Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/27 E. 2022/371 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/27
KARAR NO : 2022/371

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04.08.2021
KARAR TARİHİ : 07.04.2022

Mahkememizde görülen Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … TEKSTİL GIDA LTD ŞTİ vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesine açmış olduğu 04.08.2021 tarihli dava dilekçesinde; dava konusu teknenin … numaralı poliçe ile davalı … Sig. A.Ş tarafından sigorta altına alındığını, ancak davalı şirketin teminat kapsamında meydana gelen hasar nedeniyle ödeme yapmadığı, gerekçesinde teknenin bağlama kütüğü ruhsatnamesinin geçersiz olduğunun ve teminat dışında kaldığının bildirildiğini, 21.02.2021 tarihinde müvekkili şirkete ait … -… isimli teknenin … bölgesinde alagarda bağlı iken su alması üzerine Sahil Güvenlik ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bilgi verildiğini, teknenin yanına gelerek kurtarma çalışması yapılmasıyla karaya çekildiğini, sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen bu sebeple talebinin reddedildiğini, davalı sigorta şirketinin red gerekçesinde yer alan sebeplerin gerçekleşmediğini, teknenin deniz elverişliliğine sahip olduğunu, rutin bakım onarım ve tetkiklerinin yapıldığını, bağlama kütüğü ruhsatnamesinde teknenin inşaat halinin yer aldığını, bakım ve onarım yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketinin talebin eski olması nedeniyle talebi reddettiğini, bağlama kütüğünün geçersiz olmasının poliçeyi etkilememesi gerektiğini, uygulama yönetmeliğinin sadece idari yaptırımları düzenlediğini, ayrıca davalının Sigortacılık Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan Sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmelik hükümlerinde sigorta sözleşmesinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde kapsam dışı bırakılmış risklerin de açıkça belirtilmesi, aksi halde belirtilmemiş risklerin teminat kapsamında sayılacağı hükmünün yer aldığı, yönetmelikte de (m. 5) sigorta yaptırmak isteyen tarafa yazılı ve sözlü bilgilendirme yapılması gerektiği, asıl olan yazılı bildirim olduğu, sigortacının asgari bilgilendirme yaptığını ispatlaması gerektiğini, yine yönetmeliğin 7. Maddesinde bu hükmün yerine getirmemesi halinde veya yönetmeliğin 8. Maddesinde düzenlenen bilgilendirme formunda yer alan bilgilerin gerçeğe aykırı olması halinde sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini fesih edebileceği gibi varsa zararının tazminini de talep edebileceği hükümlerinin bulunduğunu, bilgilendirme formu ve içeriğinde sigortacıya / acenteye ilişkin bilgiler, sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşmeyle verilen teminatlar, teminatın istisnaları, her bir sigorta türü için teminat kapsamı dışı olup da poliçe de ayrıca belirtilmesi kaydıyla ek sözleşmeyle teminat kapsamına alınabilecek kıymetler, özel hüküm ve klozlar, tazminat ödeme kuralları, tahkim üyeliğine ilişkin bilgilerin yer alacağı, ayrıca yine m. 9 da en az iki nüsha düzenlenecek formun sözleşmenin kurulmasından önce sigortacı tarafından kesinleşip imzalandıktan sonra sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği ve sigortacının formun bir nüshasını saklamak zorunda olduğu ve imzanın sigorta ettirenin bu sistem hakkında bilgi sahibi olduğunu gösterir bir karine teşkil ettiğini, yönetmeliğin 7. Maddesi bilgilendirme yükümlülüğüne aykırılığın müeyyidesini düzenlediğini ve zararın tazmin edilebileceğinin bildirildiğini, müvekkiline bilgilendirme yapılmaması nedeniyle, müvekkilinin zarara neden olan olayın teminat kapsamında olduğunu veya bu kapsama alınmayacağını sandığını, yazım puntosunun küçük olduğundan bilgilendirmenin de tam ve sağlıklı yapılmadığını, hasar bedelinin ekspertiz raporunda belirlendiğini, teknede çürüme nedeniyle ahşap onarım maliyetinin olandan düşük tespit edildiğini, gerçek zararın yeniden hesaplanmasını istediklerini, yine zararın KDV ile birlikte ödenmesi gerektiğini belirterek şimdilik 1000 TL hasar bedelinin temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sig. A.Ş’nin 27.09.2021 tarihli cevap dilekçesinde; davanın yetkili İstanbul Nöbetçi ATM’de görülmesi gerektiğini, teknenin su aldığından bahisle zarar gördüğü iddiası ile talepte bulunulduğunu, yaptırılan ekspertiz incelemesinde teknenin bordasında çürümeden dolayı armuzlarda ve amacı tespit edilmeyen karina ve borda da bulunan deliklerden su alarak battığını, tekne içerisindeki ana makinanın jeneratörünün tüm elektrik donanımının deniz suyuna maruz kaldığını, su seviyesinin ana güverteye kadar çıktığını, sancak, karina kısmının da kırık olduğunu, yine teknedeki kırığın karaya alması esnasında bölgenin kırık olması nedeniyle platform ayakların basması sonucu oluştuğu, çekilen fotoğraflarla hasarın tespit edildiği, eksper tarafından teknedeki kötü kondisyona bağlı çürüme ile karina ve bordodaki deliklerden su alarak batmış olduğu, teknenin bağlama kütüğü ruhsatnamesinin geçersiz olduğu ve poliçede özel şartlarda bu durumun yer alarak teminat kapsamı dışında kaldığının belirlendiği, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün raporunda da batma sebebinin açıklandığı, böylece teknenin bağlama kütüğü ruhsatının geçersiz olduğu, poliçede ihtar 4 başlıklı kısımda yatın sigorta başlangıç tarihinde denize elverişlilik belgesi, bağlama kütüğü ruhsatnamesi, tonlato belgesi v.s belgelere veya yürürlükte ki mevzuatın gerektirdiği belgelere sahip olması, sigorta dönemi boyunca geçerliliğini koruması şartıyla poliçenin geçerli olduğunun belirtildiğinden bahsedilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 1. ATM …/… Esas …/… Karar sayılı kararla görevli mahkemenin İzmir 5 ATM olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş ve bu karar 13.12.2021 tarihinde kesinleşerek ve davacının 12.10.2021 tarihli tahrik dilekçesiyle dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin 2022/27 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davalının yetki itirazı değerlendirildiğinde; poliçenin yapıldığı yerin İstanbul Büyükçekmece olduğu, sigortalının İstanbul / Şişli adresinde kayıtlı olduğu, yine olayın yani sigorta konusu içerisinde kaldığı belirtilen olayın Muğla /Fethiye’de olduğu, davalının iş merkezinin de İstanbul olup, somut olayda gerek davacı, gerek davalı, gerekse davalının acentesinin İzmir’de bulunmadığı,
Dava; sigorta sözleşmesine dayalı olarak sigortalı yatta meydana gelen hasar nedeniyle sigortalının sigortacıya karşı sigorta tazminatının tahsiline ilişkin açmış olduğu alacak davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
… nolu yat sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, enstitü yat klozu, incelenmiş, bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalı taraf süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili olduğunu belirttiği İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmiştir.
Somut olayda sigorta poliçesinin İstanbul Büyükçekmece de ki davalı sigorta şirketinin acentesi … aracılık hizmetleri vasıtasıyla 26.06.2020 tarihinde yapıldığı, sigortacının adresinin Maslak /İSTANBUL, acentenin acentesinin Büyükçekmece /İSTANBUL, sigortalının adresinin Şişli /İSTANBUL ve olayın meydana geldiği, rizikonun gerçekleştiği yerin ise Muğla /FETHİYE olduğu, rizikonun 22.02.2021 tarihinde yani sigorta kapsamı içerisindeyken meydana geldiği belirlenmiştir.
Davalı taraf da süresi içerisinde yetki itirazında bulunmuş olup, yetkili mahkemeyi de cevap dilekçesinde göstermiştir. yetki itirazının da incelenmesi gerekmektedir.
Davacı sigorta sözleşmesinin tarafı olup, tüzel kişi tacir sıfatıyla yine tüzel kişi tacir olan davalı sigorta şirketi ile … Yat Sigorta Poliçesi yapmıştır. Bu tip bir sözleşme nedeniyle olağan koşullarda davacı / sigortalının 6502 sayılı Tüketici Kanunu m. 3/k bendinde yer alan “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” olmaması halinde tüketici mahkemesi görevli olacaktır. Somut olayda davacı sigortalı ticari amaçlarla hareket eden tacir olduğundan görevli mahkeme mahkememizdir.
Genel olarak yetkili mahkeme HMK m. 6 da yer aldığı üzere davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olmaktadır. Ayrıca dava haksız fiilden kaynaklanmadığı için HMK m. 16 nın uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Yine sigorta sözleşmelerine ilişkin olarak HMK m. 15 de zarar sigortalarından doğan davalarda bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkin ise rizikonun gerçekleştiği yerde de davanın açılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı maddenin 3. Fıkrasında bu hükmün deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanamayacağı belirtilmiş olup, bu fıkranın gerekçede yer alan açıklamasında uygulanacak olan maddenin 1086 sayılı HUMK m. 19/3f da ki “bu madde bahri sigortalara şamil değildir” hükmünden alındığı belirtilmiştir. Ancak somut olayda davacının davalının İzmir’de bulunmadığı, riziko konusu olayın Fethiye’de gerçekleştiği, davalının da süresinde vermiş olduğu dilekçesiyle yetki itirazında HMK m. 6 ya dayanarak yetkili mahkemenin Çağlayan /İSTANBUL Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bildirdiği belirlenmiştir.
Sonuç olarak davanın yetkili mahkemede görülmesi gereklidir. Mahkememizce de davalının yetki itirazı yerinde görüldüğünden yetki itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle davalının yetki itirazının kabulüne ve davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazının kabul edilmesiyle HMK m.116/1-a gereğince yetkili mahkemenin İstanbul Deniz Ticaret ve Deniz Sigortalarına İlişkin Hukuk Davalarına Bakmakla Görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olması nedeniyle Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE karar vermek gerekmiştir (1)._______________________________
(1)Y. 11. HD Esas : 2014/18607 Karar : 2015/10745 Tarih : 20.10.2015
“Davacı vekili, müvekkil şirketin ticari faaliyetleri sonucunda ürettiği ürünlerin vereceği her türlü maddi ve manevi zararların giderilmesi için davalı şirket ile 28/09/2006 tarihinde “Ürün Sorumluluk Sigorta Poliçesi” yapıldığını, 01/02/2007 tarihinde üretimi yapılan teleskopun, dava dışı … Pet. Ürün. San ve Tic. Ltd. Şti.’ye verdiği zarardan dolayı adı geçen firmanın alacak davası açtığını, söz konusu davada 18.678,00 TL’nin faizi ve ferileri ile birlikte ödenmesine karar verildiğini ve dosya borcu olan 37.000,00 TL’nin icra dairesine ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenmek zorunda kalan bu bedelin poliçe kapsamında olduğunu, davalı şirkete ihtar yapılmasına rağmen ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, borçlunun icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ederek takibinin durmasına neden olduğunu ileri sürerek davalının yaptığı itirazın iptaline, takibinin devamına, davalının itirazının kötü niyetli olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, süresinde ihbar yapılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak da poliçenin “Teminat Hasar Vuku” esasıyla verildiğini, bu esasa göre düzenlenen poliçelerde hasar talebi yapıldığı tarihte poliçenin yürürlükte olmasının esas olduğunu, ayrıca talep edilen hasar miktarın teminat kapsamı dışında bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6762 sayılı TTK’nın 1292. maddesi ihbar için rizikonun gerçekleşmesinden itibaren 5 günlük süre belirlendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği tarihten itibaren bu beş günlük sürenin başlayacağı, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasının 14/10/2010 tarihinde karara çıktığı, temyiz edilmekle bu kararın 24/01/2012 tarihinde onandığı, davacıya 09/03/2012 tarihinde tebliğ edildiği, 23/03/2012 tarihinde tashihi karar yoluna gidildiği, tashihi karar talebinin 07/02/2013 tarihi itibarı ile reddedilerek bu tarih itibarı ile kesinleştiği, buna karşılık davacının bu tarihten önce 02/07/2012 tarihinde davalı sigortacıya ihtar çekerek bilgilendirdiği anlaşıldığından 5 günlük ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, yine zamanaşımı süresinin de 07/02/2013 tarihinden itibaren 5 günün sonrası 12/02/2013 tarihi itibarı başlayacağı, bu itibarla dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin de dolmadığı, davacının zararı sigorta şirketine 02/07/2012 tarihinde ihbar ettiği için yargılama giderleri ve ihbardan önce işleyen faizden davalının sorumlu olmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile takibin 18,678 TL asıl alacak 115 TL işlemiş faiz olmak üzere takibin 18.793 TL üzerinden devamına davalı itiraz etmekle takibin durmasına neden olduğundan alacağın %20’si olan 3.758,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, “Ürün Sorumluluk Sigorta Poliçesi”nden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı tarafından iki haftalık cevap süresi içinde 01/03/2013 tarihinde yapılan yetki itirazı, mahkemece kurulan ara kararla HMK’nın 15. maddesi uyarınca reddedilerek yukarıda anılan gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
Ancak, yukarıda ayrıntısı ifade edildiği üzere dava sorumluluk sigortasından kaynaklanmaktadır. Bu davalarda davacı, davayı HMK’nın 15. maddesinde bulunan ve kesin yetki niteliğinde olmayan özel yetki kuralı gereğince, tehlikenin doğduğu yer mahkemesinde açabilir. Somut olayda zarar, yani tehlike İstanbul’da meydana gelmiştir. Bunun yanında davacı, bu kesin yetki niteliğinde olmadığından davasını HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olan, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açabilir. Somut olayda davalı şirketin yerleşim yeri de İstanbul’dur. Bunların yanında HMK’nın 14. maddesinde de şubenin yaptığı işlemlerden dolayı merkezin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi, şubenin işlemlerinden dolayı şubenin bulunduğu yerde de dava açılabileceğine dair düzenleme bulunmakta ise de, somut olayda şube tarafından yapılan bir işlem mevcut olmadığından şubenin bulunduğu yer mahkemesi yetkili değildir.
Bu açıklamalar karşısında davacının davasını yetkili mahkemelerden birinde açmadığının anlaşılmış olmasına ve davalının süresinde yaptığı itirazında gösterdiği Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin de davalının yerleşim yeri itibariyle genel yetkili mahkeme olması karşısında, davalının yetki itirazının kabul edilerek dosyanın Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi yönünde yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,”
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
Davacının davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açmış olduğu sigorta sözleşmesine dayalı alacak / tazminat davasında davalının süresi içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmasıyla HMK m. 19’a göre ve HMK m. 116/1-a ve m. 117/1 gereğince ileri sürülen yetki itirazının kabul edilmesiyle yetkili mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirlendiğinden; Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Davanın yetki yönünden usulden reddine,
Kararın kesinleşmesiyle ve talep halinde; dosyanın yetkili İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK m. 331/2 bent gereği davanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde bu mahkemede karar verilmesine, aksi halde; (HMK m. 20/1-son cümle’ye göre) davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmemesi halinde Mahkememizce verilecek hükümle; gönderilmesi halinde ise; bu mahkemece verilecek hükmün kesinleşmesiyle (HMK m. 333 gereği) yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge, 5070 sayılı yasa uyarınca e-imza ile imzalanmıştır.