Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/334 Esas
KARAR NO : 2021/273
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, İzmir Ticaret Sicilinin … sicil sayısında tescilli olduğunu ve …/İzmir adresinde ticari faaliyetine devam etmekte iken, davalı ile …’in iş ortağı olduğu … /İzmir adresinde faaliyet gösteren “…” adlı işletmeyi devraldıklarını, devir sözleşmesine istinaden 70.000,00 TL bedel biçilen işletmenin devri sebebiyle müvekkili şirket ve şirket ortağı … tarafından her biri 5.000,00 TL bedelli 15/06/2014-15/07/2015 tarihleri arasında her ay ödemek üzere 14 adet bono, … emrine düzenlenerek verildiğini, ilk iki bono bedellerinin ödendiğini ve müvekkili tarafından teslim alındığını, diğer bonolara karşılık olmak üzere ekte sunulan dekont ve makbuzlara istinaden 35.951,00 TL davalıya kısım kısım ödendiğini, ancak davalının 35.951,00 TL tutarındaki müvekkilinin ödemelerini hiç almamış gibi 10 adet bonoyu 06/07/2015 tarihinde İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından takip konusu yaptığını, müvekkili şirketin devralma sebebiyle davalıya yaptığı ödemelerin kesin olduğunu, müvekkili şirket evvelce İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas-… karar sayısında kambiyo hukukuna dayalı sebeplerle şikayet yoluna başvurduğunu, bu şikayeti nedeniyle davalı taraf ödemelerin çoğunluğunu kabul ettiğini, İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından müvekkili şirketin 35.951,00 TL borçlu olmadığının tespiti için dava açılması zorunluluğunun doğduğunu, müvekkillerinin İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 35.951,00 TL borçlu olmadığının tespitini, bu meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın usul ve yasaya aykırı olan ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun söz konusu davasının reddi gerektiğini, davacı yanın müvekkiline dava ve takibe konu senetlere istinaden bahse konu ettiği 35.951,00-TL tutarında herhangi bir ödemesi bulunmadığını, davacının bu yöndeki iddiasını kabul etmediklerini, müvekkili, icra takibinde yer aldığı tutar itibariyle davacı yandan alacaklı olduğunu, davacı yan, müvekkiline olan borcunu ödemek yerine takibi sürüncemede bırakmak ve gereksiz zaman kazanmak adına mezkur davayı ikame ettiğini, huzurdaki dava haricinde de İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile icra takibine itiraz davası açtığını, ancak mahkeme tarafından, “taraflar arasındaki ilişki nedeni ile düzenlenen takip talebinin taraflar arasındaki ilişkiye uygun olarak düzenlendiği, işlemiş faiz hesabının yasaya uygun olarak hesaplandığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini ve ilgili karar ekte sunulu Yargıtay ilamı ile kesinleştiğini, davacı, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinde ikame ettiği davada takibe konu senetlerin üçünün bedellerinin ödenerek geri alındığını beyan etmişse de huzurdaki davada senetlerden yalnızca ikisinin bedelinin ödenip teslim aldığını iddia ettiğini, davacının bu beyanlarının birbiri ile örtüşmediği izahtan vareste olduğunu, öte yandan kabul anlamına gelmemek kaydıyla takibe itiraz davasında 28.354,00-TL ödeme yapıldığını iddia eden davacı, takibe ilişkin hiçbir ödeme gerçekleştirmemesine rağmen huzurdaki davada 35.951,00-TL ödeme yaptığını iddia ettiğini, davacının bu denli çelişkilerle dolu beyanlar ileri sürmesi, takibi sürüncemede bırakmaya ve müvekkilinin zarara uğratmaya çalıştığının açık birer göstergesi olduğunu, davacı yanca müvekkiline toplamda yapılan ödeme, 21.250,00-TL olduğunu, ancak yapılan işbu ödemelerin takibe konu bonolara ilişkin olmadığını ehemmiyetle vurgulamak gerektiğini, davacı/borçlunun ödemelere ilişkin sunmuş olduğu beyan ve makbuzlardan kabullerinde olan ve ancak takibe konu bonolarla ilgili olmayan ödemelerin … Bankasından … adına gönderilen havaleler toplamı olan 7.000,00-TL, 05/01/2015 tarihli 13.000,00-TL tutarındaki makbuz, davacının o güne kadar makbuzlu ve makbuzsuz tüm ödemelerin toplamına mahsuben verildiğini, dolayısıyla dosyaya sunulu 05/01/2015 tarihinden önceki tarihli olan makbuzlar bu makbuzun içeriğinde olduğunu, sunulan mezkur makbuzlar ayrıca bir ödeme olarak kabul edilemeyeceğini, 22/05/2015 tarihli 1.250-TL bedelli makbuz, müvekkiline yapıldığı inkar edilmeyen ve fakat takibe konu edilen senetlerle herhangi bir ilgisi bulunmayan bir ödeme olduğunu, bunun haricinde davacı yanca yapıldığı iddia edilen diğer ödemeleri kesinlikle hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davacının, müvekkiline takibe konu senetlerden dolayı herhangi bir ödemesi olmadığını, yapılan ve kabul ettikleri kısmi ödemenin ise 15.000,00-TL tutarında takibe konu edilmeyen ilk üç senet ve müvekkiline olan diğer borçlarına ilişkin olduğunu, zira müvekkilinin 70.000,00TL lik senet haricinde davacıdan 10.044,19-TL alacağı daha bulunduğunu, müvekkilinin … adlı işletmesini davacı yana fiili olarak devretmiş olsa da, davacıların talebi üzerine ve aralarındaki güven ilişkisinden mütevellit işletmenin vergi kaydı, sene sonuna kadar devredilmediğini, dolayısıyla 31/12/2014 tarihine kadar işletmenin müvekkilinin üzerinde kaldığını, davacı yan tarafından işletmeye ait banka hesapları, buna bağlı pos cihazları kullanıldığını, işletmeye ait banka kartını ve şifresini de alan davacı, bu hesap üzerinde defalarca işlem yaptığını, söz konusu işletme ile alakalı her türlü resmi ve gayriresmi borçların davacı tarafça yatırılması gerekirken, müvekkilinin o dönemde vergi dairesinde borcu olup olmadığını incelemesi üzerine işletmenin 8.724,19-TL vergi borcunun olduğunu öğrendiğini, 2014 yılı vergi dönemine ilişkin 1.250,00-TL ödenmesi gerçekleşmeyen muhasebe borçları da bulunduğunu ve davacıların halen bu borçlarını ödemediğini, öte yandan davacı her ne kadar yapılan havale ve ödemelerin senet borcuna ilişkin olduğunu ileri sürmekte ise de buna dayanak hiçbir delil ve ispat aracı sunmadığını, davacı yan, borcunu inkar etmiyor ve fakat ödediğini iddia ediyorsa bunu ispatlaması gerektiğini, davacı yanca delil olarak sunulan evraklarda, yapıldığı iddia edilen ödemelerin takibe konu senetlere istinaden ödendiğine yönelik ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının iddia ettiği ödemeler ve diğer hususları ispatlamak adına mutlaka takibe dayanak evraklara(bonolara) karşılık ödeme yaptığına ilişkin atıfta bulunması gerektiğini, ileri sürdüğü ödemelerin hiçbirinde borca konu senetlere atıfta bulunulmadığını, yapılan bir kısım ödemelerin(21.125.00-TL’nin) kabul ettiklerini, bu ödemelerin, davacı yana teslim edilen takibe konu edilen senetler dışındaki 3 adet senet ilişkin olduğunu, yapıldığı iddia edilen 35.951,00-TL lik miktarın yalnızca 21.125,00-TL lik kısmını kabul ettiklerini ve fakat bu tutarın ise müvekkilinin takibe koyduğu senetlere istinaden yapılmadığını, takibe konulmayan üç senet ve diğer alacaklara ilişkin ödemeler olduğunu, davacının ek olarak sunduğu evrakları kabul anlamına gelmemek kaydıyla bazı ödeme kalemlerinde yer alan isimlerle (…/… vb.) müvekkilinin herhangi bir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin, bu şahısları tanımadığını, dolayısıyla adı anılan bu şahıslar adına tanzim edilen makbuzların takibe konu bono ve borçla hiçbir alakası bulunmadığını, öte yandan davaya konu 13.000,00 TL tutarlı makbuz, davacının 05/01/2015 tarihine kadarki yaptığı ödemelerin toplamına mahsuben verildiğini, belirtilen tarihten önce kesilen makbuzların tekrar ödemeye konu edilmesi haksız tekerrüre sebebiyet verdiğini, yapıldığı iddia edilen ödemelere karşı bir diğer itirazlarının, hiçbir delil sunmaksızın salt dayanaksız bir evrak ile 48 kalem ödemelerin iddia edildiği listede yer alan bazı ödemelerle ilgili herhangi bir makbuz dahi sunulmadığını, baştan savma düzenlenen ve ek olarak sunulan söz konusu listede yapıldığı iddia edilen 2.652,00-TL, 80,00-TL ve daha bir kaç ödemeye dayanak hiçbir evrak ve kayıt ileri sürülemediğini, yapıldığı iddia edilen bu ödemeleri de kat’iyen reddettiklerini, açıkça kabul etmediklerini, müvekkilinin davacılardan ilgili bonolar ve vergilerle alakalı olarak şuanki alacağı toplamda faiz ve fer’ileri hariç 58.794,19-TL olduğunu (Fazlaya ilişkin başkaca tüm hak ve alacaklarımız saklıdır.), müvekkilinin bu miktarın ödenmesi hususunda uzunca bir süre beklediğini, ancak davacı/borçlu, ödemeleri gerçekleştirmeyince alacağının 50.000,00-TL’sinin mahsubu amacıyla ilgili bonolara istinaden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin halen alacağını alamadığını ve salt bu sebepten ötürü yıllardan beri mağduriyet yaşadığını, davacı yan tarafından takibe konu senetlere ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığını, buna karşın yapılan ve kabul ettikleri 21.125,00-TL’lik ödeme, takibe konu edilmeyen üç adet bono ve diğer alacaklara mahsup edildiğini, ispat yükü altında olan davacı/borçlunun delil olarak sunduğu evrakları kabul etmediklerini ve ibraz edilen bu evrakların takibe konu senetlerle bir ilgisi bulunmadığını, sunulan banka dekontlarında takibin dayanağı olan senede ilişkin atıfta bulunulmadığını, davacı yanın, ileri sürdüğü fiktif ve soyut beyanlarla müvekkillerinin haksız yere mağdur etmeye çalıştığını, borcunu ödemek yerine türlü iddialarla takibi sürüncemede bırakma gayesinde olduğu açıkça ortada olduğunu, müvekkili aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, davacının davayı açmakta kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının dosyamız davalısı, takip borçlularının dosyamız davacıları olduğu, 06/05/2015 tarihinde örnek no 10 ile takip başlatıldığı, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/09/2014 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/10/2014 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/11/2014 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/12/2014 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/01/2015 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/02/2015 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/03/2015 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/04/2015 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/05/2015 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bono, 07/05/2014 tanzim tarihli, 15/06/2015 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı bonolar nedeniyle 50.000,00 TL bono, 1.972,45 TL (%9) işlemiş faiz (değişen oranlarda reeskont-iskonto faizi), 150,00 TL %0,3 komisyon olmak üzere toplam 52.122,45 TL.lik takip başlatıldığı, haciz işlemlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların dosyamız davacıları, davalısının dosyamız davalısı olduğu, İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında … yönünden eş muvafakati olmadığından kefaletin geçerli olmadığından takibin iptaline karar verilmesi talebiyle dava açıldığı, ilgili mahkemece yapılan yargılama sonucunda 24/03/2016 tarih ve … esas-… karar sayılı kararı ile “…davacı borçlunun takibe konu bonoları aval veren olarak imzaladığı, bu nedenle takibin diğer borçlusu ile birlikte hamile karşı müteselsilen sorumlu olacağı ve taraflar arasındaki ilişki nedeni ile düzenlenen takip talebinin taraflar arasındaki ilişkiye uygun olarak düzenlendiği, işlemiş faiz hesabının 3095 sayılı Yasaya uygun olarak hesaplandığından davanın reddine..” karar verildiği, karar davacılar vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 24/04/2018 tarih ve … esas-… karar sayılı kararı ile kararın onandığı ve kesinleşme tutanağına göre 22/06/2018 tarihinde mahkeme kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi …’ın düzenlemiş olduğu 21/05/2019 tarihli kök bilirkişi raporunda; davalı tarafından her biri 5.000,00 TL olmak üzere 15/09/2014-15/06/2015 tarih aralığında işletme devri karşılığında ödenmeyen 50.000,00 TL kısımlık bononun tahsili için takip başlatıldığını, dosya içeriğinde mevcut banka ödeme makbuzları toplamının 17.766,00 TL davacının davalıya ödediği, dosya içeriğinde mevcut para makbuzları ile 18.325,00 TL davacının davalıya ödediği, toplamda davacının davalıya 36.091,00 TL ödeme yaptığını, davalı tarafın itiraz dilekçesinde ” davacının, davalıya takibe konu senetlerden dolayı herhangi bir ödemesi olmadığını, yapılan ve kabul ettikleri kısmi ödemenin ise 15.000,00-TL tutarında takibe konu edilmeyen ilk üç senet ve davalıya olan diğer borçlarına ilişkin olduğu” ifade edildiğini, dosya içeriğinde taraflar arasında mevcut ticari bir ilişkinin var olduğuna dair belge ve taraf ifadelerine rastlanılmadığını, buna göre davalının davacının almış olduğunu kabul ettiği ödemelerin devirden kaynaklı bonolar haricinde ise gerekli açıklama ve tevsik edici belgeleri mahkemeye sunması, aksi takdirde davacının davalıya yapmış olduğu 18.325,00 TL nakit ödeme+17.766,00 TL banka yolu ile ödeme=36.091,00 TL ödemeyi, 70.000,00 TL bedel biçilen işletmenin devri sebebi ile davacı şirket ve şirket ortağı … tarafından her biri 5.000,00 TL bedelli 15/06/2014-15/07/2015 tarihleri arasında her ay ödemek üzere 14 adet bono karşılığında yapıldığının kanaat edildiğini, sunulu banka hesap ekstreleri ve para makbuzlarının tarihlerinden bu kanıya varıldığını, davalı tarafın davacıya toplam 70.000,00 TL bono keşide ettiği ve dosya içeriğinde mevcut toplam ödeme tutarının 36.091,00 TL olarak hesaplandığını ve netice olarak davacının davalı taraf takip tarihi itibarı ile 70.000,00-36.091,00=33.909,00 TL davalının tahsil edemediği bono alacağı ve 881,45 TL faiz olmak üzere toplam 36.972,45 TL davalının alacaklı olduğu bildirilmiş; 10/10/2019 havale tarihli ek raporda; kök raporda sunmuş olduğu sonuç ve hesaplamaların değişmediğini, davalının davacıdan 34.790,45 TL alacaklı olduğunu bildirilmiştir. Bilirkişinin kök ve ek raporu incelendiğinde içeriklerinin aynı olduğu, kök raporda sonuç olarak toplanan alacak tutarı belirlenirken toplama hatası yapıldığı, ek raporda toplama hatasının düzeltildiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK. 72 maddesi uyarınca takip sonrasında açılan, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 35.951,00 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacılar ile davalının ortağı olduğu şirketin devri hususunda devir sözleşmesine istinaden şirketin devri karşılığında kararlaştırılan 70.000,00 TL bedel için davacı şirket ve şirket ortağı davacı … tarafından davalıya her biri 5.000,00 TL bedelli 15/06/2014-15/07/2015 tarihleri arasında her ay ödemek üzere 14 adet bono verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacıların yapmış oldukları ödemeler karşılığında davalının vade sırasına göre ilk üç bononun davacılara iade ettiği, davalı tarafından 10 adet bono için ödenmediğinden bahisle davacılar aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında bonolar takibe dayanak yapılarak 50.000,00 TL bono, 1.972,45 TL (%9) işlemiş faiz , 150,00 TL %0,3 komisyon olmak üzere toplam 52.122,45 TL.lik alacak için takip başlatıldığı; davacılar bahsi geçen bonoların 35.951,00 TL sinin davalıya kısım kısım ödendiği, ödemeye rağmen davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında haklarında icra takibi yapıldığını iddia ederek bir kısım banka havalesi ve ödeme makbuzlarını sunmuş , İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 35.951,00 TL borçlu olmadığının tespiti talebiyle dava açmış ise de; davacılar tarafından yapılan ödemeler nedeniyle davalı tarafından 3 adet senedin davacılara iade edildiği hususunda tarafların arasında ihtilaf bulunmadığı, ancak dosyaya sunulan ödeme belgelerinin iade edilmeyen ve takibe konu bonolara ilişkin olup olmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, davalının dosya kapsamındaki savunmaları ve 3 adet bonoya ilişkin olduğunu kabul ettiği ödemeler dışındaki ödemelerin söz konusu takibe dayanak bonolara ilişkin olduğuna dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, banka aracılığı ile yapılan ödemelere ilişkin banka dekontlarında veya makbuz karşılığı yapılan ödemelere ilişkin belgelerin incelemesinde ödemelerin takip konusu bonolara ilişkin olduğuna dair belgeler üzerinde herhangi bir ibarenin de bulunmadığı, ödeme belgelerin takip konusu bonolarla ilgili verildiğinin kabulü için belgelerde takip konusu bonolara açıkça atıfta bulunulması gerektiği, ödeme belgelerinde ödemelerin neye istinaden yapıldığının belli olmadığı nazara alındığında, söz konusu ödemelerin takip konusu bonolara ilişkin yapıldığının kabul edilemeyeceği, takibe konu davacılar tarafından verilen söz konusu 50.000,00 TL tutarındaki bonoların 35.951,00 TL sinin davacılar tarafından davalıya ödendiğine dair yazılı belge veya her hangi bir kanıt sunulamamış olduğu, davacıların yapmış olduğu ödemeler nedeniyle 3 adet bonoyu davalıdan geri aldıkları nazara alındığında basiretli tacir gibi davranılması beklenen davacıların takibe konu bonolara ilişkin ödeme yaptıklarını iddia ettikleri tutara göre en az 35.000,00 TL karşılığı 7 adet bonoyu geri alması gerektiği halde davacıların söz konusu geri almayarak bonoları almayarak ödemeye devam etmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, diğer yandan sunulan ödeme belgelerinin bir kısmının takibe konu senetlerin vade tarihinden önceki ödemelere ilişkin olduğu, kaldı ki vade tarihinden önce ve sonraki tarihe ilişkin tüm ödeme belgelerinde takip konusu bonolara atıf yapılmadığı bu nedenle takip konusu bonolara ilişkin yapıldığının değerlendirilemeyeceği, her ne kadar sunulu 04/05/2015,22/05/2015 ve 20/02/2015 tarihli tediye makbuzlarında … ibaresi yer almakta ise de ödemelerin takibe konu bonolara ilişkin olup olmadığının tespit edilemediği, sunulan ödeme makbuzunun birinde imzanın bulunmadığı bu tür makbuzun her zaman düzenlenebileceği, bir kısım ödeme makbuzunda imzası olan kişilerin kim oldukları ve taraflarla ilgilerinin olup olmadığı hususunda açıklık bulunmadığı, ödeme tutarları itibarıyla senet bedelinden oldukça düşük meblağlarda ödeme yapıldığı, öte yandan davalının cevap dilekçesinde savunduğu ve delil olarak dayandığı vergi dairesi kayıtlarına ilişkin ilgili vergi dairesinin cevabi yazısından davalının vergi mükellefiyetinin savunulduğu gibi yıl sonuna kadar devam ettiği, tecil ve taksitlendirme işlemi yapıldığı, vergi borcunun bulunduğunun bildirildiği, davacı vekilinin beyan dilekçesinde belirttiği gibi 2014 yılında yapılan sözleşmeye istinaden ödemelerin 2014 yılında yapılmaya başlandığı ancak iş yerinin fiilen 2015 yılında devralındığı yönündeki beyanının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ayrıca davacı vekili müvekkillerinin 2015 yılı mayıs ayında şube açılışı yapıldığını beyan ettiği, kısmı ödemelerin dosya kapsamına göre de anlaşıldığı üzere taraflar arasında cafenin devir ödemeleri dışında başkaca ödeme gerektiren hususların olduğunun anlaşıldığı, davacı taraf bedelsiz kalan bonolara ilişkin takip yapıldığını iddia etmiş olsa da bu hususta Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayetçi olmadığının anlaşıldığı, taraf vekillerine 17/02/2021 tarihli duruşmanın 3 nolu ara kararı gereğince ticari defter ve belgelere ilişkin bilgi verilmesi incelemeye imkan verilmesi için süre verildiği ancak davacı vekili 24/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkili şirketin defter ve belgelerinin ibraz edilmeyeceğinin beyan ederek ibrazdan kaçındığı, davalı vekilinin de devir nedeniyle defter ve belgelerin davacıya devredildiğini bildirdiği; davacı vekilinin davacıların takibe esas 10 adet bono toplamı 50.000,00 TL olan bonolardan dolayı 35.951,00 TL’lik kısmının ödeme nedeniyle borçlu olmadığını kanıtlayamadığı; ancak dosya kapsamı itibarıyla iş yeri devri nedeniyle taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden borca karşılık olmak üzere söz konusu bonoların davacılar tarafından düzenlenerek davalıya verdiğini ve takip tarihi itibarı ile borçlarının devam ettiği kabul edilerek, takip konusu bono bedellerinden dolayı davacıların davalıya borçlu olduğu kanaatine varan mahkememiz davacıların davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 613,96 TL harçtan mahsubu ile kalan 554,66 TL’nin talep halinde, kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukat Asgari Ücret Tarifesinin gereğince reddedilen tutara göre hesap edilen maddesi gereğince 5.392,65 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
7-Davalının yatırdığı delil avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/04/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır