Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/371 E. 2022/169 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/371 Esas
KARAR NO : 2022/169

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa ürün sattığını, ürünlerin bedeli davalı tarafından ödenmemiş olduğundan bakiye cari hesap alacağının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkilinin takibe konu bakiye cari hesap alacağının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalının, müvekkilinin alacağını geciktirmek için davaya konu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itirazın tamamen borcun ödenmesini geciktirme amaçlı olup haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, Büyükçekmece …….İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı icra takibinin devamına, takip miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, İstanbul ve Kemalpaşa Vergi Dairesi’ne, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yazılan müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Büyükçekmece…. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 10.630,86 TL asıl alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 22/10/2018 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının vekili aracılığıyla 24/10/2018 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafa 26/04/2021 tarihli duruşmada 4 nolu ara karar gereğince “Davacı tarafa dava konusu ticari defter ve belgelerini ibraz etmek veya bulunduğu yeri bildirmek üzere; “HMK’nun 222/1. fıkrası uyarınca tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından dava konusu ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmek veya bilirkişi incelemesine esas olmak üzere bulunduğu yeri bildirmek üzere HMK’nun 220/1. fıkrası uyarınca 2 HAFTALIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE, kesin süre içinde ticari defterlerin ibraz edilmemesi veya bulunduğu yerin bildirilmemesi ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz edilmeme hakkında kabul edilebilir bir mazeret gösterilmediği takdirde, söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanılmaktan vazgeçmiş ve ibrazdan kaçınmış sayılacağının ihtarına, (ihtaratın meşruhatlı davetiye tebliği ile yapılmasına )” yapıldığı ve davacı vekiline 02/05/2021 tarihinde ibraz etmesi için davetiye çıkartıldığı, davacı vekilinin bu konuda beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. Maddesinde;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
6100 Sayılı HMK`nun 222. maddesinde;
”(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davanın davacı tarafından cari hesap bakiyesinden kaynaklı alacağında tahsili amacıyla Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu, davacı vekili dava dilekçesinde takibe konu bakiye cari hesap alacağının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalının, davacının alacağını geciktirmek için davaya konu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve itirazın tamamen borcun ödenmesini geciktirme amaçlı olup haksız, kötüniyetli olduğunu savunduğu ve açılan itirazın iptali davasında faturaların yanında ticari defterlere ve aralarındaki hesap ilişkisine de dayanıldığı, davacı vekiline HMK’nun 222/1. fıkrası uyarınca ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi ve yerini bildirmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği ve yapılan ihtara rağmen davacı vekilinin beyanda bulunmadığı, yine davalı şirkete ticari defterlerinin ibrazı için ihtarlı tebligat yapılmasına rağmen defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle her iki taraf yönünden bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara ilişkin alacak ile ilgili faturalardaki malların teslimini ispat etmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı tarafın davaya konu alacağa ilişkin delil olarak dayandığı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara ile ilgili faturalardaki malların teslimini ispat etmemesi nedeniyle davacının davasını ispatlayamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının ispatlamayan davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL den peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde resen davacı tarafa iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim….
¸e-imza