Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/66 E. 2022/100 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/66 Esas
KARAR NO : 2022/100

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 09.02.2022

Mahkememizde görülen Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili 21.01.2022 harç tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin … Ltd. Şti ortağı olduğunu şirketin diğer ortağı ve yasal temsilcisi …in 07.01.2022 tarihinde Denizli … da trafik kazası geçirdiğini ve halen Pamukkale üniversitesinde yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğünü, müvekkilini şirketin üretim kısmında yer aldığını, 19 işçi ile üretimin devam ettiğini, diğer ortak …in ise şirketin mali işleyişi ile ilgili faaliyet gösterdiğini, şirkete kayyım tayini ile şirketin devam etmekte olan işlerin yürütülmesi için aynı zamanda çek ve senetlerin tedbiren ödenmesini durdurulması için gerekli olduğunu, TMK m. 426 ve devamına göre yasal temsilci görevini yerine getirene kadar şirketi temsil etmek üzere bir kayyım atanmasına ve muhatabı … Bank. … şubesi, … Bank … şubesi olan çekler ile alacaklısı … ve … olan 2 adet senedin ödenmesinin durdurulmasını talep ettiği belirlenmiştir.
Davacı vekili 26.01.2022 tarihli dilekçesinde şirketin 2 ortaklı olup müvekkilinin %50 …in de %50 pay sahibi olduğunu şirket ana sözleşmesinde 10 yıl süreyle şirket müdürü …in atandığını, trafik kazası geçirdiğinden yoğun bakımda olduğunu, TTK 589 gereğince şirket sermayesinin 2/3si ile şirketin esas sözleşmesinin değiştiribileceğini, yine TTK m. 219 a göre yönetim görevlilerinin haklı sebeplerce geri alınabileceğine belirterek süreli olsa dahi müvekkilin şirkete kayyım olarak atanmasına talep ettiği belirtilmiştir.
Dava; dava konusu şirkete kayyım tayini ve bazı çek ve senetlerin ödenmesin durdurulması istemi ile açılmış bir davadır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Ticaret sicil kayıtları, şirkete ait sicil kaydı, ana sözleşme, incelenmiştir.
Dava konusu Şirketin münferit temsilcisi ve yöneticisi ortaklardan … olup, şirkette % 50 pay sahibi olduğu ve şirket ana sözleşmesine göre 10 yıl süreyle münferiden temsil ve imza yetkisi ile birlikte yönetim yetkisine sahip olduğu, belirlenmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalı olarak şirketi göstermiştir.
Limited şirketlerde müdürün görevden alınması ve yönetim ve temsil yetkisinin sınırlanması TTK m. 630 hükmüne göre düzenlenmiştir.
Buna göre genel kurulun müdür veya müdürleri görevden alma yetkisi bulunmaktadır. Müdürlerin görevden alınması bakımından esas sözleşme ile görevlendirilme veya genel kurul tarafından görevlendirilmesi/ seçilmesi arasında bir ayrım yoktur. Davacının talep dilekçesinde yer alan TTK m.219 hüküm kolektif şirketlere göre düzenlemedir. Somut olayda da genel kurulun her zaman şirket sözleşmesi ile müdür olarak atanan … ile göreve alınması mümkün olup, nitelikli çoğunlukla aranmamıştır. Dolayısıyla yapılması gereken TTk m. 410/2 uyarınca genel kurulun mahkemenin izniyle davacı ortak … tarafından toplantıya çağrılması ve bu toplantıda mevcut müdürün görevden alınarak yeni müdür seçilmesi mümkündür.
Davacının talep konusunun / sonucunun sadece tedbire ilişkin olduğu (tedbiren yöneticinin yetkisinin durdurulması ve esasa ilişkin bir talebinin bulunmadığı, bu talebin kabulü halinde dahi şirketin yönetiminin devamlı olarak dava dışı bir kayyım tarafından yönetilmesi mümkün olmadığı, yani şirketin ilelebet (davada bir talep sonucu bulunmadığından) kayyım tarafından yönetilmesinin söz konusu olmadığı da belirlenmiştir.
Bu eksikliğin HMK hükümlerine göre giderilmesi mümkün değildir. Ayrıca mevcut talep üzerinden yapılan değerlendirmelerde talebin tedbire ilişkin olması, esas yönünden herhangi bir talebinin bulunmaması tespit edilmekle davacının sadece tedbire ilişkin bir talebinin bulunması esasa ilişkin ise bir talebi bulunmadığından, ayrıca bazı çek ve senetlerin ödenmemesi talebinin de kayyım tayinine bağlı olarak ileri sürüldüğü ve bu senet ve çeklerden borçlu olmadığının, iddia edilmediği de dikkate alındığında mevcut talebinin sadece kayyım tayinine ilişkin olması ve bu talebin kabulü ile ilanihaye devam edecek bir tedbir kararı da verilemeyeceğinden davanın ve tedbir talebinin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasında talep sonucunun bulunmadığı, kayyım atanmasına ve bazı çeklerin ve senetlerin ödenmemesine ilişkin davanın ve tedbir konusundaki taleplerinin REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereği alınması gereken harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/02/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …