Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/278 E. 2023/585 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/278 Esas
KARAR NO : 2023/585
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/04/2023
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 01/04/2023 tarihli dava dilekçesi ile, davacının 17/08/2022 tarihinde davalı ile araç alım-satımı konusunda anlaştıklarını, bu doğrultuda davacının … plakalı aracı davalıdan satın aldığını, davacının aracı satın alırken aracın mevcut durumunda arıza olmadığının beyan edildiğini, araç alınırken sadece sağ podye ve şaşenin işlemli olduğunun ve 4 kapı değişenli olduğunun bilindiğini, araçta oluşan dışı ses gelmesi ve çalışma fark edilmesi üzerine araç alındıktan 3 gün sonra 20/08/2022 tarihinde eksper yaptırıldığını, alınan eksper raporuna göre söylenenin aksine araçta birçok arızanın bulunduğunu, davacının bu durumu karşı tarafa bildirdiğini ancak karşı tarafın aracı karşılamaya yanaşmadıklarını, bu nedenle araç üzerinde İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, tespit raporuna göre ayıpların gizli ayıp olarak belirlendiğini, aracın değerinin 250.000,00 TL olarak, mevcut hasarıyla ayıplı haliyle değerinin 190.000,00 TL olarak belirlendiğini, tespit raporunun karşı tarafa tebliğ edildiğini herhangi bir itirazda bulunulmadığını, düzenlenen rapora göre davacının asgari 60.000,00 TL zararının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle ayıplı mal satışından kaynaklanan şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın satış tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen yanıt dilekçesi ile, davalının internet aracılığıyla sahibinden.com adlı siteden “Acil, sahibinden satılık …” ilanını gördüğünü ve ilanın sahibi olan dava dışı …. ile görüştüğünü, görüşme sonrası davalının … model … otomobili ile takas teklifinde bulunduğunu ve dava dışı kişinin bu teklifi kabul ettiğini, … için piyasa değerinin 285.000,00 TL -300.000,00 TL aralığında olduğunu, davalının …. ise 280.000,00 TL civarında olduğunu, üstüne 20.000,00 TL verilmesi halinde takas yapacaklarını belirlediklerini, tarafların birbirlerinin araçlarına baktıklarını ve … için motor masrafının ve bakım masrafının olduğunun belirlendiğini, davalının bunun üzerine 15.000,00 TL daha para teklif ettiğini, tarafların karşılıklı olarak anlaştıklarını ve noter işlemlerinin yapıldığını, satıştan 3 gün sonra davacı tarafından ekspertiz yaptırıldığını, davalıya da ödenen bedelden fazla para ödemesi gerektiğinin belirtildiğini, davalının iyi niyetli olmayan talebi reddettiğini, çünkü satın aldıktan 1 gün sonra takas yaptığı ve davalın satın aldığı … marka araçta arızalarının tespit edildiğini ve ilk aşamada 60.000,00 TL zararı olduğunu, bunun karşı tarafa bildirildiğini, ancak karşı tarafın senin aracında da hasar var dediğini, karşı tarafa 60.000,00 TL hasar için tazminat davası açma hakkını saklı tuttuklarını açıklanan nedenlerle haksız davanın reddinin istendiği görülmüştür.
Davaya konu … plakalı aracın 2022 yılı başından itibaren dava tarihine kadar devirlerini gösterir trafik kayıtları, … plakalı aracın tramer kayıtları ve İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı tespit dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmıştır.
Taraflar arasında olduğu beyan edilen 17/08/2022 tarihli araç satış sözleşmesinin davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalının gerçek kişi olması nedeniyle tacir olup olmadığının araştırılması için ilgili birimlere yazı yazıldığı görülmüş, davalının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü ve İzmir Esnaf ve Sanatlarlar Odaları Birliği nezdinde herhangi bir kaydının olmadığı, İzmir Vergi Dairesi nezdinde de herhangi bir gelir türünden mükellefiyet kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Buna göre taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Türk Borçlar Kanunu kapsamında satış sözleşmesinden kaynaklandığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Gelen kayıtlara göre davalının tacir olmadığı, tacir olduğuna ilişkinde dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK md. 4 hükmünde bir davanın ticari dava olması koşullarının açıklandığı, buna göre uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması veya TTK’nın ilgili maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerektiği belirlenmiştir.
TTK md. 12 hükmüne göre, tacirin tanımlandığı ve bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletenin tacir olarak kabul edildiği belirlenmiştir.
Somut olayımızda ise, davalının tacir olmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığa TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, yapılan yazışmalar ve dosyada yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
TTK md 5 uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususların açıklandığı ve buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK Md. 2 hükmünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin genel görevli mahkeme olduğu hüküm altına alınmıştır.
Davalının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu uyuşmazlığın genel hükümler uygulanmak suretiyle çözümü gerektiği, bu haliyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olduğu, HMK md 114/1-c hükmüne göre ve HMK md. 115 hükmüne göre görev hususunun dava şartları içinde sayıldığı, görevin, yargılamanın her aşamasında gerek taraflarca ileri sürülebileceği gibi gerekse mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu haliyle mahkememizin görevli olmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden REDDİNE, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içinde başvuru olduğu taktirde, dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin HMK md.331 uyarınca görevli mahkeme tarafından ele alınmasına,
HMK 20. Md. Uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra başvuru olmadığı takdirde dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun dikkate alınmasına,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/07/2023
Yazman …
e-imzalı
Yargıç …
e-imzalı