Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/87 E. 2023/370 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/87 Esas
KARAR NO : 2023/370
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/01/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen 28/01/2022 tarihli dava dilekçesi ile, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki nedeniyle yaptığı satışlarla ilgili olarak keşide ettiği, 10.10.2011 tarih, … no fatura 14.255,91 TL, 17.06.2011 tarih, … no lu fatura 4.649,20 TL, 27.05.2011 tarih, … no lu fatura 512,71 TL, 04.05.2011 tarih, … no lu fatura 337,48 TL, 10.05.2011 tarih, … no’lu fatura 7.552,70 TL’nin cari hesap ve sözleşme gereği açıklaması ile alacağın faizi ile birlikte tahsili için davalı aleyhine Gebze İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosyada yetki itirazı üzerine yetkisizlik kararı verildiğini ve İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının açıldığını, davalı şirket tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalının takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibe konu edilen faturaların davalıya tebliğ edildiğini, resmi kayıtlara işlendiğini ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, takibe konu faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarında da işli olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından sunulan yanıt dilekçesi ile, davacı tarafından iddia edilen şekilde taraflar arasında fatura ile mal alışverişinin gerçekleşmediğini, davacı tarafından takibe konu edilen faturaların kabul edilmediğini, sunulan faturaların da 2011 yılına ait olduğunu ve takip tarihi itibariyle davacının iddiasına konu alacaklar yönünden 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiğini, faturalara konu edilen malların teslim olgusunun ispata muhtaç olduğunu, takip öncesi temerrüdün gerçekleşmediğini ve işlemiş faiz talebinin dayanaksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir ihtar vs delil bulunmadığını, davacının talep ettiği icra inkar tazminatının yerinde olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine, takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesinin istendiği görülmüştür.
Dava, davacı tarafından davalıya satışı gerçekleştirildiği beyan edilen ürünlere ilişkin düzenlenen faturaların ödenmediği iddiası ile bu faturalara dayalı olarak alacaklı olduğu iddiası ile davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davalı vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulduğu görülmekle Mahkememizce zamanaşımı itirazının değerlendirildiği, icra takibine konu edilen 04/05/2011 tarihli 1 adet fatura haricinde diğer faturalar yönünden takip tarihi itibariyle 10 yıllık genelzamanaşımı süresinin sona erdiğini gösterir delil elde edilemediğinden belirtilen fatura haricinde ki diğer faturalar yönünden zamanaşımı itirazının reddine, 04/05/2011 tarihli 1 adet fatura yönünden ise zamanaşımı itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası sistem üzerinden dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı şirket olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 5 adet faturaya dayalı olarak toplam 64.171,00 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından borcun tamamına, faiz miktarına, faiz oranı dahil tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinden davacı şirket yönünden BA formu, davalı şirket yönünden BS formu ve beyannameleri celp edilerek dosyamız içine alınmış, taraf vekillerine taraflara ait ticari defter ve kayıtları dosyaya sunmaları veya bulunduğu adresleri bildirmeleri için süreler verilmiş, taraf vekilleri tarafından defter ve belgelerin Gebze’de olduğunun bildirildiği görülmüş, defter ve belgelerin incelenerek, faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, ilgili vergi beyanlarının olup olmadığı, faturalara ilişkin mevcut ödemelerin olup olmadığı hususlarının tespiti için Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yönerge yazıldığı, dosyamızın … Talimat sırasına kaydının yapıldığı, SMMM bilirkişi tarafından davalı defterleri için düzenlenen 03/10/2022 tarihli, davacı defterleri için düzenlenen 20/10/2022 tarihli raporların dosyaya sunulduğu ve dosyanın Mahkememize iade edildiği anlaşılmıştır.
03/10/2022 tarihli raporun yapılan incelmesinde, davalı şirketin 2011 yılına ait yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı, ancak yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılmadığı, bu yönüyle sahibi lehine delil teşkil edip etmediği hususunda takdirin Mahkemeye bırakıldığı, davalının yasal ticari defterlerinde davacı şirketin 320.001.002 satıcılar muhasebe hesap kodunda takip edildiği, 2011 yılı muavin dökümü ve dosya nezdinde bulunan faturaların defter kayıtlarında olduğu ve 2011 yılı sonunda davacının 37.525,44 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın 2021 defter kapanış kayıtlarında da 2022 yılına 27.525,44 TL alacak bakiyesi olarak devir ettiği, davalının BA bildirimde 2011/Şubat dönemi 2 adet 6.564,00 TL, 2011/Mart dönemi 7 adet 10.211,00 TL, 2011/Nisan dönemi 5 adet 11.665,00 TL, 2011/Mayıs dönemi 3 adet 7.121,00 TL, 2011/Ekim dönemi 1 adet 12.081,00 TL beyan ettiği, davacı şirketin dava konusu faturaların defter ve kayıtlarına aldığının BA formu kapsamında beyan ettiği ve sonuç olarak davacının davalıdan 37.525,44 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
03/10/2022 tarihli raporun yapılan incelmesinde, davacı şirketin 2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020-2021 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı, 2011 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı tarafından sunulan yasal ticari defterlerinde 2011 yılı muavin dökümüne göre dava konusu edilen faturaların defterlerde kayıtlı olduğu ve davalı tarafın 2011 yılı sonunda davacıya 37.525,44 TL borçlu olduğu, davacı tarafın 2021 defterlerinde 37.525,44 TL bakiyenin borç olarak geldiği, 2022 yılına bu bedelin borç bakiyesi olarak devir ettiği, sonuç olarak davacı şirket defterlerinde davacı şirketin davalıdan 37.525,44 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Raporların taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili ve davalı vekilinin rapora karşı beyan dilekçelerini dosyaya sundukları görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı tarafından davalıya satışı gerçekleştirildiği beyan edilen mallara ilişkin düzenlendiği beyan edilen fatura bedellerinin ödenmediği iddiası ile iş bu faturalara dayalı olarak alacaklı olduğu iddiası ile davalı şirket aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali istemi ile Mahkememizde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Davacı ve davalı şirkete ait ticari defterler üzerinde bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre icra takibine konu edilen faturaların taraflara ait ticari defter ve kayıtlarda mevcut olduğu, ilgili faturalar için davacı tarafça bağlı olduğu vergi dairesine BS formu, davalı tarafça bağlı olduğu vergi dairesine BA formlarının düzenlenerek beyan edildiği, tarafların aralarındaki ticari ilişkinin varlığı konusunda herhangi bir ihtilafının olmadığı, her ne kadar davacı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de takibe dayanak faturalardan 04/05/2011 tarihli 1 adet fatura haricinde diğer faturalar yönünden başvuruda bulunma süresinin sona ermediği, davacının 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde söz konusu icra takibini başlatmak sureti ile zamanaşımını kesen bir işlemde bulunduğu, her iki taraf defterlerinde de dava konusu edilen faturaların kayıtlı olduğu görülmekle birlikte davalı tarafın işbu fatura bedellerine karşılık varsa yaptığı ödemelerin her iki taraf defterlerinde de tespit edilemediği, bu hali ile toplam 37.525,44 TL alacağın varlığının tespit edildiği, bu bedel kadar davalının itirazında haksız olduğunun kabulü gerektiği görülmüştür.
Davacı tarafça her ne kadar icra takibi ile faiz isteminde bulunulmuş ise de takibe konu edilen faturalar yönünden davalının temerrüde düşürüldüğünü gösterir herhangi bir ihtar, ihbar veya kaydın dosyada tespit edilemediği bu nedenle faize ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Takibe ve davaya konu edilen alacağın faturaya bağlı hesaplanabilir olduğu görülmekle, likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatı isteminin de kabulüne karar verilmesi gerektiği, buna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının KISMEN İPTALİNE,
Takibin 37.525,44 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İcra inkar tazminatı isteminin KABULÜNE,
Hükmolunan alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 2.563,36 harçtan, peşin alınan 775,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.787,47 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davanın kısmen kabulüne karar verilmekle, Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 868,09 TL başvuru harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 95,50 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.563,59 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak 914,34 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun mad.18/A-13 hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve tarafların anlaşamamaları nedeni ile Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin kabul red oranı dikkate alınarak 771,90 TL’sinin davalıdan alınarak, 548,10 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dair karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuru yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/05/2023
Yazman…
e-imzalı
Yargıç…
e-imzalı