Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/636 E. 2022/1013 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/636
KARAR NO : 2022/1013

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilli şirketin muhtelif sağlık kuruluşlarının ihtiyaç duydukları her türlü tıbbi cihaz ve yedek parçaları ile sair tıbbi malzemelerin hazırlanması ve ticareti konusunda faaliyette bulunduğunu, davalının kamu tüzel kişiliğine de çeşitli tıbbi ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, nakledilen bu ürünlerin karşılık edimini oluşturan satış bedellerinin faturaya yansıtılarak ödenmesi için davalıya iletildiğini, faturaları teslim alan davalı, kanuni süresi içerisinde faturalara itiraz etmediğini, bu nedenle kabul etmiş sayıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında satış bedellerinin muaccel hale gelmesine karşın davalının ödeme yapmadığını, davalı ile sözleşmeye uygun hareket etmesi konusunda görüşmeler yapıldığını ancak davalının herhangi bir adım atmadığını, bu nedenle müvekkili şirket tarafından hesaba işlenen faturalar yönünden alacaklı olunan 14.143,22 -TL asıl alacağın avans faizi ile ödenmesi amacıyla İzmir 6. İcra Müdürlüğü …/… E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiği ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalı/borçlunun gelinen aşamada kendisine tebliğ edilen hiçbir faturaya itiraz etmediği, herhangi bir iade fatura dahi düzenlememesine rağmen itiraz dilekçesinde böyle bir borcu olmadığını beyan ettiğini, davalı şirket adına düzenlenen faturaların da ticari defterlere işlendiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyanla, davanın kabulü ile, davalının İzmir 6. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasındaki tüm itirazlarının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte devamına, asıl alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Tuzla/ İstanbul olduğunu, bu nedenle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu uyuşmazlık bakımından görev yönünden Asliye Hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, Devlet veya Vakıflar tarafından kurulmuş olması fark etmeksizin, bütün yükseköğretim kurumları kamu tüzel kişiliğine haiz olduğunu, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkiline gönderildiği iddia edilen sevk irsaliyelerinde malın eksiksiz ve tam teslim edildiğine dair, müvekkili şirketin imzaya yetkili kişisi tarafından atılmış bir imza bulunmadığını, tek taraflı düzenlenmiş bu faturaların alacağın niteliği ve miktarı göz önünde bulunduruluğunda, ispat hukuku açısından ispata elverişli olmadığını, faturanın gönderilmiş olması malın teslim edildiği anlamına gelmediğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle ticari temerrüt faizi istenemeyeceğini, ayrıca müvekkili kurumun kamu tüzel kişisi olduğu için aleyhine yasal faizden yüksek faiz işletilemeyeceğini ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla, yetki itirazımızın kabulü ile davanın yetikli mahkeme olan İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesine, görev ve dava şartı eksikiği itirazımız nedeniyle davanın usulden reddine, neticede esasa ilişkin açıklamalarımız nedeniyle esas yönüyle davacının tüm talepleriyle birlikte reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası, 14.01.2021 tarihli, …numaralı 4.430,17 TL bedelli; 16.03.2021 tarihli, … numaralı, 3.961,88 TL bedelli; 25.08.2021 tarihli … numaralı, 5.751,17 TL bedelli 3 adet fatura, müvekkil şirket ait ticari defter ve kayıtları, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, tanık, bilirkişi incelemesi ve yemin delillerine dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasına yönelik olarak; İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyası, tanık, keşif, yemin, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlara dayandığı görülmüştür.
İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı tarafından davalı borçlu aleyhine üç adet faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle toplam 14.143,22 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 02.06.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 05.06.2022 tarihinde takibe, borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dosya kapsamında, dava konusu uyuşmazlığın münhasıran Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen ve bu nedenle Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren uyuşmazlıklardan olmadığı, uyuşmazlığın faturadan doğan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibaret olduğu, davanın taraflarından olan davacının tacir olduğu, ancak kar amacı ile faaliyette bulunmayan, eğitim hizmetini yerine getiren davalı üniversitenin tacir sıfatına haiz olmaması sebebi ile uyuşmazlığın çözümünde 6100 sayılı HMK uyarınca, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, HMK114/c maddesine göre görev, dava şartlarından olup göreve ilişkin dava şartı yargılamanın her safahatında ileri sürülebilen ve ileri sürülmesede Mahkemece re’sen dikkate alınması gereken dava şartlarından olup Mahkememizce görev yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331. Maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 Sayılı Yasanın 5.ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.