Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/241 E. 2022/56 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/241 KARAR NO : 2022/56

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri murisi olan … 01.06.2016 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki motorsikletin kaldırıma çarparak hakimiyeti kaybetmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkillerin babası vefat ettiğini, kaza mahalline gelen polis ekibi tarafından tutulan 01.06.2017 tarih ve …sayılı Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda kazanın davalı …’ın sevk ve idaresideki motorsikletin hızını azaltmayarak motorun hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana geldiği tespit edilmiştir ve müvekkil murisine herhangi bir kusur atfedilemediğini, davalı hakkında Menderes 2.Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasından taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan cezalandırılması için açılan dava tam ve asli kusurlu bulunan davalının mahkumiyetine karar verildiğini, davalı 1,97 promilli olarak aşırı alkollü araç kullandığı içih kaza meydana geldiğini, nitekim ceza yargılamasında taksirle ölüme sebebiyet verme, olay sırasında 1,97 promil alkollü olması bilinçli taksir halini oluşturduğundan cezası arttırılmış ve asli tam kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulduğunu, davalı … yönetimindeki aracın Zorunlu Mali sigortası bulunduğunu, bu nedenle 19.02.2018 tarihinde davalı …na müvekkillerinin kaza neticesinde uğradığı zarara karşılık tazminat talebi için başvuru yapıldığını, başvuru neticesinde davalı … sorumluluğu olmadığından bahisle tazminat talebimizi reddettiğini, …nın amacı, Zorunlu Mali Sigortası olmayan ve kazaya karışan araçların zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanlara destekten yoksun kalma tazminatı ödediğini, bu nedenle davalı …nın sorumluluğu olduğunu, davada kazaya sebebiyet veren tam ve asli kusurlu olan … ile kazaya karışan araçın ZMM olmaması nedeniyle … davalı sıfatı ile taraf olduğunu, kazanın meydana geldiği tarihte müvekkillerin murisi Merkez Bankasında aşçı olarak çalışmakta olup,maaşı 7.000-TL’dir, muris aile reisi olduğundan ailesinin geçimini sağlamakta yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkillerinin babaları yaşıyor olsa idi ailesinin geçimini sağlamaya devam edeceğini, ancak yaşanan bu elim trafik kazasında murislerini kaybeden müvekkillerinin hem derin bir ıstırap içine girmiş hem de murisin maddi desteğinden yoksun kaldığını, müvekkilleru 2009 yılında hastalık nedeniyle aniden annelerini kaybetmiş, muris baba müvekkillere hem annelik hem babalık yapmak zorunda kaldığını, bu nedenle müteveffanın, ailenin reisi oluşu, müvekkillerin annelerinin olmayışı ve mütevaffanın beklenmedik ölümü tüm aileyi manevi olarak derinden sarstığını, müvekkillerin aile ilişkileri alışıldık aile ilişkilerinden olmayıp, müteveffa hem baba hem anneleri olduğundan aralarındaki manevi bağ oldukça kuvvetli olduğunu, müvekkilleri müteveffa ile mutlu bir yaşam sürerken birden babalarını kaybettiklerini, müteveffanın hastalık vs. gibi doğal bir sebepten değil davalının kusuru sonucu yitirdiklerini, davalının kusuru müvekkillerinun manevi korumadan yoksun bırakmış ve derin acı, kedere sürüklediğini, müteveffanın ani kaybı ve cinayet gibi kaza sebebi ile müvekkillerinin ruhsal dengesi bozulduğunu, müvekkilleri yaşanan kaza neticesinde babalarını kaybetmiş olmaları hayattan aldıkları haz, hayata bakış açıları değişmiş ve insana olan güvenleri sarsılıp karamsarlığa bürünmüşlerine neden olduğunu, müvekkilleri müteveffanın aniden kaybetmiş olmaktan dolayı üzgün olduklarını, müvekkillerinin yaşadığı maddi ve manevi zararın bir nebze olsun karşılanabilmesi için dava açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak; Müteveffanın ölümü nedeniyle mirasçıları; …-25.000,00 TL, …-25.000,00 TL, …-25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 75.000,00 TL tazminatın 01.06.2017 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine, müteveffanın ölümü nedeniyle mirasçıları; …-5.000,00 TL,…-5.000,00 TL, …-5.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 15.000,00 TL tazminatın 01.06.2017 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun hurdaya ayrılmış araçlardan dolayı sorumluluğu bulunmadığını, tescilsiz bir aracın zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası yaptırma zorunluluğu olmadığı için …nın sorumluluğu da bulunmadığını, dava konusu kazaya sebebiyet veren motosikletin kaza tarihinden önce hurdaya ayrılmış olduğu, dosya münderecatından anlaşıldığını, Sigortacılık Kanunun 14. maddesi ve … Yönetmeliği uyarınca, müvekkili kurum, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortasına tabi motorlu araçların trafik sigortası yaptırmaması halinde sebep olacakları zararları karşılamak amacıyla kurulduğunu, dava konusu kazaya sebebiyet verdiği ileri sürülen motosiklet kaza tarihinden önce hurdaya ayrılmış bir araç olduğunu, Karayolu Trafik Yönetmeliği’nin 40/3-a maddesi uyarınca “hurdaya ayrılmış olan taşıtlar tamir edilmiş olsalar dahi yeniden tescil edilemezler.” Davacıların murisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasına tescilsiz bir aracın sebebiyet vermesi nedeniyle bu aracın zaten Zorunlu Mali Mesuliyet ( Trafik ) Sigorta Poliçesi yaptırma zorunluluğu kanunen yoktur. Tescilsiz bir aracın Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi yaptıramayacağından dolayı başvuran taraf müvekkili kurumdan maddi tazminat talep etmesi hukuken mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini, davacılar kaza tarihi itibariyle destekten çıktıklarını, bu nedenle dava konusu kazaya ilişkin olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerini, davacılar … 11.10.1994 doğumludur ve kaza tarihinde 22 yaşında, davacı … 05.03.1991 doğumlu olup kaza tarihi olan 01.06.2016 “da 25 yaşında olduğunu, davacı … 04.07.1992 doğumlu olup kaza tarihinde 24 yaşında olduğunu, müteveffa … kaza sırasında 1.97 promil alkollü …’nın sevk ve idare ettiği araca bilerek bindiği için müterafik kusurlu ve tazminat hesabunda buna uygun bir indirim yapılması gerektiğini, kazaya karışan aracı sevk ve idare eden …’ın kaza sırasında yasal sınırın üzerinde alkol aldığı kaza tespit tutanağında tespit edildiğini, bu bilgi karşı tarafın dilekçesinde de sıkça belirtildiğini, davacıların murisinin yasal sınırın çok üstünde alkol alan sürücünün aracına bilerek binmesi ağır kusurlu olduğunu, alkollü araç kullanmak kişinin hem kendi hayatını hem de trafikteki diğer şahısların hayatını tehlikeye attığını, dava konusu olayda tek taraflı bir kaza meydana geldiğini, sürücünün aldığı alkol bu kazaya neden olmuşken ve müteveffa bu alkollü sürücünün aracına kendi istediği ile binmişken davacıların murislerine kendi kusurlu davranışına dayanarak talepte bulunma hakkı bulunma hukukun temel kuralı “kimse kendi kusurundan istifade edemez” ilkesi gereğince başvurunun reddi gerektiğini, red edilmediği takdirde tazminat hesabunda uygun bir indirim yapılması gerektiğini, müteveffa … trafik kazası esnasında yolcu olarak bulunduğu motosiklette kasksız ve koruyucu ekipmanları kullanmadığından müterafık kusurlu olduğu sabit olduğunu, müterafık kusur yasa gereği olduğunu, dava konusu dosyada mevcut ölü muayyen tutağında müteveffanın ” kafatası kırık” tespit edildiğini, bu durum kaza tespit tutanağında da tespit edildiğini, müteveffa kask takmayarak vefat ile sonuçlanan kafatası kırığına kusuru ile sebebiyet verdiğini, hukukun temel kuralı “kimse kendi kusurundan istifade edemez” ilkesi gereğince başvurunun reddi gerektiğini, red edilmediği takdirde uygun bir müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunan …’ün hatır için taşındığı dosyanın münderecatından anlaşıldığını, dava konusu trafik kazasında hatır taşıması söz konusu olduğundan davacılar lehine tesis edilecek bir tazminat var ise indirim yapılması yasa olduğunu, Karayolu Trafik Kanunu 85. maddesi gereği işletenin sorumluluğunu üstlenen sigortacının işletene ait tüm haklarından yararlanması gerektiğini, Karayolu Trafik Kanunu 87. maddesi “Yararlanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.”, bu nedenle; müteveffanın, araçta hatır yolcusu olarak bulunması nedeniyle B.K. ve 52. maddelerinin uygulanması ve tespit edilecek maddi tazminattan uygun bir miktar indirim yapılması gerektiğini, davacı taraf, … sevk ve idaresindeki tescilsiz plakalı ve hurdaya ayrılmış motosikletin yapmış olduğu kaza sonunda bir zararın oluştuğunu ispatlaması gerektiğini, bu zarar bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranının bilirkişilerce belirlenmesi gerektiğini, tek taraflı kaza için … sevk ve idaresindeki tescilsiz plakalı hurdaya ayrılmış motosiklet ve dabavıların murisi için kusur incelemesi yaptırması usul ve yasa gereği olduğunu, kusur oranının yeniden tespit edilecek olması tarafların kusur oran ve aidiyetleri bakımından çelişkili kararların verilmesi olasılığının ortadan kaldıracak; hak ve adalet kurallarına aykırı bir sonuç ortaya çıkmaması, yargıya olan güvenin sarsılmamaşı yönü gözetileceğini, dosyada tarafların kusur gran ve aidiyetleri kesinleşmediğini, bu nedenlerle dava konusu kazaya sebebiyet veren tarafın tespiti ve oranlarının tespiti, olayla ilgili olası ilişkilerin giderilmesi ve konusunda uzman bir bilirkişiden oluşa uygun, denetime elverişli kusur raporunun temin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, H.M.K. ye göre çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda ihtisas sahibi kişilerin dinlenilmesi ve onların vereceği rapor esas alınarak hüküm kurulması gerekir. Trafik Yasası ve Tüzüğünün düzenlendiği trafik kuralları özel bilgiyi gerektiren bir ihtisas kolu olarak esas alınarak hüküm kurulması gerektiğini, Trafik Yasası ve Tüzüğünün düzenlendiği trafik kuralları özel bilgiyi gerektiren bir ihtisas kolu olarak tanımlanmış konulardandır. Bu bakımdan trafik kazasından sonra işe el koyan trafik polisi tarafından düzenlenen rapor HMK.nın öngördüğü anlamda bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceğini, çünkü bu raporu veren kimse mahkemece bilirkişi seçilmediği gibi rapordaki düşünceleri hükme yeterli kabulü de sakıncalı olacağını, SGK’nun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, …, kaza tarihi itibariyle geçerli olan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (Trafik) şahıs başına maluliyet için belirlenen teminat limiti ile sınırlıdır. Ancak öncelikle yapılacak inceleme ile davacının gerçek zararının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili kurum temerrüde düşmediğini, …, davacı vekilinin iddia ettiği gibi kaza tarihinde temerrüde düşmediğini, muaccel bir alacak olmadığını, bir an için, davacının alacağına faiz yürütüleceği düşünülse bile faizin de ancak bu tarihten aleyhine açılan dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini, davanın reddine, aksi durumda, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap süresinin uzatılmasına dair 17.01.2019 tarihli dilekçe verdiği, talebinin mahkememizce verilen ara karar ile kabul edildiği ancak cevap dilekçesini vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Menderes 2. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas- …/… karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Menderes C.Başsavcılığının “maktul ile sanığın aynı köyde arkadaş olup olay öncesinde birlikte alkol aldıkları eğlendikleri daha sonra sanık tarafından kullanılan tescili olmayan motosiklet ile olay mahalline geldiklerinde direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu maktulün ölümü sanığın yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, sonucun bütünü ile sanık …’ın kusurlu hareketlerinden kaynaklandığı 2918 sayılı yasanın 52/1-a ‘da belirlenen asli kusurun olayımızda işlendiği, sanığın trafik kaza tutanağında belirtildiği üzere 1,97 promil alkollü olduğu yine Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi biyokimya laboratuvarı kayıtları ile de 236.2 değerde alkollü olduğunun belirlendiği, sanığın eyleminin bu sebeple bilinçli taksir altında gerçekleştiği, bu suretle atıl suçun işlendiği, açık ikrar anlatımlar, tutanaklar, trafik kaza tutanağı, ölü muayene tutanağı, raporlar, tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla; sanığın TCK 85/1, 22/3 ve 53 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ” ile dava açıldığı,
Mahkemece Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 21/12/2017 Tarih …-… Sayılı Rapor alındığı ve raporda; sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile alkollü vaziyetteki seyrini yola gereken dikkatini vermeden sürdürmesi sonucu yolun olay yeri kesiminde direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle sağ taraf kaldırım kenarına çarpıp savrularak ters istikamete dönerek durduğunda kask taktırmadığı yolcusu …’ün hayatını kaybetmesiyle neticelenen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleriyle asli derecede kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, müteveffa yolcu …’ün ise can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde sürücüsü alkollü olan motosiklete kurallara aykırı biçimde koruyucu başlık takmadan binmekle sürücüsünün olay yerinde direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ taraf kaldırıma çarpmasıyla meydana gelen olayda kendi ölümünde hatalı bu davranışlarıyla tali derecede kusurlu olduğunun bildirildiği; mahkemece yapılan yargılama sonucunda Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık sürücü …’ın, 01/06/2017 günü saat 20:45 sıralarında, idaresindeki hurdaya ayrılmış tescilsiz motosiklet ile Cumhuriyet Mahallesi istikametinden Özdere istikametine doğru seyrettiği … caddesinin olay yeri … işletmesi önlerindeki kesiminde direksiyon hakimiyetini kaybederek seyrine göre sağ taraf kaldırıma çarpmasıyla savrularak ters istikamete dönerek durduğu olay motosiklet yolcusu …’ün hayatını kaybettiği,sanık sürücü …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile alkollü vaziyetteki seyrini yola gereken dikkatini vermeden sürdürmesi sonucu yolun olay yeri kesiminde direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle sağ taraf kaldırım kenarına çarpıp savrularak ters istikamete dönerek durduğunda kask taktırmadığı yolcusu …’ün hayatını kaybetmesiyle neticelenen olayda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı bu hareketleriyle asli kusurlu olduğu, bu hali ile sanığın asli kusurlu olarak müteveffanın ölümüne sebebiyet verdiği ve atılı suçunun bu şekilde sabit olduğu ve cezalandırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar adli tıp kurumu raporu müteveffa yolcu …’e, can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde sürücüsü alkollü olan motosiklete kurallara aykırı biçimde koruyucu başlık takmadan binmekle sürücüsünün olay yerinde direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ taraf kaldırıma çarpmasıyla meydana gelen olayda kendi ölümünde hatalı bu davranışlarıyla tali kusur vermiş ise de Yargıtay 12.Ceza Dairesi’nin 2014/20719 E,2015/12539 K ile kask takmamanın tali kusurlu sayılamayacağı şeklinde olduğu, sonuç ceza dikkate alınarak sanık hakkında TCK 50, 51 ve CMK 231 maddesi uygulandığı anlaşılmıştır.
Kusur bilirkişisi Trafik Uzmanı Tahir …’den alınan 08/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sürücü … kazanın oluşumu üzerinde %100 (yüzde yüz) oranında Asli ve tam kusurlu olduğu; müteveffa yolcu … olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etken kusur niteliğinde bir davranış şekli görülmediğinden kusursuz olduğu, ancak; vefat etmesi ile meydana gelen kazanın sonucu üzerinde, tanıdığı ve alkollü olarak bildiği sürücünün motosikletine, kendiside alkollü bir şekilde binip can güvenliği için gerekli olan koruyucu başlık (Kask) takmadan gayri nizami yolculuğu ile meydana gelen kazanın sonucunda kendi ölümü üzerinde %25 (Yüzde yirmi beş) oranında müterafik kusurlu bulunduğu bildirilmiştir.
Aktüerya-hesaplama bilirkişisi Dr….’den alınan kök bilirkişi raporunda; 01.06.2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hayatını kaybeden …’ün murislerinden; … ve …’ün olay tarihinde destekten kurtulmuş oldukları, …’ün Mahkeme tarafından Yükseköğrenim öğrencisi olduğunun kabulü halinde 11.10.2018 tarihinde destekten kurtulacağı ve bu yöndeki zararının 15.021,93 TL olduğu, aksi takdirde ise …’ün de destekten kurtulmuş olduğu, müteveffanın olaydaki kusurunun % olarak tespit edilmemiş olması vesilesi ile bu yöndeki indirim takdirinin Mahkemeye ait olduğunu bildirdiği,
05.11.2020 tarihli ek raporda; mahkeme adına hazırlanan 15.04.2019 tarihli raporumuza davacı vekili tarafından verilen itiraz dilekçesi neticesinde, Mahkemece gelire dair tespit ve değerlendirme yapılması yönünde karar verilerek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına yazılan müzekkere ile vefat tarihinde aşçı olarak çalışmakta olan …’ün gelirlerine dair belgeler istendiği, bu doğrultuda gönderilen müzekkere 24.12.2019 tarihli olup, müzekkere ekinde Haziran 2017 ayına ait maaş bordrosunun bir örneğinin bulunduğu ifade edildiğini, ancak dosya kapsamında ilgili yazı eki tespit edilememiş olup, müzekkere cevabı ile birlikte gönderildiği iddia olunan maaş bordrosuna da rastlanılamadığını, bu sebeple değerlendirme yapılır iken kullanılmak üzere 01.06.2016 tarihinde vefat eden …’ün gelirine dair 01.06.2016 tarihli maaş bordrosunun ve 2017, 2018, 2019, 2020 yıllarına ait müteveffa ile emsal teşkil eden bir aşçının alabileceği gelirlerin tespitinden sonra yapılabileceği bildirildiği,
25.05.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; 01.06.2017 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hayatını kaybeden …’ün murislerinden; … ve …’ün olay tarihinde destekten kurtulmuş oldukları, …’ün 10.02.2018 tarihinden itibaren destekten kurtulduğu kabul edilerek yapılan hesaplamada zararının 13.706,42 TL olduğu ve müteveffanın olaydaki kusuruna göre ne kadar indirim yapılacağının takdirinin mahkemeye bırakıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin mahkememize ıslah dilekçesi ibraz ettiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirsiz alacak miktarı olarak belirttikleri 5.000,00 TL alacağı arttırarak, toplam 34.939,04 TL’nin kaza tarihinden itibaren işletilecek olan en yüksek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkili …’e verilmesi için dava dilekçesini ıslah ettiklerini talep etmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatına ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıların murisinin vefatı nedeni ile maddi manevi tazminat istemleri noktalarında toplandığı anlaşılmakla, mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporları kapsamına göre;
Davacıların babası olan müteveffa …’ün yolcu olarak blunduğu 01.06.2016 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki motorsikletin kaldırıma çarparak hakimiyeti kaybetmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiği ve kazada davacıların babasının vefat ettiği, mahkememizce alınan ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre, davalı sürücü … kazanın oluşumu üzerinde %100 (yüzde yüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu; müteveffa yolcu … olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde etken kusur niteliğinde bir davranış şekli görülmediğinden kusursuz olduğu,
Ancak vefat etmesi ile meydana gelen kazanın sonucu üzerinde, tanıdığı ve alkollü olarak bildiği sürücünün motosikletine, kendiside alkollü bir şekilde binip can güvenliği için gerekli olan koruyucu başlık (Kask) takmadan gayri nizami yolculuğu ile meydana gelen kazanın sonucunda kendi ölümü üzerinde %25 (Yüzde yirmi beş) oranında müterafik kusurlu olduğunun anlaşıldığı;
Yine aktüerya bilirkişinden alınan ve hüküm kurulmaya elverişli bilirkişi raporuna göre; kaza sonucu hayatını kaybeden …’ün murislerinden; … ve …’ün olay tarihinde destekten kurtulmuş oldukları ve destekten yoksun kalma açısından yaş kriterinin 22 olması ve davacıların kaza tarihinde 25 ve 24 yaşlarında olması nazara alınarak davacılar … ve … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı …’ün Mezitli İlçe Emniyet Müdürlüğünün 24.06.2019 tarihli ekonomik-sosyal durum araştırmasına göre öğrenci olarak beyan etmesi nazara alınarak kaza tarihinde mahkememizce de öğrenci olduğu kabulü edilerek,
01.06.2017 ile 31.12.2017 dönemi ve öğrenciliğin son bulduğu tarih (SGK evrak dökümü muhtevası itibari ile) 10.02.20218’e kadar 2018 dönemine dair ölenin kazançlarından 2 pay kendisine 1 pay çocuğuna taksim edilmesi faraziyesine göre hesaplanan 13.706,42 TL tazminatın kaza tarihi olan 01.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden ise vefat eden …’ün davacıların babaları olduğu, aniden meydana gelen trafik kazası sonucu babalarını kaybeden davacıların manevi zararlarının gerçekleşmesi yönünden, tarafların sosyal ekonomik durumları, olayın oluş şekli. kusur durumu nazara alınarak hak ve nefasete uygun olarak manevi tazminat istemine yönelik davanın kabulü ile;
Manevi tazminata esas miktarın tayini açısından vefat eden muris neticenin gerçekleşmesinde müterafik kusurlu olmakla beraber kazanın oluşumunda kusursuz olması, yine gerçekleşen netice bakımından da kusur durumunun düşük olması, davacıların murisin evlatları olmaları, yine ceza davasına da yansıdığı şekli ile davalının ehliyetsiz olmasının yanısıra aracın tescilsiz araç olması, davacıların ekonomik durumları, yaşları ve sosyal durumları itibari ile manevi tazminata konu meblağın tamamının manevi zarara tekabül edebileceği değerlendirilmiş, bu itibarla;
Davacı … yönünden 25.000 TL tazminat, davacılar … 25.000 TL ve … yönünden 25.000 TL tazminat olmak üzere toplam 75.000,00 TL tazminatın davalı kusur durumuna göre …’tan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davacı tarafça açılan davada;
1-Davacı … yönünden açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE davacı … yönünden 13.706,42 TL tazminatın kaza tarihi olan 01.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Diğer davacılar … ve … yönünden destekten yoksun kalma açısından yaş kriterinin 22 olması ve davacıların kaza tarihinde 25 ve 24 yaşlarında olması sebebiyle talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Manevi tazminat istemine yönelik davanın KABULÜ İLE; Davacı … yönünden 25.000 TL tazminat, davacılar … 25.000 TL ve … yönünden 25.000 TL tazminat olmak üzere toplam 75.000,00 TL tazminatın davalı kusur durumuna göre …’tan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 6.059,53 TL nisbi karar ve ilam harcının peşin alınan 307,40 TL peşin harç ve 179,00 TL ıslah harcı toplamı 486,40 TL’den mahsubu ile kalan 5.573,13 TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat talepleri yönünden hesaplanan 12.331,83 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …’nın kendisini vekille temsil ettiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat talepleri yönünden hesaplanan 1.293,53 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 307,40 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 35,90 TL başvurma harcı, 179,00 TL ıslah harcı toplamı 527,50 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 213,60 TL tebligat masrafı, 76,00 TL e-tebligat masrafı, 61,20 TL posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 0,50 TL KEP ücreti toplamı 1.151,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.134,75 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, geriye kalanının davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
10-Davalı … tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

TAVZİH ŞERHİ

Her ne kadar hüküm kısmında manevi tazminata dair kısmen kabul şeklinde ibare bulunmakta ise de manevi tazminat talebinin 25.000 TL olduğu ve bu miktar üzerinden kabul kararı verilmekle kısmen ibaresinin sehven ve zuhulen hüküm fıkrasında yer aldığı anlaşılmış;
Bu anlamda manevi tazminata dair hüküm fıkrasındaki kısmen (KISMEN) ve fazlaya dair istemin reddine ( fazlaya ilişkin istemin reddine,) ibareleri hüküm fıkrasından çıkartılarak tavzih babında iş bu metin tanzim edilmiş ve kararın tavzihine dair karar verilmiştir. 01.03.2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)