Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/545 E. 2022/887 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/545
KARAR NO : 2022/887

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Sigorta A.Ş. vekili İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesine açtığı 07.01.2022 harç tarihli davada dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin alacağının tahsilini teminen, davalı-borçlu aleyhine başlatılan İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı-borçlunun borca, faize ve tüm ferilere ilişkin itirazları olduğundan takibin durduğunu, 21.01.2020 tarih ve … numaralı nakliye faturası ve … ve … numaralı konteyner ile sigortalıları … Tarım Ürünleri Şirketi adına nakliyesi yapılan nohut emtiasının 08.03.2020 tarihinde alıcıya ıslanma sebebiyle hasarlı olarak teslim edildiğini, hasarın ardından yapılan ekspertiz incelemesi sonucuna göre sigortalı … Tarım Ürünleri Tic. Ltd. Şti. tarafından …’e ihraç edilen nohut emtiasının istifli olduğu dört konteynerin ikisinin nakliye sırasında su alması sebebiyle 43 çuval muhteviyatı net 1,075,00 kilogram emtianın ıslanmak suretiyle hasarlandığı kanaatine varıldığını, ekspertiz çalışmaları neticesinde meydana gelen net hasar tutarının 697.68 USD (KDV hariç, 410 ek bedel dahil) olarak tespit edildiğini, meydana gelen hasar bedelinin sigortalılarına 17.04.2020 tarihinde 697,68 USD müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, ancak 4.671,65 TL(627,91 USD) alacağın faizi ile birlikte tahsili için davalıya karşı icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, açıkladığı nedenlerle davalı-borçlunun İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, asgari %20’den aşağı olmamak üzere davalı- borçlunun davacı müvekkili sigorta şirketine inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 18.02.2022 tarihli cevap dilekçesiyle; davacının sigortalısına ilişkin eşyanın … Limanından … (…) Limanına müvekkili davalı şirketin acentesi olduğu armatör taşıyan … tarafından … numaralı konşimento tahtında taşındığını, müvekkilinin sadece deniz taşımasını gerçekleştirdiğini, kombine taşımanın kara yolunda gerçekleştirilen ön taşıma ve son taşıma aşamalarının müvekkili ile bir ilgisi bulunmadığını, davacı, dava dışı sigortalının Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigorta yaptığını ve bu sigortaya konu mallarda hasar olduğunu, bu sebeple sigortalısına tazminat ödemek zorunda kaldığını iddia ettiğini, dava konusu uyuşmazlığın deniz taşımasından kaynaklanıyor olması nedeniyle davanın Denizcilik İhtisas Mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın görevli İzmir 5 ATM’de açılmadığından reddi gerektiğini, davacının sigortalısının satıcı sıfatıyla bir alım – satım anlaşması yaptığı ve bu anlaşmada teslim şeklinin incoterms şartlarından CFR olarak belirlendiğini, gümrük beyannamesinde de teslim şeklinin CFR olarak belirtildiğini, CFR teslim şekline göre alıcının bütün hasarları üstlendiğini, dava konusu taşımanın gönderileni/alıcı “…” firması, satıcı/yükleten firmanın dava dışı davacının sigortalısı … Tarım Ürünleri Tic. Ltd. Şti. olduğunu, davacı, sigortalısı … Tarım Ltd. Şti.’ne yaptığı ödemeye istinaden müvekkilden talepte bulunmakta olduğunu, ancak sigortalının hak sahibi olmadığından kendisine yapılan ödemenın davacıya halefiyet hakkı kazandırmadığını, dolayısıyla davacı sigorta şirketi, yanlış kişiye ödeme yaparak veya “ex gratia” ödemesi (hatır ödemesi) yaparak usulüne uygun şekilde halefiyet kazanamamış olduğunu, davacı usulüne uygun halefiyet kazanamamış ve dolayısıyla işbu davayı açma hakkına da sahip olamadığını, bu nedenle davanın öncelikle aktif dava ehliyet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, navlun faturasının müvekkili acente tarafından davacının sigortalısına kesildiğini, bu faturanın taşıyıcı … adına acentesi sıfatıyla tanzim edildiğini, davacının sigortalısı ile davalı acente arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle acente sıfatına haiz olan davalı müvekkili aleyhine doğrudan dava açılamayacağından acente yönünden açılan davanın pasif husumet yönünden de reddi gerektiğini, konşimentonun 26. maddesinde yetkili mahkemenin Londra Mahkemeleri ve uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak belirlendiğini, MÖHUK m. 47 de de tarafların yetki sözleşmesiyle yetkili mahkemeyi belirleyebileceğini, HMK m. 17’de taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacağının belirlendiğini, MÖHUK m. 24/1’e göre sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tabi olduklarını, MÖHUK m. 29/1 “Eşyanın Taşınmasına İlişkin Sözleşmeler” başlığında da kanun açıkça “Eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler tarafların seçtikleri hukuka tabidir” şeklinde hüküm kurulduğunu, MÖHUK – Yetki Anlaşması ve Sınırları Başlıklı m. 47/1’e göre de taraflar arasında yetki anlaşması ile yetkilendirilmiş Hamburg Mahkemesinde görülmesi ve gerektiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle yetki yönünden reddini gerektiğini, davacının usulüne uygun sürede hasar ihbarında bulunmadığını, TTK m. 1185’e göre mallar teslim edilmeden ya teslim sırasında veya en geç 3 gün içerisinde taşıyana ve temsilcisine yazılı olarak bildirim yapılması gerektiği halde bunun yapılmadığı bu halde taşıyan lehine karine oluştuğunu, müvekkilinin acentesi olduğu taşıyanın sadece deniz taşımasını üstlendiğini, hasarın deniz taşıması sırasında gerçekleştiğinin ispatlanamadığını, dava konusu malların mühürlü olarak taşındığını ve alıcısına teslim edildiğini, konteyner teslim tutanağında davacının sigortalısının konteyneri hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığını, taşımaya FCL/FCL kaydıyla yaptığını, yine “Slac Shıpper’s Load, Stow, Eıght And Count” yani yükleyici yükledi, istifledi, saydı, mühürledi klozunun bulunduğunu, konteynerlerde herhangi bir hasar tespit edilemediğini, taşıyanın sorumluluğunun sınırlı olduğunu, TTK m. 1186 gereğince hesaplama yapılması gerektiğini, zarar hesabına eklenen %10 ilave bedelin dayanağının bulunmadığını, ek ilave bedelin istenemeyeceğini belirterek davanın aktif ve pasif husumet, görev, yetki ve esastan reddini ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04.03.2022, 10.03.2022 ve 01.07.2022 tarihli beyan dilekçeleriyle; görev itirazının haksız olduğunu, HSK kararının idari nitelikte bir karar olduğunu, bu hususun görev ilişkisine dönüşmediğini, konşimentoda … fiili taşıyanın davalı … A.Ş. olduğunu, İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyasında yaptığı itiraz dilekçesinde husumet itirazında bulunmadıklarını, arabuluculukta anlaşma sağlanamadığını, davanın bu aşamasında davanın usulden reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olacağını, HMK m. 124 gereğince mazur görülecek bir maddi hata olduğunu, taraf değişikliği isteminin kabul edilmesi gerektiğini, TTK m. 103 ve 105/2 uyarınca Türk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, hasarın konteynerden sızan su olduğunu, TTK m. 1141’e göre taşıyanın geminin başlangıçtaki elverişsizliğinden sorumluluğu sınırsız olduğundan ya da konteynırın taşıyan tarafından temin edilmesiyle hâkimiyet alanı içinde veya dışında olmakla birlikte meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, müvekkili sigortalısı tarafından hasarın davalıya ihbar edildiğini (TTK m. 1185/1), belirterek taşıyıcının temin ettiği, geminin alonju niteliğindeki konteynerlerdeki yüklerin, taşıyıcının hakimiyetinde olduğu esnada su hasarına maruz kalmış olduğundan dolayı davalı itirazlarının reddine, davanın ise kabulünü talep etmiştir.
İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas – …/… Karar sayılı 21.04.2022 tarihli kararla dosyanın görevli olduğunu belirttiği İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair verdiği kararın 25.05.2022 tarihinde kesinleştiği, davacı vekili süresinde tahrik dilekçesiyle mahkememize gönderilmiştir.
Dava; davacı sigorta şirketinin sigortalısının yapmış olduğu taşıma sözleşmesinden kaynaklan hasar nedeniyle doğan rücuen alacak davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası, poliçe, ihtarname, faturalar, konşimento, ekspertiz raporları, fotoğraflar, arabuluculuk tutanağı incelenmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla incelendiğinde; takip alacaklısı … Sigorta A.Ş.’nin takip borçlusu … Anonim Şirketi … Şubesi aleyhine 20.01.2021 tarihinde yapmış olduğu ilamsız icra takibinde 4.671,65 TL asıl alacak ve 141,81 TL işlemiş faiz ile birlikte 4.813,46 TL üzerinden takibe geçtiği borçluya ödeme emrinin 01.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 03.02.2021 tarihinde takibe konu borcun ferileriyle birlikte tamamına itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Davalının pasif husumet itirazı incelendiğinde ise;
Davalı vekilinin pasif husumet itirazının incelenmesi için … numaralı konşimento üzerinde yapılan incelemede taşıyanın … … olduğu bu konişmento da yükleme acentesinin … A.Ş. olduğu (davalının cevap dilekçesinde yer aldığı üzere), yani taşıyanın davalının dava dilekçesinde belirttiği üzere taşıyanın … …, acentesinin ise … A.Ş. olduğu, ancak davanın doğrudan acenteye karşı açıldığı, davalının düzenlediği faturada da konşimentoya atıf yapıldığı ve navlun faturasının (21.01.2020 tarihli … numaralı) … … adına acentesi sıfatıyla düzenlendiğinin belirtildiği, buna rağmen davacının davasını doğrudan acenteye karşı açtığı, ancak husumetin eksik olmadığını, aksi kanaatteyse davanın niteliği gereği HMK m. 124’ten yararlanarak taraf sıfatında düzeltme talep ettiği belirlenmiş ise de; 21.01.2020 tarihli faturada da navlun bedelinin … … adına … A.Ş. tarafından tahsil edildiği ve taşıma işini yapan şirketin … … olduğu belirlendiğinden davacının doğrudan acenteye karşı dava açmasının usul hükümlerine aykırı olduğu tespit edildiğinden, davacının davasının pasif husumet/sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Pasif husumet ehliyetinin bu dava ve takipte bulunmadığı, bu durumun HMK m. 119 ve 124’e göre düzeltilmesinin de mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Ayrıca 21.01.2020 tarihli 2.040,00 USD bedelli faturada … … adına … A.Ş. tarafından acente sıfatıyla tanzim edildiği belirtilmiştir.
Davacı yapmış olduğu icra takiplerinde de doğrudan borçlu olarak … A.Ş.’yi göstermiş olup; husumetin asıl taşıyan olan … … ya izafeten … A.Ş. yöneltilmesi gerekli olduğu halde; bunu yapmadığı, bu haliyle; husumetteki eksikliği giderse dahi; takibe devam edemeyeceği de belirlenmiştir (1).
Bu nedenle davanın diğer unsurlarının incelenmesine gerek olmaksızın davanın reddi gerekmiştir.
Davalının davanın reddi ile birlikte %20 kötü niyet tazminat talebinin ise; davacının davasını haksız ve kötü niyetli açtığı tespit edilemediğinden kabul edilmemiş ret edilmiştir.
—————————————————————————————————-
(1)Y. 11 HD 2016/946 E. 2016/4616 K. Sayılı 25.04.2016 tarihli kararında “Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, MÖHUK m. 6 gereğince uygulama alanı bulan genel işlem koşullarına ait hükümler gereğince somut olayda yetki itirazına dayanak yapılan konşimento kaydının geçerli olmadığından bu yöndeki yetki ilk itirazının reddine; davalının dava dışı ….’ye düzenlemiş olduğu 10.01.2014 tarihli, …. ve … numaralı faturalar ve … nolu konşimentosu incelendiğinde; taşıyan firmanın …. acentesinin … olduğu, taşımayı yapan asıl taşıyıcının …. olduğundan; davanın eTTK m.119/2- yTTK m.105/2’ye göre acente sıfatıyla …’ye açılması gerektiği, ancak doğrudan …’ye dava açıldığı, yine takibinde doğrudan …’ye karşı yapıldığı, pasif husumet ehliyetinin bu dava ve takipte bulunmadığı, bu durumun HMK m. 119 ve 124’e göre düzeltilmesinin de mümkün olmadığı, davacının dava konusu yapmış olduğu alacağının borçlusu… olduğundan davacı-sigortacının bu taşıyıcıya izafeten acentesine dava açmadığı ve takip yapmadığı, davanın ve takibin doğrudan doğruya acenteye karşı açıldığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.”
Y. 11. HD’nin 2013/8170 E. 2013/22352 K. 09.12.2013 tarihli kararında “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, konişmentoda taşıyanın adının gösterilmediği, konişmentonun …/… … gemisinin kaptanı tarafından imzalandığı, konişmento Printed by (basan) ifadesiyle … & … Ltd tarafından imzalandığı, “statement of facts ” standart olaylar tutanağında gemi işletme müteahhidi olarak … ‘in belirtildiği, TTK 946/2. ve 1099. maddeler gereğince davalı … & … Ltd şirketinin taşıyan olduğu, HMK 124. maddesi uyarınca dava açıldıktan sonra davanın tarafının ancak karşı tarafın açık muvafakatının bulunması halinde değiştirilmesinin mümkün olduğu, karşı tarafın açık muvafakatının olmadığı, HMK 124/4.fıkrasında tarafların yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğinin düzenlendiği, TTK 119. madde gereğince acente müvekkili namına davaya muhatap olabilir ise de davacının takipte iki nolu davalıya karşı müvekkili namına izafeten değil asaleten takip yaptığı ve davasını da asaleten açtığı, dolayısıyla taraf değişikliği talebinin HMK 124/4. fıkra kapsamında kabul edilebilir olmadığı, acente olan iki nolu davalının doğrudan doğruya meydana gelen zarardan sorumlu olmadığı, husumetin taşıyana ya da taşıyana izafeten acentesine yöneltilebilecek olması karşısında davalı … yönünden dava atiye terk edilmiş olmakla, bu davalı hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın davalı … Gemi Kiralama ve Acenteliği Limited Şirketin yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir………. hükmün ONANMASINA…….”
Yine Y. 11. HD 2013/3773 E. 2013/20956 K. Sayılı 20.11.2013 tarihli kararında “Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşımanın … – … arasının … Ltd. tarafından, …- … arasının …aşımacılık ile Lojistik Endüstrisi Hizmet ve Tic. A.Ş.’nin acenteliğini yaptığı … …/… tarafından gerçekleştirildiği, deniz yolu ile taşıma işini taahhüt edenin … Uluslararası Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. olduğu, taşımayı fiilen gerçekleştiren … Ltd. ve … …/… ile … Uluslararası Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında alt navlun sözleşmelerinin kurulduğunun kabulünün gerektiği, asıl ve alt navlun sözleşmelerinin birbirlerinden bağımsız oldukları, alt taşıtanın asıl taşıyan ile doğrudan doğruya bir hukuki ilişkisinin bulunmadığı, husumetin taşıyan sıfatını haiz … Uluslararası Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye düştüğü, ancak husumetin … Ltd.’ne izafeten … Uluslarası Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı … …/…’nin acentesi olan … Taşımacılık ile lojistik Endüstrisi Hizmet ve Tic. AŞ.’ye yöneltildiği davada davalıların pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve somut davada temsilde hata değil yanlış kişiye dava açılmasının söz konusu olduğu, dolayısı ile davanın … Uluslararası Nakliyat ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye karşı devamının mümkün olmadığı ve HMK’nın 124/3-4. maddelerinin uygulanmasının yasal koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir… kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”
HÜKÜM : Yukarda Açıklanan Sebeplerle;
Davacı davasını asıl taşıyan olan … …’ya İzafeten … A.Ş.’yi göstererek takip yapması ve dava açması gerekirken TTK m.105/2’ye aykırı olarak doğrudan acenteye karşı ve onu hasım göstererek doğrudan takip yaparak dava açmış olması nedeniyle; davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
Davalının %20 kötü niyet tazminat talebinin ise şartları gerçekleşmediğinden reddine,
Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 7/2. maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır