Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/30 E. 2021/477 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/30 Esas
KARAR NO : 2021/477

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2021

Yukarıda tarafları yazılı olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişki kurulduğunu, cari hesap ekstresi tahsil edilemeyince; müvekkili şirket adına … tarihli 51.312,60 TL tutarlı cari hesap alacağına ilişkin İzmir …. İcra Dairesi… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine …. tarihinde itiraz ettiğini, itiraz üzerine … tarihli “itiraz karar tensip tutanağı” ile itirazın süresinde yapılmış ise takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlu şirket yetkilisi ile müvekkili şirket yetkilisi … ve ardından Av. … defalarca görüştüklerini, borçlu şirket çek vererek borcu kapatma teklifinde bulunduğunu, ancak uzun bir süredir tahsil edilemeyen cari hesap borcu olması ve çekin tahsilinin şüpheli olması nedenleriyle kabul edilmediğini, borcun olmadığı yönündeki itiraz tamamen kötü niyetli yapıldığını, davalı şirket’in dava konusu icra takibine itirazının sadece süreci uzatmak amacıyla yapılmış olduğunun açıkça ortada olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durması davacı müvekkili şirketin alacağına geç kavuşmasına sebebiyet vereceğini, son dönemin piyasa şartları, bankalarca verilen faiz oranlarına bakıldığında kanun hükmünde yer alan %20’den daha yüksek bir oranda icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu sebeple müvekkili davacı nın hak kaybına uğramaması için, davalının haksız itirazının kaldırılmasını, haksız itirazdan ötürü %40’dan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, kendi adına kayıtlı ticari araçların periyodik bakım/onarım hizmetlerini bir süredir davacı şirketten aldığını, süregelen ticari ilişkide alınan hizmet davacı tarafça fatura edilerek müvekkili şirkete gönderildiğini; buna ilişkin borç tutarı ise cari hesaba işlenerek bila tarihte ödendiğini, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün… E. dosyasına ve bu davaya konu uyuşmazlık vuku bulana kadar taraflar ticari ilişkilerini yaklaşık üç yıldır karşılıklı güven esasına dayanarak yönettiklerini, uyuşmazlık konusu üç adet fatura müvekkile tebliğ edilmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki müvekkili şirketin araçlarında ihtiyaç olması halinde bakım ve onarım hizmeti verilmesi şeklinde olup taraflar cari hesap ile çalıştıklarını, araçlara uygulanan bakım hizmet bedelleri belirli periyotlarla müvekkili firmaya fatura edilmekte ve ödendiğini, uyuşmazlık da cari hesaplar arasındaki çelişkiden kaynaklanmakta olduğunu, alacaklı nezdinde görünen bir kısım alacaklar faturaların müvekkiline tebliğ edilmemesi olması nedeni ile müvekkili nezdinde görünmediğini, özellikle dilekçe ekindeki cari hesap özeti incelendiğinde de bu hususun görüleceğini, davacı şirketin cari hesap dökümünde alacak olarak yer alan ve fakat müvekkili firma nezdinde görünmeyen; 26.06.2018 tarihli ve … numaralı 11.200,00-TL tutarlı, 26.06.2018 tarihli ve … numaralı 280,00-TL tutarlı, 22.09.2018 tarihli ve … numaralı 40,00-TL tutarlı faturalar müvekkiline tebliğ edilmediği gibi bu faturalara konu hizmet müvekkili şirket tarafından satın alınmadığını ve dolayısıyla ticari defterlere kayıt edilmediğini, faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmemesinin sonucu olarak fatura içeriğinin doğruluğu kontrol edilemediğini, davacı taraf, haksız itirazlardan dolayı asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak kaydıyla müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişse de hukuka aykırı talebin kabulü mümkün olmadığını, somut olayda ise müvekkilinin ticari defter kayıtlarına intikal eden herhangi bir alacak kaydı bulunmadığından bahisle, bu uyuşmazlığa konu alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı ve likit olmayan alacağın icra inkar tazminatına konu olamayacağı izahtan vareste olduğunu, 6352 sayılı Kanun’nun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatının % 20’den az olmamak üzere uygulanacağı hüküm altına alındığını, taraflar arasında cari hesaba dayanan bir ticari ilişki bulunmadığını, bu bağlamda alacak likit ve belirlenebilir olmayıp yargılamaya muhtaç olduğunu, keza müvekkiline tebliğ edilmemiş olan faturalar nedeni ile alacak miktarı tartışılması gerektiğini, ispat yükünün davacı taraf nezdinde olduğunu beyan ile haksız ve yersiz davanın reddini talep ettiklerini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İlgili Vergi Dairesi’nden BA/BS formlarının dosyaya istenerek incelenmiş ve dosyaya eklenmiştir.
İzmir…İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasının yapılan incelelemesinde; dosyamız davacısı tarafından, dosyamız davalısı aleyhine………tarihinde, 51.312,60 TL asıl alacak,784,45 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 52.097,05 TL’nin tahsili istemi ile 7 örnek no’lu ilamsız ödeme emrinin borçluya ……. tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince ………. günlü itiraz dilekçesi ile süresinde müvekkili şirketten talep edilen alacağın gerçek ve mevcut bir alacak olmadığı ve herhangi bir borç bildiriminde bulunulmadığından bahisle talep edilen asıl alacak, faiz veher türlü ferileri ve tüm harç ve sairlerine itiraz edildiği belirtilerek itiraz edilmiş, 05/12/2018 tarihinde icra müdürlüğünce itirazın süresinde olması halinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut … tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı tarafça ibraz edilen 2017-2018 yılı hesap dönemine ait sunulu ticari defterlerin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılı olduğu tespit edildiği, taraflar arasında ticari sözleşmenin olmadığı ve taraflar arasında ki ticaretin 2017 yılı itibari başladığı, 31/12/2017 tarihli kapanış bakiyesinde davalının davacı taraftan 34.954,56 TL alacaklı olduğu, 2018 yılı açılış bakiyesinin 34,954,56 TL olarak kayıtlı olduğu, davacının davalıya keşide ettiği 71.225,16 TL faturanın kayıtlı olduğu ve davalının ise davacıya 45.000,00 TL ödeme kaydının bulunduğu, 31/12/2018 tarihli kapanış bakiyesinin ise davalının davacı … Ltd.Şti enden 8.729,41 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, 31/12/2017 tarihli kapanış bakiyesinin ise 25.087,44 TL olarak davacının davalıdan alacak kaydının tespit edildiği, 31/12/2018 tarihli kapanış bakiyesinin 51.312,60 TL olarak tespit edildiği, taraf ticari defterlerinde kayıtlı faturaların açık fatura olarak muhasebeleştirildiği, taraflar arasında iade faturası keşide edilmediği, taraflar arasında ki incelenen ticari defterlerde ki uyumsuzluğa sebep olan 2017 yılında davalı kayıtlarında yer alan 60.000,00 TL tutarında ki … seri numaralı çekin mükerrer olarak işlendiği, 2017/12. aya ait 11,680,00 TL+25,00 TL +337,00 TL olmak üzere toplam da 12.042,00 TL faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, iş bu faturalar dosya içeriğinde mevcut olmadığından fatura içeriği ürün veya hizmetin davacı tarafından davalıya sunulup sunulmadığının tespit edilemediği, mahkemenin uygun görmesi halinde davalının bağlı bulunduğu Menemen Vergi Dairesine müzekkere yazılarak 2018/12 aya ait BA formunun istenilmesi ve davacı tarafından iş bu fatura örneklerinin dosyaya sunularak tekrar incelenmesi, bu farklılıklar haricinde taraf ticari defter muhasebe kayıtlarının birbirine destekler nitelikte olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından keşide edilen ve davacı kayıtlarında işli olduğu fakat davalı kayıtlarında işli olmayan 3 adet fatura toplamı olan 12.042,00 TL fatura içeriği mal veya hizmetin davalıya sunulduğunun tespit edilmesi halinde davacının takip tarihi itibari ile 51.312,60 TL alacaklı olacağı, aksi durumda davacının davalıdan 39.270,60 TL alacaklı olacağının hesaplandığının bildirildiği, ……. havale tarihli 1.ek raporunda özetle; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan …. tarihli 11.380 TL tutarında ki fatura içeriğinde ki 8 Adet Kor 385/62R22 Kormaran Lastik açıklamalı … nolu sevk irsaliyesi ile …’ya teslim edildiği,… tarihli … nolu 337,00 TL tutarında ki faturanın ise teslim alan kısmında ki teslim alan kısmında ki imza olduğu fakat ad soyad kısmının okunaklı olmadığı, 15/12/2017 tarihli … seri numaralı 25,00 TL tutarında ki fatura veya ilgili sevk irsaliyesi sunulmadığından incelenemediğini, Menemen Vergi Dairesinin … tarihli mahkemeye sunduğu 18/03/2019 tarihli ilgi yazısına davalı tarafa ait 2018 yılı tüm BA/BS formlarını ek olarak sunarak cevap verdiği, ancak taraf cari hesaplarında farklılığa sebep olan cari hareketin 2017 yılı 12. Aya olduğu, fakat vergi dairesinden gelen cevap yazısında davalı tarafın 2018 yılı tüm BA/BS formlarını sunulduğundan bildirgelerin incelenmesinden neticeye varılamadığını, buna göre 11/12/2017 tarihli 98066 nolu 11.680,00 TL fatura içeriği ürünün … numaralı sevk irsaliyesi ile davalı adına teslim alan …’nun davalı şirket yetkilisi veya çalışanı olup olmadığının anlaşılması için İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve İzmir SGK İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak anlaşılabileceği, mahkemece uygun görmesi halinde davalı tarafın bağlı bulunduğu Menemen Vergi Dairesine müzekkere yazılarak sadece 2017/12 ay BA bildirgelerinin istenmesini bildirmiş, 01/10/2020 havale tarihli 2.ek bilirkişi raporunda özetle; kök raporda belirtildiği üzere; taraflar arasında uyumsuzluğa sebep olan 2017 yılında davalı kayıtlarında yer alan 60.000,00 TL tutarında ki … seri numaralı çekin mükerrer olarak işlendiği, 2017/12 aya ait 11.680,00+25,00 TL+ 337,00 TL olmak üzere toplam 12.042,00 TL faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, davalı tarafın bağlı bulunduğu Vergi Dairesine yazdığı müzekkereye gelen 2017 yılı BA bildirlerinde davacı … şirketinden 5.000,00 TL ve üzerinde mal alım beyanı yapmadığı tespit edildiği, ayrıca 16/12/2017 tarihli … numaralı 337,00 TL tutarında ki faturayı teslim alan …’nun davalı şirket çalışanı olduğu fakat 11/12/2017 tarihli 11.380,00 TL tutarındaki faturada imzası bulunan …’nun davalı çalışanı olmadığının anlaşıldığı, mahkemenin İzmir SGK İl Müdürlüğü ve Menemen Vergi Dairesine yazmış olduğu müzekkerelere gelen cevap yazısı ve ekleri incelendiğinde, taraflar arasında uyumsuzluğa sebep olan 11.680,00 TL+425,00 TL toplamda 11.705,00 TL faturanın davacı tarafından davalıya V.U.K. ve T.T.K. uygun olarak tebliğ edilmediği, mahkemeniz tarafından kanaat edilmesi halinde da davacının davalıdan 39.607,60 TL alacaklı olduğu hesaplandığı, ancak 11.380,00 TL faturayı teslim alan …’nun şirket yetkilisi … ve şirket çalışanı … ile aynı aile bireyleri olduğu mahkemeniz tarafından kanaat edilirse davacının davalıdan 51.312,60 TL alacaklı olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava değeri olarak takip çıkışını göstermiş, takipte asıl alacak ve işlemiş faiz talep edilmiş ise de; davalı/borçlu tarafından asıl alacak, işlemiş faiz ile ferilerine itiraz edildiği, tarafların tacir olması nedeniyle TTK’nun 18/3 maddesinde belirtilen usulle davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne dair dosyada herhangi bir bilgi, belgenin bulunmadığı, ayrıca taraflar arasında vadeyi belirleyen, fatura borcunun hangi tarihte ödeneceği ve hangi tarihte temerrüde düşmüş sayılacağı hususlarını içeren yazılı bir sözleşmenin de bulunmadığı davalının takip öncesi usulüne uygun olarak temerrüte düşürülmediği bu nedenle davacının takip öncesine ilişkin işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmış olmakla birlikte, davacı vekilinin mahkememizin 17/02/2021 tarihli duruşmasında, davalı tarafa borcu ödemesi için her hangi bir ihtarda bulunmadıklarını, bu nedenle icra takibinden önceki işlemiş faiz taleplerinin mevcut ise buna ilişkin talebinden feragat ettiklerini, asıl alacak ve ferilerine ilişkin taleplerinin olduğunu beyan etmiş, davalı vekili de … tarihli duruşmada davacı vekilinin vazgeçme beyanını kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporu dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesinde 2017 ve 2018 hesap dönemine ilişkin ticari defterlerin zorunlu noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılı olduğu, bilirkişi 2. Ek raporuna göre davalının defterlerine kayıtlı olmadığı anlaşılan ancak sevk irsaliyelerinde faturaların tebliğ edildiğine dair isim ve imzası bulunan … ve …’ya yapılan tebliğe ilişkin olarak “… 16/12/2017 tarihli … numaralı 337,00 TL tutarında ki faturayı teslim alan …’nun davalı şirket çalışanı olduğu fakat 11/12/2017 tarihli 11.380,00 faturada imzası bulunan …’nun davalı çalışanı olmadığının anlaşıldığı, 11.380,00 TL faturayı teslim alan …’nun şirket yetkilisi … ve şirket çalışanı … ile aynı aile bireyleri olduğu mahkemeniz tarafından kanaat edilirse davacının davalıdan 51.312,60 TL alacaklı olacağı kanaatine varıldığı” bildirilmiştir. Dosya kapsamına göre davalı ve davacının ticari defter ve belgeleri arasındaki uyumsuzluğun davalının 60.000,00 TL bedelli çeki defterine mükerrer kaydetmesinden ve davacı defterine kayıtlı olup davalı defterlerine kayıtlı olmayan faturalardan kaynaklandığı, kayıtlı olmayan faturaların davalı tarafa teslimine ilişkin irsaliyeli faturalarda, dosyada mevcut SGK kayıtlarına göre davalı çalışanı olduğu anlaşılan ve irsaliyeli faturada isim ve imzası bulunan …’nun dosyada mevcut nüfus kaydına göre aynı zamanda davalı şirket temsilcisi …’nun kardeşi olduğu, nüfus kaydına ve davalı vekilinin 26/12/2019 tarihli beyan dilekçesine göre ise irsaliyeli faturada isim ve imzası bulunun …’nun davalı şirket temsilcisi …’nun yeğeni olduğu anlaşıldığından, tebliğ anında işyerinde olup da şirket yetkilisi şeklinde davranmasına imkan tanınan ve aynı zamanda davalı şirket temsilcisi …’nun kardeşi …’nun oğlu olduğu anlaşılan … isim ve imzası ile tebliğ almış olduğu, davalının defterine kaydetmediği faturaların şirket temsilcisi ile kardeş aynı zamanda şirket çalışanı olan …’ya ve …’nun oğlu olan …’ya isim ve imza ile teslim edildiği anlaşıldığına göre kayıt dışı faturaların teslim edildiğinin kabulünün hakkaniyete uygun olacağı, davacının defterlerinde kayıtlı olupta davalının defterlerinde kayıtlı olmayan faturaların davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak defterlere kaydının yapılmadığı kanaatine varılmış; davalı vekili, faturaların tebliğ edildiği …’nun teslim tarihinde 15 yaşında olduğunu bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu beyan etmiş ise de, fatura tebliğ edilen kişinin nüfus bilgilerini sorgulama şeklinde mutad bir uygulamanın da olmadığı, söz konusu faturanın davalının defterlerine kaydedilmemiş olmasının yaş küçüklüğünden kaynaklanmadığı, kaldı ki yine aynı şekilde davalı çalışanı olduğu anlaşılan …’ya da teslim edilen fatura dahi davalı defterine kayedilmemiş, yine davalının 60.000,00 TL bedelli aynı çeki iki kez defterine kaydettiği nazara alınarak davalının kayıtlarını düzenli tutulmadığı kanaati oluşmuştur. Yukarıda belirtilen gerekçeye göre takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 51.312,60 TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak; davanın kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine İzmir …. İcra Dairesinin… Esas sayılı sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 51.312,60 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 51.312,60 TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
Davacı tarafından davalı aleyhine İzmir …. İcra Dairesinin… Esas sayılı sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 51.312,60 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına,
2-Davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 51.312,60 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, icra inkar tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 3.505,16 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 629,20 TL harcın mahsubu ile kalan 2.875,96 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre takdir ve tayin edilen 7.470,64 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 629,20 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 47,00 TL tebligat gideri, 46,50 TL e-tebligat masrafı, 34,20 TL posta masrafı, 1,10 TL KEP gideri, 400,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.199,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalının yatırdığı delil avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davalıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza