Emsal Mahkeme Kararı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/236 E. 2023/126 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/236
KARAR NO : 2023/126

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/03/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalı adına kayıtlı … plaka nolu aracın müvekkili sigorta şirketine 14.12.2019- 14.12.2020 tarihleri arasında … nolu Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Poliçesi ile sigortalandığını, 18.12.2019 tarihinde, …’ın sevk ve idaresindeki müvekkili sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın, … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda yapılan alkol ölçümünde sigortalı araç sürücüsü …’ın 1,83 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucunda düzenlenen ekspertiz raporu uyarınca … plakalı aracın trafik sigortacısı olan … Sigorta AŞ’ye araçta oluşan hasar bedeli için müvekkili şirket tarafından 27.03.2020 tarihinde 39.000,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davalı … Reklam Organizasyon Maz. Paz. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait sigortalı aracın …’ın 1,83 promil alkollü olarak kullanması sebebiyle davalı … Reklam Organizasyon Maz. Paz. İnş. San. Ve Tic. Ltdi Şti. Sigorta Poliçesi Genel Şartlarında bulunan hükümlere aykırı davranmış ve akde muhalefet etmiş, bu nedenle de müvekkili sigorta şirketi tarafından Trafik Sigorta Poliçesine istinaden ödenen tazminat bedelinin akde muhalefet eden davalı sigortalıdan tahsili gereği doğduğunu, 27.01.2022 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, alacağın sigorta hukukuna ilişkin hükümlere dayalı kanundan doğan bir ticari alacak niteliğinde bulunduğundan alacağın muaccel olduğu ödeme gününden itibaren avans faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle öncelikle davalı adına kayıtlı … plakalı aracın trafik kaydı üzerine kesin hükme kadar devam etmek üzere tedbir konulmasına, davanın kabulü ile, toplam 39.000,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 27.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve eklerinin davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalının davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER : Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, tescil belgesi ve sürücü belgesi, ödeme dekontları, faturalar, fotoğraflar, uzman bilirkişi incelemesi, yemin delillerine dayandığı görülmüştür. … plakalı aracın kaza tarihi olan 18/12/2019 tarihini kapsar ruhsat kayıtlarının Türkiye Noterler Birliği Başkanlığından getirtildiğinde sözkonusu aracın davalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür. … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan 18/12/2019 tarihini kapsar ZMSS poliçesi ile dava dışı … Sigorta AŞ ‘nin müracaatı üzerine oluşturulan hasar dosyasının davalı sigorta şirketinden getirtilmiştir. Davacı vekili tarafından hasarın dava dışı üçüncü kişiye ödendiğini gösterir ödeme dekontlarının onaylı örneklerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
… plaka sayılı aracın 18/12/2019 tarihi ve öncesinde karıştığı kaza veya kazalara ilişkin bilgi ve kayıtlar ile hasar dosyaları ile ilgili sigorta şirketlerinden getirtilmiştir. Davacının dosyaya celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben, 18.12.2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasının meydana gelmesinde tarafların veya dava dışı üçüncü kişilerin kusurlarının bulunup bulunmadığı, varsa eylemlerine isabet eden kusur oranlarının tespiti, dava dışı üçüncü kişinin aracında davaya konu trafik kazası sonucu hasar oluşup oluşmadığı, hasar gören kısımların kaza ile uyumlu olup olmadığı, oluşan hasara ilişkin onarım gideri (parça bedeli+ işçilik+ KDV) olarak belirlenmesi,aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin belirlenmesi,aracın sovtaj değerinin belirlenmesi,belirlenen bu değerlere göre aracın onarımının ekonomik olup olmadığı, davacı ZMMS sigortacısı tarafından ödenen hasar tazminatının ile belirlenen hasar tutarı ile uyumlu olup olmadığı, ödeme yapan davacı ZMMS sigortacısının, ZZMS Genel Şartlarının B.4. maddesindeki sigortalısı olan davalıya rücu şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti hususunda dava dosyası Sigorta Mevzuatından Kaynaklanan Nitelikli Hesaplamalar Bilirkişisi … ile Otomotiv Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde dosyaya sunulan 19/10/2022 tarihli raporda; kaza ile hasarın uyumlu olduğu, kazada tarafların kusur ve ihlallerinin tespiti ile kazada alkolün etkisi, kazanın salt alkolün etkisi ile meydana gelmediği bakımından dosyanın adli trafik listesinde bulunan bir bilirkişi ile nörolog bilirkişiye tevdii edilmesi gerektiği, tazminata konu zarar gören … plakalı aracın 18/12/2019 tarihli kazada hasar onarım bedelinin 24.754,91 TL yedek parça, 12.265,00 TL işçilik olmak üzere toplam 37.019,91 + KDV dahil 43.683,49 TL olduğu, davaya konu kazanın ve davacı sigorta şirketince kaza tarihi itibariyle geçerli trafik poliçesi teminat üst limiti dahilinde 27/03/2020 tarihinde yapmış olduğu 39.000,00 TL’lik ödemenin, gerçek zarar kapsamında makul, uygun ve davaya konu … nolu, 14/12/2019-14/12/2020 başlangıç bitiş tarihli poliçe teminatı ve süresi içerisinde kaldığı, Trafik Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi (d) fıkrasına göre, tazminatı gerektiren olay, işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş ve olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri gelmesi durumunda sigortacının sigortalıya rücu edebileceği, buna göre davalının alkollü oluşunun almış olduğu alkol oranının kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili ise davacı sigorta şirketinin ödediği tazminatı ödeme yaptığı tarihten itibaren zarar sorumlusu davalıdan rücuen talep edebileceği, münhasıran etkili olmadığı tespit edildiği takdirde ise sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı doğmayacağı şeklinde rapor edildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından davalı sigortalının araç sürücüsü dava dışı ….’ın dava dilekçesinde belirtilen 1.83 promil alkollü olduğuna dair alkol raporu/alkolü gösterir belgeyi dosyaya sunduğu görülmüştür. Alkol raporu/alkolü gösterir belgenin dosyaya celbi ile kazaya karışan tarafların kusur ve ihlallerinin tespiti, kazanın davalı sigortalının araç sürücüsü dava dışı ….’a aldığı alkol oranının doğrudan sonuca etkisinin bulunup bulunmadığı, olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının tespiti hususunda dava dosyası Trafik Bilirkişisi … ile Nöroloji Uzmanı Dr. …’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan 29/11/2022 tarihli raporda; … Plakalı Kamyonet Sürücüsü …’ ın; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 56. Maddesinin (c) bendindeki ”Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar. ”Kuralını ihlal ettiği; Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107. Maddesindeki “ Sürücüler, önlerinde giden araçları güvenli ve gerekli bir mesafeden takip etmek zorundadırlar. Bu mesafe, kendi araçlarının kilometre cinsinden saatteki hızının en az yarısı kadar metredir. Takip mesafesi, takip eden aracın 2 saniyede kat edeceği yol uzunluğu kadar da olabilir.48/5. Maddesinde belirtilen Madde 48. Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır. “ Kuralını ihlal ettiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun sürücülere ait asli kusurları düzenleyen 84. Maddesinin (d) bendindeki “Arkadan çarpma” kuralını ihlal ettiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde şahıs kaza sonrası yapılan ölçümde 1.83 promil alkollüdür. Şahıs kazanın oluşmasında tek yanlı etkendir. Yukarıdaki kaynakta da ayrıntılı olarak açıklandığı gibi 1.0 promil üzerinde alkollü olan şahıslar güvenli sürüş yeteneğini kaybetmektedir. Kazaya neden olabilecek ek bir etken de yoktur. Bu durumda bu kazanın …‘da saptanılan yüksek düzeydeki (1.83 promil) alkolün salt etkisi ile meydana geldiği tıbbi kanaatine varılmıştır.
2) … Plakalı Otomobil Sürücüsü ….” ın; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda herhangi bir kural ihlali tespit edilememiş olup kazanın meydana gelmesinde etken hareketi bulunmamaktadır şeklinde rapor edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME: Dava; trafik kazası nedeniyle dava dışı üçüncü kişinin aracında meydana gelen hasar zararının davacı ZMMS sigortacısı tarafından ödenmesi nedeniyle davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir. Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, davacı ZMMS şartlarına göre rücu şartlarının oluşması için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya baktığımızda; 18.12.2019 tarihinde davalıya ait olan davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın dava dışı sürücüsü ….’ın İzmir-Torbalı yolu üzerinde ilerlerken önünde aynı istikamette seyir halinde olan dava dışı sürücü ….’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobile arkadan çarpmasıyla trafik kazasının meydana geldiği, dosyada mevcut trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen rapora göre, dava dışı sürücüsü ….’ın dikkatsiz tedbirsiz ve özensiz davranarak önünde aynı yöne seyir halinde olan … plakalı otomobil ile arasında güvenli bir takip mesafesi bırakmayarak arkadan çarparak kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 56/c ,48/5 , 84/d ile Yönetmeliğin 107. maddesinde belirtilen kuralları ihlal ettiği, 34 BVT 878 plakalı otomobil sürücüsü ….’ ın ise sevk ve idaresindeki aracı ile kurallara uygun olarak seyrettiğinden kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kural ihlali yapmadığının rapor edildiği, meydana gelen kazada … plakalı araçta dosyada mevcut hasar uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre kaza ile hasarın uyumlu olduğu, hasar onarım bedelinin KDV dahil 43.683,49 TL olduğunun belirtildiği; davacı sigorta şirketinin trafik poliçesi teminatı ve süresi içinde davaya konu kaza nedeniyle kazaya karışan … plakalı araçta oluşan hasar için bu aracın kasko sigortalayanı dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye 27.03.2020 tarihinde 39.000 TL. maddi tazminat ödemesi yaptığı, davacı sigorta şirketinin zarar görene ödediği tazminatı değil, zarar görenin gerçek zararını zarar sorumlusundan rücuen talep edebileceği, davaya konu edilen ve rücuen tazmini talep edilen sigorta şirketi tarafından poliçe teminat üst limiti dahilinde ödenen 39,000 TL. hasar bedeli (zarar verilen şeyin eski hale gelmesi için gereken onarım için yedek parça ve işçilik hasarı) , gerçek zarar kalemi olarak trafik sigortası teminatı kapsamı dahilinde olduğu, … plakalı dava dışı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğundan Trafik Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi ( d) fıkrasında tazminatı gerektiren olay, işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş ve olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme, yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortalıya rücu edilebileceğinin ifade edildiği, Yargıtay’ın dava konusuyla bugüne kadar vermiş olduğu kökleşmiş kararlarına göre sigortalıya rücu için sigortalı araç sürücüsünün alkollü oluşunun kazanın meydana gelmesinde tek etken olması gerektiği, bir başka deyişle, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşunda asli tam kusurlu olması ve alkollü oluşunun kazanın meydana gelmesinde salt etkili olmasının gerektiği, dosyada mevcut nöroloji uzmanı doktor bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmeye göre, dava dışı sürücü ….’ın kaza sonrası yapılan ölçümde 1.83 promil alkollü olduğundan bu durumun kazanın oluşmasında tek yanlı etken olduğu, 1.0 promil üzerinde alkollü olan şahısların güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğini, kazaya neden olabilecek ek bir etkenin olmadığını, bu durumda bu kazanın dava dışı sürücü ….‘da saptanılan yüksek düzeydeki (1.83 promil ) alkolün salt etkisi ile meydana geldiği tıbbi kanaatine varıldığının belirtildiği, buna göre kazanın davacı tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan araç sürücüsünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında meydana gelmediğinin anlaşıldığından davacı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesinin yani akdi ilişkinin diğer yanı akidi davalı sigorta ettirene rücu için gerekli şartların oluştuğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile,39.000,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 27.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
39.000,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 27.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.664,09-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 666,03 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.998,06-TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 666,03-TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 3.265,50-TL tebligat, posta gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.023,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
16/02/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı