyamız iş ortaklığını oluşturan davalılar olduğu, İzmir 15. İş Mahkemesinin … tarih ve …Esas … Karar nolu ilamına istinaden davacının davalılardan … Ltd.Şti.ile ….Şti. aleyhine işçi alacakları tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti, harçlar ve işlemiş faiz olmak üzere toplam , 17.855,33 TL alacak için 28/06/2017 tarihinde takibin yapıldığı, takip nedeniyle dosyamız davacısının 08/08/2018 tarihli makbuz ile 22.698,70 TL ödeme yapmış olduğu anlaşılmıştır.
İzmir. … İş Mahkemesinin … tarih ve …Esas … Karar sayılı kararı ile; davacı … tarafından davalılar : … İzmir Büyükşehir Belediyesi … İşletmeciliği Taşımacalık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Limited Şirketi-… Hizmetleri Limited Şirketi iş ortaklığına karşı davalı …… A.Ş. ‘ye asıl işveren diğer davalı iş ortaklığına ise son alt işveren olarak dava açıldığı yapılan yargılama sonunda mahkeme tarafından “…davacının davalı işyerinde çalışmakta iken iş akdinin işveren tarafından haklı olmayan sebeplerle feshedildiği, davacının fazla çalışma ücreti dışındaki talep etmiş olduğu alacaklara hak kazandığından bahisle; davanın kısmen kabul, kısmen reddine; a) fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine; b) 8.744,04 TL net kıdem tazminatının akdin fesih tarihi olan 05/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; c) 2.589,43 TL net ihbar tazminatının 50,00 TL sinin dava tarihi olan 18/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, bakiyesi olan 2.539,43 TL’sinin ıslah tarihi olan 12/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine; d) bilirkişi tarafından hesaplanan net 1.414,34 TL genel tatil alacağından takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak net 942,89 TL olarak belirlenmesine, 50,00 TL net genel tatil ücretinin dava tarihi olan 18/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte , bakiyesi olan 892,89 TL’sinin ıslah tarihi olan 12/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine,…” karar verilmiş, verilen karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin … tarihli ve … Esas-… Karar tarihli kesin kararı ile onanmıştır.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas-… Karar sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediği dosyanın İstinaf incelemesinde olduğu ilgili mahkemenin 10/03/2021 tarihli yazısından anlaşılmış; dosyada mevcut gerekçeli karar suretinin incelenmesinde dosyamız davalılarından …. Şti ve … Ltd. Şti. tarafından dosyamız davacısı aleyhine, iki adet teminat mektubunun dava sonuçlanıncaya kadar davalı idarenin bankadan ödeme talebinde bulunmaması ve ilgili banka tarafından teminat mektuplarının bedellerinin idareye ödenmemesi yönünde ihtiyatı tedbir kararı verilmesi ve anılan teminat mektuplarının davacıya iadesine karar verilmesi talebi ile açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli kök raporunda, temyiz olunan kararın bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istemi halinde ilgilisine iadesine, 03/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildiği, kararlarda anlaşılacağı üzere her alt işveren kendi dönemine tekabül eden süre için kıdem tazminatından sorumlu olduğunu, davacı … Aş tarafından ödenen 8.810,- TL kıdem tazminatı tutarını dava dışı güvenlik görevlisinin … Ltd Şti ne 01/10/2009 tarihinden 05/02/2011 tarihine kadar 493 gün çalıştığı, ihalelenin yeniden … Şti tarafından alınmasından sonra 06/02/2011 tarihinden 05/02/2013 tarihine kadar 730 gün olmak üzere … Ltd Şti de toplam olarak 1223 gün çalıştığı sabit olduğundan toplam 1223 güne tekabül eden 5.517,57 TL’nin … Ltd Şti ne rücu edilebileceği, … ve … Ltd Şti nin 06/02/2013 ihale alım ve 05/02/2015 ihale sonu tarihleri arasında çalıştığı süre olan 730 güne tekabül eden 3.293,40 TL’sini, Yargıtay … Hukuk Dairesinin kararında ihbar tazminatına ait bir istemin olmaması nedeniyle ihbar tazminatına ilişkin bir karar olmadığı halde, bu durum 13. Hukuk Dairesinin kararında açıkça belirtildiğini; ihbar tazminatının tamamı olan 3.074,- TL’yi de sadece son alt işveren olan … ve …. Şti ne rücu hakkı olduğu aralarında imzalamış oldukları Özel Güvenlik Hizmeti Alımına Ati Sözleşmesi nin 5.4- maddesi ile Genel Şartnamenin 6. Bölümü ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) na göre tespit edildiğini bildirmiş; yine aynı bilirkişiden alınan 02/06/2020 tarihli ek raporunda; davacının İzmir …İcra Dairesinde açmış olduğu ….Takip tarihli, 06/08/2018 Hesap tarihli…no.lu icra dosyasında yapılan harcamaların takipte kesinleşen miktar 17.859,84 TL, tahsilat harcı miktarı bakiye borç harç oranı (4,55 ) 812,62 TL, başvurma harcı miktarı 31,40 TL, vekalet ücreti miktarı 2.143,18 TL, toplam faiz miktarı 1.809,56 TL, masraf miktarı 42,10 TL, yekün alacak 22.698,70 TL olarak hesaplandığını, genel tatil ücreti hesaplamanın dosya içinde bulunan İzmir 15. İş Mahkemesinin …Esas, … Karar sayılı gerekçeli kararında ;“ d- Bilirkişi tarafından hesaplanan net 1.414,34 TL genel tatil ücreti alacağından takdiren 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak net 942,89 TL olarak belirlenmesine, 50.- TL net genel tatil ücreti alacağının dava tarihi olan 18/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, bakiyesi olan 892,89 TL sinin ıslah tarihi olan 12/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevudata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde kararı olup bu karara uymakla ; dosya harici davacı …’in genel tatildeki çalışmalarına karşılık gelen ücreti 942,89 TL olduğunu, İzmir …. İş Mahkemesinin kararı göz önüne alınarak genel tatil ücretine faiz uygulanmasına ilişkin karar vermesi halinde, genel tatil ücretinin 50.00- TL’lik kısmı için, dava tarihi olan 18/03/2015 tarihinden karar tarihi olan … tarihine kadar olan gün sayısı 438 gün, bankaların … tarihinde verdiği en yüksek mevduat faiz oranı %16, F= 50.00-TL X 438 gün X %16/36000- 9,73 TL, genel tatil ücretinin 892,89 TL lik kısmı için, ıslah tarihi olan 12/07/2016 tarihinden karar tarihi olan … tarihine kadar olan gün sayısı 324 gün, bankaların 12/07/2016 tarihinde verdiği en yüksek mevduat faiz oranı %14,50, F=892,89 TL X 324gün X %14,50/36000=116,52 TL, genel tatil ücretleri toplamı 942,89 TL, faizler toplamı 126,25 TL, genel toplam 1.069,14 TL olduğunu, tüm bu hesaplamalardan sonra, davacının davalıdan isteyebileceği tutarın İzmir 8. İcra Dairesi…sayılı dosya gereği 22.698,70 TL, genel tatil ücreti ve faizleri toplamı 1.098,14 TL olmak üzere olarak hesaplandığını bildirmiş; ancak dosya kapsamına göre alınan raporların eksik ve yetersiz olduğu, bilirkişinin uyuşmazlık konusunda uzman olmadığı, bilirkişiden rapor alınması gerektiğinden başka bir bilirkişiden yeni bir rapor alınmıştır,
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı-İş Güvenliği Uzmanı Emekli İş Başmüfettişi bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; dava ve uyuşmazlık, asıl işveren davacının, davalı şirketler tarafından çalıştırılan dava dışı işçiye icra takibi sonrasında, ödemek zorunda kaldığı kıdem tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olduğunu, davalı alt işverenler ile dava dışı işçi arasındaki hukuki ilişki hizmet akdine dayanmakta iken, davalı ile asıl
işveren arasındaki hukuki ilişki 4857 sayılı İş Kanunu‟nun 2. maddesinde düzenlenen “birlikte (müteselsil)
sorumluluktan” kaynaklandığını, taraflar arasında düzenlenen hizmet alımı sözleşmelerinin eki teknik şartnamelerde, tazminat ve işçilik
alacaklarından yüklenicilerin sorumlu olacağı hüküm altına alındığını, bu ödemelerden asıl işverenin sorumlu olacağına
ilişkin hükme yer verilmediğini, dava ve uyuşmazlık konusu davalarda temyizen inceleme görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesine verildiğinden
bu dairenin 2019,2020 ve 2021 yılı kararlarında yer alan ilkeler doğrultusunda;
davacının icra takibi nedeniyle dava dışı işçiye ödemek zorunda kaldığı, kıdem tazminatı, UBGT ücreti ile bu
alacakların işlemiş faizi ve ferilerinden dava dışı işçiyi çalıştıran alt işverenlerin dönemleriyle sınırlı sorumlu; ihbar
tazminatı ile bu alacağı işlemiş faizi ve ferilerinden ise son alt işverenin sorumlu olacağını, 7166 sayılı Yasa ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yukarıdaki bölümde yer verildiğini, Yargıtay güncel kararlarına göre, dava ve uyuşmazlığın iş hukuku değil, borçlar hukuku hükümlerine göre
çözümlenmesi gerektiğinden, “İş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmelerin” iş bu
rücu davasında hükme esas alınamayacağı,
davalıların sorumluluklarının müşterek ve müteselsil şekilde olamayacağı, İş Kanununun 2. maddesi gereği
işçilik alacaklarından müteselsil borçluluğun dış ilişki yani işçi ile işverenler arası ilişki bakımından geçerli olduğu,
borçluların (alt işverenlerin) kendi aralarındaki ilişki bakımından ise müteselsil borçluluk değil kısmi borçluluk olgusu
söz konusu olacağı; ancak adi ortaklıkların müteselsil sorumlu tutulabileceği, (…Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında
ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun
hükmü veya sözleşme bulunmadığını, bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulması gerektiğini (Yargıtay … Hukuk Dairesi ….), Davacının, yasal zorunluluk nedeniyle icraen ödemek zorunda kaldığı toplam 22.689,70 TL’den, tabloda
belirtilen miktarlar üzerinden davalı alt işverenlerden rücuen talep edebileceği, analiz edildiğini, davalı vekilince öncelikli taleplerinin, davalı yandan tahsil edilen teminat mektuplarının bilgisinin dosyaya
kazandırılmak sureti ile bu bilgi ve belgeler ışığında rapor düzenlenmesi istenilmiş ise de, dosyada yer alan bilgiler
kapsamında, bu şekilde bir hesaplama yapılamayacağını, analiz ve hesaplamaları, Yargıtay 23.H.D. ile İzmir BAM 13.H.D. sinin ilke kararları ile güncel
içtihatlarına göre yapılmış olmakla birlikte;
davacının icra takibi sonrasında ödediği ve talepte bulunduğu toplam 22.689,70 TL‘den, davalıların sorumlu
olacakları miktarlar ile bu tutarların ödeme tarihinden (08/08/2018 tarihli Reddiyat makbuzu/ İş Mahkemesinde görülen davada,
… …Ltd. Şti. ile …. Ltd.Şti. nin davalı konumunda olduğu, …. …Ltd. Şti. nin davaya ihbar
edilmediği görülmektedir) itibaren işleyecek yasal faiz takdirinin mahkemeye ait olacağı bildirilmiştir.
Dava, tacir sıfatına haiz taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi kapsamında asıl iş veren tarafından alt işverenlerin çalıştırdığı işçiye ödenen işçilik alacaklarının alt işverenlerden rücu’en tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ve davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme gereğince dava dışı işçinin davacı bünyesinde çalıştırıldığı, sözleşmenin sona ermesi sonrasında dava dışı işçinin mahkeme kararına dayalı işçilik alacaklarının tahsili amacıyla başlattığı takip dosyasındaki davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı veya yapılan ödemenin miktarı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ancak davacı tarafça dava dışı işçiye ödenen işçilik alacakları kapsamındaki tazminat ve ferilerinin davacı tarafından davalılara rücu edilip edilemeyeceği, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümleri ve yasal düzenlemeler gereğince yapılan ödemelerden davalıların sorumlu olup olmadıkları hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava açmadan önce davalıları usulüne uygun ihtarla temerrüte düşürdüğüne dair dosya içerisinde herhangi bir belge bulunmadığından ve davacı vekilinin duruşmadaki beyanı nazara alınarak faiz başlangıç tarihi dava ile talep edilen ödeme tarihi yerine dava tarihi olarak kabul edilerek tarafların sıfatı itibarıyla avans faizine hükmedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller, bilirkişi … tarafından düzenlenen 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davacı tarafından yapılan ödeme tarihi, zamanaşımını kesen işlemler ile dava tarihi itibarı ile dava zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı; İzmir. ….. İş Mahkemesinin … tarih ve …Esas … Karar sayılı kararının onanmasına ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin … tarihli ve … Esas-… Karar tarihli kesin kararına istinaden dava dışı işçi … tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine başlatılan takip nedeniyle davacı tarafından 08/08/2018 tarihinde takip dosyasına 22.698,70 TL ödeme yapıldığı; uyuşmazlığın yapılan ödemeden kimin sorumlu olduğu davacının yapmış olduğu ödemeyi davalılara rücu edip edemeyeceği hususuna ilişkin olduğu; uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine itibar etmek gerektiğinden, davacı ile davalılar arasında düzenlenen hizmet alım tip sözleşmeleri ve ekleri olan şartnamelerin hükümleri incelenmiş; taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları” başlıklı 22. maddesinde “yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin 6. Bölümünde belirtilmiş olup, yüklenici bunlara aynen uymakla yükümlüdür” şeklinde düzenleme bulunduğu; “Hüküm Bulunmayan Haller” başlıklı 35 maddesinde de “Bu sözleşme ve ekinde hüküm bulunmayan hallerde ilgilisine göre 4734 ve 4735 sayılı Kanun hükümlerine, bu Kanunlarda hüküm bulunmaması halinde ise genel hükümlere göre karar hareket edilir..” hükümlerine yer verildiği; Genel Şartnamenin 6.maddesine göre de yüklenicinin yükümlülükleri başlığı altında tüm çalışan güvenlikçilerin her türlü yasal haklarından ve ödemelerinden yüklenicinin sorumlu olacağı düzenlenmiş; sözleşme eki şartnamede ise , Teknik Şartnamenin “Personel” başlıklı 3.a-10 maddesinde “… Yüklenici güvenlik hizmetinin görülmesinde çalıştırdığı elemanların 4857 sayılı Yasadan doğan haklarını tamamen ödemekle yükümlüdür..” şeklinde düzenleme bulunduğu; yine 13. Maddesinde de “Yüklenici işverenin çalıştıracağı personelin SGK ve İş Mevzuatı kapsamındaki tüm mali, sosyal ve her türlü diğer haklardan ihale günü yürürlükteki Kamu İhale Tebliğinde yer alan yüzde 3 genel giderin içeriğindekiler de dahil yerine getirilmesinde tüm mali külfeti yüklenici işveren karşılar” şeklinde düzenleme bulunduğu; diğer yandan önceki teknik şartnamenin 5.5 maddesinde de ” Yüklenici tüm çalışan güvenlikçilerin her türlü yasal haklarından ve ödemelerinden doğrudan kendisi sorumlu olup bu yönde İzmir Metroya gelecek herhangi bir ödeme doğrudan yükleniciye rücu etmiş sayılır” şeklindeki düzenlemeler nazara alınarak, taraflar arasında imzalanan hizmet alım tip sözleşmesinin ve eki şartnamenin yüklenicinin çalıştırdığı dava dışı işçinin her türlü yasal haklarından ve iş mevzuatı kapsamındaki tüm tazminat ve işçilik alacaklarına ilişkin ödemelerden davalı yüklenicilerin sorumlu olacağına dair özel hüküm içerdiği, bu ödemelerden davacı asıl işverenin sorumlu olacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmış; dosya kapsamı ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalıların tümünün dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı ve UBGT ücretinden işçileri çalıştırdıkları dönem isabet eden kısım itibarı ile sorumlu oldukları, bunun yanında ihbar tazminatından ise son işverenin sorumlu olacağı; davalıların çalıştırdığı dava dışı işçinin sair tazminat haklarından sorumlu olacağı, davalıların ayrıca dava dışı işçinin yapmış olduğu icra takibi nedeniyle işçilik alacakları yanında faizi ve ferilerinden, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu icra takip masrafları gibi diğer ödemelerin tümünden sorumlu oldukları, davacının dava dışı işçilere yaptığı ödeme miktarını bu kapsamda davalılara rücu edebileceği ; davalıların dava dışı işçi çalıştırdıkları dönemlere ilişkin ayrı ayrı sorumlulukları bulunduğundan aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunmayan davalıların sorumluluklarının müteselsil sorumluluk değil kısmi borçluluk kapsamında olduğu, aralarında iş ortaklığı ilişkisi bulunan davalıların ise müteselsil sorumluluklarının bulunduğu kabul edilerek, her bir davalının çalıştırdığı döneme ilişkin dava dışı işçi işçilik alacaklarından sorumlu oldukları miktar ayrı ayrı tespit edilmek suretiyle davacının dava dışı işçiye ödemiş olduğu işçilik alacaklarından kaynaklı dava konusu rücuen tazminat alacağına ilişkin olarak davacının davasının kabulüne karar verilmiş; her ne kadar davacı icra takip dosyasında 22.698,70 TL ödemiş ise de, davacının dava dilekçesindeki harca esas olarak göstermiş olduğu değer üzerinden taleple bağlı kalınarak toplam 22.689,70 TL’ nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair, yukarıda belirtilen gerekçeye göre hesaplanan 11.529,62 TL tazminatın davalı … Ltd. Şti.’nden; 11.160,08 TL tazminatın ise iş ortaklığını oluşturan davalılar … Ltd. Şti. ile …. Şti.’den müteselsilen 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
11.529,62 TL tazminatın davalı … Ltd. Şti.’nden 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
11.160,08 TL tazminatın davalılar … Ltd. Şti. ile …. Şti. iş ortaklığını oluşturan davalılardan 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.549,93TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 387,49 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.162,44 TL harcın (davalı … Ltd. Şti’nden 590,69 TL’sinden müstakilen sorumlu olmak kaydıyla; İş ortaklığını oluşturan davalılar … Ltd. Şti. ile …. Şirketi’nin 571,75 TL’sinden müştereken ve müselsilen sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin (davalı … Ltd. Şti’nden 2.073,00 TL’sinden müstakilen sorumlu olmak kaydıyla; İş ortaklığını oluşturan davalılar … Ltd. Şti. ile …. Şirketi’nin 2.007,00 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 387,49 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 56,00 TL tebligat gideri, 53,00 TL e-tebligat masrafı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 54,50 TL posta masrafı toplamı 1.492,09 TL yargılama giderinin (davalı … Ltd. Şti’nden 758,20 TL’sinden müstakilen sorumlu olmak kaydıyla; İş ortaklığını oluşturan davalılar … Ltd. Şti. ile …. Şirketi’nin 733,89 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak
davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza