Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/482 E. 2023/615 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/482
KARAR NO : 2023/615
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 13/06/2023
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar … ve …. vekili 13.06.2023 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkillerinin davalı … Doğrama Mak. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin % 50 şer pay sahibi ortakları olduğunu, şirketin 12.07.2005 tarihinde kurulduğunu, 10 yıllığına şirket müdürü olarak müvekkili ….’ın seçildiğini, yeni bir yetkilendirme yapılmaması nedeniyle yetkisinin sona erdiğini, genel kurul yapılarak yeni şirket müdürü seçilmesi için şirket karar defterinin gerekli olduğunu, tüm aramalara rağmen karar defterinin bulunamadığını, müvekkili …’ın karar defterinin zayi olduğuna ilişkin İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla zayi belgesi verilmesi talebinde bulunduklarını, bu talebin şirkete kayyum atanması ve söz konusu eksikliğin kayyım tarafından giderileceğine ilişkin davanın usulden reddedildiğini, karar defterinin zayi olduğuna ilişkin zayi belgesi verilebilmesi, yeni karar defteri çıkarılabilmesi için SMMM …’in kayyum olarak atanmasına, atanacak olan kayyuma dava açma yetkisi ve yeni karar defteri çıkartma yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacıların % 50 şer pay sahibi oldukları şirketin karar defterinin bulunmaması nedeniyle bu karar defterinin çıkarılabilmesi amacıyla şirkete kayyım atanması ve kayyıma zayi belgesi alması için dava açma yetkisi verilmesine ilişkin davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası incelenmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacı ….’ın … Doğrama Makina ve İnş. Dekorasyon San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin uzun zamandır gayri faal durumda olması ve aramalara rağmen bulunamayan, kayıp olan şirket karar defterinin yeniden çıkarılabilmesi için kayıp olan karar defteri hakkında zayi belgesi verilmesi talepli dava açtığı, mahkemece yapılan yargılamada şirket ortağının şirket adına dava açma yetkisi bulunmadığı, organsız kalan şirketle ilgili ortaklardan herhangi biri tarafından şirkete kayyım atanmasının talep edilebileceği, şirket adına yetkilendirilen kayyımın organ eksikliğini tamamlayabileceği, şirket ortağının şirkete organ atanmasını sağlayabileceği halde doğrudan şirket adına dava açmasına cevaz veren hukuki bir düzenleme bulunmadığından davanın aktif husumet nedeniyle 23.03.2023 tarihli kararla dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, ancak bu kararın henüz kesinleşmediği belirlenmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde gerekçe olarak İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararına istinaden organ eksikliğinin giderilmesi için kayyum tayini ve kayyuma zayi belgesi alınması için dava açma yetkisi verilmesine dair talepte bulunmuştur.
Davacının dayanmış olduğu İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararında kayyumun organ eksikliğini tamamlaması için atanması gerektiği belirtilmiştir. Davacıların talepleri incelendiğinde; şirketin organ eksikliğinin giderilmesi için şirkete kayyum atanması ve bu kayyumun şirketi temsilen zayi belgesi alması olduğu belirlenmektedir. Ancak davacıların bu talebinin kabul edilmesi mümkün değildir. Şirketin temsil organı eksikliğinin giderilebilmesi için şirket ortaklarının karar alarak şirketin 12.07.2005 yılında 10 yıllığına seçilen müdürünün yerine yeni bir müdür atamaları söz konusu olacaktır. Bu amaçla toplantı yapmaları ve karar almaları gerekmektedir.
Davacılar saklamakla yükümlü oldukları ticari defterleri kaybettiklerini İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davadaki dava dilekçelerinde; “4-şirketin uzun zamandır gayrifaal durumda olması, tüm arama ve araştırmalara rağmen kayıp olan şirkete ait karar defteri bulunamamıştır” gerekçesiyle açıklamışlardır.
Bilindiği üzere TTK m. 82’de yer alan zayi belgesi alınması davasının bu şirkete ait saklanmakla yükümlü olan defter ve belgelerin yangın, su baskını…… gibi bir afet veya hırsızlık sebebi ile ve kanuni saklama süresi içerisinde ziyaya uğrarsa tacir …..15 gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yer ticaret mahkemesinden … hasımsız açacağı dava ile ispatlaması kaydıyla zayi belgesi alması söz konusu olacaktır. Yasa koyucu burada defter ve kayıtların şirketin faal olduğu dönemde saklanmakla yükümlü olduğu süre içerisinde ziyaya uğraması halinde ve önceden öngörülemeyen olağanüstü harici (şirket ve ortakları dışından kaynaklanan bir sebep) kaçınılmaz ve öngörülemez bir sebep nedeniyle kaybolması ve bu kayıp olayının uygun illiyet bağı ile bağlı olarak defter ve kayıtların zayi olması sonucunu doğurması ve 15 günlük süre içerisinde açılması halinde zayi belgesinin verilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmaktadır. O halde; davacıların öncelikle saklamakla yükümlü olduğu bu defter ve kayıtların zayi olması nedeniyle açılacak olan davada süre, dava koşulları, hukuki yarar unsurlarının ispatlanması gerekmektedir. Ancak davacı taraf İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davada süre ve hukuki yarar koşulları yönünden bu şartların bulunduğunu belirtmemiştir. Dolayısıyla mahkememizde açtığı davada da yer alan kayyum atanması şartlarının ancak hukuki yararın bulunması halinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki; davacının İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış olduğu dava kesinleşmiş değildir. Mevcut durumda şirket ortaklarının karar alarak husumet eksikliğini gideremedikleri hallerde tek bir ortağın dava açması durumunda bu davanın görülüp görülemeyeceği de yargılama konusu olmalıdır.
Davacının dilekçesinde yer alan organ eksikliğinin giderilmesi için kayyum tayini de yasada yer alan kayyum tayini için gerektirici sebepler arasında yer almamaktadır. Yani; kayyum tayini her iki ortağın toplanıp karar alabildiği hallerde ve bir menfaat uyuşmazlığın bulunmadığı hallerde gerek denetim, gerekse yönetim kayyumu atanması gerekmemektedir. Davacıların dava açmasındaki gerekçe şirketin ortaklarının toplanıp karar alamaması değil, karar defterlerinin olmaması nedeniyle kayyuma dava açma yetkisinin verilmesine dayanmaktadır. Oysa ki; her iki ortağın toplanıp karar aldığı durumlarda bu ortakların yerine kayyumun toplantı yapması için bir gerekçe bulunmamaktadır. Zira; ister ortaklar toplansın, isterse atanan kayyum tarafından genel kurul yapılarak bir yönetici seçilsin ve organ eksikliği giderilsin, her hâlükârda bunun karar defterine işlenmesi gerekmektedir. Davacı taraf karar defterini kaybetmiş olması nedeniyle zayi belgesi davası açmak istemekte olup, atanması istedikleri kayyumun zayi belgesi alması için dava açma yetkisi verilmesini talep etmektedir. Mevcut durumda açıklandığı üzere hukuki menfaatinin bulunmadığı (açılacak olan dava şartlarının oluşmadığı ve hukuki yararının bulunmadığı) bu halde kayyum atanmasının mahkememizce kabul edilmesi mümkün değildir.
Böyle bir durumda defter ve kayıtlarını kaybeden ancak, haklı bir gerekçeye dayanmayan (yani yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet ) ve süresi içerisinde dava açmayan davacıların elde edecekleri sonuç üzere ne yapılması gerekiyorsa bu işlemi gerçekleştirmeleri gerekecektir. Yani gerek SGK ve Vergi Usul Kanunu bakımından sonuçlarına katlanacaklardır. Dolayısıyla İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu kararın mahkememiz açısından bağlayıcılığı olmadığı gibi, davacılar açısından da haklı bir gerekçe teşkil etmesi mümkün değildir.
Kaldı ki; davanın niteliği gereği davacıların talebi sadece kayyum atanmasına ilişkin bir tedbir olup, mahkemenin doğrudan tedbir niteliğinde ve sadece davaya konu şirkete kayyum atanmasına ilişkin ve ilanihaye devam edecek bir karar verilmesi mümkün değildir. yani; atanacak olan kayyumun hem haklı gerekçeye dayanarak atanması ve hem de belli bir amaç için atanması gerekmektedir. Her halükarda bu yönetim ve kayyımlık görevi belli bir amaç için yapılmalıdır. Yoksa ilanihaye devam edecek bir kayyum atanması söz konusu olamayacaktır. Dava süresince devam edecek bir kayyum atanması talebi bulunmamaktadır. Kayyumun yetkisinin ve görevinin sınırlandırılması gerekmektedir. Temelde organ eksikliğinin giderilmesi için kayyum tayini de gerekli değildir. TTK m. 410 / 2f daki “(2) Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir” hükmün uygulanması da şartları oluşmadığından mümkün değildir.
Sonuç olarak davacıların organ eksikliği giderilmesi ve zayi belgesi alınması için kayyum taleplerinin şartları gerçekleşmediğinden reddi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda Açıklanan Sebeplerle;
Davacıların açmış olduğu davada şirkete kayyım atanmasına ilişkin taleplerinin şartları oluşmadığı için davanın /tedbir talebinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın dava açılışında alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı