Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/198 E. 2022/683 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/198
KARAR NO : 2022/683

DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Destekten Yoksun Kalma davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; dava dışı …’ın … plakalı araç ile seyir halinde iken davacıların murisi … sevk ve idaresindeki motorsiklete çarptığını, olayda …’in vefat ettiğini, davacıların murisin mirasçıları olduklarını, Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin … E ve … K sayılı kararı ile dava dışı …’ın mahkumiyetine karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, sürücü dava dışı … ve araç maliki aleyhine Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E ve … K sayılı maddi ve manevi tazminat davasının açıldığını, sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. aleyhine de İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı davanın açıldığını, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, murisin ortaokulu bitirdikten çalışmaya başladığını ve ailesine destek olduğunu, ölüm tarihinde … Gıda Maddeleri …. Ltd. Şti.’de çalıştığını, davacı anne ve babanın çalışmadığını, kardeş Serdar’ın ise %19 özürlü olduğunu, ailede tek çalışanın muris olması nedeniyle davacıların geçimlerini sürdürmekte zorlandıklarını, kaza tarihinde murisin aracının ZMMS’sinin bulunmadığını, Güvence Hesabına yapılan başvurunun murisin kusurlu olduğu ve zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile reddedildiğini, eylemin taksirle adam öldürme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle anne Nariye için 150,00 TL, baba İsmail için 150,00 TL ve kardeş Serdar için 200,00 TL olmak üzere toplam 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile mahkeme aksi kanaatte ise yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya konu olayın 15.09.2009 tarihinde meydana geldiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın haksız olduğunu, kazaya sebep olan aracın plakasız ve tescilsiz olduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle davanın dinlenemeyeceğini, kusur var ise tazminat miktarının uzman bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini beyan ederek davanın araç sürücüsüne ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 20/03/2019 tarihli duruşmasında, davalı tarafın HMK 19/2 md gereğince usulüne uygun yapılmayan yetki itirazının reddine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi, TCK’nın 85. ve 66/1-d maddesi gereğince taksirle ölüme sebebiyet verilmesi halinde ceza davası zamanaşımı süresinin 15 yıl olması, kaza tarihiyle dava tarihi arasında da bu sürenin geçmemiş olması nedeniyle zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, murisin nüfus aile kayıt tablosu, davacıların ekonomik ve sosyal durum tespiti, Torbalı SGK Müdürlüğünden davacılara herhangi bir gelirin bağlanmadığının bildirildiğine ilişkin cevabi yazı, dava konusu aracın trafik kaydı ve … Sigorta AŞ den sigorta poliçesi, Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası, Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası celbedilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların kendi adlarına asaleten, …’e velayeten Nariye ve İsmail Nelik, davalıların … ve … olduğu, davanın konusunun 15/08/2009 tarihinde meydana gelen kazada …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, dosyada kusura ilişkin üç kez bilirkişi raporu alındığı, en son Karayolları Fen Heyetinden oluşturulan bilirkişi raporunda sürücülerin kavşağa dikkatsiz yaklaşmaları ve kavşakta geçiş önceliği kuralına uymamaları neticesinde kazanın meydana geldiği, …’in 2918 sy KTK’nun 52/a ve 57/c2 maddelerini ihlal ettiği olayda birinci dereceden %75 oranında kusurlu olduğu, …’ın 2918 sy KTK’nun 52/a maddesini ihlal ettiği olayda ikinci dereceden %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Mahkemece raporun hükme esas alındığı ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği görülmüştür.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların kendi adlarına asaleten, …’e velayeten Nariye ve İsmail Nelik, davalının … Sigorta A.Ş. olduğu, davanın konusunun 15/08/2009 tarihinde meydana gelen kazada …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında Karayolları Fen Heyetinden oluşturulan bilirkişi raporuna itibar edilerek dava dışı …’ın %25, davacılar murisi …’in %75 oranında kusurlu olduğu kabul edildiği ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında alınan Karayolları Fen Heyetinden oluşturulan bilirkişi raporu Mahkememiz dosyasında taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora itiraz edilerek Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talep edilmiş ise de İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … sayılı ilamının gerekçesinde “… Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesine sigortalı araç sürücüsü ve işletenine karşı dava açtıkları bu davada ……E ve ….K sayılı kararıyla anne için 14.758,35 TL, baba için 13.882,41 TL kardeş için 23.957.9 TL’ye hükmedildiği, eldeki davanın ise bu kez müteselsil sorumlu sigorta şirketine yöneltildiği anlaşılmaktadır. İlk davada verilen kararın tarafları aynı olmadığı için kesin hüküm oluşturmaz ise de kuvetli delil oluşturduğu açıktır. İlk davada üç kez bilirkişi raporu alınmış en son Karayolları Fen Heyetinden oluşturulan bilirkişi raporunda kusur raporları arasındaki çelişki giderilerek sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Mahkeme önceki dosyadaki kusur oranlarıyla bağlı değil ise de çelişkileri gideren son raporun dosya kapsamına uygun olması, müteselsil sorumlu sigorta şirketi aleyhine açılan davada aksine yeni deliller ortaya konulmamış olması karşısında ilk dosyadaki bu rapora itibar edilmesi doğrudur. …” belirtildiği şekilde Mahkememiz kusur oranlarıyla bağlı değil ise de raporun dosya kapsamına uygun olduğu görülmekle rapora itibar edilmiş, hükme esas alınmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği, KTK’nın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
ZMSS Genel Şartları’nın A.6-ı maddesi gereğince “Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar” teminat dışı hallerden olup KTK’nın 3. maddesinde motosiklet ve motorlu bisikletin tanımı yapılmıştır.
Kazaya karışan araç, kaza tespit tutanağında tescilsiz motosiklet olarak belirtilmiş olduğundan Mahkememizce kazaya karışan aracın KTK’nın 3. maddesindeki motosiklet tanımına uyup uymadığı 50 cc. nin üzerinde motor gücünde olup olmadığı hususunda makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda tespite konu plakasız motosikletin 50 CC hacminde olduğu, motosikletin kaza tarihi itibari ile tescile tabi olduğu, plaka, ruhsat ve ZMSS sigortası yaptırma zorunluluğu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan aktüerya raporunda, davacı baba ……. için 111.548,80 TL, davacı anne…… için 171.362,24 TL, davacı kardeş … için 4.115,74 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davalı Güvence Hesabının bu zarardan teminat limiti olan 150.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, teminat limiti davacılar arasında garameten dağıtıldığında davacı İsmail Nelik’in 58.295,32 TL, davacı ….’in 89.553,79 TL, davacı …’in 2.150,89 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebileceğinin tespit edildiği, bilirkişi raporunun açık, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu görülmekle bilirkişi raporuna itibar edilerek davalının davacıların başvurusunu reddettiği 18.12.2017 tarihinden itibaren tescilsiz motosikletin hususi araç vasfında olması nedeniyle yasal faiz talep edilebileceği anlaşılmakla miktar arttırım dilekçesi de gözönüne alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile; davacı … için 2.150,89 TL, davacı İsmail Nelik için 58.295,32 TL, davacı Nariye Nelik için 89.553,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan sigorta sorumluluk miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine,
Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 10.246,50 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL ve ıslah harcı nedeni ile alınan 510,62 TL toplamı düştükten sonra bakiye 9.699,98‬ TL nin davalıdan tahsili ile, Hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen harç gideri 913,22 TL bilirkişi ücreti, keşif ücreti, tebligat-posta masrafı 2.376,98 TL olmak üzere toplam 3.290,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre takdir ve tayin edilen 23.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
03/10/2022

Katip….
¸e-imza

Hakim…
¸e-imza