Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/421 E. 2022/794 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/421
KARAR NO : 2022/794

DAVA : ZMMS sigortacısına karşı açılan sigorta poliçesi kapsamındaki maddi tazminata ilişkin tazminat
DAVA TARİHİ : 19.06.2018
KARAR TARİHİ : 22.09.2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekilinin 19.06.2018 harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilin sevk ve idaresindeki … plakalı araç … ve … plakalı araçların 24.12.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak kusuru nedeniyle asli kusurlu olduğunu, bu aracın sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ nin ZMMS sigortacısı olup, poliçe limiti ile zarardan sorumlu olduğunu, kaza sonrası İzmir 10 Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını 19.000,00 TL hasar tespit edildiğini, rapor üzerine 01.06.2018 tarihinde davalı sigortaya başvurulduğunu cevap verilmediğini, belirterek davalı sigortacıdan şimdilik hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL ve değer kaybı alacağına mahsuben 10,00 TL olmak üzere 10.010,00 TL ‘ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi davalıdan tahsiline ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ. vekili 26.11.2018 tarihli ön inceleme duruşmasından sonra verdiği cevap dilekçesinde; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını müvekkilinin adresinin İstanbul Sarıyer de olması nedeniyle İstanbul ATM nin yetkili olduğunu dava dilekçesinde ekli olarak belgelerin ibraz edilmediğini, kazada … plakalı aracın malikinin … olduğunu ancak davayı … in açtığını müvekkilin ZMMS sigorta poliçesi ile … plakalı aracı sigortaladığını davacının belirsiz alacak davası açamayacağını bu kaza sonucunda hasar bedelinin ve değer kaybının talep edildiğini müvekkili şirketin kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranla sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olabileceğini, gerçek zarar dışında bir tazminat ödemeyeceğini, ZMMS Genel Şartlar A.6. “Teminat Dışında Kalan Haller” maddesinin O bendi yollamasıyla EK-1 değer kaybı hesaplaması maddesine göre davacının talebinin yasal düzenleme kapsamında olması durumunda reddini talep ettiklerini, davacının müvekkilini temerrüde düşürmediğini bu nedenle faiz talep edemeyeceğinin belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; ZMMS sigortacısına karşı açılan sigorta poliçesi kapsamındaki maddi tazminata ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
24.12.2017 tarihli kaza tespit tutanağı, İzmir 10. SHM nin … D. İş sayılı dosyası davalı sigortacıya ait ZMMS sigorta poliçesi, fotoğraflar keşif ve bilirkişi incelemesi değerlendirilmiştir.
İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyası incelendiğinde; tespit isteyen … plakalı aracın sürücüsü ….. 25.12.2017 tarihli dilekçesiyle; … plakalı aracın … ve … plakalı araçlar ile 24.12.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası yapması nedeniyle zarar gördüğünden bahisle, tespit talebinde bulunduğu mahkemece 26.12.2017 tarihinde tespit yapıldığı ve araçta meydana gelen hasarın bilirkişi … in 01.06.2018 tarihli raporu ile 19.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce araca ait hasar dosyası istenmiş ve hasar dosyası getirtilerek bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiler …’den alınan 26.12.2018 tarihli raporda; … plakalı Safa Yaşar ın sevk ve idaresindeki aracın Devran Metingilin sürücüsü olduğu … plakalı araca çarptığı, olayda Safa Yaşar ın %100 asli ve tam kusurlu Devran Metingilin ise kusursuz olduğu, … plakalı aracın malikinin … sürücüsünün ise … olduğu, aracın değer kaybı yönünden yapılan incelemede … plakalı araçta -771,75 TL değer kaybının olduğu böylece değer kaybına uğramadığı aracın toplam zararının KDV dahil 18.549,00 TL olarak tespit edildiği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekili 09.01.2019 tarihli beyan dilekçesi ile; beyanda bulunmuş ve davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğunu müvekkilinin aracı aynı sahibine iade etmekle yükümlü olduğunu belirterek 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin 8.549,00 TL arttırarak 18.549,00 TL ıslah etmiştir. Davacı 02.01.2019 tarihinde Islah harcının yatırmıştır.
Davalı vekili bu rapora karşı 18.01.2019 tarihli beyan dilekçesi ile; tazminatın son derece fahiş hesaplandığını ekspertiz incelemesinde aracın incelemeye verilmediğini müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacının dava açma tarihi 19.06.2018 olup; bu tarihte 6704 sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz Ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun m. 97 hükmünde değişiklik yapılmıştır. Buna ilişkin değişiklik yürürlük tarihi kanunun 31. maddesine göre resmi gazetede ilan edildiği tarih olup; 26.04.2016 tarihinde ilan edilmiştir. Buna göre “m. 97- Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir. Bu hükümle sigortacıya karşı dava açacak tarafın öncelikle yasama yürürlüğe girdiği tarih olan 26.04.2016 tarihinden sonra 19.06.2018 tarihinde dava açtığı, ancak bu tarihten önce 01.06.2018 tarihinde e-posta adresinden davalıya başvurduğu, ancak cevap verilmediği tespit edildi.
Davacı tarafın aracın sürücüsü olup maliki olmadığı belirtilmiştir. Tazminat davasında davacı olma ehliyeti kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Mevcut durumda araç sürücüsünün tazminat davası açabilmesi için bu araç üzerinde hak sahibi olarak zarar görmüş olması gereklidir. Aktif husumet sıfatının doğması için bu zorunlu unsurdur. Davacının dava konusu aracı haklı bir sebebe dayalı olarak menkul mal olarak zilyetliğinde bulundurabilmesi için ya sınırlı bir ayni hak ya da kira, ariyet, vs gibi kişisel bir hakka dayalı olarak zilyetliği elinde bulundurması ve aldığı menkul malı malikine aynen iade etmesi gereklidir.
Davacının aldığı menkul malın olağan koşullarda aynen aldığı şekli ile iade etmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı bu aracın zararını karşılamak amacıyla hareket ettiğini ve araç sahibine ödeme yaptığını ispatlaması durumunda zarar gören sıfatıyla bu iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Dava dışı araç sahibi ile aralarında kira/ariyet gibi bir sözleşmenin bulunduğunu yani kişisel hakka dayalı olarak elde bulundurduğunu ve eğer ariyet aldığını iddia ediyorsa, bu ariyet nedeniyle TBK m.379 ve devamına göre kullanımdan doğan zararlardan dolayı sorumlu olduğunu ispatlaması gereklidir.
TBK m.380/3 gereğince ödünç alan doğan zararlardan dolayı bu hükümlere uysa dahi zararın doğacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulması mümkündür. Davacı ariyet sözleşmesine dayanmış ise, TBK m.380′ e göre zararını doğduğunu ispatlaması gerekmektedir. Malike ödeme yapmış olması şarttır. Eğer ariyet sözleşmesinde 3.kişinin sorumluluğu varsa ariyet alanın kusuru yoksa bu halde malike karşı sorumlu olamayacağından bir zararı da doğmayacaktır. Bu nedenle dava açmakta hukuki yararı yoktur. Ayrıca bu tip bir davanın açılması halinde zarara sebebiyet veren aleyhine hem aracı kullanan ve hem de aracın malikinin ayrı ayrı dava açmaları durumunda kazadan sorumlu olan davalının Karayolları Trafik Kanunu’na göre sorumluluğunun sadece zarar gören 3.kişiye karşı şahsi olarak malına veya şahsına karşı olan sorumluluğu dışında bir zarardan da sorumlu olması sonucunu doğuracaktır.
Ayrıca, kanun koyucu kanuni/sözleşmesel rehin hakkı sahibi olanın izni olmaksızın malikin dahi dava açmasına izin vermediğinden, sadece zilyetliğe dayanarak bu davanın açılamaması gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresinde istinaf edilmekle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin….. Esas –…….Karar sayılı 24.03.2022 tarihli kararıyla kaldırılmıştır. Davacı tarafın istinaf dilekçesinde; aktif husumet ehliyetinin olmamasını kabul etmediklerini, müvekkilinin sürücü olarak aktif taraf sıfatına sahip olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Ayrıca davacı taraf karardan sonra 12.10.2020 tarihli dilekçesiyle dava konusu alacağın …’in 18.06.2020 tarihli temliknameyle müvekkili …’e temlik ettiğinden HMK m. 125/2 ve TBK m. 183 gereğince bu kişinin davacı alacaklı olarak UYAP sistemine kaydedilmesini talep etmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin …….. Esas – ….. Karar sayılı 24.03.2022 tarihli kaldırma kararıyla “… Somut olayda, sürücü maliki …olan kaza sırasında sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile ………..Mahallesi, ………. Sokak istikametinden gelerek sola dönmek istediği esnada ….. Sokak istikametinden gelen maliki … olan kaza sırasında sürücüsü … sevk ve idaresindeki sürücü … plaka sayılı araca çarptığı, çarpmanın etkisiyle … plaka sayılı aracın park halinde duran … plaka sayılı araca çarpması sonucunda kaza meydana geldiği; … plaka sayılı aracın maliki …adına düzenlenen ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından 03/05/2017-03/05/2018 tarihleri arasında sigorta teminatı kapsamına alındığı, kaza başına maddi tazminat limitinin 33.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Otomotiv bilirkişisi … tarafından düzenlenen 25/12/2018 tarihli raporda; … plakalı araç sürücüsünün %100 asli ve tam kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü davacı … ile kazaya karışan … plakalı diğer ara sürücüsünün kusursuz olduğu; … plakalı aracın malikinin … sürücüsünün ise … olduğu; … plakalı araçta KDV dâhil 18.549,60 TL hasar meydana geldiği, kaza nedeniyle araçta değer kaybı meydana gelmeyeceği belirtilmiştir.
Dosyaya sunulu 18/06/2020 tarihli adi yazılı temlik sözleşmesi ile davacının görülmekte olan davada davalı sigorta şirketinden talep ettiği alacağı 19.000,00 TL karşılığında …’e temlik ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı yönünden, davacının aktif husumet ehliyetine sahip olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; bilindiği üzere tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta; hasara uğrayan dava konusu … plakalı aracın kaza sırasındaki tescil malikinin …, sürücüsünün ise davacı … olduğu ve olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde dava dışı araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu dikkate alındığında, araçta oluşan ve tazmin edilmeyen orandaki hasar bedelini talep hakkının ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu nedenle, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazının esastan kabulü ile mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir. (Bu yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17.HD 2018/1964 E.-2019/12286 K. 2017/1316 E- 2019/8976 K).
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355/1 ve 353/1-a-4 maddeleri gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı kapsamında davacı / alacaklı / alacağını temlik eden …’in aktif taraf sıfatının bulunduğu kabul edilmiş ve kararda sonra 18.06.2020 tarihli temliknameye istinaden … davacı / alacaklı olarak HMK m. 125/2’ye (125/2f- Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. (Ek cümle:22/7/2020-7251/11 m.) Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.) göre davaya dâhil edilmiştir.
Kaldırma kararından önce yapılan bilirkişi incelemesiyle araçta değer kaybı bulunmadığı, hasar miktarının ise 18.549,00 TL olduğu, davacının dava açarken hasar miktarı olarak 10.000,00 TL talep ettiği ve 02.01.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle de hasar talebinin 18.549,00 TL’ye arttırarak ıslah ettiği, aynı tarihte ıslah harcını yatırdığı belirlenmiş olmakla, bu miktar üzerinden 10.000,00 TL sini dava tarihi geri kalan 8.549,00 TL sini ise ıslah tarihi olan 02.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davacının hasar bedeli olan 18.549,00 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den sorumluluk miktarı olan 33.000,00 TL’yi geçmemek üzere bu miktarın 10.000,00 TL’sinin dava (19.06.2018) tarihi, geri kalan 8.549.00 TL’nin ise ıslah tarihi olan (02.01.2019) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının değer kaybı talebinin şartları gerçekleşmediğinden reddine,
Tahsilde tekerrür edilmemesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.267,08 TL harçtan dava açılışında alınan 170,95 TL peşin harç ve ıslah sırasında yatan 146,00 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 950,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 35,90 TL, peşin harç 170,95 TL ve ıslah harcı 146,00 ile yazışma ve tebligat gideri 154,00 TL ve bilirkişi ücreti 400,00 TL ile İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından yapılan 1.050,00 TL (14,50 TL başvuru harcı, 51,70 TL peşin harç ve 221,80 TL keşif harcı, 22,00 TL tebligat gideri, 300,00 TL bilirkişi ücreti, 440,00 TL vekalet ücreti) olmak üzere toplam 1.956,85‬ TL’nin davanın kabul-red oranına göre 1.956,45 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile vekili yararına davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’nin 13/2. maddesine göre belirlenen 10,00 TL vekalet ücretinin HMK m. 125/2’ye gereğince davacılar temlik eden ve temlik alandan müteselsilen tahsili ile vekili yararına davalıya verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22.09.2022

Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim….
E-İmzalıdır